Silivri Belediyesi 2016 Şubat söyleşileri kapsamında 4 Şubat 2016 tarihinde “Anayurtta Öksüz” adlı kitabın yazarı Ahmet Salih Sülüşoğlu ağırlandı. Renk Yolu Kimya firma sahibi, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu-TÜRKONFED Yönetim Kurulu üyesi ve Silivri Kadın Girişimciler Derneği Başkanı, Aynur Süleymanoğlu'nun babası olan Ahmet Salih Sülüşoğlu'na söyleşi öncesi doğum günü sürprizi yapılarak 80. yaş günü kutlandı.
Silivri Belediyesi Yaşar Kemal Sergi Salonu'nda gerçekleştirilen söyleşiye Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Has, Belediye Meclis Üyeleri Saadet Gencoğlu ve Süheyl Kırkıcı, hayırsever iş adamı Adem ve Şule Ünal, Silivri Sanayi Kooperatif Başkanı Ercan Çalışkan, Silivri Kadın Girişimciler Derneği üyeleri, Silivri Rotary Kulübü Üyeleri, Silivri Sanayici ve İş Adamları Üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
SÜLÜŞOĞLU: ANAYURTTA ÖKSÜZ KALMANIN SEBEP VE NEDENLERİ GENÇLERE ANLATILMALI
Bölgemiz iş adamlarından Mustafa Balıkoğlu'nun editörlüğünde, Ayser Ali'nin baskı hazırlığında Ahmet Salih Sülüşoğlu'nun emekleriyle ortaya çıkan “Anayurtta Öksüz” kitabının amacı 21. Yüzyılın ilk yıllarında doğmuş, büyüyüp yetişecek olan nesillere ve daha önceleri değişik yıllarda Anavatan'a göç etmiş veya ettirilmiş soydaşlara anayurtta öksüz kalmanın sebep ve nedenlerini anlatmak olarak açıklandı. Sülüşoğlu, Osmanlı idaresinde 483 yıl kalmış, 14 kuşak yaşamış neslin kemiklerinin Rumeli topraklarında yattığını, Osmanlı'nın son dönemine kadar bu topraklarda inşa etmiş olduğu birçok tarihi eser oraların anayurtlarının olduğunu kanıtladığını dile getirdi. Rus-Osmanlı savaşlarının nedenlerini de, keza Kuzey Bulgaristan'ın kalesi olan Plevne'nin Gazi Osman Paşa tarafından kahramanca savunulması yine ayrı bir kanıt olduğunu savundu. Ahmet Sülüşoğlu, bunun için Gazi Osman Paşa'yı daha yakından tanımak ve bu bilgileri genç beyinlere aktarmak gerektiğini dile getirdi. Rus-Osmanlı savaşı sona ermeden, birçok soydaşın kurtuluşu Anavatana kaçmakta bulduğunu, savaş sonunda gerçekleşen Berlin Kongresi, vicdanlara çok ağır yükler yükleyen o göçleri çok güzel tezahür etmekte olduğunu belirtti.
Sülüşoğlu, Deliorman, Gerlova ve Dobruca'da yaşayan soydaşların örf ve adetlerini Doğup Büyüdüğü köy olan Podayva'yı (Topayva) örnek alarak anlattı. Balkan Harbi, Birinci Cihan Harbi ve İkinci Cihan Harbi sırasında insanların siyasi baskılara maruz kalmalarını, yoksulluklarını ve genel olarak yaşadıkları mağduriyeti paylaştı. İkinci Cihan Harbi sonuna kadar Türk nüfusunun geçimini ziraattan sağladığı için hemen hemen tamamının köylerde yaşadığını anlatan yazar, son Cihan Harbinden sonra Bulgaristan, Komünist Rusya'nın etkisi ve idaresi altında kaldığını, bu rejim idaresinde Türk azınlıkların derin bir nefes aldığını ancak bunun uzun sürmediğini, 1960-1961 eğitim öğretim yılında Türk okullarının kapatıldığını aktardı. Sosyalist idarenin, memlekette yaşayan tüm Müslümanları adım adım asimilasyona zorlamaya başladığını paylaşan Sülüşoğlu, aile büyüklerinin nasıl kapatıldığını bizzat yaşayan biri olarak anlattı. Asimilasyona rağmen insanların örf, adet ve dini geleneklerini sürdürdüklerini dile getiren yazar, 1989 yılındaki zorunlu göçe de değindi. Zorunlu göçten bugüne kadar Bulgaristan'da olan bitenleri iyice kavrayabilmek için dört köy ortasında bulunan tarihi ve turistik bir yer olan Çeşme Kulağı denen bölgeyi tanımak ve incelemek gerektiğini savundu. İnsanlığın yaşamış olduğu, tarifi imkansız olaylar, arkeolojik kazılar yapılmadıkça gerçek bilgilerin sır olarak kalmaya devam edeceğini söyledi.
