Silivrispor dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın kararıyla 1984 yılında çıktığı 3. Ligde, 1986 yılında şampiyon olarak 2. Lige çıkmış ardından 3. Lige akabinde de 1994 yılında amatör kümeye düşmüştü.
Profesyonel lig macerası toplamda 10 yıl sürmüştü.
Bugün bakıyoruz 2011 yılında 3. Lige, 2016 yılında da 2. Lige çıkmışız ve tablo da ortada…
Tarih tekerrür mü ediyor acaba?
Kulüp sürekli irtifa kaybediyorsa kimin yönettiğinin, kimin çalıştırdığının ne önemi var?
Hepimiz kaybediyoruz ve hep birlikte düşüyoruz.
Kamuyu ilgilendiren işlere talip olanlar övgüyü de, eleştiriyi de hazmedebilecek olgunlukta olmaları lazım. Bu işler hakaret ederek, tehdit ederek düzelmez. İbret almak, ders çıkarmak eleştirilerden yararlanmak gerekir.
Ders alınsaydı, o zaman tarih tekerrür eder miydi hiç?
Eleştiriler her ne kadar yönetim adına yapılıyor olsa da, yöneticilerin çoğu futbol piyasasına uzak ancak aralarında Silivrispor'un bu tarihsel yolculuğunda rolü olup, Silivrispor'un nimetlerinden en fazla yararlanan, işi gücü futbol olanlar var.
Burada asıl ders alması gereken onlar değil mi?
6-7 milyonluk bütçeyle kurulan takımda kiminin gözü görmüyor, kiminin bağları kopuk, kiminin ayağı delik, transferler fiyasko, skorlar skandal, hoca gitmiş, 7 maçta 6 farklı takım kaptanımız olmuş, çıt yok, Silivrispor, Gençlik Gelişim Ligine katılmamış tık yok.
Bunlar olurken, yapılırken, okeylenirken güzel, ettiğini okuyunca kötü! İşte bu pek sağlıklı bir bakış açısı değil.
Dolayısıyla bastırmak, susturmak yerine kamuoyunu ikna edebilecek açıklamalar yapmak daha doğru olur.
Kötü gidişatı değiştirmek istiyorsak önceliğimiz yakınlarımızın, oğlumuzun durumu değil sorun bu olmamalı, asıl sorunumuz takımın durumu olmalı…
Ne alırsın değil, ne verebiliriz demeli…
Liglerde haftalar çok hızlı akıp gidiyor.
Akıp giden lig maçlarında kaybedilen puanların yerine konulması yine her geçen hafta zorlaşıyor.
Rakip takımların direnci artıyor.
Artan dirençle birlikte Silivrispor'un lobisi de irtifa kaybediyor.
Zorlu bir yoldu bu ligi iyi takip edenler ne denli zorluklar yaşanabileceğinin farkındayken tecrübeli olanların sınıfta kalıyor olmaları düşündürücü.
Her geçen hafta ile birlikte tünelin sonunda ışık daha bir uzaklaşıyor bizden. Yaklaştıkça parlaması gereken tünel sonundaki ışık, parlaklığını kaybediyor.
O tünelin sonundaki ışığımızın tekrar bize parlaması dileğimiz olsun,
Aksi takdirde 2021 yılında Silivrispor-Alibeyspor derbisi kaçınılmaz olur.