“Umutsuzluğa yer yok, CHP dimdik ayaktadır”

“Umutsuzluğa yer yok, CHP dimdik ayaktadır”

25.10.2021 10:23:44

CHP Örgüt toplantısında konuşan CHP İlçe Başkanı Berker Esen, “Biz işbaşına geldiğimizde, memlekette bayram olacak. Biz hazırız. Milletimiz hazır. AKP iktidarının notu vatandaşlarımızca belli, tasdiknamesi hazır. Tasdiknameyi ellerine tutuşturmak için milletimiz biran önce sandığı beklemektedir” şeklinde tamamladığı konuşmasında genel siyaset ve ülke gidişatı hakkında dikkat çeken tespitlerde bulundu.

CHP Silivri İlçe Başkanlığı; uzun bir süredir pandemiden dolayı yüz yüze yapamadığı Örgüt Toplantısını Cuma akşamı Ünsal Düğün Salonunda oldukça yoğun bir katılımla gerçekleştirerek, üyeler ve parti emekçileri ile bir araya geldi.

CHP SAFLARINI GÜÇLENDİRDİ

Toplantıda çok sayıda yeni üyeye parti rozetleri takılarak, CHP örgütü resmen gövde gösterisinde bulundu.

“Eş Güdümlü Örgütsel Çalışmalar” gündemli toplantıda İlçe Başkanı Berker Esen önemli açıklamalara imza attı.

ESEN: BİR SLOGANIMIZ VAR; ÇALIŞIYORUZ, KAZANACAĞIZ!

Esen'ın değindiği konular şöyle: “Cumhuriyet Halk Partisi Silivri İlçe Başkanlığı olarak, 5 Ocak 2020 tarihinden itibaren göreve geldiğimiz süre boyunca eşimizden, işimizden, ailemizden feragat ederek partimizin Silivri'de başarılı olması için örgütümüzle tek vücut, tek yürek olarak partimizin başarısı ve emanetimizi yeniden devralabilmek adına gecemizi gündüzümüze katarak alandayız, sahadayız, evlerdeyiz; merkezdeyiz, beldelerdeyiz, köylerdeyiz. Biz Hazırız! Çalışıyoruz, kazanacağız.

ENFLASYON İLE MÜCADELE KONUSUNDA ÖNERİLER SUNDU

İktidar, enflasyonla mücadelede ve gıda enflasyonunu aşağı çekmekte, samimi görünmüyor! İktidar enflasyonla mücadelede, gıda enflasyonunu aşağı çekmekte samimi ise sonuç alınabilecek basit birkaç öneriyi burada sıralamak isteriz.

*Öncelikle üretimi ve üreticiyi teşvik politikalarına yönelmek ve ürüne verilecek asgari taban fiyatı önceden ilan edip, alım garantisi vererek ürün ve üretim planlamasını devreye sokmak gerek.

*Çok olağanüstü bir durum olmadıkça nihai ürün ithalatına gidilmemeli, gümrüksüz ithalat uygulamasına son verilmelidir.

*Bunun yerine, üretime başlama noktasında girdi maliyetlerini düşürecek tohum, ilaç, gübre vb. ithal girdilerin gümrükleri sıfırlanarak, üreticiye en düşük maliyetle erişim sağlanmalı.

*Tarımsal sulamada kullanılan elektrik, mazot enerji faturalarında ÖTV-KDV sıfırlanmalı faturanın asgari yüzde 50'si devlet tarafından üstlenilmelidir.

*Devlet özelleştirilen elektrik şirketlerine döviz bazında kilovatsaat başına alım garantisi verirken, otoyol köprülere araç, şehir hastanelerine hasta garantisi verirken, üreticiye de ürün bazında (buğday, arpa, bakliyat, ayçiçeği, soğan, patates vs.) ekim dönemi öncesinde ürününü satın alma, fiyat garantisi ve hasat döneminde enflasyona endeksli fiyat artış garantisi vermelidir.

