“Üniversite Silivri’nin başarısı olur”

“Üniversite Silivri’nin başarısı olur”

13.10.2012 10:41:02

SİLİVRİ Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Ekim ayı meclisinde AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş'ın "Gümüşyaka ile ilgili olarak karayollarının olumsuz görüşü yok. Burada siyasi bir kandırmaca var. Bu konulardan sıyrılabilmek için, günah keçisi olarak şahsımı da içine katarak siyasi partimiz bu anlamda töhmet altında bırakılmaktadır” şeklindeki kürsüden gerçekleştirdiği eleştirilere, "Konu 292 sayısıyla meclise alındığında Karayollarının olumsuz görüşü var. Komisyonda da var, okuduğumuzu söylüyorum. Eğitim alanında olumsuz görüş belirtilmiş. Neden üniversite alanı için ısrar ediyoruz?‘Burada gözü olan çakalların ümidini kesmesini istiyoruz” şeklinde cevap verdi.


IŞIKLAR: ISRARLA EĞİTİM ALANI İSTEDİK
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş'ın kürsüden yaptığı konuşmasına cevaben 3,5 yıldır sürdürülen üniversite kazandırma çabalarını anlattı. Ve şunları söyledi: "Göreve geldiğimizde kapatılmış beldelerden gelen yerlerimiz vardı. Bunlardan biri de Fener'deydi. Yaklaşık olarak yarısı köy tüzel kişiliğinde, yarısı da mera vasfındaydı.
Kavaklı'da da rahmetli Geyiktepe'nin alınması için teşebbüste bulunduğu, Galatasaray'a sosyal tesis olarak verilmek üzere olan bir yer vardı. Evrakları alırken orayı da teslim aldık. Kavaklı arazisi hazinede. Bedeli yatırılmış ve süreç başlamış burada. Ancak arazinin üniversite alanı olarak da planlamasının yapılması gerekiyor.
Gelelim Gümüşyaka'ya. Orada da belediyenin mülkiyetinde olan yer var.
Fakat Metin Bey'in dediği gibi bir eğitim alanı var, stok alanları var. Biz bu alanların dördünü birden ısrarla eğitim alanı olarak planlamak istedik.

"ÇAKALLARI SİLİVRİ'DEN UZAKLAŞTIRMAK İÇİN ARAZİLERİ ÜNİVERSİTE ALANI OLARAK TESCİLLİYORUM”
Tuzla Merası'nın 254 dönümü geçtiğimiz dönem Helal Et tarafından 35 yıllığına kiralanmış. Neden? Çünkü metrekaresi 1000 TL üzerinden satılmak için teklif yapılmış ama belediye tarafından alınmamış. Etrafına duvar örülmüş ve güzelim mera yok olmuş durumda.
İşte bu kamusal alanları rantiyenin dışına itmek, halkın kullanımına kazandırmak için tek çıkış yolumuz vardı. O da, buraların üniversite alanı olarak tescil edilmesiydi. Bizim de başından beri söylediğimiz buydu. Silivri'yi bir eğitim kenti yapmak istiyoruz. Bunu iki şekilde gerçekleştirmek için çalıştık. Önce, kendi mülkümüz olan yerleri, üniversite alanları olmak üzere müracaat ettik. Alipaşa ve Gümüşyaka için müracaatlarımız oldu. Kavaklı'ya hemen protokol yaptım. Neden? Çünkü bu alanın artık üniversite alanı olduğunun kamuoyu tarafından bilinmesi için. Buraya niyeti olan çakallara, "üniversite yapılacak, ümidinizi kesin” demek istedim. Ve sonrasında da üniversite alanı olarak ilan ettim.

"ÜNİVERSİTENİN NE ZAMAN YAPILDIĞI ÖNEMLİ DEĞİL”
Alipaşa'da, Arıkanlı'ya verdiğimiz yer taşkın alanında olan bir bölge. Hiçbir vasfı yok. Üzerinde hayvan otlayacaktı. Kamu yararı gerekçesiyle taşkın alan olmaktan çıkartıp, üniversite alanı olarak planlara işleterek 80 dönüm araziyi daha kurtardım. Ne zaman yapılacak? Önemli değil. Ben kamuoyuna çıkıp diyeceğim ki: ‘Buraya üniversite yapılacak iradesiyle meclise götürüyorum.'

