MHP İstanbul Milletvekili Dr. Hayati Arkaz TBMM Genel Kurulu'nda Koronavirüs, Türk Tıbbı ve Sağlık Çalışanlarının sorunlarını gündeme getirdi.
Kendisi de hekim olan MHP İstanbul Milletvekili Dr. Hayati Arkaz, Mart ayından beri koronavirüs ile mücadele eden sağlık çalışanlarımızın sorunlarını, Türk Tıbbının geldiği noktayı ve koronavirüs ile yapılan destansı mücadeleyi değerlendirdi.
“TERÖRİSTE "TERÖRİST" DİYEMEYEN, TERÖRİSTİN ÂLÂSIDIR VE TA KENDİSİDİR”
Arkaz, Genel Kurul'daki konuşmasına öncelikle Azerbaycan'da sivil hedefleri vuran Ermenistan'a tepki göstererek başladı. “Karabağ bizim bağrımızdır, bunu bütün dünya bilsin” diyerek, Türk Milleti'nin Karabağ ve Azerbaycan ile ilgili hassasiyetine değindi. Ermenistan'ın bu insanlık dışı saldırılarına karşı çıkmayanları da “Teröriste "terörist" diyemeyen, teröristin âlâsıdır ve ta kendisidir” sözleriyle eleştirdi.
“KORONAVİRÜS DOLAYISI İLE HAYATINI KAYBEDEN SAĞLIK PERSONELİ ŞEHİT SAYILMALI”
Arkaz, sağlık çalışanlarının özlük hakları ve ek ödenekleri ile alakalı çalışmaları itina ile takip ettiklerini belirtti. Ek ödeneklerin seyyanen olması gerektiğini ve koronavirüs dolayısı ile hayatını kaybeden sağlık personelinin şehit sayılması istediklerini aktardı şöyle konuştu: “Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak sağlık çalışanlarının her zaman yanındayız, yanında olmaya da devam ediyoruz. Koronavirüsle mücadelede tüm sağlık personelinin aynı anda ve adil olarak ek ödenekten faydalanmasını istiyoruz. Özlük haklarının teslimi ve virüs yüzünden can veren personelin şehit sayılması için gereken çalışmaları takip ediyoruz.”
“SAĞLIKTA ŞİDDET SORUNU DEVAM EDİYOR”
Arkaz açıklamalarının devamında Sağlıkta Şiddet Yasasında 12 Nisan 2020 tarihinde düzenleme yapılmış olmasına rağmen, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin devam ettiğine değindi ve şöyle konuştu: “Üzülerek belirtmek istiyorum ki tüm çalışmalarımıza rağmen sağlıkta şiddet ve sağlık camiasının yaşadığı sorunlar bitmedi, devam ediyor. Sadece geçen ay sağlık personelimize karşı 60 şiddet vakası uygulandı. Son bir yılda her 4 sağlık çalışanından 1 tanesi şiddete uğradı.”
“KÖKLÜ BİR DEVLETİZ, KÖKLÜ BİR SAĞLIK CAMİASINA SAHİBİZ”
Koronavirüs mücadelesi ile ilgili, Arkaz'ın değindiği önemli noktalardan bazıları şöyle; “Geçmişten tecrübe çıkarmak çok çok önemlidir. Bizim ülke olarak ve millet olarak salgın hastalıklar konusunda tecrübemiz çoktur. Köklü bir devletiz, köklü bir sağlık camiasına sahibiz.
Biz Avrupalılar gibi ya da ABD gibi hastalarımızı parklarda bahçelerde bırakmadık; zengin-fakir ayrımı yapmadık, yaşlı-genç ayrımı yapılmadı, milletimizin her ferdine eşit bir şekilde yardım edildi ve tedavi edildi. Hekim arkadaşlarım ve tüm sağlık camiası hastalarımızın tedavilerinde gece gündüz demeden ellerinden gelen her şeyi yaptılar.
“EN KISA ZAMANDA İNŞALLAH AŞI KONUSUNDA CİDDİ VE ÖNEMLİ HABERLER VERECEĞİZ”
Hayvanlar üzerinde aşı denemeleri bitti, insanlar üzerinde denemeler başlandı. En kısa zamanda inşallah aşı konusunda ciddi ve önemli haberler vereceğiz.
Bu mücadelede 40 bine yakın sağlık çalışanının koronavirüs testi pozitif çıktı ve hastalandı. Ne yazık ki 119 personelimizi bu mücadelede kaybettik. Allah rahmet eylesin.
Ben iki buçuk yıldır Türk tıp camiasının; Avrupa'nın çok önünde, ABD'yle aynı olduğunu söyledim. Şimdi sözlerimi değiştiriyorum; koronavirüs mücadelesinde gördük ki ABD'nin de çok önündeyiz.
Sancaktepe'de Atatürk Havalimanında biz iki ayda, iki tane büyük pandemi hastanesi yaptık. On beş günde solunum cihazı, yaptık. Yalnız solunum cihazını o dönemde, son bir yıl içinde ihtiyacı olan birçok ülkeye hibe şeklinde yardım ettik ve dünyanın her tarafına da ihraç ediyoruz.”