*Üreticinin an itibarıyla tüm borçları en az 3 yıl süreyle faizsiz olarak ertelenmeli, Ziraat bankası kredilerinin yüzde 80'i düşük faizle ya da faiz sübvansiyonu ile tarım ve hayvancılığa tahsis edilmelidir.

“COVID-19 GIDA ÜRETİMİNİN VE GIDAYA ERİŞİMİN NE KADAR STRATEJİK VE HAYATİ OLDUĞUNU GÖSTERDİ”

Covıd-19 gıda üretiminin ve gıdaya erişimin ne kadar stratejik ve hayati olduğunu hepimize gösterdi. Salgın süreci atlatılsa bile iklim ve su krizi nedeniyle gıda ve üretimin bu stratejik konumu önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Bugünden orta ve uzun vadeli üretim planlaması, üretici eğitimi, kentten kırsala dönüş, tarımsal arazilerin korunması ve arındırılması gibi stratejiler uygulama takvimine bağlanarak tüm üreticilerin önlerini görebilmelerini sağlayacak şekilde önceden ilan edilmelidir.

“YEREL YÖNETİMLERİ DIŞLAYARAK, SORUNU ÇÖZMEYE YÖNELMEK, SONUÇSUZ KALMAYA MAHKÛM”

Merkezi yönetimin, yerel yönetimleri dışlayarak, sorunu baskınlar ve etiket teftişleriyle çözmeye yönelmesi, sonuçsuz kalmaya mahkûmdur.

Yerel yönetimlerin, büyükşehir kırsalındaki üretim çabaları desteklenmeli, büyükşehir çeperlerinde gerçekleştirilecek üretimin pazara, markete, rafa ulaşım maliyetinin düşüklüğü dikkate alınarak, yerel yönetimlerle iş birliğine, ortaklaşa üretim faaliyetlerine merkezi yönetimin de desteği, katkısı sağlanmalıdır.

“ÜRETİCİLERE DESTEK OLAN TÜM BELEDİYELERE VE BAŞKANLARINA TEŞEKKÜR EDERİZ”

İstanbul Büyükşehir Belediyemiz de bu anlamda daha önceki yönetimce görmezden gelinen çiftçi ve hayvancıya bütçe ayırıp destek olmaya devam etmektedir. Fide ve yem destekleri bunların en yalın örneklerinden sadece bir kaçıdır. Üreticilere destek olan tüm belediyelere ve başkanlarına teşekkür ederiz.

“DOLAR MAALESEF YÖNETEMEMENİN SONUCUNDA 10 TL'YE DAYANDI”

Bir diğer önemli konu da Merkez Bankası! Merkez Bankası, faizi iki puan düşürerek 16'ya indirdi. Saray'ın talimatıyla alınan kararın ardından döviz yeniden yükselişe geçti. Elektrikten doğalgaza ve petrole yeni zamlar gelmeye devam ediyor. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu merakla beklenen toplantısının ardından politika faizini yüzde 18'den yüzde 16'ya indirdiğini duyurdu. 200 baz puanlık indirim beklendiği şekilde Türk Lirası'nın değer kaybetmesine neden oldu; Dolar maalesef yönetememenin sonucunda 10 TL'ye dayandı.

“ENERJİDE KÜRESEL VE ULUSAL KRİZ KAPIDA”

Türkiye için enerji faturası son dönemlerde daha da kritik bir gösterge haline gelmiştir. Avrupa'da yaşanan enerji krizinden Türkiye'nin de etkilenmesi kaçınılmazken, AKP iktidarı önlem olarak henüz bir girişimde bulunacağına dair kamuoyu ile paylaşımda bulunmamıştır.
Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu milleti kaderine terk etmemiş; Kara Kış Fonu hemen kurulmalı önerisini getirerek, tüm enerji sektörü paydaşlarına ve belediyelerimize milletimiz için ne yapabileceğimizi konuşmak üzere acilen toplantı yapılması çağrısında bulunmuştur.

