Handan Demirkıran

Travma sonrası stres bozukluğu

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), kişide korku, çaresizlik ya da dehşete düşme tepkilerine neden olan ve travma sonrası gelişen ruhsal bir bozukluktur. Travma sonrası stres bozukluğu, kendisinin veya başkasının fiziksel bütünlüğünü tehdit eden yoğun korku, çaresizlik gibi duygular içerir ve yaşanılan ağır bir psikolojik travma sonrasında ortaya çıkar. Bu bozukluk travmatik olayı yeniden yaşama, travma ile ilişkili uyaranlardan kaçınmak ve aşırı uyarılmışlık belirtileri ile karakterizedir.

TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) tanıölçütlerine göre, tanımlanan nitelikteki bir olay sonrasında bir aydan uzun süren, aşırıuyarılmışlık, yeniden yaşantılama, kaçınma, dış dünyaya ilginin azalması, tepkilerde yavaşlama ve yabancılaşma gibi özgül belirtilerle seyreden, klinik açıdan belirgin bir sıkıntı ve toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin diğer alanlarında bozulmaya neden olan psikolojik bir sorun şeklinde tanımlanabilir. Bu durum bir aydan kısa sürerse buna Akut Stres Bozukluğu, üç aydan kısa sürerse Akut Travma Sonrası Stres Bozukluğu, üç ay ya da daha uzun sürerse Kronik Travma Sonrası Stres Bozukluğu, belirtiler travmatik olaydan en az altı ay sonra başlamışsa Gecikmeli Başlangıçlı Travma Sonrası Stres Bozukluğu şeklinde isimlendirilmektedir.
Her bireyin genetik özellikleri, fiziksel yapısı, psikolojik geçmişi ve o durum için motivasyonu, belirli stresörlerle baş etme düzenekleri farklıdır. TSSB'nin ortaya çıkmasında travmanın o birey için niteliği, şiddeti, daha önce yaşadığı travmatik olaylar ve travma sonrası içinde yaşadığı koşullar belirleyici faktörler olarak dikkat çekmektedir.
Travmaya neden olan olaylar şu şekildedir:
• Doğal afetler (deprem, sel, yangın)
• İnsan eliyle yapılan travmalar (savaş, işkence, tecavüz)
• Kazalar (iş, trafik)
• Beklenmedik ölümler
• Ciddi-ölümcül hastalıklara yakalanma
Toplum içinde travmaya yol açan olaylar çok yaygındır. Araştırmalar her iki kişiden birinin bu tür olaylarla hayatında en az bir kere karşılaştığını gösteriyor. Travmayla karşılaşma şansı herkes için eşit değildir. Suç oranının yüksek olduğu yerlerde yaşayanlar, başka ruhsal hastalığı veya alkol-madde bağımlılığı olanlar, askerler, polisler, itfaiye personeli olanlar korkutucu olaylarla daha sık karşılaşırlar.
Travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri ise:
• Uykusuzluk
• Kâbuslar
• Olayla ilgili anıların rahatsız edici biçimde sık sık hatırlanması
• Sürekli olarak olayın tekrarlanacağı korkusu ve bu nedenle diken üstünde hissetme
• Kolay irkilme
• Çabuk sinirlenme
• Gelecekle ilgili plan yapamama
• Yabancılaşma (başkaları beni veya yaşadıklarımı anlamıyor hissi)
• Olayı hatırlatan durumlarda huzursuz olma ve bu durumlardan kaçınma görülür.
Bu belirtiler çoğu kişide travmayı izleyen günlerde görülür ve genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir, ancak bazı kişilerde aylarca, hatta yıllarca sürebilir. Şu anda 80 yaşın üstünde olan 2. dünya savaşı gazilerinde hala bu hastalığın izlerini taşıyanlar vardır. Belirtiler bazen detravmatik olay olup bittikten aylarca sonra başlayabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu görülen pek çok kişide aynı anda başka ruhsal rahatsızlıklar da görülür. TSSB ile birlikte en sık görülen hastalık depresyondur. Depresyon dışında çeşitli anksiyete (kaygı) bozuklukları, aşırı alkol veya madde kullanımı da görülebilir. Daha önceden ruhsal hastalık geçirmiş kişilerde travma sonrasında o hastalıkların yeniden ortaya çıkma riski fazladır. TSSB dışında ikinci bir ruhsal hastalık varsa, hem kişinin yaşadığı sıkıntı ve işgücü kaybı artar, hem de daha yoğun ve daha uzun süreli tedavi gerektirir.
Son yıllarda yaşadığımız covid salgını, depremler, yangın ve sel olayları toplum olarak birçok kişiyi psikolojik açıdan sarsmıştır. Travmaya ait belirtileri, üzerinden zaman geçmesine rağmen hala yaşıyorsanız destek almanız önemli. Bu yaşanan olaylara ait görüntülere maruz kalmakta travmaya sebebiyet verebilir veya travma yaşamış birine ikincil bir travma yaşatabilirsiniz. Bu yüzden bu paylaşımlardan uzak kalmak, olaya dair görüntüleri paylaşmamak büyük önem taşımaktadır.

 

YORUM YAP