Tanrıyaşükür: Devlet tesisleştirmeyi özendirmeli

Tanrıyaşükür: Devlet tesisleştirmeyi özendirmeli

26.02.2018 09:40:34

Tanrıyaşükür şöyle dedi “Geçmişten bugüne kadar gelen uygulamalar neticesinde Süper Amatör Kümedeki takım sayısının fazla olduğu bir gerçektir. Bunu düşürebilmek için gerekli planları önümüzdeki sezon için düşünüyoruz” dedi.

TFF İstanbul İl Başkanı Ali Tanrıyaşükür özellikle son haftalarda sahalarda artan olayların kendilerini üzdüğünü, bazı konuların da kulüpler tarafından yanlış bilindiğini, hakem atamaları ve verilen cezalar konusunda İstanbul Futbol Başkanlığının değil son sözü İl Disiplin Kurulu ile İl Hakem Kurulunun verdiğini söyledi.
Tanrıyaşükür “Geçen hafta oynanan, yarım kalan maçlarda var. Bu maçlar hakkında TFF karar veriyor. Hakeme ve rakibe yapılan darp olayları bizleri son derece üzmektedir. Her ne kadar ceza heyetine sevk etsek de şunun altını çizmek istiyorum: kulüplerimiz tertip komitesinin ya da amatör federasyonun bütün bu konularla ilgili karar verdiğini zannederek bütün husumetini İl Başkanlığına ve Amatör Federasyona yapıyor. Hâlbuki bu işlerle ilgili hakemleri İl Hakem Kurulu atıyor. Federasyon atamıyor. Disiplin kararlarını İl Disiplin Kurulları veriyor. Kulüpler bunun bilincine erişmeli. Kendilerini kimin yönettiğini bilmeli.” İfadesini kullandı.

“BİZLER DE SAHALARI BELİREMEKTE GÜÇLÜK ÇEKİYORUZ”
Bugün yapılan tertip komitesi toplantısına da değinen Tanrıyaşükür “Bu toplantılarda en önemli husus Play Off müsabakalarının sahaları ile ilgili. Çıkma mücadelesi veren takımlar büyük heyecan içinde. Ancak belirlenen sahalarda her takım oynamış olacak bu turnuva sonuna kadar. Müsabakaları statlara verirken her iki takımın da eşit şartlarda olmasına dikkat ediyoruz. Ama öyle takımlarımız oynuyor ki bu maçları bazı takımlar Anadolu yakasında mücadele ettiği için ortak sahalar Selimiye ya da Paşabahçe olabiliyor. Fakat burada da bir sorun var. Bunu da bilmek zorunda spor kamuoyu. Biz maçı Paşabahçe'ye veriyoruz. O takımın veya diğer takımın Beykoz kulüpleriyle sorunları olduğunu ifade ederek burada müşteki olduklarını ifade ediyorlar. Yani takımlar birbirleriyle yaşadıkları sorunlardan dolayı bizler de sahaları belirlemekte güçlük çekiyoruz. Şimdi böyle bir sorunun çözümü nasıl olacaktır? Bu konuda da bir bütünlük içinde hareket ederek en sağlıklı kararı vermeye, turnuvanın da sağlıklı bir şekilde ilerlemesi adına her konuda ince eleyip sık dokuyoruz.” Şeklinde konuştu.

