1974 yılında Fatih Terim Adana Demirspor'dan Galatasaray'a transfer olmuştu. Sarı-kırmızılı takımın yaşlanan oyuncuları da yavaş yavaş çekiliyorlardı. Fatih Terim Türkiye'nin genç yıldızıydı.
Benim meslek başlangıcım 1976 yılıydı. Londra'dan yeni dönmüştüm. Avusturya Lisesi'nde okuduğum için Almanca ve İngilizcem, Latince okuduğum içinde İtalyancamı İtalya'nın Tepebaşı'ndaki konsolosluk binasında gerçekleştirmiştim. 'Centro di Studi İtalıani' okulun adı.
Lisan bilmek ve konuşabilmek insanoğluna meslek yaşantısında çok büyük faydalar sağlar. Hep bir adım öne geçirir. Nitekim öyle de oldu. Galatasaray antrenmanlarına gittiğimde Terim ile dostluk kurdum. Bu dostluk zamanla hızla ilerledi ve yurt dışı kamplarında odalarda sohbet etmeye kadar gitti. Futbolcular tabi iki (belli başlıları) Terim tarafından çağrılır ve Terim odaya istediği ben olurdum. Ama orada konuşulan orada kalırdı.
Hatta Galatasaray teknik direktörü Jupp Derwall'in medya tercümanlığı da bana verilmişti.
Fatih Terim teknik direktör İviç döneminde kulüpte yalnız bırakılmış ve jübile yapması istenmişti. Ancak ben bu gizli haberi MİLLİYET gazetesinde yazınca ortalık karıştı. Ancak Terim 'in 'Yönetime inanmıyorum. Ferhan Tezcan'a inanıyorum' demesi olayın rengini değiştirdi. Yönetim çark etti. Fatih Terim'de bir sezon daha oynadı.
Bunun gibi birçok anı daha var. Hepsini yazmaya kalksak 'kitap' olur.
Aradan yıllar geçti. Fatih Terim çok iyi bir teknik direktör. Hatta Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörü oldu. Yurt dışında çalıştı. Fiorentina'nın Milan'ın hocası oldu. Oldu da oldu.
Sonra gençler yetiştiler. Hamza Hamzaoğlu'da şampiyonluk yakaladı. Ardından Okan Buruk.
Okan Buruk birçok yeteneği ile üst düzey bir hoca oldu. İki şampiyonluk aldı.
Ancak geçen sezon hocası İsmail Kartal'dan beklediği verimi alan ancak bundan mutlu olmayan Fenerbahçe dünyanın en iyi üç hocasından biri kabul edilen Mourinho'yu getirince işler değişti.
Yayıncı kuruluşlar (Ki ben LİG TV'yi hem kurdum ve 5.5 sene genel müdürü oldum ) konuya farklı bakarlar. Onlar için 3 büyüklerin mayıs ayında kadar sıkı sıkıya mücadelesi önemlidir. Yani biri tek başına kalırsa bu onları mutlu etmez. Çekişme daima para getirir. Dekoder satarsınız. Film satarsınız. Konu böyle ilerler.
Şimdi dillerde dolaşan bir konu var. Mourinho yalnız mı kalacak yoksa karşısına bir rakip çıkacak mı?
Rakip Galatasaray olursa hocası kim olmalı? Yoksa Fatih Terim mi? Çünkü bir süreden beri kamuoyunu bu meşgul ediyor. Fatih Terim-Mourinho mücadelesinden büyük bir çekişme çıkar mı?
Beklenti bu. Konuşulan bu. Okan Buruk her sıkıntıda suçu üzerine alıyor ve kamuyu yumuşatıyor. Ama mutsuz çok Galatasaraylı var. Divan kurullarında abuk-subuk konuşan bir sürü insan da var.
Onları durdurmak zor. Ama bir Terim-Mourinho çekişmesi de kimsenin aklından çıkmıyor. Bekleyelim görelim
Hoşça kalın...