Ülke gündemindeki gelişmelere yetişmek ne mümkün! Ama ‘apoliteze olmuş toplum' ve gençlik yargısını yerle bir eden uçlarımız olduğunu bu vesile ile tasdik edip onaylamış olduk. Ya dünya yansa umurumuzda değil ya da dakika başı sosyal paylaşım sitesini mesaj ve yorum yağmuruna tabi tutarak, görüşümüzü dosta düşmana ilan ediyoruz.
İşin bir diğer enteresan tarafı aktif siyaset yapan insanlar daha temkinli, sıradan vatandaşlar daha rahat.
Rahat demişken; biz basın olarak kamuoyuna şekil vermeye, yön çizmeye uğraşırken (bilgi aktarmanın yanı sıra böyle de bir görevimiz var biliyorsunuz) bizim üzerimizde de baskılar, hakimiyet kurma çabaları bitmiyor.
AK Parti Hükümeti'nin artan Erzurum kökenli bakan sayısını, AK Parti başkan aday adaylarıyla ilişkilendirenler mi istersiniz (bu arada Tülay Kaynarca'nın bakan olma beklentileriyle bir kez daha vedalaştık bir başka bakanlık revizyonu veya seçime kadar), CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin ilçe başkanlarını bizzat belirleme kararına yönelik iddialarından medet umanlar mı? Gündemimizde farklılıklar, yeni gelişmeler eksik olmuyor. Bir türlü tamamlayamadığımız yerel seçimlerin baş aktörlerinin kim olacağı olasılıklarıyla ilgili varyasyonlar.
AK Parti'de Metin Karakaş ziyaret maratonunu tüm hızıyla sürdürürken, Turan üye çalışmalarına Ak Nokta mesaisiyle devam ediyor. Bu çalışmaların arasına ne sıkıştırıyorlar, aday olmak ve olamamak için çok ayrıntıya girmeyelim. Hüsnü Yaşar Yalman ve Emrah Maşalacı, pürü pak hizmet aşkıyla baş koydukları süreçte masumiyetlerini koruma telaşında. Tahir Sert, aday olabilmek için Silivri dışında her yerde çalışıyor muhtemelen. Birkaç yıl önce köyleri dolaşıyordu bu aralar Ankara'dan bu tarafa geçemez oldu! Vural Sönmez sanal âlemden hizmet ikna çabalarını mesaj bombardımanıyla sürdürüyor da o boyalı resimlerle bu işin olması çok düşük ihtimal.
CHP'nin hayatının en sakin aday adaylık sürecini yaşadığına bahse girerim. Hele 2009 arşivini karıştırdıkça buna kesin emin oldum artık. İnşallah bu satırları yazdığım için birkaç gün içinde pişman olmam! Örneğin aday açıklandıktan sonra!? Hangi aday adayını destekliyor olursa olsun birçok kişiden, artık veya bu dönem mi demek gerekir; "Gönlümüzde yatan aday olmazsa bir oyumuz var gider onu da partimize veririz. Başka partiye destek vermemiz söz konusu olamaz” sözünü duyuyorum. Oysa adayın kim olacağı ile ilgili beklentileri karşılanmayan insanlar çok kolay tam aksi yöne destek vermek üzere geçiş yapabiliyordu. Artık o kadar basit algılanmıyor birçok şey. Tabi bunun için de belli bir nitelik gerekiyor. Yoksa rüzgâra göre yön değiştirmelere şahit olmak içten bile değil.
Ve taşlar yeniden diziliyor… Önce Silivri sonra hepimiz için en hayırlısı olsun inşallah...
İşin bir diğer enteresan tarafı aktif siyaset yapan insanlar daha temkinli, sıradan vatandaşlar daha rahat.
Rahat demişken; biz basın olarak kamuoyuna şekil vermeye, yön çizmeye uğraşırken (bilgi aktarmanın yanı sıra böyle de bir görevimiz var biliyorsunuz) bizim üzerimizde de baskılar, hakimiyet kurma çabaları bitmiyor.
AK Parti Hükümeti'nin artan Erzurum kökenli bakan sayısını, AK Parti başkan aday adaylarıyla ilişkilendirenler mi istersiniz (bu arada Tülay Kaynarca'nın bakan olma beklentileriyle bir kez daha vedalaştık bir başka bakanlık revizyonu veya seçime kadar), CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin ilçe başkanlarını bizzat belirleme kararına yönelik iddialarından medet umanlar mı? Gündemimizde farklılıklar, yeni gelişmeler eksik olmuyor. Bir türlü tamamlayamadığımız yerel seçimlerin baş aktörlerinin kim olacağı olasılıklarıyla ilgili varyasyonlar.
AK Parti'de Metin Karakaş ziyaret maratonunu tüm hızıyla sürdürürken, Turan üye çalışmalarına Ak Nokta mesaisiyle devam ediyor. Bu çalışmaların arasına ne sıkıştırıyorlar, aday olmak ve olamamak için çok ayrıntıya girmeyelim. Hüsnü Yaşar Yalman ve Emrah Maşalacı, pürü pak hizmet aşkıyla baş koydukları süreçte masumiyetlerini koruma telaşında. Tahir Sert, aday olabilmek için Silivri dışında her yerde çalışıyor muhtemelen. Birkaç yıl önce köyleri dolaşıyordu bu aralar Ankara'dan bu tarafa geçemez oldu! Vural Sönmez sanal âlemden hizmet ikna çabalarını mesaj bombardımanıyla sürdürüyor da o boyalı resimlerle bu işin olması çok düşük ihtimal.
CHP'nin hayatının en sakin aday adaylık sürecini yaşadığına bahse girerim. Hele 2009 arşivini karıştırdıkça buna kesin emin oldum artık. İnşallah bu satırları yazdığım için birkaç gün içinde pişman olmam! Örneğin aday açıklandıktan sonra!? Hangi aday adayını destekliyor olursa olsun birçok kişiden, artık veya bu dönem mi demek gerekir; "Gönlümüzde yatan aday olmazsa bir oyumuz var gider onu da partimize veririz. Başka partiye destek vermemiz söz konusu olamaz” sözünü duyuyorum. Oysa adayın kim olacağı ile ilgili beklentileri karşılanmayan insanlar çok kolay tam aksi yöne destek vermek üzere geçiş yapabiliyordu. Artık o kadar basit algılanmıyor birçok şey. Tabi bunun için de belli bir nitelik gerekiyor. Yoksa rüzgâra göre yön değiştirmelere şahit olmak içten bile değil.
Ve taşlar yeniden diziliyor… Önce Silivri sonra hepimiz için en hayırlısı olsun inşallah...
