Solmaz Tüfekçi ile 2. Dönem Alibey Muhtarlığını ve süreçte edindiği izlenimleri konuştuk. Kucağında 8 aylık kızı ile katıldığı Kaymakamlık toplantısı, bağımlılıkla mücadele eden ailelerin acısı, mahallesinin ihtiyaçları adına sarf ettiği mesailerde edindiği tecrübeleri paylaşırken, sahip olduğu gücü ortaya çıkama cesareti için eşi, kızları ve kendisini seçen mahalle sakinlerine teşekkür etti.
Cumhuriyetin Kuruluşu ile sırası ile Musa Çavuş, Hasan ve Harun Tüfekçi'nin üstlendiği Alibey Mahalle Muhtarlığı 2014 yılından bu yana gelinleri Solmaz Tüfekçi tarafından icra edilmekte. Silivri'nin ilk kadın muhtarları arasında adını yazdıran Solmaz Hanım ile yerel yönetim serüveni ve ikinci dönemini konuştuk…
Sevginar SALİ: Sizi tanıyabilir miyiz?
Solmaz TÜFEKÇİ: Aslen Edirneliyim. 1996 yılında Harun beyle evlendikten sonra Silivri'ye yerleştim. İki kız annesiyim. O dönemde babası Hasan Tüfekçi Alibey muhtarıydı, Harun'un da azasıydı. 25 yıldır Silivri'deyim. Silivri'yi çok beğendim, insanları çok hoşuma gitti.
NEJAT UYGUR'DAN TİYATRO DERSLERİ
Sevginar SALİ: Edirne'deki hayatınızdan biraz söz eder misiniz?
Solmaz TÜFEKÇİ: Evlenmeden önce, okulumu bitirdikten sonra tiyatro öğretmenliği yaptım. Nejat Uygur'un öğrencisiydim. Edirne'de tiyatroya başladım. Köylerinde tiyatro yaptık. 400 öğrencim vardı. Skeçler hazırladım.
Çok aktiftim. Hiç boş vaktim yoktu. Okul çıkışı dişçiye gidip çalışıyordum. Harçlık almak çok hoşuma gidiyordu. Kumbaramda bu harçlıkları toplamaya başladım.
Babam hem çiftçilik hem esnaflık yapıyordu. Okurken babamın adına dükkân açmak istedim. Daha okulum bitmemişti. Bir yandan da çocukları yetiştiriyorum, oyunlar oynuyoruz.
Edirne'ye çok sanatçı gelirdi. Nejat Uygur da Halk Eğitim Merkezine gelmişti. Benim mimiklerimi beğendi. “Köfteci Kız” tiyatrosunu sahneye koydu. Orada oynadım. Sonra “İmam Bayıldı'yı oynayalım, sen de İmam Bayıldı yemeği yap” dedi bana. Tiyatro oyunları ücretsizdi. Bir hafta boyunca oynardı bizim okullarda. Okul Müdürümüz Uygur'dan çocuklara tiyatro eğitimi vermesini istedi, önce iş yoğunluğundan dolayı kabul etmedi. Ben de, “Kadınlar incitilmez siz niye incitiyorsunuz?” dedim müdürümüz kadındı. “Gel kız sen yine fare gibi deliğinden çıktın” dedi. Her yerden karşısına çıkıyordum. Beni unutmamış. Bir hafta daha Edirne'de kalacağını ve eğitim vereceğini söyledi. Bir hafta sonra gitti, bir ay sonra tekrar geldi. Yine bir hafta çalışma yaptık. O arada ekibiyle geliyor, köylerde tiyatro düzenliyorlardı.
Sevginar SALİ: Okul, dişçi, tiyatro bir de esnaflık mı sıkıştırdınız araya?
Solmaz TÜFEKÇİ: Evet… İsteğim üzerine babam kadın ve bebe giyim üzerine dükkân açtı. Esnaflık yaptım. Ondan sonra Trakya Birlik Yağlı Tohumlar'da çalıştım. Orada çalışmamın sebebi okul stajım. Turizm Otelcilik'e gittik oradan büyük bir ödül aldık. Bir ay boyunca mutfak eğitimi aldık. Diploma aldık. Yemekhanenin Genel Müdürlüğünün alt yapı çalışmasındaydım. Denetleme şefiydim.
Çiftçiliğe de büyük merakım vardı.
