
Türk olduğunu ifade etmenin, şanlı al bayrağı taşımanın suç sayıldığı ve ‘ayrımcılık’ olarak nitelendirildiği şu günlerde Silivri Ülkü Ocakları Ocak Başkanı Zafer Yalçın, 1944 tarihiyle başlayan ‘Türkçülük-Turancılık’ davası olarak bilinen yargılama sürecinin, kutlu mücadeleyi ölüm hücrelerinde başlatan değerlerimizin ve mücadeleyle geçen tarihimizin her Türk’ün bilincinde olması gerektiğine dikkat çekti.
YALÇIN: KOMÜNİZME DARBE VURULDU, TÜRKÇÜLÜK KAZANILDI
Irkçılık-Turancılık davasının gerekçelerinden biri olarak gösterilen Hüseyin Nihal Atsız - Sabahattin Ali davasının 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra yaşanan ‘Ankara Nümayışı'nı’ anmak amacıyla, ilk defa 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askerî hapishanesinde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkûm tarafından kutlanmıştır. Daha sonraki senelerde de devam eden toplantılar Türkçülük Günü (Bayramı) adını alarak tarihe kaydedildi. Tarihimizin dönüm noktası olan Türkçülük Bayramı ile ilgili Yalçın şu açıklamada bulundu: "İşte, her geçen gün biraz daha şımaran ve şımardıkça küstahlaşan bu güruhun karşısına nihayet yiğit bir önder çıktı: H. Nihal Atsız… O, bir Kürşad gibi ileriye atılarak, halkının tepkisini kalemiyle ortaya koydu. Bu şuurlu harekete Türk halkının ve özellikle de gençlerin verdikleri desteğe karşı 3 Mayıs’ın çileli ve işkenceli yılları başlamış, ama sonuçta komünizme de set çekilmiş, Türkçülük kurtarılmıştır.
"IRKÇILIK DAVASI ADI ALTINDA TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ YOK ETME HAREKETİYDİ”
Gerek Türkçülük tarihinde ve gerekse Türk hukuk tarihinde 3 Mayıs, çok önemli bir gündür. Çünkü bu ülkede 1944-1945 yıllarında Türkçülük aleyhinde büyük bir facia yaşandı. Zamanın yöneticileri tarafından ‘Irkçılık- Turancılık Davası’ diye adlandırılan bu unutulması mümkün olmayacak olay, aslında Türk milliyetçiliğini ve dolayısıyla da Türkülüğü ortadan kaldırma hareketinden başka bir şey değildi. Türklük veya Türkçülük düşmanlarının saflarında yer alan; dalkavuklar, karaktersizler ve korkakların elbirliğiyle yürütülen bu kıyım hareketi ülkenin üzerinde tam iki yıl bir zulüm kasırgası gibi esti, tahrip etti.
"ASKERİ YARGITAY’IN YÜREKLİ HAKİMLERİ KARAR VERDİ; TÜRKÇÜLÜK BERAAT ETTİ”
Oynanan oyunlara, çevrilen dolaplara, atılan iftiralara ve yapılan baskılara rağmen, bir askeri mahkeme ile Askeri Yargıtay’ın vicdanlı, namuslu ve yürekli hakimlerinin tarihi kararları sonucu Türkçüler ve dolayısı ile Türkçülük beraat etti. Bu suretle de kirli alınlar yerlere sürülürken Türk milliyetçiliği unutulmayacak bir zafer kazandı.
"GENÇ BOZKURTLAR GEÇMİŞİNİ UNUTMAYACAK”
1944-1945 yıllarında yaşanan bu vahim olayların üzerinden 68 yıl gibi uzun bir zaman geçti. Bugünkü genç nesiller, Türklüğe ve Türk milliyetçiliğine yapılan bu ihanetleri, iftiraları, yaşanan bu zulümleri elbette ki bilemezler. Gerçi bu ülkünün yolcuları, çilekeşleri ve yılmayan savaşçıları, genç Bozkurtlar, her 3 Mayıs’ta bu günleri çeşitli vesilelerle anmışlar ve anmaktadırlar.”
Hazal BAŞARAN