“BİZ İL SAĞLIK KURULU DEĞİLİZ”
Sağlık görevlileri konusunda yaşanan sorunların kendi kulaklarına da geldiğini ifade eden Tanrıyaşükür sağlık konusunu 3 sene verilen mücadele sonrasında bakanlar kurulu kararıyla çözüme kavuşturduklarını, bu konuda sağlıkçı yetiştirmek için de kurslar açtıklarını belirterek şöyle dedi “Sağlıkçı konusu 3 sene mücadele verilmiş, hakikaten çok zor bir konuydu. Ancak bu konuda genel başkanımız Bakanlar Kurulu kararıyla bunu meclisten geçirerek yasal bir düzenleme haline getirmiştir. Bu zaten sağlıkçıların atanması ile ilgili bir mücadeleydi. Biz şimdi İl Sağlık Kurulu değiliz. Ve biz Federasyon olarak ayrıca bir personel oluşumunda sağlıkçı ile ilgili yardımcı olmak maksadıyla kurslar açtık. Yasal kurs açtırarak bu insanlara eğitim verdirdik. Bu arkadaşların birçoğu antrenörmüş haberimiz yok tabi. Bunlar ücretsiz eğitim gördüklerinden bu fırsatı kendi lehlerine çevirerek bu görevi yapmaktadırlar. Ve buna binaen de bu kadrolaşmayı yoldan geçen adama veremeyeceğimize göre yetişmiş personel bulmakta da güçlük çekiyoruz. Bu çağrımı yineliyorum. Kulüpler Birliği başkanlarına bölgenizde sağlıklı olabilecek arkadaşlar var ise eğitim almak koşulu ile veya bir sağlık ocağında personel ise bunları bize yönlendirmelerini rica ediyoruz. Ve bu durumdan bizler de zorluk çekiyoruz. İkinci bir olay da yeterli eleman olmadığı için sahalara atadığımız elimizdeki elemanların bazılarının atanmış olduğu görev yerlerine gitmediklerini biz de üzüntü ile takip ediyoruz. Burada elimizden gelen şu olacaktır. Biz hala ısrarla sağlıkçı olacak arkadaşlarımızı davet ediyoruz. Ve sahaların tamamına sağlıkçı verilmesi konusunda çaba sarf ediyoruz. Tabi bunun bir başka boyutu da saha komiserleri derneği gibi dernekleşme imkânı oluşturabilirsek Federasyonumuzun üstünden bu yük kalkmış olacak. Ve saha komiserleri dernekleri gibi faal bir çalışma içinde sorununun çözülebileceğine ben Ali Tanrıyaşükür olarak inanıyorum” diye konuştu.

“KULÜPLER BİRLİKLERİ SAĞLIK MALZEMELERİ TEDARİK ETMELİ”
Kulüpler Birliklerinden de sağlıkçıların kullanacakları sağlık malzemeleri konusunda destek olmalarını isteyen, bu yönde gelen şikâyetlerin de ortak bir çalışma ile giderilebileceğine dikkat çeken Tanrıyaşükür sözlerine şöyle devam etti “Bu arkadaşların sağlık çantası ile ilgili de bu atamalar olmadan evvel hemen her kulüp bir sağlık malzemecisiyle ya da bir şişe soğuk suyla sahaya gelerek sporcusuna tedavi imkânı sarf ediyordu. Şimdi ortalama soralım. 39 ilçemiz var. En fazla sahası olan ilçelerden bir tanesi Kâğıthane. Kâğıthane Kulüpler Birliği Belediyesiyle mutabık kalarak ortalama 30 Liraya dolan sağlık çantasını her sahada sağlıkçıya teslim edebiliyor. Yani demek ki kulüpler birliği başkanları maden kulüpler birliği kulüplerin sorunlarına çözüm bulmak adına böyle bir dernekleşme adına kurulmuşlar bu basit sorunu da kendi içlerinde çözebilirler. Bazı ilçelerimizde bir tane saha var. Örneğin Kadıköy'de, Üsküdar da bir tek Selimiye Stadı var. Onlarca kulüp var orada. Her ay 10 Lira verseler bir sigara parasıdır bütün sezonu tamamlayıcı medikal gruplardan temin edebilirler.”

“TRANSFERİN 20'SİNDE BİTECEĞİNİ KİM SÖYLEMİŞ?”
Ara transferin 16 Şubat'ta sona erdiğini, 20 Şubat olduğu yönünde de hiçbir yerde duyuruda bulunmadıklarını ifade eden Tanrıyaşükür “Bu konular tamamen bilgimizin dışında. Ara transfer Şubat ayının ikinci haftasının Cuma gününde biter. Bu da 16'sına denk geldiği için bu şekilde ilan edilmiştir. Transferi 20'sinde biteceğini kim söylemiş. Böyle bir şey olsa sitemizde açıklanır. Bu konularda sezon başı dağıtılan kitapçığın yöneticiler tarafından çok iyi etüt edilip okunmasının şart olduğunu düşünüyorum.” dedi.

