“Türkiye’nin geleceği için ortaklığın hakkını vereceğiz”

“Türkiye’nin geleceği için ortaklığın hakkını vereceğiz”

05.05.2023 10:26:45

“Türkiye'de Saadet Partisi olarak cumhurbaşkanlığında Sayın Kılıçdaroğlu'na ve milletvekillerine desteğimizi vereceğiz” diyen Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Şule Rıdvanoğlu, “Üzerimize düşeni yapıyoruz çünkü bir ortaklığın içerisindeyiz. Yani şunu biliyoruz, biz hiçbir çalışma yapmasak da belirli kazanımlarımız olacak ama hak etmemiz lazım. Bunu yapacağız çünkü Türkiye'nin geleceği için önemli. Gerekeni sadece kendi siyasi menfaatimiz, partimizin avantajları için değil, ülkemiz için yapacağız” şeklinde konuştu.kallanabilirsin (1)

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Şule Rıdvanoğlu, Silivri Kadın Kolları Başkanı Hatice Taşkın ve yöneticileri 14 Mayıs seçimlerine yönelik ilçemizde sürdürdükleri Millet İttifakı destek çalışmaları kapsamında gazetemizi ziyaret ettiler.
“BU SEÇİMDEN ÜMİTLİYİZ”
Sevginar SALİ: Seçim çalışmalarınız nasıl geçiyor?
Şule RIDVANOĞLU: Çalışmalar,Millet İttifakı olarak bizim açımızdan gayet iyi ilerliyor. Bu seçimden ümitliyiz. İnsanların artık ekonomik koşullar nedeniyle çokçasorgulamaya başladığı bir döneme denk gelen bir seçim. Pandemi ve depremi yaşadık ve bunların üstüne ekonomik çöküntüyü de beraber yaşıyoruz. İktidarı destekleyen temel, kemikleşmiş seçmen var ama onun dışında sürekli yer değiştiren seçmen de her zaman var. Türkiye'de o yer değiştiren seçmendeğişime hazır görünüyor.
“FİKİRLERİMİZ CHP İLE UYUŞUYOR”
Sevginar SALİ: CHP'nin listeleri ve Genel Başkanı için oy istiyorsunuz. Sizin için de bu seçimde bu önemli bir değişim. “SP seçmeni CHP listelerine oy vermez” yorumları yapılıyor, sahada nelerle karşılaşıyorsunuz?
Şule RIDVANOĞLU:Başkanlık sisteminden itibaren fikirlerimiz CHP ile uyuşuyor. Biz Başkanlık Sistemine karşı çıktık. Yani referandumda da zaten Saadet Partisi olarak bunun tüm Türkiye için sakıncalı bir sistem olduğunu, doğru olmadığını dile getirip “Hayır'' dedik. Ondan sonraki süreçte Başkanlık Sistemiyle yaşadığımız bir deneyim de var ki bizi haklı çıkarttı.
“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ İÇİN SIKINTILI”
Partili Cumhurbaşkanı, hesap verebilirliği olmayan, yasama -yürütme -yargının birbirinden ayrılmadığı, tek kişide toplanmış yetkiler, sorgulamadan uzak ve hesap verebilirlikten uzak çok tehlikeli ve Türkiye'nin geleceği için sıkıntılıdır. Uygulamalı olarak gösterilmiş oldu. Yani onun akabinde bir önceki seçimde de zaten biz ittifakla seçime girdik. Bu bizim için ilk değil.kallanabilirsin (3)
“MİLLETVEKİLİ ADAYIMIZ BÜLENT KAYA 7. SIRADA”
Sevginar SALİ: CHP Listelerinde Saadet Parisinin 3. Bölge adayı kim?
Şule RIDVANOĞLU:3. Bölge'den Bülent Kaya milletvekili adayımız olarak yedinci sırada.
“İTTİFAK ADIMLARI BİZİMLE ATILDI”
Sevginar SALİ: CHP ile Saadet Partisi arasındaki bu siyasi birlikteliği nasıl yorumlamalıyız?
Şule RIDVANOĞLU:Biz zaten mutabakat metninin hazırlanma süreçlerinde de işin içindeydik. Yani ilk zaten CHP ile Saadet Partisi'nin yakınlaşması ile bu ittifak adımlarını attı. Bir buçuk yıldır da aynı masada diğer partilerin de eklenmesiyle yürütülmüş bir süreç var. 2.300 maddelik bir mutabakat metni söz konusu. Yani orada 6 partinin, belli periyotlarla toplantılar yaparak ortaklaşa bir karara bağladıkları ve iş başına geldiklerinde uygulayacaklarını taahhüt ettikleri, bütün liderlerin altında imzasının olduğu bir mutabakat metnimiz var. Biz bunun üzerinden çalışmalarımızı yürütüyoruz.
