TÜRÇEP'in 25. toplantısı Hakkari'de yapıldı

TÜRÇEP'in 25. toplantısı Hakkari'de yapıldı

11.09.2018 11:47:06

Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) Temsilciler Meclisi olağan toplantısı 30 Ağustos ve 01 Eylül tarihleri arasında Hakkari'de yapıldı. Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan ve Ömer Ölmez ilçemizi temsilen toplantıya katılım gösterdi. Etkinlikte ‘Kentlerde %100 yenilenebilir temiz enerjiye dönüşümün' konusu ele alındı.

Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) Temsilciler Meclisi'nin 25. toplantısı Cilo Doğa Derneği ev sahipliğinde Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonun gerçekleştirildi. Hakkari Valisi Cüneyit Orhan Toprak'ın eşi Dr. Funda Toprak ile Van, Mersin; Tarsus, Çanakkale, İzmir, Ordu, Batman, Niğde, Kayseri, İskenderun, İstanbul ve İç Anadolu Çevre Platformu ile Doğu Akdeniz Çevre Platformu temsilcilerinin katıldığı toplantıda; AB Hibe Projeleri, ÇED ve Stratejik ÇED (SÇD) süreçleri, %100 Yenilenebilir Enerjiye Geçişte Yerel Yönetimler ve STK İşbirliği, Taş Ocakları Sorunu, ele alındı.

Toplantıda Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, ‘Kentlerde %100 yenilenebilir temiz enerjiye dönüşüm' konu başlığında sunum yaptı. Sunumun ardından soru cevap şeklinde devam eden toplantıya dernek yetkilileri kendi bölgelerinin sorunlarını dile getirdi. Birbirleri ile iletişim sağlayan dernek yetkilileri yerellerindeki çevre sorunları için hukuki destek konusunda işbirliği yapmaları konusunda hemfikir olundu.

TÜRÇEP - TÜRKİYE ÇEVRE PLATFORMU TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESİ

Basına kapalı olarak devam eden TÜRÇEP'in 25. Bölgesel toplantısının sonuç bildirgesi şu şekilde açıklandı:

Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) Temsilciler Meclisi Toplantısı Cilo Doğa Derneği ev sahipliğinde Hakkâri Ticaret Odası Toplantı salonunda gerçekleştirildi.

Hakkâri, Van, Batman, İzmir, Mersin, Tarsus, Kocaeli, Çanakkale, Silivri, Ordu, Niğde, Kayseri, İskenderun ve İstanbul'dan temsilcilerin katıldığı toplantıda; öncelikle Hakkâri, Van ve Batman gibi yöre derneklerinin sunumları ile bölgenin çevresel sorunları tartışıldı.

Toplantının 2. Gününün 1 Eylül Barış Gününe rastlaması nedeniyle savaşların büyük yıkımlara yol açtığı, Dünya'da Barışın sağlanması ve özellikle sınırlarımız ötesinde yaşanmakta olan savaşa bir an önce son verilmesi ve bu konuda Dünya kamuoyunun dikkatinin çekilmesinin gereği vurgulandı.

“TÜRÇEP'e gençlerin katılımının özendirilmesi, Kentlerde Atık Sorunu ve Atık Yakma Tesislerinin çözüm olmadığı, Çevre Mücadelesinde Yeni Dönem Stratejilerinin, Üretim ve Tüketim Kooperatiflerinin, Kentlerde %100 Yenilenebilir Enerjiye Dönüşün, Anız Yangınlarının,” tartışıldığı 2 günlük toplantı sonucunda aşağıdaki konuların kamuoyu ile paylaşılmasına karar verilmiştir:

*Ülkemiz Yenilenebilir enerji kaynakları (güneş, rüzgâr, biyoenerji vb.) açısından çok ciddi olanaklara sahiptir. Bu konuda önemsiz sayılamayacak adımlar atılmasına karşın asla yeterli değildir. Bu kapsamda yapılacak çok fazla işimiz ve kullanabilecek olanaklarımız vardır. Gelişmiş ülkeler hızla %100 yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına ilişkin önemli kararlar alıyor, somut adımlar atıyorlar. Ülkemiz çok zengin kaynaklara sahip olduğumuz yenilenebilir enerji konusundaki bu sürecin gerisinde kalmamalıdır.

*Yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin ve yoğun biçimde kullanımı ile enerjinin etkin ve verimli kullanımı sonucunda hem ekonomik sorunlarımız hem çevresel odaklı, kirli teknoloji ve enerji kaynaklarının kullanımına bağlı çok ciddi ve yaygın sorunlarımızın üstesinden gelmek olanaklıdır. Ülke halkımızın tümünü kapsayacak biçimde yaşam standartlarının yükseltilmesi bu konuda atılacak somut adımlarla olanaklı olacaktır.

*Hakkâri'nin önde gelen çevre sorunlarından biri hava kirliliğidir. Özellikle kış mevsiminde evsel ısınma amaçlı yakılan kalitesiz kömürler bu sorunun başlıca kaynağıdır.

