Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ın, Türkiye Cumhuriyetini ifade eden T C ibarelerini yapılan düzenleme çalışmaları kapsamında bina ve muhtelif yerlerdeki tabelalara eklenmesi konusu geçtiğimiz haftanın en önemli olayı olarak akıllara kazındı. Ne kadar küçük bir hareket ile ne kadar büyük bir etki! Toplumsal duyarlılıkların bam tellerini bu denli sadelik ve zarafetle yakalamak, üstelik de ilk günlerin, yeni başlangıçların yoğunluğu içinde ihtiyaç duyulan beklentilere ışık tutmak; tek kelime ile olağanüstü!
Yılmaz giderek daha çok; Silivri'nin tam da bu zamanda, ihtiyacı olan, beklediği, istediği ne varsa hepsi bir vücut ve kişide olabildiğince ve alabildiğince karşılık bulmuş hissiyatı yaratıyor!
Kişilik asabiyle ezeli muhalif olan bir arkadaşımla karşılaştık geçtiğimiz günler sahilde. ‘Yeni Başkan nasıl?' diye sordu dinledikten sonra söylediklerim kendi de katıldı; “Çok ılımlı, mantıklı hareket ediyor” diye. Gölgesiyle sabaha kadar tartışabilecek kişiliği bir kenara siyaseten de zıt kutuplarda yer alıyorlar. Yılmaz seçimlerden önce “Bana en çok kendi partililerim kızacak” derken, diğer siyasi anlayıştaki insanlar tarafından bile bu denli kabul görmesi kendi tabanına ilk etapta tuhaf gelir, eserleri ile övünmeye başladıklarında hakkı olan memnuniyet daha da yerleşir Silivri'de her alana : ) Mutlu bir azınlığı (sadece MHP) mutsuz bir çoğunluğa savunmanın hiçbir esprisi yok! Azınlık mutluluğundan (MHP), çoğunluğun mutsuz olmaması için rahatlıkla ve de uzun vadede çok kazançlı çıkarak pek ala bugün fedakârlık edebilir! Bunu ‘MHP'liyim' diyen anlamazsa, korkarım başka da hiç kimseden anlamasını bekleyemeyiz!
“Zaten AK Parti ve MHP'den sebep kalktı T C ibaresi” eleştirisini yapanlara hak veriyorum; tam olarak ve özellikle de buna rağmen MHP'li ve AK Parti'nin desteklediği bir siyasi figürün, belediye başkanı olduktan sonra geri getirmesini de onların hak ettiği şekilde takdir etmesini bekleyerek!
Yengecin büyüme hikâyesi!
Kayalıklarda arkadaşlarıyla birlikte yaşayan yengeç Grasper, bir gün kabuğunun ayrıldığını anlar ve endişelenir. Arkadaşları ona, endişelenmemesi gerektiğini, kabuk değiştirdiğini söylerler. ‘Yeni bir kabuk oluşturuncaya kadar korumasızsın' derler. ‘Kabuğunun sertleşme sürecinde, içinde farklı sesler ve istekler de yükselecek. Sana şimdiye kadar yaşadığın bu yerleri terk etmeni söyleyen sesler de duyacaksın. O sesleri dinleme' diye de uyarırlar…
Bir süre sonra Grasper, o sesleri duymaya başlar. Arkadaşlarının uyarılarına rağmen içindeki sesin peşine düşerek; yaşadığı/tanıdığı dünyanın dışını keşfetmeye karar verir ve yola çıkar. Kayalıkları aşan Grasper, olağanüstü bir görüntüyle karşılaşır. Hayranlıkla yeni yerlere bakarken kayalıktan dev gibi bir yengecin çıktığını ve kendisine doğru geldiğini fark eder. Bu, Grasper'in gördüğü en büyük yengeçtir. Yaşadığı yerdeki yengeçler, kendisi gibi küçüktür çünkü… Dev yengece nasıl bu kadar büyüyebildiğini sorar. Dev yengeç, gelişmeye, kabuk değiştirmeye devam ettiği, bildiği hayattan ve benlikten vazgeçmeye izin verdiği takdirde aynı şeyi onun da yaşayacağını anlatır. Grasper'e, “Bir yengeç içinde yaşadığı dünya kadar geniş ve yüreği kadar büyük olur” der. Grasper, bu sözlere çok şaşırır. Ona her zaman, bu dünyada güvende olabilmek için sert bir kabuğa ve sert bir yüreğe sahip olması gerektiği öğretilmiştir. Dev yengeçle birlikte kendi potansiyeline ulaşmak ve dev bir yengeç olabilmek için ufkunu genişletmesi gerektiğini anlamaya başlar. Grasper, yüreğinin yumuşaklığını korumak zorunda olduğunu, çünkü sert bir kalbin büyümesine imkân olmadığını da anlamıştır artık. Yengeç Grasper'e artık sadece hayatta kalmak yetmeyecektir. Kendisini keşfetmek ve gerçekleştirmek üzere yola çıkar.
İyi haftalar herkese!
iki donem yani 10 senedir TC ibaresini chp iktidarinda niye koymadiniz.10senedir ozcan isiklar belediye baskani degilmiydi.Simdi iktidardan dusunce yapilan guzel islere hemen muhalefet ve kucumseme.Sizin birlik ve beraberlik anlayisiniz herhalde bu kadar.