“KARABAĞ BİZİM BAĞRIMIZDIR, BUNU BÜTÜN DÜNYA BİLSİN”
Arkaz'ın tam konuşma metni aynen şu şekilde: “Emperyalizmin piyonu katil Ermenistan, aynen Türkiye'deki işbirlikçisi PKK'nın yaptığı gibi çoluğa çocuğa, kadına, kundaktaki bebeğe kurşun sıkıyor, şehit ediyor. Lider Devlet Bahçeli Bey'in dediği gibi "Kafalarına vura vura Karabağ'dan onları en kısa zamanda atacağız." Karabağ bizim bağrımızdır, bunu bütün dünya bilsin. Hem bu memleketin ekmeğini yiyeceksin hem suyunu içeceksin hem de Erivan'ın yanında olacaksın, teröriste "terörist" diyemeyeceksin. Teröriste "terörist" diyemeyen, teröristin âlâsıdır ve ta kendisidir.
“SAĞLIK CAMİASI HASTALARIMIZIN TEDAVİLERİNDE ELLERİNDEN GELEN HER ŞEYİ YAPTILAR”
Pandemi döneminde sağlık çalışanlarımızın sorunları hakkında bilgi vermek istiyorum. Geçen yıl aralık ayında Wuhan kentinde koronavirüsle ilgili dedikodular ilk çıktığı sürede biz Türkiye'de çok ciddi önlemler aldık. Birincisi, uzman hekimlerden oluşan Bilim Kurulu oluşturuldu. Hastanelerimiz gözden geçirildi, eksikleri giderildi. Global ve küresel bir dünyada yaşıyoruz dolayısıyla virüsün çok çabuk yayılacağını biliyor idik öyle de oldu. Geçmişten tecrübe çıkarmak çok çok önemlidir. Bizim ülke olarak ve millet olarak salgın hastalıklar konusunda tecrübemiz çoktur. Köklü bir devletiz, köklü bir sağlık camiasına sahibiz. Hastalığın Türkiye'de görülmesiyle çok ciddi bir mücadele vermeye başlandı. Biz Avrupalılar gibi ya da ABD gibi hastalarımızı parklarda bahçelerde bırakmadık; zengin-fakir ayrımı yapmadık, yaşlı-genç ayrımı yapılmadı, milletimizin her ferdine eşit bir şekilde yardım edildi ve tedavi edildi. Hekim arkadaşlarım ve tüm sağlık camiası hastalarımızın tedavilerinde gece gündüz demeden ellerinden gelen her şeyi yaptılar.
Aşı konusunda bahsetmek istiyorum. An itibarıyla büyük bir aşama kaydedildi aşıda. Koronavirüsün ilk başladığı dönemde Sayın Sağlık Bakanı bu süreyi "On iki ay minimal, maksimal on sekiz ay." dedi. Şu anda on iki ay dolmak üzere. Hayvan deneyleri yapılmıştır, hayvanlar üzerinde aşı denemeleri bitti, insanlar üzerinde denemeler başlandı. En kısa zamanda inşallah aşı konusunda ciddi ve önemli haberler vereceğiz. Sağlık camiamızın verdiği büyük bir mücadele var. Bu mücadelede 40 bine yakın sağlık çalışanının koronavirüs testi pozitif çıktı ve hastalandı. Ne yazık ki 119 personelimizi bu mücadelede kaybettik. Allah rahmet eylesin.
Virüs bizden çok değerli yakınlarımızı aldı. Benim de İstanbul Tıp Fakültesinden hocam olan, değerli bilim insanı Murat Dilmener Bey, değerli arkadaşım Cemil Taşçıoğlu, Prof. Doktor Feriha Öz gibi ismini sayamadığım, bu yolda can veren tüm sağlık personeline Allah'tan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun.
Ben iki buçuk yıldır bu kürsüde Türk tıbbının, tıp camiasının Avrupa'nın çok önünde, ABD'yle aynı olduğunu söyledim. Şimdi sözlerimi değiştiriyorum, coronavirüs mücadelesinde gördük ki ABD'nin de çok önündeyiz.
Ülkemiz son yıllarda sağlığa çok büyük yatırımlar yaptı. Sancaktepe'de Atatürk Havalimanında biz iki ayda, iki tane büyük pandemi hastanesi yaptık. On beş günde solunum cihazı, yaptık. Yalnız solunum cihazını o dönemde, son bir yıl içinde ihtiyacı olan birçok ülkeye hibe şeklinde yardım ettik ve dünyanın her tarafına da ihraç ediyoruz. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak sağlık çalışanlarının her zaman yanındayız, yanında olmaya da devam ediyoruz. Koronavirüsle mücadelede tüm sağlık personelinin aynı anda ve adil olarak ek ödenekten faydalanmasını istiyoruz. Özlük haklarının teslimi ve virüs yüzünden can veren personelin şehit sayılması için gereken çalışmaları takip ediyoruz.
Üzülerek belirtmek istiyorum ki tüm çalışmalarımıza rağmen sağlıkta şiddet ve sağlık camiasının yaşadığı sorunlar bitmedi, devam ediyor. Sadece geçen ay sağlık personelimize karşı 60 şiddet vakası uygulanmış. Son bir yılda her 4 sağlık çalışanından 1 tanesi şiddete uğradı.
Tüm sağlık çalışanlarımızı en içten dileklerimle, saygılarımla selamlıyorum. Türk milleti ve tüm insanlık için büyük riskler göze alarak gecesini gündüzüne katan, ailelerine hasret kalan, başta Sağlık Bakanımız olmak üzere, doktor, hemşire ve sağlık memurundan idare personeline kadar bütün sağlık çalışanlarına şahsım ve milletim adına şükranlarımı arz ediyorum”