Babam bize varlığın içinde yokluğu, yardımlaşmayı, dayanışmayı öğretti. Babam beni çıkak olarak görürdü. Bakkal dükkânı da açtık. Bize çok şey öğretti. İyi ki de yapmış.
“BENİ CESARETLENDİREN DE DESTEKLEYEN DE EŞİM”
Sevginar SALİ: Muhtarlıkta en büyük destekçiniz kuşkusuz Harun Bey, onun döneminde siz de ona yardımcı oldunuz mu?
Solmaz TÜFEKÇİ: Evet. Beni kardeşi zannediyorlardı.
2014 yılında muhtarlığı bıraktı ben aday oldum. Harun bey “Azıcık aşım dertsiz başım” diyerek muhtarlığı hiç bırakmak istemedi. Meclis üyesi adayı olması hususunda yoğun ısrar ve talep üzerine ‘Niye olmasın?' dedik. Bana, “Sen çok aktifsin, benden çok daha iyi yapacağına eminim. Benden daha iyi olacaksın” diyerek muhtarlığa aday olmamı önerdi. “Kadın muhtar olarak gücünü göster” dedi. Yardımcı olacağını da söyledi. Büyük kızım da destek sundu. İnsanlarla diyalog halinde olmayı seviyorum. Bir adım attık, ikinci döneme devam ediyoruz… Beni cesaretlendiren de en büyük desteği sunan da evet eşim…
“HİÇ PİŞMAN OLMADIM”
Sevginar SALİ: Hiç pişman oldunuz mu? “Nereden girdim ben bu işe” dediniz mi?
Solmaz TÜFEKÇİ: Hiç… Aksine çok kişiye yardımcı olduğumu gördükçe mutlu oldum. İnsanlar “İyi ki kadın muhtarımız var. Bizim için çok büyük gurur ve şeref. Biz sizi çok sevdik” dedikçe doğru bir iş yaptığım, karar verdiğim konusunda her geçen gün daha da emin oluyorum.
“MUHTARLIK GÖREVİNİN SORUMLULUĞU ÇOK BÜYÜK”
Sevginar SALİ: Bir ile ikinci döneminiz arasında nasıl bir fark var peki?
Solmaz TÜFEKÇİ: İlk dönem muhtarlığa adım atabilmem, vatandaşın beni tercih etmesi beni çok sevindirdi. Çok duygulandım. Kadın olmanın gücünü bir kez daha anladım. Çok heyecanlıydım. Muhtarlık görevi göründüğü gibi değil. Eşim bu görevdeyken ben de kolay olduğunu düşünüyordum. Hakikaten çok farklı, sorumlulukları çok ağır. Attığın imzayı bir kez değil on defa düşünüyorsun. İşini titizlikle takip ettiğin zaman olur ama fazla rahat davranırsan iş yürümez.
Erkekler bizi küçümsüyor. Bize muhtarlık görevini yakıştırmıyor. Ama kadınlar her işte olduğu gibi bundan da anlının akıyla çıkıyor.
KADIN MUHTAR OLMANIN AVANTAJ VE DEZAVANTAJI
Kadın muhtar olmanın en önemli avantajı; mahallemdeki en genç kadından en yaşlısına kadar yanlarında olabilmek. Bizim toplumda erkek muhtar bu hususta dezavantajlı. Tabi ki muhtarın görevi sadece kadınlarla ilgili değil. Mahallemdeki her vatandaşımı dikkatle dinleyip, sorunlarına çözüm arayıp dert paylaşmak isteyenlere bir arkadaş yakınlığında olmaktayım.
“KADINLAR MUHTARLIĞIN ERKEK İŞİ OLDUĞU KONUSUNDAKİ ÖNYARGILARI ARTIK KIRDI”
İşimizin bir diğer dezavantajı ise alışılmış algılar, önyargılar. Bunu çok yaşadım. Bu algıları kırmak için aday oldum. Mahallemdeki vatandaşım da beni bu göreve uygun gördü. Bu algıdan kastım ise kadına muhtar kimliğinin yakıştırılmaması. Artık ülkemizde birçok yerde kadın muhtarların adını duymaktayız. İstanbul genelinde 264 tane kadın muhtar var. Şile'de bir kadın muhtar var şuan 80 yaşında. Senelerden beri görev yapıyor. Ankara'ya Cumhurbaşkanına beraber gittik. Kendisiyle çok sohbet ettik. Avcılar'da 55 yıllık kadın muhtar var. Gelini yardım ediyor. Son seçimde gelini aday olup kazandı. Kadınlar muhtarlığın erkek işi olduğu konusundaki önyargıları artık kırdı.