“ ‘YOK'LAR ÜLKESİNDE YAŞIYORUZ MAŞALLAH!”

İktidara göre Türkiye refah ve mutluluk ülkesi. Tüm dünya Türkiye'yi ve AKP'nin başarılarını kıskanıyor. Tozpembe bir hayat kurup yaşayıp gidiyorlar. Yurttaşın haykırışına sağır, talebine kör kalan AKP hangi sorun ortaya çıksa inkâr ediyor. Kabul etmek zorunda kaldığında ise suçu başkasına atıyor. Erdoğan ve Cumhur İttifakı'nın diğer bileşenlerine göre ülkede hiçbir ciddi sorun yok. Halkı refah içinde mutlu mesut yaşarken Türkiye uluslararası arenada en kötü dönemini yaşıyor. Karşılarına yakınan biri çıktığında ise “nankörlük ve hainlikle” suçlanıyor.

“BÖYLE BİR İKTİDAR TARİHTE GÖRÜLMEDİ!”

-Pahalılık yok, Konut sorunu yok, Yurt sorunu yok, Burs sorunu yok, İşsizlik yok, Kürt sorunu yok, Pandemi ile mücadelede sorun yok.
Aslında hükümetin kendisi de ortada yok!

Tüm toplumun gözü önünde yaşanan, her bir bireyin iliklerine kadar hissettikleri sorunlar iktidar için yok hükmünde. Sorunun birinci derecede muhatabı olan hükümet ortada yok. Her gün televizyona çıkıp ezberlenmiş cümleleri tekrar ediyorlar. Ezberleme yetisini yitirenlerde cam ekranda okuyor. AKP elitlerinin dünyasının aktörleri kendi hayatlarından başkasını göremeyecek kadar körleşmiş durumdalar.

Erdoğan'ın “halinden memnun” dediği yurttaşlar kredi borcu altında eziliyor. 25,5 milyon kişi kredi borçlusu. Başka bir ifadeyle her 100 kişiden 30'u bankalara borçlu. 2,3 milyar liralık kredi ise takibe düşmüş durumda, İcra Dairelerindeki Dosya Sayısı ise 23 Milyonun üzerindedir.

Devlet'te bir an evvel israfın önü kesilmeli, Devlet kamu kaynaklarını kullanarak kendi yatırımlarını yapmalıdır. Günlük 45 bin araç geçiş garantisiyle inşa ettirilen Çanakkale Köprüsü'nün fiyatı araç başına 15 Euro olacak.

Bugünkü kurla yaklaşık 165 TL'yi bulan köprü geçiş fiyatı, şu anki feribot tarifesinin neredeyse iki katına ulaşmaktadır. Öte yandan yap, işlet, devret modeli kapsamında verilen garanti nedeniyle vatandaşlarımız geçse de geçmese de para ödemek zorunda kalacak.

Garanti verilen günlük sayı, yıllık geçiş garantisinin 16 milyon 425 bin araç için verildiği anlamına gelmektedir. Bu güzergâhta feribot üzerinde yıllık 3,5 milyon aracın geçiş yaptığı ifade edilmektedir. Söz konusu güzergâhta olağan trafiğin iki katına çıktığı varsayılsa bile verilen garantiyi karşılamayacak;

Karayolları Genel Müdürlüğü, 1915 Çanakkale Köprüsü'nün toplam maliyetinin 7 milyar 145 milyon lira olduğunu açıklamıştır. Buna göre araç trafiği iki katına çıksa bile yaklaşık 2 yılda köprünün maliyeti verilen garantiyle karşılanacaktır. 2022'de açılması hedeflenen köprünün sözleşme süresi 2033 yılında biteceği dikkate alındığında 11 yıl içinde ödenecek garanti tutarıyla yaklaşık Beş adet Çanakkale Köprüsü yapılması mümkündür.