“OYLAR ARTIK DEĞERLENDİRİLEBİLECEK”
Geçtiğimiz yıl hükümet bir değişiklik yaptı. Seçim sisteminde D'Hondt Sistemi getirildi. O değişiklikle beraber artık oylar ziyan olacaktı. Yani 80.000 oy almışsınız, 90.000, 100.000 oy almışsınız ama o sistem bölüne bölüne geldiği için sizin oyunuz boşa gidiyor ve bu iktidar partisine yarıyor. Bu değerlendirildiğinde, CHP'den de gelen “Birleşelim” yaklaşımıylabu oylar artık değerlendirilebilecek. Çünkü böyle olduğunda 15'e yakın milletvekili bugün iktidara gidecekken Millet İttifakı'na dönmüş olacak. Herkes ayrı ayrı girseydi, onlar için avantajlı bir durum söz konusu olacaktı. CHP tarafından böyle bir teklifle gelindiğinde, bu da genel merkezimizde istişarelerle oturup konuşuldu.
“TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ İÇİN ORTAKLIĞIN HAKKINI VERECEĞİZ”
Bize düşen ortak hareket etmekti. Orada bir karar alınmış oldu. Başta tabii ki teşkilatımızın içerisinde bir miktar arkadaşımızın tereddütleri yaşandı ama sonrasında şu süreçte biz bütün İstanbul'un ilçelerinde, hatta bütün Türkiye'de Saadet Partisi olarak cumhurbaşkanlığında Sayın Kılıçdaroğlu'na ve milletvekillerine desteğimizi vereceğiz. Gerek sosyal medyadan gerek yazılı medyadan, gerekse arazide yaptığımız çalışmalarımızda zaten ifade ediyoruz. Üzerimize düşeni yapıyoruz çünkü bir ortaklığın içerisindeyiz. Yani şunu biliyoruz, biz hiçbir çalışma yapmasak da belirli kazanımlarımız olacak ama hak etmemiz lazım. Neticede ortaklığın hakkını vermemiz lazım. Bunu yapacağız çünkü Türkiye'nin geleceği için önemli. Gerekeni sadece kendi siyasi menfaatimiz, partimizin avantajları için değil, ülkemiz için yapacağız.
“KADINI SİYASETİN İÇİNE DAHİL EDEN ERBAKAN'DI”
Sevginar SALİ: Refah, Fazilet, Saadet bu partilerin ideolojik bakımdan kadının toplumdaki yaşantısını kısıtlandıkları genel bir kabulken, teşkilat içinde kadınların bu denli aktif çalışmalarda rol oynamasını bize açıklar mısınız?
Şule RIDVANOĞLU:Türkiye'nin siyasi tarihine baktığınız zaman şunu görürsünüz, kadın siyasetçi sayısıhep azdı. Biraz da kadınların da bunu talep ve tercih etmesi gerekiyordu. Hangi siyasi partiye giderseniz kadın ve erkeklerin oranı tam arzu ettiğimiz şekliyle değil. Bu davanın lideri Necmettin Erbakan'dır. 1969'da yol yürümeye başladıktan itibaren aslında kadını siyasetin içine dahil eden ilk insan. Tabii ki önemli bir misyon.Kadınların teşkilatlanması, mahalleden sandığa kadar Refah Partisi döneminde başladı. Yani biz erkek teşkilatlanması gibi hala aynı şekilde devam ediyoruz.
“ERBAKAN SAYASİNDE EV KADINLARI SİYASETE GİRİP DÜZENE İTİRAZLARINI DİLE GETİRDİ”
Ne yaptı Erbakan hocamız?Yani özellikle o dönemki süreçler sosyal gerçek. Özellikle muhafazakâr tanımladığımız kadının toplumiçerisinde belli bir konuma yerleştirilip oradan herkesin baktığı bir yerde Erbakan Hoca o kadını sosyalleştirdi.Asıl tehlike gördüğümüz şeyi tam tersini yapmış oldu. Erbakan hoca sayesinde ev hanımları kendilerini siyasetin içinde bulup, o günkü düzene itirazlarını dile getirebildiler.
“ÇOCUKLARI VE TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ İÇİN KAYGI DUYAN KADINLARIN ÖNÜ AÇILDI”
Sosyal hayatta kendilerine biçilmiş algıyı kırdılar.Erbakan Hoca, kendi çocuklarının ve Türkiye'nin geleceği için kaygı duyan kadınların önünü açtı ve o hanımlar evlerinden çıktılar.