“KAYMAKAMLIKTA TOPLANTIYA KUCAĞIMDA 8 AYLIK KIZIMLA KATILDIM”
Sevginar SALİ: Muhtarlık ile ilgili ilginç anılarınız var mı?
Solmaz TÜFEKÇİ: 2014 yılında muhtar olduğumda küçük kızım 8 aylık bebekti. Şuan 8. yaşında. Salih Keser'in dönemi Kaymakamlıkta toplantı vardı. İmza atıp çıkılacak. Elim ayağım birbirine dolandı. Bırakacak kimsem yok kızımı kucağıma alıp toplantıya gittim. Sakin bir çocuktu sesi de çıkmazdı. Toplantıya gittim, oturdum dinliyorum. Çocuğum da kucağımda oturuyor. Kaymakam bey, “Orada bir bebek mi var?” dedi. ‘Evet, Sayın Kaymakamım' dedim. “Getir bakalım sen onu bana. Tamam o benim artık sen git otur yerine.” dedi. “Maşallah sana, muhtarsın mahallenle ilgileniyorsun, annesin çocuğunla ilgileniyorsun, evin temizliği, yemeği sende…” diyerek beni cesaretlendirdi.
Kaymakam Faruk Bekarlar döneminde de imza için gittiğimde, kendisi aldı kızımı elimden, “Sen git at imzanı biz küçük hanımla oyun oynayalım biraz” dedi. Faruk bey biraz titizdi korkarak gittim ama hiç de sıkıntı olmadı aksine büyük bir anlayış ve hoşgörü ile karşılaştım.
“İNSAN ‘YAPABİLİRİM' DERSE VE GERÇEKTEN İSTERSE HER ŞEYİN ÜSTESİNDEN GELEBİLİR”
Tabi sıkıntılar da yaşanmadı değil ama insan ‘yapabilirim' derse ve gerçekten isterse her şeyin üstesinden gelebilir. Bunu kızlarıma da öğretiyorum. Tuttuğumu koparırım. Kalp kırmayı hiç sevmem. İnsanlara verdiğim sözleri tutarım. Yapamayacaklarımı da söylerim.
Sevginar SALİ: Şu anda muhtarların en yoğun olarak yaptığı iş nedir?
Solmaz TÜFEKÇİ: Posta, PTT işi. Salgın sürecinde 65 yaş üstü vatandaşlara yardımcı olduk. O yoğunluğumuz oldu. Şimdi de salgın tedbirlerine yönelik denetleme çalışmalarını yapıyoruz. Hem esnaf ziyareti, hem kurallara uyum anlamında. Bizim için de iyi oluyor. Hem esnafımızı görüyoruz kurum müdürlerine bir şey sorduklarında yardımcı oluyoruz.
“ALT YAPI SORUNLARIMIZI ÇÖZÜME KAVUŞUYOR”
Sevginar SALİ: Alibey Mahallesi'nde şuandaki en temel ihtiyaç nedir?
Solmaz TÜFEKÇİ: Önceden vardı ama şuan çok büyük sıkıntı yok. Silivri'nin genelinde olduğu gibi otopark sorunu var. İnşallah o da çözülecek.
Çöplerimiz dışarıdaydı çevre pislik içindeydi. Özcan Işıklar döneminde ilk yer altı çöp konteynerlerimiz yerleştirildi. Çevresi yıkanıyordu ve tertemiz oldu. Volkan Başkan da bunları çoğalttı. Küçük Çöp arabaları geliyor, onlar da hoşumuza gitti; çok pratik ve işlevsel.
