Mesai bitse de işle bağlantımız bir türlü kopamıyor. Eve gitsek bile gelen e-postalar, whatsapp mesajları, çevrimiçi toplantılar çalışanların dinlenme saatini kabusa çevirebiliyor. Çalışanlar bu durumdan şikayetçi olsa bile çoğu kimse işini kaybetmek istemediği için işin fazlasını sırtlanmak durumunda kalıyor. ABD'de gerçekleştirilen bir araştırmada fazla çalışma ve işveren tarafından her an ulaşılmak istenme durumu; çalışanların ruh sağlığında, iş tatmininde, motivasyonlarında ve iş yerine bağlılık konusunda sıkıntılar yaşamasına neden oluyor. Çalışanların bedensel, mental ve ruhsal sağlıkları olumsuz etkileniyor. Bu yaşanan durum nedeniyle çoğu ülkede ‘Ulaşılamama Hakkı' tartışılmaya başlandı. Bazı ülkelerde ise bu hak çalışanlara yasal yoldan verilmiş durumda.
DÜNYA'DA ULAŞILAMAMA HAKKI
Dünya geneline baktığımızdaysa İrlanda, Arjantin, Kanada, Filipinler, İngiltere, Hollanda, Fransa ve İtalya gibi pek çok ülke çalışanlara ulaşılamama hakkını pandemi öncesinde yasal olarak vermiş durumda. Örneğin Fransa'da 8 Ağustos 2016 yılında yürürlüğe giren Fransız İş Kanunu'nun L.2242-17 Maddesiyle birlikte; özel sektör çalışanları mesai saatleri dışında çevrimdışı kalma, gelen e-postalara ve telefonlara cevap vermeme hakkı elde ettiler. Elde edilen bu hakka göre; çalışanlar hafta içi 20:00 ile 07:00 arasında ve hafta sonu da Cuma 20:00 ile Pazartesi 07:00 arasında sistemlerini kapatma, yöneticilerin kendilerine akşam belirli saatten sonra e-posta, mesaj göndermeme, telefonla aramama gibi haklar elde ettiler.
Avrupa Parlamentosu'nun yaptığı bir araştırmaya göre ise; Avrupa genelinde çalışanların yüzde 37'si pandemi döneminde evden çalışmaya başlamış ve bu çalışanların yüzde 27'si ise mesai saatleri dışında da çalışmak zorunda kalmıştır. Bu sebepten dolayı da Avrupa Parlamentosu, 2021 yılının ocak ayında özel sektör çalışanlarının iş saatleri dışında ulaşılamamasına yönelik 'Ulaşılamama Hakkı' ile ilgili hazırlanan raporu kabul etti. Çalışanlarla işverenler arasındaki iletişimin saatleri ve sınırları hakkında olan bu rapor, birliğe üye ülkelere bu konuda bir aksiyona almalarına dair bir tavsiye niteliğinde. Raporda üzerinde durulan temel konulara baktığımızdaysa; çalışanların iş yaşamları ve özel yaşamlarının ayrıştırılması, çalışanların fiziksel ve psikolojik durumlarını etkileme, fazla mesai ve ücretlerdir. İrtibatı kesme hakkı kapsamında, çalışanların dinlenme süreleri, resmi ve yıllık tatilleri, annelik, babalık izinleri dâhil olmak üzere çalışma saatleri dışındaki sürelerde telefon görüşmeleri, e-postalar ve diğer mesajlar gibi işle ilgili görevler, faaliyetler ve elektronik iletişimden kaçınmalarına izin verdiği vurgulanıyor. Bu kriterler doğrultusunda Avrupa Parlamentosu, tüm çalışanların korunmasını sağlamak amacıyla Ulaşılamama Hakkının Avrupa Birliği üyeleri özelinde bir sosyal politika aracı olarak görülmesi gerektiğini dile getiriyor.
Raporda dikkat çeken bir başka önemli konu ise çalışanların mesai saatleri dışında bağlantılarını kesme hakkının fiziksel ve zihinsel sağlıklarını ve refahlarını korumasına neden olması durumu. Bu durumun çalışanları psikolojik risklerden korumak için hayati önem taşıdığı vurgulanmıştır. Nitekim, sürekli bağlanabilirlik, yüksek iş talepleri ve çalışanların her an ulaşılabilir olduğuna dair artan beklentiyle birlikte, çalışanların temel haklarını, iş-yaşam dengelerini, fiziksel ve zihinsel sağlıklarını ve refahlarını olumsuz etkileyebilmektedir.
TÜRKİYE'DE ULAŞILAMAMA HAKKI
‘Dinlenme hakkı' Türkiye'de anayasanın 50. Maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu ve bağlı yasal mevzuat ile korunma altına alınmıştır. Ulaşılamama hakkı da dinlenme hakkının bir uzantısı olmakla birlikte doğrudan anayasada ulaşılamama hakkı özelinde yasal bir düzenleme olmadığı için bazı firmalar tarafından bu konu suiistimal edilebiliyor. Halbuki bu hak özel sektör tarafından çalışanlara verilebilse, çalışanların şirket içindeki verimliliklerini üst seviyeye çıkmasına neden olacak. Motivasyonlarını arttıracak. Motivasyonu artan çalışan da şirketin daha verimli çalışacağı için şirketin karlılığını dolaylı yoldan etkiler. Aksi durumda, mesai saatleri dışında, evden işlere devam ettirilme durumundaki buna ‘acil koduyla' gelen işler dahil, çalışanların motivasyonu düşüreceği için daha fazla kazanacağını düşünen şirketleri rahatlıkla zarar ettirebilir. Tüm bunların yanında ulaşılamama hakkı işvereni, sözleşme saatleri dışında kendi iradesiyle çalışmaya karar veren ve sonrasında fazla mesai ödenmesini talep eden çalışanlar tarafından yapılan mesai ödeme taleplerine karşı da korumaya yardımcı oluyor.
Bu doğrultuda, Avrupa Birliğine uyum süreci kapsamında, önümüzdeki günlerde ulaşılamama hakkının doğrudan Türk mevzuatında da yer alması beklenmekledir. Türkiye'de yasal mevzuatı beklemeyen bazı firmalarsa bu hakkı çalışanlarına vermeye başladı bile. Bu firmaların yapmış oldukları bu girişim, işin ciddiyetini kavramış olmaları açısından ve diğer firmalara da örnek teşkil etmesi adına önemli bir adımdır.