Yargıya da intikal etmiş bir Taksim düzenlemesi aylardır kamuoyunu meşgul ediyordu. Konuya duyarlı bir çok insan da "alanı talancılardan korumak için” Taksim’de nöbet tutuyormuş, deniyordu günlerdir. Ve, aldığım duyuma göre nöbet işi devam ediyordu. Akşam haberlerini izleyemedim. O nedenle, meraktayım...
Sabah erkenden haber kanallarını açtım…
O ne ?.
Polis tekrar şafak operasyonu yapıyor…
Ortalık toz duman…
Televizyon muhabiri biber gazının ortasında kalmış, bağlantı kurulduğu halde, konuşamıyor…
Tıpkı…
Mısır’ın "Tahrir Meydanı” …
Ya da …
Suriye haberlerini verirken ekrana yansıtılan o bildik görüntüler…
İnanın…
Televizyonun sesini kıs, bu görüntülerden kimse burasının İstanbul olduğunu düşünemez…
Sahile iniyorum önüne gelen ekrandaki bu görüntülerden bahsediyor. Silivri’den de bir çok gencin orada olduğunu ilk defa onlardan duyuyorum...
İnsanlar görüyor. Duyuyor ama yine de basından, siyasilerden bilgi alsın istiyor…
***
Bir gün sonra …
Yine , ayni görüntüler …
Bu arada... Başbakan ve Bakanları ayni kalıptan çıkmış konu ile ilgili demeçler veriyor…
Ardından…
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanının demeci…
Ve… Bu yılki 1 Mayıs olayları sonrası vermiş olduğu o bildik demeçleriyle Devletin Valisi değil de AKP’nin valisi görünümünde ki, vali beyin demeci…
Ve, İstanbul Emniyet Müdürünün bilinen sözleri…
Veee…
Polislerin davranışları …
Hepsini alt alta topla "nerede yaşadığımızı” çıkarabilirsiniz. ..
Ve…
Bu görüntüler …
Etrafa dalga ,dalga yayılma tehlikesi olan görüntüler…
Efendim…
"Topçu kışlası” içine " AVM” değil "gezi alanı” oluşturulacakmış…
Kimi kandırıyorsunuz ?.
Orada nöbet tutanların büyük çoğunluğu, Mimar, Mühendis ve Şehir Plancısı ve ya çevre konusunda konunun uzmanı kişiler…
Nitekim …
Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı veriyor …
***
Olayların öncesine bakalım…
Reyhanlı saldırısında "52” kişi ölmüş. Failleri ortada yok. Bir sürü uyduruk haberlerle olay örtbas etmek isteniyor. Haber kirliliği tavan yapmış…
Başbakan avazı çıktığı kadar bağırarak muhalefeti suçluyor…
Suriye ve Irak sınırı biraz da göz yumularak kevgire dönmüş. Kimin girip çıktığı belli değil. Uluslararası planda yalnızlığa terk edilmiş bir ülke konumuna gelinmiş…
Ne yaptığını bilmeyen bir iktidar diyeceğim ama diyemiyorum , çünkü, biliyor...
"O nedenle …
"Gizli ajandası olan bir iktidar.” diyorum…
Neden diyorum ?.
Birkaç gün önce…
O meşhur "3 . köprü temel atma töreni görüntülerini hatırlayın ...
Orada …
O tören etkinliğinde "Cumhuriyetle ilgili bir simge aklınızda kaldı mı ?...
Keza…
Daha sonrasında "içki yasakları” ile söyleme bakın...
Sayın Başbakanın, verdiği referanslara dikkat edin…
Sanki Türkiye Cumhuriyeti Devletinde değil de, başka bir ülkede, başka bir yönetim şekli ile yaşıyoruz…
***
Ekranda TAKSİM görüntülerine devam …
Gazetemin ilk sayfasından …
Bir fotoğraf…
Fotoğraf karesi içinde İBB Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Valisi H.Avni Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın…
Bu üç kişi …
Hiç bu kadar çirkin görünmemişti gözüme …
Ve... Yaralı bir çok insan görüntülü diğer fotoğraflarda...
***
Başbakanın olayla ilgili değerlendirmesi…
Bakanların konuşmaları…
Valinin olaya bakışı… Bütün bunları…
Gözleyen ve izleyen bir yurttaş olarak …
Ürküyorum… Sanki …
İşgal altındayız… Onlar da işgalciler…
Başbakan da işgal kuvvetleri komutanı…
Düşünüyorum da…
Onun bu tavrını yadırgamamak lazım. ..
Başka türlüsü olamaz..
Aldığı siyasi eğitimin sonucu bu davranışlar…
Tarihi eserlere bakışı "birkaç çanak çömlek” …
Güzel sanatlara "ucube” diyen bir insandan farklı bir davranış beklenemez…
***
Yıl 1963…
Kıbrıs kan gölü…
Rumlar, Türk tarafına saldırıyor. Soydaşlarımız anlaşmalara dayanarak Hükümetimizden yardım istiyor. Diplomatik kanallar çalışıyor ama kan durmuyor.
Ülkede…
İnsanlar rahatsız… O nedenle…
Zamanın Üniversite ve liseleri …
Zamanın iktidarı , harekete geçsin istiyor…
İçinde ben de varım…
Vefa Lisesinden katılıyoruz…
Bu ilk yürüyüşüm...
Sloganımız "Ya Taksim, Ya Ölüm” ...
