Sevginar Sali

Tuzaklar, mayınlar ve ihanetler!

Siyasete adım attığı günden bu yana Mümün Koçoğlu'nu takip ediyorum… 2012'de ilk İlçe Başkan Adaylığı sürecinde seçimi kazanamamış olabilir ama ciddi bir fark yarattı. Sonrasında meclis üyeliği, belediye başkan aday adaylığı konusunda sergilediği duruş ve son raddede tekrar CHP İlçe Başkan Adayı olarak huzurumuzda…
İtiraf ediyorum dün gerçekleştirdiğimiz ve sizin bugün okuyacağınız söyleşinin içine 4 tuzak soru yerleştirdim…
Birincisi ‘CHP İlçe Başkanı olduktan sonra' yapacaklarına yönelikti… Şöyle ki bu ifadelerin soru ekini görmeden siyasetçiler genelde çok klişe ve ezbere “Partimin iktidar bayrağını belediyeye dikeceğim” cevabını yapıştırırlar… Ama Koçoğlu ‘önce birlik ve beraberlik' vurgusunda bulanmakla ilk tuzağı atlattı.
Hani bir işi ya da mesleği çok para kazanmak için yapmaya niyet edenlerin atladığı severek ve büyük emek ortaya koymadıkları takdirde değil bir kâr elde etmek, kendilerini de kaybedecekleri tehlikesini görmemek gibi bir körlüğü var mı, yok mu Koçoğlu'nu test ettim…
Siyasette 10 yılı dolduran birinin bu tuzağa düşmesi kötü olurdu değil mi? Allah'tan düşmedi : )
İkinci ‘mayınım'; “Eşiniz siyaseti bırakmanızı isterse ne yaparsınız?” sorusuydu… “Bırakırım” ya da “Bırakmam” dan hangisi daha kötü bir cevap bilmiyorum ama “İkna ederdim” kesinlikle doğru yanıttı.
Bir an duymak istediğimi söylemeyecek diye koktum ama çabuk toparladı.
Yeni bir özelliğini keşfettim CHP İlçe Başkan Adayının muhatabının gözlerinin içine bakarak tepkilerini çok iyi tahlil etme konusunda epey kendini geliştirmiş : ) Bu özellik sadece siyasette değil, hayatın her alanında işine epey yarar…
Kapan üç; “Kongre bitti, siz değil, yarışa girdiğiniz isimlerden bir başkası kazandı. Ne düşünürsünüz?”
Eksikliği, hatayı kendisinde aramak ve devamında verdiği cevaplar çok hoşuma gitti… E, onları da burada tekrarlamayayım; söyleşiyi okuyun : )
İnsafsızlığın dibine vurdum, bu kadar yoğunluğun içinde yapamayacağı bir şeye dair soru sordum… Tabi ki korktuğum ve onun utandığı cevabı aldım… Ama kolayca yalan söyleyebileceği bir şeyken, gerçeği ifade etme dürüstlüğünü, mahcup olma özelliğini alkışlıyorum. Bu konuyu uzatmamak ve es geçmek karşılığında bir anlaşma yapacağız gibi.. Mümkün olduğunca çok akşam kızı ile birlikte duruma göre birlikte kitap okuma ödülü! Denetim yetkisini eşine mi, babasına mı vermek gerektiği hususunda ikilemdeyim, yeni yılda karar vermiş olurum : )
(Söz verdiğim üzere soruyu söyleşide yayınlamadım ama köşe için bir şey dememiştim : )
Siyasetçi-gazeteci iletişiminin ötesinde görüş alışverişi konusunda, içimi dökme, aklımdakileri doğru tartma hususunda sıkça istişare ettiğim bir isimdir Mümün Koçoğlu… Yıllar içinde böyle bir yakınlığımız gelişti. ‘Hainlik' cüretim biraz da bundan sebep… Bilirim ki en sert eleştiriyi de yargıyı da hatta önyargıya karşı dimdik durabilecek irade ve karşılık verecek sadece akıl değil, zekâya da sahip.
Daha önce de ifade etmiştim Mümün Koçoğlu ve Semih Ayeş'in değerlendirilmemesi CHP açısından 2019 seçimlerine girilirken, sonuçlar itibariyle de görüldüğü üzere, vahim birer hataydı…
Neyse vardır her şeyde bir hayır…
Koçoğlu'na çıktığı yolda başarılar diliyorum. Bu siyaset dili, anlayışı ve niteliğindeki insanlara Silivri'nin de ne kadar ihtiyacı olduğunu bu vesile ile belirtmiş olayım…

YORUM YAP