*Maden ve taş ocaklarında yapılan, tekniğe uygun olmayan işlemler hava kirliliğini daha da artırmaktadır. Ciddi sağlık sorunlarıyla, hastalıklarla karşılaşılmaktadır. Zap Suyu'na atılan atıklar, maden ve taş ocaklarından kaynaklı kirlilik, Zap Suyu Ekosistemi'ni bozup, canlılara zarar vermektedir. Yine Zap Suyu'na verilen uygun olmayan HES ve BARAJ ruhsatları (36 adet) nedeniyle Zap Suyu gelecekte tümüyle kuruma tehditi ile karşı karşıyadır. Özetle; Zap Vadisi' nde yaşam tehdit altındadır.

*Bölgede bulunan endemik bitkilerden yaygın olarak Ters Lale adıyla bilinen Ağlayan Gelin Çiçeğinin soğanlarının sökülerek dış ülkelere kaçırılması sonucu neslinin tükenmesi tehlikesi bulunmaktadır. Dağ Muzu (Işgın) kökleri çıkartılarak il dışına götürülmekte olup nesli yok edilmektedir.

*Zap Suyu'nun ve içme sularının aşırı kirletilmesi, insan sağlığı ve diğer canlıların da olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır. Tüm dünyada nesli tükenen hayvanlara sahip çıkılırken bölgede yaşayan kelebek türlerinin yok olması ve dağ keçilerinin avlanarak hızla yok edilmesi başlı başına bir sorundur.

*Hakkari'de doğal değerler bölge halkının gereksinimleri ve sorunların çözümüne katkı sunma, yaşam standartlarının geliştirilmesi temelinde etkin biçimde kullanılamamaktadır. Bölgenin olanakları ile doğal gıda maddelerinin üretilme olanaklarının olmasına karşın, bu olanaklar etkin biçimde değerlendirilemediği için bölgeye diğer bölgelerden doğal olmayan gıda ürünleri gelmektedir.

*Van Gölü bir dünya değeridir. Giderek yok olmaktadır. Van gölü ve çevresindeki tarihi-kültürel ve doğal değerler hızla yok edilmektedir. Sahip çıkılması ve koruma kanunu çıkarılması için çaba sarf edilmesi gerekmektedir. TÜRÇEP uygun bir zaman diliminde Ankara'da ilgili ve yetkili kişilerle görüşülmesini kararlaştırmıştır.

*Taş ocaklarının kontrol altına alınması özellikle 30/12 /2013 tarihinde uygulamaya konulan yönetmeliğin uygulanması, konuyla ilgili takip ve hukuki işlemlerin yapılması, teknik ve yönetmeliğe uyulması konusunda yeterli denetimlerin yapılması için yetkilileri göreve çağırıyoruz.

*İmar Barışı uygulaması; derelerin, meraların yok edilmesi, doğanın talanı, yakılan orman alanlarında, yakılan sazlık alanlarda yapılaşma, sit alanları ve tarihi yerlerdeki yapılaşmaya yol açmaktadır. Uygulama, bu haliyle haksız kazançlara ve doğanın yoğun biçimde yağmalanmasına, yok edilmesine yol açmaktadır. Bu gidişe dur denilmelidir.

 

*Tıbbi atıkların teknik ve yönetmeliğe uygun olarak taşınması, depolanması, bertaraf edilmesi, bu konuda denetimlerin yapılması ve duyarlılık oluşturulmasına gerek bulunmaktadır.

*İnsan sağlığını ve çevreyi olumsuz yönde etkileyen anız yakılmasının önüne geçilmesi amacıyla Batman'da gerçekleştirilen ‘Ulusal Anız Yangınlarının Önlenmesi Çalıştayı' konusunda yapılan bilgilendirmede; Çalıştay'ın amacının anız yangınlarının önlenmesi için uygulanan tedbirler ile alınabilecek ilave tedbirlerin belirlenip, anız yangınlarının neden ve sonuçları ile çevre ve sağlık sorunlarına yönelik farkındalık oluşturularak, bu yangınların önlenmesi olduğu belirtildi.

*Anız yangınları insanlarımızı sağlık açısından da etkilemektedirler. Özellikle yaşlılar, KOAH hastaları, akciğer hastaları, astım hastaları ve çocuklar anız yangınlarından çıkan dumandan etkilenmektedirler. Ayrıca başka alanlarda kullanılma olanağı olan bir milli servet yok olmakta ve tarım toprakları zarar görmektedir. Gerekli eğitim ve önlemlerin yaygınlaştırılmasına gerek bulunmaktadır.

