Dünyadaki ilk soluğumuzu aldığımız andan itibaren bir gayretin içindeyiz. Büyük bir çaba… Bir büyük kavga… Unutmamak gerekir ki, yol ne kadar zorlu olursa zaferi de öyle güzel olacaktır.
Bu mücadeleden kaçış yok. Dahil olmak zorundayız hayata. İçinde olmak zorundayız. Hatta mutlu olmak zorundayız.
Ve hayattaki en zorlu mücadelelerimizden biri de sınavlar. Sistemin getirip önümüze koyduğu, hedeflerimize ulaşmak için bize direttiği sınavlar. Birkaç saat içinde, birkaç şık arasından hayatlarımızı tercih ettiğimiz sınavlar.
Madem bu kadar ehemmiyetli ve elzem bir sınamadır bu, o halde hazır olmalıyız. Altını çize çize, içini doldura doldura ‘hazır' olmalıyız. Sorular çözmeli, programlar yapmalı, eksikleri tamamlamalıyız. Akademik yeterlilik bu işin önemli bir adımı muhakkak.
Peki yorulursak… Yalnız hissedersek… Neyin mücadelesini verdiğimizi bilmiyorsak hatta…
Hazır olmalıyız, dedim ya. İşte tam bu noktada kabul etmeliyiz ki; Tek Kanatla Uçulmaz. Tamam olmalıyız.
‘Yeşilzeytin' in ayrı mı yoksa birleşik mi yazıldığı kadar önemlidir; uyku düzenimiz. Bir matematik formülünü iyi bilmek kadar şarttır; düzenli beslenmek. Spor yapmayı ve motivasyonu hep yüksek tutmayı da ihmal etmemek gerek tabi.
Hatırlayalım ki, sınavlara hazırlık uzun ve yorucu bir süreçtir. Bu süreci akıllıca yönetebilmenin yöntemlerine ihtiyacımız var. Psikolojisini doğru yönetemediğimiz süreçler sonuçta bize başarı getirmeyecektir. Sağlıklı bir zemin üzerinde çok değil, akıllıca yapılan çalışmalar bizi başarıya götürecek.