Sülüşoğlu, konuşmasına kitabın hazırlanmasında emeği geçen Mustafa Balıkoğlu ve Ayser Ali ile söyleşiye katılan konuklara teşekkür etti.
IŞIKLAR: TÜRKLER KADAR İZ BIRAKAN BAŞKA MİLLET YOKTUR
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, günün anısına kendisine çiçek ve belediye logolu hediyesini takdim ederek, verdiği bilgiler için teşekkür etti. Işıklar, şöyle konuştu: “Öncelikle Ahmet Salih Sülüşoğlu'na ve Aynur hanıma çok teşekkür ediyorum. Kitap henüz basılmadan benimle paylaşılmıştı ben de çok memnun olmuştum. Osmanlı dönemi uzmanlık alanımız. Bu coğrafyanın ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Osmanlı'nın iskan politikaları, Balkanlar'daki durum, göçler hepsi gözümün önünden geçti. İskan politikalarının hiçbiri tesadüf değil, çok önemli kayıtlar yapılmış. Adaleti, eşitliği, insan sevgisini o coğrafyada yer etmiş, taşımış. Ahmet bey, çok güzel anlattı, bizi o dönemlere götürdü. Bir başka millet yoktur ki dünyada Türkler kadar izler bıraksın. Bu coğrafyada öyle izler var.
“İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE O TARİH BİZİM TARİHİMİZ”
Aslına bakarsanız üniversite ziyaretimde Mütevelli Heyeti Başkanı Türk tarihini yeniden yazmak için bir kurul oluşturduğunu söyledi. Büyük bir heyecan duydum. Balkanlarda yaşananlar üzerinden de giderek Osmanlı tarihinin yeniden yazılmasına çok büyük ihtiyaç var. Orada biz savaşı kaybettik. Onlar güçlüydü. Bunu kabullenmek lazım. İyisiyle kötüsüyle o tarih bizim tarihimiz. Ayastefanus Antlaşması 1878 yılından sonra yaşananlar Osmanlı için bir dramdır.
“TARİHİMİZİ DEĞİŞTİRME ŞANSIMIZ YOK AMAGELECEĞİMİZ ELİMİZDE”
Ama o yıllarda olup bitenleri okumuyoruz, sadece bir savaştan ibaret olduğunu düşünüyoruz. Yenildik geri çekildik deniyor. Ahmet ağabey anlattı neden kaybetmişiz, gelenek göreneklerimizi devam ettirememiş, değerlerimizi yaşatamamış, okumamış, eğitimi ıskalamışız. Avrupa'da yaşanan Rönesans'ı, reformu, 1640'tan sonra yaşanan aydınlanma devrini hep ıskalamışız. Ne anlama geldiğini hep anlamamışız. Bundan 200 sene önce dindeki reformu Avrupa yaşamış. Biz bugün bunun mücadelesini veriyoruz. Tarihimizi değiştirme şansımız yok ama bu dinle aydın, çağdaş ve modern geleceğimizi beraber kurmamız mümkün. Tarihimizle yüzleşeceğiz. Bize çok güzel ve canlı örneğini anlattığınız için çok teşekkür ederim.”
SÜLEYMANOĞLU, TEŞEKKÜR ETTİ
Işıklar, kitabın yayınlanmasında emeği geçen Mustafa Balıkoğlu ve Aynur Süleymanoğlu'na da teşekkür ederek çiçek sundu. Süleymanoğlu, “Bu platformda bu salonda çok konuşmalar yapıldı ama bugünkü kadar hiç heyecanlı olmadım. Bu güzel heyecanı bize yaşattığınız için çok teşekkür ediyorum. Babama ayrıca teşekkür ediyorum. İyi ki doğmuş, iyi ki var, iyi ki benim babamsın.”
Söyleşi sonunda Ahmet Salih Sülüşoğlu, kitabını imzaladı.
Renginar SALİ