İçinde bulunduğumuz akademik yılın ikinci dönemi yaklaşık bir ay önce başladı. Tatilin bitip okulun yeniden açıldığı dönemlerde öğrencilerde okula yeni başlanmışçasına adaptasyon problemleri gözlemlenebiliyor. Tabi ki bunun başlıca sebebi okul ve tatil dönemlerinde öğrencilerin rutinlerinin farklı olması ve alışkanlık geliştirilen bu rutinlerin dönem değişikliğiyle farklılaşmak durumunda olması.
Şüphesiz ki tatil dönemindeki rutinler okul dönemindeki rutinlerden daha keyifli. Öğrenciler geç uyanıyor, sosyalleşiyor, oyun oynuyor… Kısacası gününü özgürce ve sorumluluklarından arınmış şekilde eğlenceye ve dinlenmeye ayırabiliyor. Dolayısıyla okul hayatına geri dönmek onlara sorumluluklarını geri getiriyor ve buna alışmakta ve kabullenmekte zorluk yaşayabiliyorlar. Bu da davranışsal anlamda bazı problemlere yol açabiliyor.
NEDİR BU DAVRANIŞSAL PROBLEMLER?
Okula gitmeyi reddetme, ödev yapmayı/ders çalışmayı reddetme, hırçınlaşma, sürekli tatil dönemini özleme ve bundan kaynaklı bir mutsuzluk hali örnek olarak verilebilir.
Bu geçiş dönemini tatil sonrası işe dönen yetişkinlerin yaşadıklarına benzetecek olursak okula dönüş sürecinin zor ve sıkıcı olduğunu kabullenmekte zorlanmayız diye düşünüyorum. Tabi ki şöyle bir gerçekle de yüzleşmek gerek: Yaş küçüldükçe yaşanan zorluklara verilen tepkiler büyür!
EBEVEYN OLARAK ROLÜMÜZ NE?
Bir ebeveyn olarak her durumda olduğu gibi bu durumda da yapılması gereken ilk şey çocuğumuzun bu zorluğu yaşadığını ve bu durumdan memnun olmadığını kabul etmek ve onu anlamak. Bu anlayışı sağlayamadığımızda öfkeyle birlikte çocuğumuzla çatışmalarımız artabiliyor çünkü suçlayıcı bir tavra bürünebiliyoruz. Suçlayıcı tavırları da çocuklarımız yaşanan zorluk özelinde algılayamıyor ve “bende bir sorun var” şeklinde kendi kişiliklerine atfedebiliyorlar. Bu durumdan kaçınmak ve zorlanılan dönemi daha iyi yönetmek ve elbette çocuğumuzun da daha iyi yönetmesine olanak sağlamak için öncelikli olarak anlayışlı olmamız gerekiyor.
Bu anlayışla birlikte çocuğumuzun hissettiği duyguları anlamlandırması için bunları ifade etmesini sağlamak da onunla sohbet etmekten geçiyor. Tatilin hangi yönlerini seviyordu, neyi özlüyor… Bunları konuşarak hem onun kendisini anlamasına yardımcı oluruz hem de biz onu daha iyi anlayabiliriz.
İşin özü ona zaman tanımamız gerekiyor. Kendini anlamlandırması ve bu duyguların geçici olduğunu fark edebilmesi için. Dolayısıyla yaşanan duruma tatil zamanı-okul zamanı olarak bakmaktan çıkıp ikisini bir bütün olarak görmeye başlayabilmesi için, iki dönemdeki sorumluluklarının farkını anlayıp kabullenebilmesi için.