Köprünün hizmete açılmasının ardından, kamuya yük olmaması ve garanti edilen araç geçişini sağlaması için bu güzergâhta neredeyse beş katı daha fazla aracın geçmesi gerekmektedir.

Millet İttifakı ortağımız İYİ Parti Genel Başkanı Akşenir'in dediği gibi, bizler projeye değil, ranta karşıyız. Ülkenin tüm kaynakları beşli çeteye adeta peşkeş çekilmiştir. Millet ittifakı iktidarında rant yandaşa değil vatandaşa sağlanacaktır.

“MİLLET İTTİFAKI'NIN HEDEFİ DEMOKRATİK GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEME DÖNÜŞTÜRMEKTİR”

Sözlerime son verirken, şunu belirtmek isterim; Millet İttifakı'nın hedefi adaylık tartışmaları değil, tek adam sistemini değiştirme ve demokratik güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüştürmektir.

Cumhur ittifakı, kendi değiştirdikleri anayasada siyaset mühendisliği yapmak isterken, şimdi farkına vardıkları ‘siyasal gafletin' paniğini yaşamaktadırlar. Bunun için bir yandan seçimin zamanında yapılacağını ısrarla yinelerken diğer yandan Millet İttifakı'nı adayını açıklama baskısı altına alma çabasına girişmektedirler. Oysa Millet İttifakı'nın hedefi adaylık tartışmaları değil, tek adam sistemini değiştirme ve demokratik parlamenter sisteme dönüştürmektir!

“ÇOK BÜYÜK SORUNLARIN OLDUĞUNUN FARKINDAYIZ ANCAK BU SORUNLAR ÇÖZÜMSÜZ DEĞİLDİR”

Ama herkes müsterih olsun. Evet, ülkemizin AKP iktidarıyla birlikte çok büyük sorunların olduğunun farkındayız. Ancak bu sorunlar çözümsüz değildir. Bu soruları Cumhur İttifakı'nın çözme şansı kalmamıştır. Kalsaydı 20 yılda çözerdi. Kaldı ki sorunun sebebi olanlar, sorunun çözümü olamazlar. Kendileri de artık gidici olduklarının farkındadırlar.

Bir AK Parti Genel Başkan Yardımcısı çıkıyor, “AK Parti gidince ne olacak?” diye soruyor. Ne olacak? Biz işbaşına geleceğiz. Millet rahat nefes alacak. Kimse bu milletin fertlerini bölüp, parçalamayacak. Millet İttifakıyla birlikte ülkemizde büyük bir kucaklaşma olacak. Bu ülkenin kaynakları üç beş yandaş için değil, tüm millet için kullanılacak. Bağımsız yargı olacak. Özgür medya olacak. Birinci sınıf bir demokrasi olacak. Herkes canından, malından, geleceğinden emin olacak. Herkesi kucaklayan tarafsız bir Cumhurbaşkanı olacak, devlet yönetiminde liyakat olacak. İstişare olacak.

Derelerimize, ormanlarımıza, dağımıza, taşımıza, kurdumuza, kuşumuza, gözümüz gibi bakacağız. Kısacası, biz işbaşına geldiğimizde, memlekette bayram olacak. Bunun için yeni kurallarımız hazır, yeni kurumlarımız hazır. Yeni kadrolarımız hazır. Biz hazırız. Milletimiz hazır. AKP iktidarının notu vatandaşlarımızca belli, tasdiknamesi hazır. Tasdiknameyi ellerine tutuşturmak için milletimiz biran önce sandığı beklemektedir.

“UMUTSUZLUĞA YER YOK, CHP DİMDİK AYAKTADIR”

Umutsuzluğa yer yok, Cumhuriyet Halk Partisi dimdik ayaktadır. Şimdi ailemize yeni katılan üyelerin rozetlerini takmak üzere sahneye davet ediyor; örgütüme, Silivrili vatandaşlarımıza, katılımcı arkadaşlarımıza, bize destek olan üyelerimize Silivri İlçe Başkanı olarak teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

YORUM YAP