“BAŞÖRTÜSÜ MESELESİNDEN ZARURETTEN EVDE OTURAN KESİM VARDI”
O günlerde tabi bizim için üniversite konusunda da sıkıntılar var. Başörtüsü meselesinden dolayı zaruretten evde oturan bir kitle de vardı. Onların da işin içine dahil olmasıyla beraber biz birdenbire yoğun bir katılımla Türk siyasi hayatındaki en muhafazakâr tanımlanan kesim olarak kendimizi siyasetin içerisinde bulmuş olduk ve bu bugüne kadar devam ediyoruz.
“SADECE ERKEK YAPILANMASIYLA HİÇ BİR HAREKET MUVAFFAK OLAMAZ”
Toplumda kadın erkek bir arada yaşıyor. Yani sadece bir erkek yapılanmasıyla hareket eden hiçbir hareket muvaffak olamaz. Çünkü toplumun yarısından fazlası kadınlardan oluşuyor. Siyasetin içinde de varız ve olmaya devam edeceğiz. Tabii kolay değil. Geçenlerde Millet İttifakı'nın içerisindeki partilerin kadın idarecileri olarak bir araya geldiğimiz toplantıdakadınların siyasetteki zorluklarını dile getirmiş olduk. Her siyasi partide var ama, biz kadınlara olan ısrarımızla, çabamızla idari noktada da kadınların fiili önemli. Çünkü ancakkadın ve erkek birlikte çalışırsasorunları çözebiliriz.
“UÇURUMUN KENARINA GELDİ”
Sevginar SALİ: 14 Mayıs'ta sandık başına giden vatandaşlarımıza ne söylemek istersiniz?
Şule RIDVANOĞLU:Halkımız 14 Mayıs'ta geçmiş 20 yılı iyi düşünsünler ama son 10 yılı, hatta son 5 yılı çok daha iyi düşündüler. Yani Türkiye tabii ki de bu süreçlerden geçti. AK Parti iktidarının ilk 10 yılında belki çok fazla hissedilmedi. Ama sonraki 10 yıldakison 5 yıldaiktidar özellikle kamplaştırma, insan hakları ihlalleri, devlet işleyişindeki düzende bozukluk ve başkanlık sistemiyle artık iyice uçurum kenarına gelmiştir.
“6 TANE BENZEMEZ TÜRKİYE'NİN YARINI İÇİN BİR ARAYA GELDİ”
Türkiye'nin oradan hep beraber dönmesi gerekiyor. Yani bunun için de herkesin bir oyu var, çok kıymetli bir oy ve onu kullanması lazım. Başka bir Türkiye,başka bir Türkiye niyetiyle ortaya çıkmış insanlarla da bir arada olmak istiyoruz. Onlarda bir iktidar görmek istiyoruz, bu Türkiye için çok önemli.Özellikle gençlerin çok ciddi desteği var. Kamplaştırmayı biz bozacağız. Yani bir defa 6 tane benzemez bir araya gelebiliyorsa Türkiye'nin yarını için geliyor. Yani hepimiz aynı fikirde olsaydık da ayrı siyasi partiler olmazdı. Hepimizin ayrıştığı noktalar var ama bu normal zaten. Bu ayrıştığı noktalara rağmen bir arada çok güzel şeyler yapabiliriz. 2.300 madde olarak da biz bunu ortaya koyduk. Yani bu da bugüne kadar Türk siyasi hayatında olmuş bir şey değil. Herkes elini taşın altına koydu.
“ÖNEMLİ OLAN ÜLKEMİZİN ÇIKARLARI VE İYİLİĞİ”
Türkiye'ye dayatılan, üstümüze gelen bir sürü atılmış iftiralar, bir sürü mesnetsiz ithamlar var.Bunların hepsinin halk da biz de farkındayız.Ancak içinde hiçbirinin dayanağının olmadığınında farkındayız. Özellikle Saadet Partisi olarak bulunduğumuz konum gereği en fazla bombardımana tutulanlardan biri biziz. Bunlara rağmen hazırız.Bu ülke için, Millet İttifakı'nda biz hep söylediğimiz yerdeyiz, mesafedeyiz. Erbakan hocamızhep kritik zamanlarda tavrı ortaya koyarken, o günkü memleketin menfaati için, faydası olanı neyse o şekilde hareket etmiş. Hiçbir zaman bir kesimi dışlayarak, oradan uzaklaşarak, oraya kapıları kapatarakhareket etmedi.Biz de hep bunu böyle değerlendirdik. Biz Türkiye'deki her partide bir araya gelebiliriz. Her görüşle bir araya gelebiliriz ve ortak yol alabiliriz. Burada da hiçbir mahsur görmeyiz. Önemli olan ülkemizin çıkarları, iyiliği…İnşallah baharlar gelecek!

YORUM YAP