“ÖNCELİK FEDERASYONUN”
Maç programlaması konusunda bazen değişiklikler olabileceğini, Federasyonun Akademi Ligi, Ampute Ligi, Kadınlar Ligi ve Sağır Dilsizler Ligi ile ilgili atamalarda önceliği kendi maçlarına verdiğini, kendilerine de bu maçlarla ilgili atamalar geldiğinde amatör maçların yerleriyle ve saatleriyle oynamak zorunda kaldıklarını dile getiren Tanrıyaşükür “Biz sadece bize kayıtlı kulüplerimizin maçlarını veriyoruz. Akademiyi vermiyoruz. Amputeyi vermiyoruz. Sağır Dilsizleri vermiyoruz. Bunlar tamamen TFF tarafından verildiği için bu gibi maçlar da bizim maçları verdiğimiz sahalara isabet ediyor. Ve dolayısıyla o sahaya böyle bir maç geldiği zaman biz de önceliği onlara verdiğimiz için; öncelik onların biz de zaruretten dolayı sahaları değiştirmek zorunda kalıyoruz. Böyle bir durum olduğunda da mutlaka kulüplere bu değişiklikleri mail, faks ve telefon yoluyla paylaşıyoruz. Sadece bu konuyla ilgili çalışan bir birimimiz hizmet vermektedir. Bu konuda mağduriyet yaşayan kulüplerimiz de haklı mıdır haklıdır. Ama biz yönetmeliğe göre hareket ediyoruz. Kulüplerimizin de çocuklarımızı kahve köşelerinden kurtararak sahalara çekmeleri onlara bir heyecan yaşatmaları bizler için son derece makul bir olaydır. Hatta böyle kulüplere sporun gelişmesi, sporun daha da yaygınlaşması adına bazen ceza verilmesine de mani oluyorum.” Şeklinde konuştu.

“VİZE DE BİRİNCİ TRANSFERE GİRİYOR”
Sporseverlerden gelen soruları da yanıtlandıran Tanrıyaşükür vizenin de transfer yerine sayılması ile ilgili şu ifadeyi kullandı “Vize veya bir başka kulüpten gelen topçu; amatör olduğu için ne farkı var? Vize de birinci transfere giriyor. Ve dolayısıyla ikinci transfer hakkını kullanırsa kullanacak. Kullanmazsa üçüncü transfer de kalktığına göre başka bir hak olmadığını söyleyebiliriz.”

“BELEDİYELERİMİZ MADDİ KATKI SUNACAĞINA TESİSLEŞME İMKANI YARATSA”
Spor kulüplerinin kendi varlık nedenlerini de sorgulamaları gerektiğini, var oluş amaçlarına uygun olarak hareket etmeleri gerektiğini dile getiren Tanrıyaşükür sözlerine şöyle devam etti “Kentsel dönüşümün etkisiyle nasıl eski binalar yıkılıp yenisi yapılıyorsa amatör futbolda da kulüplerin denetlenerek kulüp olma özelliğini taşıyanların ayakta ve hayatta kalması, bu özellikten uzakta kalanların da kapatılmasının şart olduğunu düşünüyorum. Sadece İstanbul'u görerek konuşuyorum. İstanbul'da birçok kulüp kapanmak üzereyken belediyelerin vermiş olduğu destekten istifade etmek ve bundan dolayı da takım kurarak bazı kişilerin kendine imkân sağlayabilmenin anlayışında olmalarından dolayı kulüp olma özelliği taşımamaktadır. Bugün belediyelerimiz maddi katkı sunacağına tesisleşme imkânı yaratsa, hani bir Çin atasözü vardır ‘Balık vermeyi değil balık tutmayı öğretse' zannediyorum bazı kulüpler daha çok ciddi anlamda sporcu yetiştirmek ve geliştirmekte ülkemize katkı sunacaklardır.”

