Mustafa Kemal Atatürk 1930'lu yıllarda hiç unutulmayacak sözlerinden birini söylemişti;
'Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim''
O 1930'lu yıllardan yüzyıllar öncesine gidelim. Helenik çağın filozofları ahlak konusunu ciddi biçimde işlemişlerdi. Başta Socrates ve Herakles olmak üzere Arıstotales ve diğerleri ''ahlak'' üzerinde çok tartışırlar ve çeşitli tavsiyelerde bulunurlardı.
Dünyanın yeni kurulmaya başladığı yıllardan beri ahlak bir tartışma ve eleştiri konusu olmuş, buna bütün ''Sevgi bilgeliği'' yani felsefe sahipleri gerçekten sahip çıkmışlardır.
Ahlak bir erdemdir.
Peki, erdem nedir?
Erdem, insanoğlunun inanç, mutluluk, vasıf gibi özverileri beyninde kalbinde toplamasıdır. Yani ahlakta bunlardan biridir. Bu vasıfları üzerinde bulundurmayan insana ahlaklı diyemeyiz.
O zaman kime ahlaklı diyebiliriz?
İlk yüzyıllarda ahlak sorusunda Helenik filozofların doğrultusunda giden Karl Max ve Nıetzsche dışında yine Alman bir filozof Emmanuel Kant ''ahlak'' konusunu bir başka deyişle ahlaka bağlı insan yani birey konusunu bir başka kavrama getirmiş ve bugünlere taşımıştır.
Toplumda ahlaklı insan konusu gün güne açılarak devam etmiş ve bugünlere gelmiştir.
Mesela Kuran-ı Kerimde ahlak konusu da ''Allah'' tarafından işlenmiştir. Allah ''Kıyamet'in gelme konusunda şöyle bir açıklama yapmıştır.
''Gün gelecek insanların birbirine hiç güveni kalmayacak. Herkes birbirinin arkasından yakın dostuna bile kötülük yapacak. İşte o gün bilin ki dünyanın sonu gelecektir
Ne acı değil mi?
Bugün her şeyde ahlak sorguluyoruz.
Futbolda bile.
Oysa bu dünya geçici bir yer.
Hepimiz misafiriz.
Bugün varız, yarın yokuz.
Mezarlıklar bile vazgeçilmeyenlerle dolu.
Oysa ahlaklı birer insan olarak yaşamak ve ölmek.
Ne kadar da mutluluk verici bir öge.
İnsanlar arasındaki iş kavgaları, arsa kavgaları, yer kavgaları, başarı kavgaları, varlık kavgaları ne kadar da ''boş''….
O yüzden bırakalım bu yersiz mücadeleyi ve inançlı olalım.
Erdemli olalım. Ve sonunda mutlu olalım. Bilin ki bu vasıflar bizi mutluluğa götürecektir.
Sizce değmez mi?
Hoşça kalın….