Sultanahmet Meydanında toplanıyoruz …
Oradan İstanbul Üniversitesi Bahçesine geçiliyor... Kısa konuşmalar sonrası, dağılıyoruz…
Ardından…
Zamanın Hükümeti, Kıbrıs semalarına birkaç uçak gönderiyor. Olaylar duruyor …
***
Ve…
1 Mayıs 1977 …
O gün de … Oradaydık…
Yani… Taksim’de…
Selam olsun…
Taksimi gözü gibi kollamak isteyenlere...
Selam olsun
Demokrasi mücadelesi verenlere…
KÜLTÜR MESELESİ
Partilerin iç düzenlemeleri başlaması yakındır…
Kıyamet o zaman kopacak…
İlk önce Belediye Başkan adayları ve Belediye Meclis üyeleri belirlenecek…
Peki …
Nasıl belirlenecek ?.
Ön seçimmiş…
Kimler yapacak ?.
Üyeler mi ?. Delegeler mi ?.
Yoksa… Kamuoyu yoklamasıyla mı ?.
Veya…
Merkez yoklamasıyla mı ?.
Peki… Üye yazımı…
Delege seçimi…
Sağlıklı mı ?.
Bütün bunları düşününce…
Hangi parti olursa olsun…
Çok adayın olduğu yerde …
Aday belirlenirken… Mutlaka…
Küsme olur... Kırılma olur…
Ama az… Ama çok…
Demem… Demokrasi …
Kültür işi… Kişi …
Aile de… Yaşamamışsa …
Okulda … Yaşamamışsa…
İş yerinde… Görmemişse…
Siyasi partisinde sözden öteye geçmemişse…
Nasıl olacak ?.
BİR ÖLÜM ÜZERİNE
Şinasi Günaydın vefat etti …
Mali Müşavir…
Başka?. Silivrispor Kulübün kurumlaşması için uğraşmış…
Başka ?. Ayni kulüpte oynamış
Başka ?.Siyasete girmiş… Siyasi Partilerde çalışmış…
Başka ?.Silivri Belediye Meclis Üyeliği yapmış…
Başka ?. Muhasebe Mesleğinin kurumlaşması için ilk harçı koyanlardan…
Bu dost insan, Silivri’nin henüz küçük bir sahil kasabası olduğu günlerden tanıdığım biri. Hep içinde oldu siyasetin. Bilhassa , yerel seçim zamanı, etkisi inkar edilemeyecek biriydi …
Nur içinde yatsın…
YERİNDEN YÖNETİM
Sahilde gezenler bilir…
Bilhassa Boğluca Deresinin denize birleştiği yer…
Haftalardır… İnanılmaz pis kokuyor…
Kimi patlak deniyor… Kimi… Sızma ...
Başkası değil…
İSKİ Müdahale edecek …
Ama… Etmiyor... Kişi… Köyden arıyor…
Giderler tıkanmış evi lağım kokusu sarmış …
İSKİ görevlisi telefonu bile açmıyor…
Aradan kaç gün geçiyor bilinmez…
Olaya anca müdahale ediliyor…
Peki... Çare ?. Efendim... "Yerinden yönetim”
Kaç defa tekrarlanacak…
ARSA-TARLA VE ARAZİ
Hafta içinde Belediye Meclis salonunda , İstanbul Mal Müdürlüğünden gelen bir görevli ve tüm mahalle muhtarları. Birlikte metre kare fiyatlar belirlendi. Bu neye yarar derseniz.Hemen açıklayayım. Birincisi, alım,satımlarda harca konu olacak taban rakam. İkincisi, emlak vergisi beyannameleri yapılırken emlak beyanına konu olacak arsa bedeli…
BİTMEYEN SENFONİ
"Tapusuz köyler” meselesi…
Kim bilir kaç defa yazdım…
2/B’ler içinde öyle…
Ama… Sorumlularından TIS yok…
Bir kısım … Tapusu iptal olmuş yerler vardı…
Onlar için… "tamam” dendi…
Müracaatlar yapıldı…
Mesele… Halloldu zannettik…
Duydum ki … Onlar içinde…
Bu güne kadar gelişme yok…
Yani… İnsanlar... Henüz tapularına kavuşmamış…
Peki… Beyler…
Ne mazeret uyduracaksınız ?.
***
Şimdi… Buradan…
AKP’nin her kademesindeki yöneticilerine tekrar sesleniyorum…
Beyler !. Efendiler !. Tam (11) yıldır iktidardasınız.
Hem de… Tek başınıza …
Hem de… Ezici çoğunlukla…
Bir gece de Anayasa’yı bile değiştiriyorsunuz isterseniz... Gerçekten… Merak ediyorum…
Sayalar’a ,Danamandra’ya ve Çayırdere’ye yolunuz düşünce …
Ne diyeceksiniz ?.
GÖZÜME SOKARCASINA
Mesele …
İçki meselesi değil…
Bunu adı …
Kişilerin yaşam alanına müdahaledir bu ….
Hiç kıvırmayın !.
O laflar Başbakanın ağzından kaçmadı…
Bilerek ve isteyerek söyledi…
Çünkü… Mızrak çuvala sığmaz oldu…
Saklamanın anlamı da yok…
Gözümüze sokarcasına yapıyorlar kafalarının içindekileri…
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
"Alkol düzenlemesi içeren yasa hiç kimsenin hayat tarzına bir müdahale değildir. Çünkü bu düzenleme alkol yasağı getiren bir düzenleme değildir.”
(Bekir Bozdağ / Başbakan Yardımcısı)