Yıllardır Işıklar gitmedi gibi bir şey, Topbaş da işin açıkçası Silivri'ye mesafeli durdu. Yerel yönetimden çok siyaset, hizmetten çok rekabetti (karşıtlıktı) aralarındaki ilişkiyi tanımlayan. Şimdi aralarındaki engel köprülerini attılar (nasıl olduğu muamma) yine eleştiren eleştirene…
Bu insanlar hizmet mi istiyor, eleştiri mi? Anlamak mümkün değil… Adım gibi biliyorum ki iktidarı yerden yere vurmadığı için Rıfat Kutlu bugün kendi tabanı tarafından en sert şekilde suçlanıyor. Keza Topbaş'a gitti diye Işıklar'ı tefe koyan koyana… Ortak kader : )
Ne yapalım kuru gürültü, Kutlu'nun değimiyle kısır döngüler içinde millet aya çıkarken biz taş devrine doğru geri mi sayalım!? Dünyanın hızına yetişmeyen bir Silivri sadece Silivrililer için değil İstanbul ve hatta Türkiye için ciddi kayıp.
Topbaş bunu anladı, Işıklar lafla peynir gemisi yürütemeyeceğini istemeye istemeye kabul etti bence…
Topbaş'ın siyasi anlamda yitireceği bir şeyi kalmadı, itibarına itibar katarak İstanbul'a (tepesindekiler izin verdiği ölçülerde) üç dönem belediye başkanlığı yapmış biri olarak onur ve gururunu zedelemeden süreci tamamlamanın derdinde. “AK Parti'nin belediye başkanı” olma faslını geçmiş “İstanbul'un Kadir Abisi” kimliğine yatırım gayretlerini sürdürüyor; haklı olarak… Özcan Işıklar'ın üçüncü dönem belediye başkanlığına odaklandığını söylemeye bile ihtiyaç duymuyorum. Adını bile duyunca kimyası bozulan arkadaştan daha düşük seçilmişlik çıtasıyla bu defteri kapatmak zorunda kalırsa İstanbul'un tüm itfaiyeleri toplansa söndüremeyecekleri yüreğindeki yangın beynine de sıçramış haline Türkiye'dekileri toplamak zorunda kalırız; demedi demeyin : )))
Bütün mesele ‘seçim mi'? Değil; Seçilmişlik! Halkın teveccühü… İktidar, en güçlü bağımlılık yapan durumlardan biri bence. Hiçbir bağımlılıktan kolay kolay kurtulamadığınız gerçeğini dikkate alın lütfen… Sahip olduğunuzu sandığınız her şeyi yitirdikten sonra aynı kalamama durumu… Kazançlarımızla da kolay değil yüzleşmemiz ama kayıplar sonrası daha da karmaşık bir durum… Kaldı ki kişi belki durumunu yine bir yere kadar idrak eder de çevrenin yarattığı etki, baskı ve beklentilerle baş etmek her yiğidin harcı olmadığını hayat bize her ortamda gösteriyor.
Topbaş nasıl bırakacak bu işi derseniz; Adil Abi'nin onula ilgili öngörüsünü duyduğumdan bu yana şaşkınlığım bir zerre azalmadı, arttıkça artıyor. Dillendirmese bari de adam 2019'u görse İBB Başkanlığında… Söylentisi bile çok acayip…
Bizim Başkan, Topbaş ile Olta'taki toplantısında potların Allah'ını kırdı zaten; “Silivri'ye İBB Başkanı olarak son gelişiniz” diyerek… (Tabi ki bunu söylemek istemedi de; cümle kurmak yerine fizik formülü çözüm yöntemi izlenirse ortaya çıkan sonuç da böyle oluyor) İBB Başkanı gerçi yanıtını verdi; “Başkan son gelişim değil 2019'a kadar İBB Başkanıyım” diyerekten…
TOPBAŞ'IN KONUŞMASINDAN DERSLİK NOTLAR
*Ortak kader yaşıyoruz dünyada…
*Sen ben demeden taş üstüne taş koyalım… Sen ben kavgasından çok şey kaybettik.
*Kim ne yapıyorsa en iyi şekilde yapacak…
*Ekonomik gücümüzü ortaya koyarak, dünyaya gücümüzü ispat edeceğiz…
*İşini adam gibi yapmak lazım, günü kurtarmak değil…
*İsraftan kaçınma çağrısı.
*Birbirimize olan sevgi, saygıyı eksik etmeyeceğiz…
*Kişinin dostu hatasını söyler düzeltsin diye, düşmanı söylemez rezil olsun diye… (Bunu en çok sevdim : ) Bir de bu durumu idrak edecek, ayrımını yapabilecek akıl seviyesinde dostlar ihsan eyle Yarabbi : ))
*Sizin paranızı kullanıyoruz, tüm ihtiyaçlarınızı karşılamak için çalışıyoruz…
*Belediye başkanları iş adamları gibi düşünmek zorunda, işletmeci mantığını harekete geçirmeliyiz…
*Atıl insanları üretime dahil etmeliyiz…
***
Pazartesi Pazartesi başınızı daha fazla şişirmeyeyim. Bu ziyaretin yankıları da öyle kolay kolay dinmez…
Devam edeceğiz…
Bol, bereketli, güzel haberli iyi haftalar...