“BU LİGİN NİÇİN KURULDUĞUNU İYİ ANALİZ ETMEMİZ LAZIM”
Bölgesel Amatör Ligin statüsü ile ilgili yapılan eleştirilere de yanıt veren Tanrıyaşükür şöyle dedi “Bölgesel Amatör Ligin bir konumu var. Birincisi profesyonel takımı olmayan illere bir imkan yaratmak, ikinci de bu statüde her ilin bir kotasının olması. Bundan dolayı her il sadece o ligde o grubun takımlarıyla yarışmıyor kendi illerinden takımlar varsa aynı grupta onlarla da yarışmakta, küme düşme konusunda da ayrı bir statüde değerlendirilmektedir. Bu ligin niçin kurulduğunu iyi analiz etmemiz lazım. Tabi ki şikâyetçi olan, bu statüyü benimsemeyen arkadaşların buna ilişkin öneriler sunması lazım ki amatör kurulda da bu öneriler görüşülsün, var ise noksanlık tartışılarak halledilme yoluna gidilsin. Biz bundan rahatsız olduk demekle olmuyor bu işler.”

“BU İŞİN TEMELİ TESİSLEŞMEDEN GEÇMEKTEDİR”
Türkiye'nin 80 milyonluk bir ülke olduğunu, buna rağmen lisanslı sporcu sayısının nüfusa göre az olduğunu ifade eden Tanrıyaşükür konuyla da ilgili olarak şunları söyledi “80 milyonluk bir ülkede yaşıyoruz. Kriterlere göre lisanslı sporcu kitlemizin genç bir nüfusa sahip olmamıza rağmen az olduğunu, bilhassa futbolu yöneten UEFA yetkilileri tarafından da ‘Bu ülkede bu kadar genç nüfus olmasına rağmen sporcu sayısının ve kulüp sayısının az olduğu sürekli iddia edilmekte olup buna ilişkin de UEFA ülkemize yetkililerini dahi göndermişlerdir. Ama şu gerçek tabi ülkemizde bilhassa beden eğitimi hocalarının bu işte biraz kar sağlayıcı bir düşünce ile spor okulları oluşturması ve okuyan çocuklarımızın diğer kulüplerde değil kendi oluşturdukları okullarda eğitim görmüş olmasının getirdiği rahatsızlıklar yetkililer tarafından tespit edilmiş ve veliler tarafından zorlamasıyla bu hocalarımızın okullarını federe yapma arzusu hat safhaya gelmiştir. Buna rağmen bugünkü Spor Bakanımız da nüfusumuza göre lisansiyer sporcu sayısının az olduğunu her konuşmasında belirterek kulüplerin daha çok federe olmasını talep etmektedir. Bu nedenledir ki tabi ki kulüplerin oluşabilmesi, çocukların gerekli sahalarda antrenman yapabilmesi ve müsabakaların da daha sağlıklı ortamlarda yapılabilmesi için her şeyden önce bu işin temeli olan tesisleşmenin mutlak olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Ama buna mukabil ülkemizde deprem riski ve bu riskle ilgili hükümetin yaptığı çalışmalarda birçok ilimizde olduğu gibi İstanbul fay hattı üzerinde olduğundan kentsel dönüşüme zorunlu tutulan bölgelerde ihtiyaç duyulan sahalarımızın da yıkılarak çocuklarımızın değil top oynayacak sahaları antrenman sahaları dahi ellerinden gitmektedir. Ve bu nedenle kentsel dönüşüm projeleri yapılırken mutlaka o bölgede ihtiyaç hissedilen donatı alanlarının oluşumu gibi okul, cami, park alanlarının tespitinde spor alanlarının da ‘değiştirilemez' kaydıyla planlarının işlenmesinin de mutlak olduğu bir gerçektir. Çünkü bu düşüncelerimizi ülkemizde yetişen gençlerimizin birey olarak gelişmesinde en önemli faktörlerden birinin de spor alanları olduğunu düşünecek olursak demokrasimize en büyük katkının da spordan geçtiği inancını taşımaktayız. Bugünkü duruma baktığımız zaman birçok kulüp ilçelerde tesis imkânsızlığından dolayı çocuklarımız okul çıkış saatleri olan 16.00'dan itibaren gece 24.00'a kadar antrenman sahalarında vakit geçirmek zorunda kalıp bu durumdan da hem uykusuz hem gıdasız hem de dersten yoksun kalarak mağdur bir durumda kalmaktadırlar. Ve biz bütün bu söylediklerimizin altında sahalarımızın daha çoğalmasını ve ilçelerde yerel yönetimlere yetki verilerek kulüplerin bütün ihtiyaçlarının tarafından karşılanacağının taahhüdü ile bu işlerin olabileceğini söylemekten kaçınmıyorum.”

