SİAD'ın referandum sürecinde yanlış hatırlamıyorsam AK Parti ile ortak iki programı oldu. Gümrük Bakanı da dünkü Topbaş programı da organizasyon açısından sınıfta kaldı. Bakan programını yazma fırsatı bulamadım ama dünkü ev sahipliklerinden sonra farz oldu. Hani bir yemeği istemeyerek yaptığınızda ortaya çıkan sonuç olur bir de isteyerek elde ettiğiniz lezzet neticesi gibi geldi bana… SİAD'ın bugüne kadar hiç bu kadar başarısız programlar yaptığını görmediğim için belirtme ihtiyacı hissettim…
Neyse konumuz SİAD ile AK Parti arasındaki işbirliğinin zafiyetleri değil…
“Kadir Topbaş geliyor” denildi gittik… Topbaş'ı tanıyamadım… Sanki o bildiğimiz Kadir Topbaş gitmiş yerine başkasını getirmişler. Kuşatma altında bir adam!
Boğluca Deresinin yüzde 80'nin bittiğini AK Parti İlçe Başkanı fısıldamasa istimlak sürecinin başında olan tartışmada kalmış, filmin devamını zor getirdi diyeceğim finale dair bir şey duymadık.
Silivri ile ilgili tek hatırladığı şey Metin Karakaş'ın takip ettiği Emniyet Hizmet Binası yatırımı!
İBB'nin Silivri'de bu dönem en önemli ve tek yatırımı İSKİ'nin arıtıcıları konusunda da Kutlu yetişti imdadına…
Sanayicilere “Önünüzdeki engelleri kaldırmak görevimiz” derken üçer beşer km yol taleplerinin ikincisinde isyanı zorladı; “İlçe Belediyesi yapsın” diyerek ama o da pek olmadı… Nihayetinde 16 Nisan Referandumu öncesinde Evet oy potansiyeli taşıyan yerlerin ağzına bir parmak bal çalmaya gelmişti!
SİAD'ın karın sancısı 1/100 000'lik planlar… Silivri SİAD'a programa gelen Topbaş 9 senedir gündemden düşmeyen konunun son durumunu eski İmar Dairesi Başkanı, Danışmanı Sefer Kocabaş'a toplantı esnasında soruyor!
Namık Doymuş'un “Zafer vaat etmeyen topraklar” kitabını okuyorum; bitirdim gerçi. Yıldırım Beyazıt'ın Ankara Savaşından sonra Timur'un yanındaki esaretini anlatıyor…
Esaret, mazisi büyük zaferler ile dolu komutanlara reva görülecek bir şey değil. Onlar kaybettikleri savaşlarda esir düşmeyi değil onurlarıyla ölmeyi tercih ederler… Öbür türlüsü çok fena… Affına sığınıyorum ama ben dün takip ettiğim programda Kadir Topbaş'ı tanımakta cidden güçlük çektim. Onu bu hale getiren şeyleri tahmin etmek ne yazık ki güç değil… Hasar büyük… Geçmiş olsun!
Silivri SİAD'a da geçmiş olsun; Başkanlık yetkileri elindeyken beklentilerine karşılık bulamadıkları Topbaş'tan bu saatten sonra umduklarını bulmaları imkansız görünüyor.
Topbaş'ın danışmanı beyefendi basının istemedikleri bir soru sormaları konusunda endişelenmesi boşuna… Sormaya lüzum kalmadı vaziyet gayet net ortadaydı…
Hakan Kocabaş'ın Boğluca ile ilgili dertlenmesini de çok tatlı buldum. Toplantıda birçok üyesi sanayici, milyarlık yatırımı işyerlerinin planlar dolayısıyla akıbetine kitlenmişken Silivri'nin diğer bir yüzü için dertlenmesi tam O'na göre bir hareketti.
Yapılmış olmak için yapılan bir program, gelmiş olmak için gelen bir Kadir Topbaş… “16 Nisan'da Evet çıkarsa Cumhurbaşkanına verilecek yetkiler bende var” diyen Topbaş muhtemelen 15 Temmuz öncesini kast etti. Bence ne o kadar yetkiyi bir kişiye teslim etmeye ne de bir daha 15 Temmuzları yaşamaya hiç gerek yok!
Evet konusunda bizi ikna etmeye gelenlerin her programına katıldıktan sonra daha çok Hayır diyesim geliyor…
Allah'ım sen aklıma mukayyet ol!