Bugünlerde futbolcuların yüzüne kan gelmiş, Çerkezköy maçını kazanırız diye umut ediyorum… Dün yapılan toplantılarda yeni transferle ilgili sorunlarının çözüleceğini umut ediyorum. Umut az şey değil, Silivrispor için. Mademki üzüm yemek istiyoruz, o zaman biraz daha sabır… Nerelerden buralara geldi, Silivrispor? Geçmişte hatırlarsınız deplasmanlardaki maçlara gidebilmek için bile ayrı bir sponsor bulmak gerekiyordu. İyi işte şimdi yatıp kalkıp dua edelim, ne diyelim iyi durumdayız... Ha daha eksiğimiz var diyenler içinde o zaman kurban derileri de Silivri-spor’a toplansın olsun bitsin.
Bu bizim sorunumuz! Silivri-spor’da daha düne kadar kimse çıkmazsa ben çıkarım diye endişe duyarken üç sezon öncesindeki yeni yönetimi keyifle özetlemiştim; Serdar Teker, Mustafa Saral, Mutlu Memiş, Aşkın Koç, Cem Bayburt, Doruk Bulut gibi genç isimler. O zaman zor şartlarda kurulan yönetime girmeleri için davet edilen isimlerin kulübün borcundan dolayı tırım tırım köşe bucak kaçtıklarını da isim isim biliyoruz. Kongre sonrasında ise o zamanki gazetemiz sayfalarında manşetlerden “Olması gereken oldu” başlığını atmıştım, aynı keyifle…
Bitme noktasında bir ışık doğdu. Yine yazmıştım; “Bir şehir toplansa, günlerce istişare yapsa, hocalar muska yazsa, taraftarlar yürüyüş yaparak yolları aşındırsa, Belediye Başkanı ve Kaymakam kafa kafaya verse ki şimdiye kadar böyle bir şey olmadı, böyle bir yönetim oluşmazdı, o zaman oluştu”
O dönem listeye girenleri tanımayan yok zannediyorum… Silivri-spor’un yeni yönetiminde ‘Bu kim?’ diyeceğimiz kimse yoktu… Akgün Duru, Turan Turan yönetimleri böyle değildi, mesela. Çok çabuk unutuldu. Mesela, Ahmet Bek yönetimi de dünya karması gibiydi, tutmadı! Yüzüne gözüne bulaştırdılar. En canlı örnek; “Sorunlu dosyalar.” Benim gibi birkaç kalem dışında üzerinde duran olmadı. Taraftar fazlaca tepki koymadı. Silivrispor tarihinde ilk kez oyuncuların ödemeleri yapılmadı ama hocalar maaşlarının tamamını aldı!
Güçlü isimlerle donatılmış böyle yönetimlerin dezavantajları ise, çabuk kırılırlar.
Bu yönetimin oluşmasında başrolleri oynayan Mutlu Memiş’in mevcut görevinden istifasını kaşımadan bu yönetimin ne yapacağına ne yapabileceğine yoğunlaşmamız lazım. Şimdilerde ise gündem gereksiz geriliyor diye düşünüyorum. Gereksiz kaşınıyor. Abinin başkan kardeşinin de hoca olduğu yönetimin ardından gelinen noktada yani bugün bakmamız gereken, bizim takımın oyuncuları tıkır tıkır maaşlarını ve primlerini alıyorlar mı almıyorlar mı? O zaman gelsin puanlar. Futbolcu alacakları, personel maaşları düzene girmişken sorunumuz ne?
Haberin devamı 26.01.2012 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…