*Çanakkale/Kaz Dağları altın şirketlerinin istilası altındadır. Kirazlı'dan başlayıp Kaz Dağlarına kadar uzanan bir saha tek bir şirkete tahsis edilmiş olup, henüz Gayri Sıhhi Müessese Ruhsatı (GSMR) almadan orman kıyımı ile başlamaktan çekinmeyen bu şirketin GSMR onayından sonra kıyımı pervasızca artırdığına tanık olmaktayız. Sırada daha onlarca böyle şirket vardır ve bunlar siyanürle ayrıştırma yöntemiyle açık ocak işletmesidir.

*Çanakkale'nin tek içme ve sulama barajı olan ve 160.000 kişiye hizmet veren Atikhisar Barajımız büyük risk altındadır. Ayrıca Dünya mirası birçok endemik türün habitatı, mitolojinin doğduğu yer, Avrupa da en zengin oksijen üreten yerlerden olan Kaz Dağları'nda büyük doğa tahribatı başlamıştır. Konu TÜRÇEP ve bileşenlerinin katıldığı toplantılarda IDA Dayanışma Derneğince çok sayıda Termik Santral sorunu ile dile getirilmiştir.

*TÜRÇEP dayanışmasıyla mücadele kapsamı içinde, diğer bileşenlerin yerellerindeki birçok sorunla birlikte bu konu da değerlendirilecektir.

*Kocaeli'nde son derece etkin 30 hektarlık ormanın yok edilerek bu alana “evsel atık yakma tesisi ve atık depolama” yapılması ve bu konuda Kocaeli Akademik Odalar Birliği'nin bilimsel çalışmalarının önderliği ile bölge halkının yürüttüğü mücadele süreci paylaşıldı ve bu tesisin öncelikle yeri ve atık bertaraf süreçleri açısından bilimsel açıdan çok ciddi yanlışlar içerdiği ve kent yaşamını önemli ölçüde olumsuz etkileyeceği, kesinlikle bu yatırımdan vazgeçilmesi ve konunun bilimsel veriler ve evrensel uygulamalar temelinde yeniden ele alınıp değerlendirilmesi konusu görüşüldü..

*Ülke topraklarının etkin biçimde kullanılmaması nedeniyle ülke ekonomisinin çok ciddi biçimde olumsuz etkilendiği, doğanın ve doğal değerlerin ciddi biçimde yok edilme sürecini yaşamakta olduğu belirtildi.

*Bu olumsuzlukların sona ermesi, topraklarımızın etkin ve verimli biçimde üretime sunulması için güneş ve su gibi doğal değerlerin yeterli ölçüde var olduğu ve bu kapsamda üretim kooperatiflerinin teşvik edilerek hızla örgütlenmesi, ülkemizin genetik yapısı bozulmamış yerel tohumlarına dayalı doğal olarak üretilen ürünlerin tüketim kooperatifleri vasıtasıyla tüm ülke çapında etkin biçimde tüketime sunulması ile ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğumuz halk sağlığı ve ekonominin iyileştirilmesi konusunda önemli adımların atılabilmesinin olanaklı olduğu konusunda fikir birliğine varıldı.

Ve TÜRÇEP olarak tüm bilgi birikimi, ilişkilerimiz ve olanaklarımızın etkin biçimde kullanılması ile üretim ve tüketim kooperatiflerinin geliştirilmesi ve teşviki için ciddi bir çalışma yapılması öngörüldü. Ve bu konuda detaylı bir ön çalışma yapılması için komisyon oluşturuldu.

Doğal alanların, değerlerin yok edilmesine, talan edilmesine karşı mücadelede hukuksal alanla ilgili olumsuzluklar, giderek artan biçimde sürmektedir. Çevresel sorunlara ilişkin hukuksal mücadele olanakları giderek azalmakta, adeta yok edilmekte, tüketilmektedir.

*Karşı karşıya olduğumuz bu devasa çevresel sorunları çözmek, yaşamı sürdürülebilir kılmak sorumluluğu; bütün yurttaşlarla birlikte yerel ve merkezi yönetim birimlerine ve de karar vericilere aittir. Konuya ilişkin yasal düzenlemeleri yapmak ise T.C. Parlamentosuna düşmektedir. Gerek hukuksal alandaki olumsuz gelişmeler gerekse toplumsal yaşamımızdaki çok önemli yapısal değişimler ve gelişmeler ışığında çevre mücadelesinde stratejik düzeyde yeni biçim ve yöntemlerin geliştirilmesi adeta bir zorunluluk haline gelmektedir. Bu anlamda doğa ile barışık, sürdürülebilir bir yaşam çerçevesi ve hedefiyle, yeni stratejilerin geliştirilmesi, karar vericiler ve toplumun tüm kesimlerinde çevre duyarlılığının yükseltilmesi, doğanın korunması, sahip olunan doğal değerlerin etkin ve verimli kullanımı, TÜRÇEP' in önümüzdeki süreçte gündeminin önceliği olacaktır. TÜRÇEP tüm bileşenleri ile bu temelde etkin çalışmalarını sürdürecektir.”

 

 

 

 

YORUM YAP