Gerilim, gerilim, gerilim…
Yay gibi gerim, gerim gerilmelerimizin sonucunda inşallah nihayet özlediğimizin ötesinde; esasen acilen ihtiyacımız olan huzur ve rahatlığa erişiriz artık.
Huzurun olmadığı bir ortamda ne sağlıklı bir üretim, ne verimli bir çalışma olur! İlerleme de kaydedemeyiz… Düşmanlarımızı işte bu durumumuz halinde mutlu etmiş oluruz. Ama bizim birinci vazifemizi kötü olmamızı bekleyenleri mutlu etmek değil kendi halkımızı refah ve huzura eriştirmek.
Hala kavgadan, ötekileştirmeden, bölünmeden başka bir durum gündemimizde yok. Ne yazık ki bunlardan bize bir fayda da yok! Başkalarının bize yapacakları kötülükler inanın çok sınırlı ama kendi kendimize yaptığımız kavgaların, hataların, yanlış uygulamaların vebali de sonucu da çok ağır olur…
Türkiye'nin onuru ve asaletini başkaları belirleyemez. Onlar bizim bu açıdan garantörümüz de olamaz. Bizi biz yapan biziz; seçenleri ile seçtikleriyle, kararları ve kararsızlıklarıyla, hata ve doğrularıyla.
Hollanda, Fransa veya Almanya'dan bir şey beklemediğimiz zaman güçlü oluruz… Yaptıkları veya yapmadıklarının bizim için bir önemi olmadığında kuvvetimizi sadece onlara değil onlar gibi düşünen bütün dünyaya ispat etmiş oluruz.
Bir terbiyesizlik onu yapana aittir, yapıldığı, uygulandığı tarafı bağlamaz; o bundan mesul tutulamaz, tutulmaz. Terbiyesizliğin yapıldığı tarafın tutumu da onu anlatır… Başkalarının davranışlarından sorumlu değiliz ama sorumlu olduğumuz ve hiçbir vatandaşın kendinden ayrı düşünüp, değerlendiremeyeceği bir ülke var; Türkiye!
Başkalarına hadlerini bildireceğiz diye ne kendimizi ne de bizi biz yapan bu güzel ülkeyi örselemeyin, örseletmeyin… Birçok ülke alternatifimiz var, bazılarında belki de yaşam seçeneğimiz de; hiç biri memleketimiz, vatanımız olmayacak unutmayın!
BAŞSAĞLIĞI
Mustafa Saral'ın babası Şevki Saral, Pazar günü hayatını kaybetti. Baba Saral, bugün öğle namazına müteakiben Şişli Merkez Camiinde kılınacak cenaze namazından sonra Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verilecek. Mekânı Cennet olsun, Allah ailesi ve tüm sevenlerine sabır versin.
KALKO'NUN BİRLİK ÇAĞRISI
Silivrispor Başkanı Ümit Kalko, yaptığı yazılı basın açıklamasıyla Silivri ve temsil ettiği kulübün iyiliği için barış ve dayanışma çağrısında bulundu, “yeniledi” de diyebiliriz. Açıklaması bana “Dal rüzgârı affetse de kırılmıştır bir kere” sözünü anımsattı… Ve de “Affa değer olanı zaten herkes affeder. Asıl af, affa lâyık olmayanı da affetmek değil mi?” diye de bakabilirsiniz, okuyabiliriz Kalko'nun görüşlerini…
Siyasette de sporda da aklımın ermediği konular olduğunu açık yüreklilikle kabul ediyorum, bir kısmını anlamak istemediğimi de itiraf ediyorum…
Tüm gerekçeler ve haklı sebep olarak sunulacak nedenlere rağmen kavganın her türlüsüne karşıyım… Çünkü zerre kadar bir yararı olduğuna inanmıyorum, sıkıntıyla baş gösteren durumu daha kötü etmekten başka bir işe yaramadığından, hayatta hiçbir şeyden olmadığım kadar, eminim.
Aklı başında insanlar, taşıdıkları sorumlulukların bilincinde olduklarını kabul ettiğimiz kimseler; başkalarına bir şey ispat etmek için değil, kendi konumunun gereklerini bir tık ileriye taşımak için güçlerini, bilgilerini, emeklerini odaklayanlardır…
Ve de “En yüksek dağlar en derin vadilere bakar”… Dağların tepelerine çıkanlar bunu daha iyi bilirler… Çıkmak ne kadar güç ise, inmenin o kadar kolay ve yok edici olabileceğini de tahmin etmek zor değil.
Kalko'nun birlik ve kardeşlik çağrısını değerli buluyorum. Ona artı değer kazandıracak yaklaşım ile tamamlanması önemli ve zaman içinde, doğru adımlar ve samimi yaklaşımlarla mümkün diye inanıyor, ümit ediyorum.
HAYAT DERSİ
Bir başkasının kötü olduğunu ispat etmek için çıkılan yolda çok kolay insanların sizin iyiliğinizi sorgularken kendinizi bulabilirsiniz.
Bir başkasını yok veya yerinden etmek niyetiyle koyulduğunuz uğraşın neticesinde kendi konumuzun sorgulanmasıyla karşı karşıya kalmanız çok muhtemel.
İnsan eşsiz bir varlık ama o kadar da üstün meziyetlere sahip diye düşünmeyin; başkalarına etkisi kendisine olandan daha fazla asla değil. Bunun için kendi hayat ve sorumluluklarınızı terk ederek başkalarınınkiyle uğraşırken her şeyden önce kendinize ettiğiniz haksızlığı hesap edin.
İyi haftalar…