Alt yapıda sıkıntılarımız vardı. Belediyeye bu konuda çok dilekçe verdim, çok koşturdum. Zamanı değilmiş, olmadı. Volkan Başkana gittim ve alt yapı sıkıntımızı anlattım. İkinci dönem seçimimizde sıkıntısını da yaşadım. Vatandaş, “Muhtar sokakları yaptırmıyorsun sana oy moy yok” dedi. Sonuçta vatandaş haklıydı. Volkan Başkan hak verdi. “Atık su, Su Arıtma Tesisi kurulacak fakat çok paslı su içilmiş. Allah'tan hastalık falan olmamış” dedi. Gidip gördüğümde gerçekten korktum. Beyaz eşyalar çok zarar gördü. Volkan Başkan mahallemizde çok güzel alt yapı çalışmaları yapıyor. Önce biz muhtarlarla bir bir görüşerek sorunlarımızı dinledi. Çalışmalar sırasında bizden hoşgörü ve sabır istedi. Su arıtma, kanalizasyon, yağmur suyu kanalları çalışmalarının yapılacağını, İGDAŞ, İSKİ, BEDAŞ, TÜRK Telekom kurumlarının koordineli çalışmalarda bulunacağını anlattı. Elektrik, internet, su kesintilerin olacağını söyledi. Vatandaşa bunları açıklamamı istedi. Küçük broşürler hazırlamalarını istedim. Kendisi de olumlu karşıladı. Mahalleye dağıtıldı. Vatandaş da çalışmaları çok merak etti.
İBB ve Silivri Belediyemiz var. Biz de muhtarlar olarak vatandaşla aralarında köprü vazifesi görüyoruz. Çalışmalar hakkında vatandaşa bilgi verdik, hazırlıklı olmalarını ve sabırlı olmalarını istedik. İSKİ yetkilileri bana 2-3 ay boyunca onlara şikâyet iletmemi istemedi.
İkinci döneminde vatandaşımla daha da bir kaynaştık. Onları daha iyi tanıdığım için bu sıkıntıları da onlarla rahatlıkla paylaştım. Tabi ufacık acı biberler de olacak.
“ŞAHSIM VE VATANDAŞIM ADINA VOLKAN BAŞKANA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Volkan Başkanım sağ olsun, sabah akşam mahallemize geliyor, çalışmaları bizzat yerinde inceliyor. Tarihi çeşmelerimizin onarım ve bakımları da yapılıyor. Kara Mustafa Caddesi ve Değirmen Durağının altında tarihi çeşmelerimiz var. Şahsım ve vatandaşım adına kendisine çok çok teşekkür ediyorum. Kaldırımlarımız çok güzel oluyor. Ağaçlandırmanın da yapılıyor olması çok hoşuma gitti. Park alanlarımız da oldu. Başkan onları daha da geliştireceklerini söyledi. Alibey Mahallesi'nde sıkıntı kalmayacak. Nüfus olarak gelen giden yok. Bizim mahallemiz oturdu.
“SİYASETE GİRMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM”
Sevginar SALİ: Meclis üyeliği gibi farklı bir görevi denemeyi düşünür müsünüz?
Solmaz TÜFEKÇİ: İşimi çok severek yapıyorum. İlk aday olduğumda 5, ikinci seçimimde 1 rakibim vardı. Gücümün yettiği yere kadar muhtarlığa devam etmeyi düşünüyorum çünkü işimi ve insanları çok seviyorum. Siyasete girmeyi düşünmüyorum. Siyaset bizim işimiz değil. Yapamayız. Bana göre değil.
“KADES TÜM KADINLAR TARAFINDAN UYGULANMALI”
Sevginar SALİ: 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ışığında toplumumuzda bu kesimin daha güçlü olması adına neleri önemsiyorsunuz?
Solmaz TÜFEKÇİ: Kadın Acil Yardım İhbar Uygulaması (KADES) kadınlar tarafından uygulanmalı. Sadece aile içi değil her yerde tehlike ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu uygulamanın yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Toplum içi şiddet kadınlara özel bir şey değil tabi ama fiziksel olarak daha dezavantajlı oldukları için üzerinde ayrıca durulmalı.
Bir de biz kadınlarda aslında güç var da cesaret yok. Cesaretimiz fazlaca kırıldığı için biraz desteğe ihtiyacı var.
“BEKÇİLERİN TOPLU GEZMESİNİ YANLIŞ BULUYORUM”
Sevginar SALİ: Sokak Bekçisi uygulamasını güvenlik açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Solmaz TÜFEKÇİ: Muhakkak ki faydalı olsun diye yapıldı, oluyordur da… Sokak bekçileri bir toplulukla geziyor. 5-6 Kişilik gruplar halinde dolaşıyorlar. Bu bana yanlış geliyor. 6 kişi, 6 sokakta olmalı. Biri bir sokakta bir olay gördüğünde diğerlerine haber verebilir.
