Ferhan Tezcan

Trabzon'a ‘Güneş’ doğar mı?

1976 yılıydı, Milliyet'te göreve başlayalı çok az olmuştu. Fenerbahçe, İstanbul'da yağmurlu bir günde Trabzonspor ile Türkiye Kupası yarı final maçı oynayacaktı. Fenerbahçe de güçlü bir kadroya sahipti. Çok çekişmeli bir maç oldu. Trabzonspor'un Akçaabat Sebatspor'dan gelen kalecisi Şenol inanılmaz kurtarışlarıyla maçın rengini değiştirdi.

Başta kaptan Bülent ve Faruk Özak olmak üzere bütün Trabzonlular sanki tek vücut olmuşlardı. Trabzonspor bu maçı 3-2 kazandı.
İşte Trabzonspor'un Türkiye'deki çıkışı bu maçla başlamıştı.
Kaleci Şenol ile birlikte Turgay, Kadir, Necati, Cemil, Bekir, Ali Yavuz, Faruk Özak, Ali Kemal, Necmi ve İskender'den oluşan kadrosu Türkiye ligine damga vurdu. Avrupa'da Liverpool'u, İnter'i ve Barcelona'yı saf dışı ettiler.
Trabzonspor'da kaleci Şenol, Milli Takım formasına da ‘ambargo' koydu. Kaleci Şenol ile birlikte Trabzonspor, Türkiye liginde 6 şampiyonluk kazandı. Bu, bir Anadolu devrimiydi. Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın ve Fenerbahçe'nin sesi bile çıkmıyordu.
Hatta Milliyet Gazetesinde rahmetli müdürüm Namık Sevik, üç büyüklerin haberlerini aza indirmiş, Reha Erus, İhsan Topaloğlu gibi lisan bilen yazarlara Avrupa gazetelerinde toparlanan haberleri manşetlere taşımaya başlamıştı.
Mesela bir sabah Milliyet'in sayfasının üstünde ‘Liverpool'da Kevin Keegan sakatlandı', öbür gün ‘İtalya'da Juventus'un zaferi' gibi manşetleri görmek mümkündü. Çünkü Trabzonspor haberlerinin İstanbul'da pek alıcısı yoktu.
Kaleci Şenol ile ilk temasım Milli Takım'ın İstanbul'daki kampında olmuştu. Türkiye, Batı Almanya ile bir özel maç yapacaktı. Alman Milli Takımı ile İstanbul'a gelen Alman gazeteci Klaus Schülütter, BILD Stuttgart muhabiri, Türk Milli Takım kampına götürmüş ve Şenol ile tanıştırmıştım.
Şenol Güneş ile dostluğum 2000'li yıllardan sonra daha da gelişti.
Hatta o kadar gelişti ki; bir gün benim bir yazımla ilgili Şenol Güneş'e soruyorlar. O da şu yanıtı veriyor: "Ferhan yazmışsa doğrudur."
Özünde öğretmenlik vardı. Karadeniz Teknik Üniversitesinde okumuştu. Düzgün insandı ama bazen ‘çığırından' çıktığı da oluyordu.
Şimdi o Şenol Güneş'ten eser yok. 70 yaş üstünün verdiği tecrübe ve vakar her yerini sarmış. Yani bir ‘ulema' olmuş çıkmış.
Beşiktaş'ta yaşadıkları, Seul'de iki yıl gördükleri, Bursaspor'daki tecrübeleri ve hele hele Trabzon'da başına gelen tatsızlıklar onu bir futbol fenomeni yapmış.
Yazının başında söyledim; Trabzon'a ‘Güneş doğar mı?” diye. Elbette doğar.
Geçmişten kötüsü olmaz.
Hoşça kalın…

YORUM YAP