1980'li yılların başlarıydı. O zaman MİLLİYET gazetesi yazarıydım.
Bir Galatasaray maçı için Dolmabahçe stadındaydım. Şimdi rakibi hatırlamıyorum. Oyunun bir anında kaptan Fatih Terim hakeme itiraz etti. Hakem önce sesini çıkarmadı. Ancak itiraz sürünce sarı kart gösterdi.
Bunun üzerine hayatımda çok şaşırdığım olaylardan biri oldu. Terim gerilerek hakemin yüzüne tükürdü.
Fatih Terim'in bu hareketi neredeyse yıllarca konuşuldu. Tam beş maç ceza aldı.
Bazen liglerde hakemi itip-kalkmalar da çok gördük. Hatta eski Galatasaraylı oyuncu Salih Dursun, bir maçta hakemin kartını alıp ona göstermişti.
Hakem dövülmelerine hiç gelmiyorum. Daha iki-üç sene önce Ankaragücü başkanının hakem Halil Umut Meler'e yaptıklarını Avrupa bile konuştu.
Bunlar tabii ki hoş olaylar değil.
Ama Türkiye'de hiç rastlamadığımız bir konu var: Irkçılık!
Gerçekten Türk futboluna baktığımız zaman 'ötekileştirme'ye ait hiçbir konuya rastlamazsınız. Mesela Avrupa'da bu çok farklıdır.
İngiltere'de ırkçılık saldırısına uğradığı için sahayı terk eden futbolcular vardır. İspanya'da vardır. İtalya'da vardır. Almanya'da vardır. Ama Türkiye'de bu yoktur.
Mesela dünyanın sayılı futbolcularından olan Etoo, Avrupa'nın en iyi kulüplerini bırakıp soluğu Türkiye'de almıştı.
Neden?
Çünkü ırkçılıktan o da nasibini almıştı.
Türkiye'de mutlu yıllar geçirip ülkesine döndü. Bunun gibi Türkiye siyahi oyuncularla dolup taşıyor. Renkli insanların daha doğrusu futbolcuların kendilerini mutlu hissettikleri tek ülke burası.
Niye derseniz, hemen ekleyelim. İslamiyet'te renk ve insan ayırımı yoktur. Herkes eşittir. Kimsenin kimseye bir üstünlüğü olamaz.
Fenerbahçe teknik direktörü Mourinho Avrupa'da yapamadığını burada yaptı. Galatasaray'ın hocası için 'Maymun' kelimesini kullandı. Ortalık karıştı.
Hatta Fenerbahçe'nin asbaşkanı olan şahsın bir televizyon konuşmasında bir soruya verdiği "Ama Okan Buruk beyaz" şeklinde kullandığı cümle daha büyük bir rezalet.
Yani Fenerbahçe'deki aşırı Galatasaray düşmanlığı ve sonrasında PFDK'nın Mourinho'ya verdiği dört maçlık ceza da konunun üstünü örtemez. Mourinho Türkiye'den gitmek için elinden geleni yapmaktadır. Ama Fenerbahçe başkanı da onu kovmamak için elinden geleni yapmaktadır.
Yani bu karşılıklı 'elinden geleni yapmalar' bakalım nereye kadar sürecek.
Bizim çok iyi bildiğimiz bir konu var;
Türkiye'de ırkçılık yoktur.
Hiçbir zaman da olmayacaktır.
Hoşça kalın…