TOPLUMSAL YARALAR
Sevginar SALİ: İlk döneminizde uyuşturucu ile mücadele konusunda pilot muhtarlık seçilmiştiniz. O döneme dair gözlem ile tespitlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Solmaz TÜFEKÇİ: Çok üzüldüğüm şeyler gördüm. Madde bağımlısı çok gençlerimiz var. Bunun sıkıntısını çeken aileleri de yakından tanıdım.
“ALİBEY MAHALLESİ, PİLOT BÖLGE SEÇİLDİ”
Sevginar SALİ: Vakalarda artış var mı? Bu konuda sizinle irtibata geçiyorlar mı?
Solmaz TÜFEKÇİ: Tabi, İç İşleri Bakanlığı bu çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. İlk dönemimde Alibey Mahallesi pilot bölge seçildi. Kaymakamlık görev verdi. Madde bağımlıların listesi yapıldı. Hepsi tanıdık, hepsini biliyoruz. Pilot bölge seçilmemizden önce bana bağımlıların anneleri çok geldi. İyileşmek isteyen çocuklar geldi. Oturup konuştuk. Onları huzurevine götürüp durumu olmayan insanları gösterdim. Anne babalarını düşünmelerini istedim. 10 kişiyi götürdüysem 5'i iyi duruma geldi. Tedavi merkezine gidiyorlar.
YEDAM ve YEŞİLAY'a başvurdum, onlar çok yardımcı oldu.
Eğitime katılıp sertifika aldım. Muhtarların sekretere de ihtiyacı oluyor. Harun beyin de tecrübesi olduğu için ona burayı emanet ederek İstanbul'a gittim. Ne yapabilirim diye araştırmalarda bulundum. İBB'de Muhtarlıklar Müdürlüğü kuruldu. Orada Daire Başkanlarıyla görüştüm. Beni YEDAM'a yönlendirdiler. Orada bana çok yardımcı oldular. Psikologlar çocukları dinliyor, ondan sonra madde bağımlılığı ile ilgili tedavilerine başlıyor. Çocukları buradan aileleriyle birlikte gönderdik. Çok zorluk çektiklerini söylediler. Çocuklar tedaviden memnun kalıyor ama yol büyük sıkıntı yaratıyordu şimdi bu mesafe sorunu çözüldü Selimpaşa'da YEDAM açıldı.
“BAĞIMLILIKLARI TETİKLEYEN EN ÖNEMLİ ETKEN AİLE DÜZENİ”
Sevginar SALİ: Bağımlılıkla mücadelede ne gibi sorunlarla karşılaştınız?
Solmaz TÜFEKÇİ: Tedavi gören çocuklara üç ay süresi olan bir çip takılıyor. Takıldığı zaman vücut o maddeyi aramıyor ve istemiyor. Üç ay sonra bir daha çip takılması gerekiyor. Bir çipin fiyatı 4 bin 500 TL. 500 lira da kan tahlilleri tutuyor. Aileler ilkine harçla borçla buldukları parayı, ikinci çip için bulamıyorlar. Devletten yardım bekliyorlar. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geldiğinde bu sıkıntıları ilettim. Gençlerin iyileştirilmesi konusunun üzerine çok düşünüyor. Hemen sağlıkçıları arayıp indirim yapmalarını istedi. Kaymakam bey de bağımlılar konusunda çok hassas. Çok ilgilendi. Önce ailelerle evlerine giderek görüşüldü. Polis, rehber öğretmen, imam, muhtar olmak üzere 4-5 kişi olarak gittik. Çocuk iyileşmek istiyorsa yazışmalar yapılıyor, Kaymakamlık bütçesinden tedavisi karşılanıyor.
O zaman çip ücreti indirime girdi. Sonra ne olduysa tekrar yükseldi.
Madde bağımlısı gençler için çok üzülüyorum. Çoğu kopuk ailelerin çocukları. Bu sebepten boşanma aşamasına gelen birçok aileyi ikna edip yeniden evliliklerine şans vermeleri konusu üzerinde de hassasiyetle duruyorum.
Sevginar SALİ: Son olarak ne söylemek istersiniz?
Solmaz TÜFEKÇİ: Hiçbir işin dışardan göründüğü kadar kolay olmadığını ama her zorluk derecesinin başarılan şeyler ile yoğrulduğunda insana inanılmaz bir mutluluk ve çalışmak için cesaret, güç verdiğini unutmayalım. Bana inanan, beni destekleyen ailem; eşim ve kızlarıma, mahalle halkıma, hizmet ve görev azmime yardımcı olan yetkililerimize sonsuz teşekkürlerimle...