"CEZAEVİNİ SORDULAR, İÇİMDEN BİR ŞEYLER KOPTU”
Almanya ile Türkiye arasında Mesut Yılmaz döneminde bir anlaşma imzalandı. Üzerinden yıllar geçti ama yürürlüğe girmedi. Tayyip Erdoğan'ın Başbakanı olduğu hükümet, Alman hükümeti ile bir anlaşma daha imzaladı. Birinci madde bu iki devletin ortak üniversite kurabileceği, yerin de İstanbul olacağı. Daha karar çıkar çıkmaz, Cumhurbaşkanı'nın önüne dahi gitmeden o maddeyi gördüm ve Sayın Vali Muammer Güler'e gittim. Buna talip olduğumuzu ifade ettim. Yerimizin olup olmadığını sordu, ‘uğraşıyorum' dedim. ‘Üç tane yere üniversite olarak müracaat ettik. Hükümetimizin Almanya ile yaptığı anlaşma gereği bunu hayata geçirmek istiyorum' dedim, teşekkür etti. Çok hoşuna gittiğini ve bu konunun arkasında duracağını söyledi. Gümüşyaka'daki alanların çekimini yaptık ve sunuşlarını hazırladık. Alman Büyükelçisi ve müsteşarlarına konuyla ilgili sunuşumuzu yaptık. Silivri'nin bütün artılarını anlattık. İmkânlarını masaya yatırdık. Tek bir soru sordu: ‘Cezaevi'ne ne kadar yakın?' O an içinde bir şeyler koptu. Cezaevi'nin Silivri'ye hiçbir zararı olmadığını söyledim. Bağlantılarının farklı olduğunu ifade ettim. Üniversite alanına da yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta. Ama maalesef Alman Büyükelçisi cezaevine takıldı. Sonra Alman Konsolosluğu'na gittik. Bir de konuyu burada anlattık. Böyle bir çabamız oldu.
İkinci soru da, ‘Üniversite alanları planlarda işli mi?' oldu. İşli değil! Ben bir protokol yapıp İBB meclisine götürmem lazım ki, ortaya bir irade koyacağım, meclis bunun arkamsında duracak ve talebimiz dikkate alınacak. Buralar mera da görünse, tarla da görünse amacımız üniversite alanı olarak planlara işletmek, tescillemek. Rantçının gözünü buradan uzaklaştırmak istiyoruz. Bu, Silivri'yi eğitim kenti olmaya yönlendiren bir proje. Anadolu Üniversitesi'ni çekin Eskişehir'den, 18 Mart'ı çekin Çanakkale'den bakın bakalım bu şehirler nasıl Kerbela'ya dönecek…

"VAKIF DA DEVLETİN DEĞİL Mİ?"
Hangi üniversite olursun kim getirirse getirsin önemli değil. Vakıf olsun, devlet üniversitesi olsun. Sonuçta vakıflar da devletin vakfı. Kimse içinden şahsına bir çöp alamaz. Tahsis ettiğimiz arazi şahsın değil vakfındır. Vakıf da devletindir. Yani biz o araziyi Türk devletinin vakfına emanet edeceğiz.

"BÜROKRAT HEYETİMİZİ KOVDU”
Gelelim Gümüşyaka'daki üniversite çabamıza. Gümüşyaka konusu meclis gündemine 292 sayıyla geldi. Komisyona geldi durdu. Bir daha geldi yine durdu. Ben basında çıkan açıklamalarımla, bir kaygımı dile getirdim. Gittik, oradaki bir bürokrat, "Burası yeşil alandır, fazla da karıştırmayın, toplantı bitmiştir” dedi ve arkadaşlarımı gönderdi. Bir anlamda arkadaşlarımı kovuyor kapıdan. Burada o günkü arkadaşlarım. Ben de bir telaşla tekrar gittim. Sefer Bey'i (İBB İmar Komisyon Başkanı) de bir ağabey kadar yakın gördüm. Sıcak yaklaştı, hiçbir tereddüdümüz yok.

"KARAYOLLARI'NIN OLUMSUZ GÖRÜŞÜ VAR”
Konu 292 sayısıyla meclise alındığında Karayollarının olumsuz görüşü var. Komisyonda da var, okuduğumuzu söylüyorum. Eğitim alanında olumsuz görüş belirtilmiş. Siz şimdi benim yerimde olsanız bu kaygıyı taşımaz mısınız? Ve o gün meclise gelecekti. Ben de Sefer Bey'e şunu söyledim "Abi lütfen burasını siyasi kaygılardan uzak üniversite alanı olarak planlara işleyelim. