İbrahim Çeşmecioğlu

Ukrayna’da savaş var! Ukrayna’da savaş var! Ukrayna’da savaş var!!!

“Ben barış için savaşmak istiyorum.”

*Albert Einstein

Kuzeyimizdeki Rusya ve Ukrayna savaşı üzerine doğru bir sonuca varabilmek için dünyanın röntgenini önümüze koyarak yorum yapmalıyız diye düşünmekteyim. Teşhis dediğin görerek konur zira! Analitik düşünmek için ilk önce prensiplerini yerine getirmek lâzım, değil mi? Sözün burasında, ısrar ve tekrarla dünya yüzündeki bütün savaşlara karşıyım diye söylemeliyim efendim.

Peki devam edelim..

Fotoğrafa gelince; onunla ilgili fazla yoruma gerek olduğunu sanmıyorum.. Ben sadece görünen işaretlerin neye tekabül ettiğini söyleyeceğim, sonuç zaten kabak gibi ortada! Bir de, Jean Jauras'ın cümlesini çözümlemenize anahtar olsun diye şuracığa iliştireceğim: “Nasıl ki bulut yağmuru içinde taşırsa, kapitalizm de savaşı içinde taşır” demiştir kendileri. Doğru mudur? Hayatımda bundan daha doğru bir cümle az duydum emin olun.

Fotoğraftaki küçük, koyu mavi noktaların tamamı şu anda hararetle barışı savunan Amerika'nın dünyadaki üsleridir! Yakın zamanda Irak'a da “Barış götüreceğim” diye giren Amerika ile onun destekçisi ülkelerin yürek paralayan çabalarını görünce eminin sizin de gözünüz yaşarmıştır benim gibi(!). Şimdi Facebook yöneticileri efendilerini övdüm deyi (!) utanıp kısıt ferman eyleyecekler amma, heç umurum değil! Öyle ya, asalak pirelerde kan hakkını ister dünyadan, şaşacak bir şey yok bunda! Diyeceğim bu kadar.. kin, kan ve savaştan uzak olsun cümleniz.

...

Diyelim ki Zelenski iddia edildiği üzere işin buraya gelmesinde korkunç iç ve dış politik hatalar yaptı. Ve diyelim ki, halkının seçimde kendisine verdiği güvenden oluşan gücü hiç doğru kullanamadı.

Peki, ne yapalım şimdi?

Etme bulma dünyasıdır bu diyerek: Rusya'nın o yakıcı soğuğunda dışarıda kalıp üşüyenleri, sığınaklarda aç sefil bekleyenleri.. her bir yana dağılmış yurdu, ailesi ve çevresi için kaygı duyan, içi titreyen insanları.. sınır kapılarında çoluğuna çocuğuna çevrilmiş namluların hayınlığından kurtulmak için canı yanarak memleketini terk edenleri.. şerefiyle vatanını eş tutup, cephede, caddede, sokakta direnenleri umursamayalım mı? Toprakları işgal edilmiş, huzuruna, bütünlüğüne, iradesine kastedilmiş bir halkın yanında olmayalım mı?

Ne yapalım?

Arkadaş, şeref ve izzet dediğin göğüs kafesinin burcuna dikilmeli.. insan şahsiyetinin haysiyetine yakışan, vatanı işgal edilmiş bir halkın amasız, fakatsız yanında olmaktır. Derhal masumların ıstırabına, katline son verilsin, derhal. Barış, hemen şimdi..

...

Hani nerde NATO, CENTO, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği... nerde gücünüz, caydırıcılığınız, uluslararası hukukunuz.. nerde şimdiye kadar yalnızca enselerinizle mabadınızı büyütmekten ve geri kalmış ülkeleri sömürmekten gayrı bir işe yaramayan süper gücünüz.. hani varlığınız, birliğiniz, tesiriniz, gösterin hadi zamanıdır. Bak kan ağlıyor insanlar ve yardımınızı bekliyorlar yana yakıla!

Tam bağımsızlık idealine sarılmayıp da  size bel bağlayanların tamamı perişan oldu tarih boyunca, telef oldu, ziyan oldu!

Ulusunu en bilge, en derin duygularla yücelttiğin ve ona buna kul olmayı utanç saydığın için sana sonsuz minnet ve şükranla büyük Atatürk.

...

Hadi gel,

kendi kahırsa eğer,

yasası da çetin olmalı aşkın.

Geçen, zehir zemberek demiştin,

kurşun gibi ağır geliyor sevdan diye!

Daha vakit varken,

gün inmeden gecenin üstüne..

alıp bütün cinai sözcüklerini de yanına;

gel!

Bekliyorum seni.

En bilenmiş cümlelerinle

vur da, böl bedenimi ikiye!

Sağ yanım ben,

sol yanım hep sen..

Şimdi al hangisini

almak istersen..

 

Ömer Faruk Küçükkaya'nın olağanüstü güzel gün batımı fotoğrafı, İbrahim Çeşmecioğlu'nun şiirsel metniyle buluşunca sanki biraz gam yüklendi ama olsun; kıymetli ağabeyimin vizöründen hissemize düşendir efendim.. hem hüzün değil midir içteki acıları damıtan.. ve hüzün değil midir damıttığıyla bir  insani öz oluşturarak ruhları katılıktan koruyan.

İyi haftalar diliyorum..

Esen ve mutlu kalın.

YORUM YAP