Bugün insandaki çok değerli olduğunu düşündüğüm bir duygudan bahsedeceğim sizlere... Yeni bilgiler edinme isteği, merak duygusu... Bu duygu bireylerin üretkenliklerini ortaya koyabilmesi için olmazsa olmaz. Eğitimde biliyorsunuz bireylerin sorgulayan, düşünen ve yaratıcı olmalarını teşvik edici yeni ve farklı programların uygulanmasına ihtiyaç var. Dünyadaki bütün ülkeler eğitim programlarını yeniliyorlar. 21. yüzyılla birlikte teknolojik gelişmelerde ülkeler arası yarış iyice hızlandı. Bu da gelişmiş ülkeleri bilime, mühendisliğe ve yenilikçiliğe yatırım yapmaya yönlendiriyor. Batıda bu konuda farklı yaklaşımlar var. Bunları yakından takip etmeye çalışıyorum. 1996'da yayımlanan National Science Education Standards kapsamında fen bilimlerinde hangi kazanımların nasıl öğretileceğine dair eyaletlere ve okullara yön veren bir öğretim programı çok meşhur. Bu program hem ABD'de hem de dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinde büyük bir karşılık buluyor. Bu programın amacı öğrencilere sınıflarında sorgulamaya ve araştırmaya dayalı bir öğrenme tecrübesi yaşatmaktır.
STEM eğitimi, öğrencilerin problemlere disiplinler arası bakış açısıyla bakmasını, bütüncül bir eğitim yaklaşımıyla bilgi ve beceri kazanmasını hedefliyor. Proje Tabanlı Öğrenme ile aynı argümanları kullanan bir eğitim yaklaşımı... Finlandiya Eğitim Sistemi ile ilgili yazımı okuyanlar hemen hatırlayacaklar. Finlandiya artık süreç içinde disiplinler arası bir yaklaşımı esas alan bir eğitim programına geçişe hazırlanıyor.
STEM'de de disiplinler bir araya getiriliyor; kaliteli öğrenme, var olan bilgiyi günlük hayatta kullanma, yaşam becerilerini artırma, üst düzey ve eleştirel düşünmeyi kapsayan bir eğitim olarak düşünün STEM'i... Burada öğrenci; öğrenme olayının bir parçası olmaktan öte, öğrenme olayını tüm aşamalarıyla yaşayan, planlayan, soruları oluşturan ve çözümlerini geliştiren ana öğesidir. STEM eğitiminde öğrenciler, zihinlerinde tasarladıklarını üretebilir ve öğrendiklerini farklı problemlere taşıyabilir. STEM eğitimi ile ilgili yapılan çalışmalar; Fen,Teknoloji, Mühendislik ve Matematik alanındaki teorik bilgilerin uygulama ve ürüne dönüştürülmesine olanak tanıyor. Bireyin üretkenliğinin sağlanabilmesi için “merak” duygusu ve uygun öğretim programı, uygun model ile olabiliyor. Teknoloji tabanlı eğitimin kaçınılmaz olduğu günümüzde, modern yaklaşımlara ihtiyaç var. Artık, kalemi, tebeşiri eline alıp; konu anlatan, not tutturan öğretmenlik devri kapandı. İçinde bulunduğumuz çağ, bireylerden üretici ve buluşçu; buluş yapabilmesi için
Biraz incelediğimizde STEM eğitiminin evrensel okur-yazarlık becerilerine odaklandığını görürüz. Bunu birçok konunun uzmanı araştırmacı da fark etmiştir. Bu beceriler yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme, problem çözme ve işbirlikçi çalışma olarak sıralanabilir. Proje Tabanlı Öğrenmede de e Twinning Projelerinde de aynı evrensel argümanları kullanıyoruz. Öğrencilerin bu becerileri kazanması gerekir. STEM için bu bağlamda, öğretmenlerin rolü öğrencilere Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik derslerinde teorik bilgileri vermek değil, yol göstericilik yaparak öğrencileri üst düzey düşünme, ürün geliştirme, buluş ve inovasyon yapabilme seviyesine ulaştırmaktır. Bunu yaparken de eğitim sistemi hatta eğitim ortamı demeliyiz belki, içinde öğrencinin hata yapmaktan korkmadığı bir demokratik ortam olarak düzenlenmeli. Bireylerin özgüvenlerini geliştirecek ortamlar sağlanması Öğretmen öğrenciyi yapamadığı yerde teşvik etmeli, beklenen sonuca ulaştığında ise sonucun daha iyisinin yapabilmesi için öğrenciye gerekli teşvik ve olanakları sağlamalıdır. Böylece öğrenciye gelişimin sürekli olduğuna dair felsefe kazandırılmış olur ki, bu bütün disiplinlerde bir yaklaşım olarak kullanılabilir.
Hoşçakalın.