“SÜPER AMATÖR KÜMEDEKİ TAKIM SAYISININ FAZLA OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”
Süper Amatör Kümedeki takım sayısının fazla olmasıyla ilgili gelen bir eleştiri üzerine de Tanrıyaşükür şöyle dedi “Geçmişten bugüne kadar gelen uygulamalar neticesinde Süper Amatör Kümedeki takım sayısının fazla olduğu bir gerçektir. Bunu düşürebilmek için gerekli planları önümüzdeki sezon için düşünüyoruz. Bu planların içinde futbolun daha seyredilebilir hale gelmesi, hak edenin daha üst liglere çıkması için imkân yaratacağız. Arkadaşlarımızla bu konuda çalışma içindeyiz diyebilirim”

“ANTRENÖR BİZE GÖRE KULÜBÜN TEMEL DİREĞİDİR”
Son günlerde artan şiddet olaylarına da değinen Tanrıyaşükür “Herkesin bildiği gibi İl Temsilciliği müsabakaları vererek oynatmakla mükellef. Biz maçta olay olacak, bunlar birbirini darp edecek mantığını hiçbir zaman aklımızdan geçirmiyoruz. Çünkü bizim bildiğimiz bir tek şey gençlerimizin sağlıklı spor yapmalarına imkân sağlayabilmek ve onların oynadıkları maçların güzel bir şekilde izleyiciler sergilemeleridir. Ama görüyoruz ki birçok maçta bilhassa altyapı maçlarında ya hakeme darp ya da rakibe darp olaylarıyla spor yapma adına mahalle kavgasına dönüşen, hiç kimsenin kabul edemediği bu olaylarda İl Temsilciliğinin bu konuda ne bir kusuru ne de bir suçu vardır. Şimdi bakıldığı zaman bir antrenör bize göre kulübün temel direğidir. Yani bir antrenör, iyi bir antrenör yönetimini de yönetebilir. Zira onlardan alacaklarını alabilmek adına çocuklara vermek ve onların sadece spor yapmalarını sağlayabilen bir güçtür. Ama düşünün bir antrenör skora dayalı ya da şampiyonluğu amaç edinmiş bir anlayışla ‘vur, kır, parçala bu maçı kazan' görüşünü ortaya koyarak hakeme şifahi saldırıda bulunursa, futbolcuya küfür ederek hakaret ederse bu maçın sağlıklı bitirilmesi mümkün müdür? Ve çocukların sadece futbola yöneltip agresifliğini sadece topa karşı yaptırabilirse ve onların iyi futbolcu olabilmelerine imkân sağlayabilirse zannediyorum ki maçın güzelliğini seyirci de hissedecek o gün oynanan müsabakanın da sağlıklı bir şeklide tamamlanabilmesini sağlayabilirler. Amaç bu değil midir? Biz bu düşünceler içinde maçlarımızı vermekle mükellef bir kurumuz. Ama olaylar veya istenmeyen hareketler bizim düşüncemiz içinde hiçbir zaman yer alamaz ve kabul edilemez” diyerek sözlerini tamamladı.
Spor Servisi

YORUM YAP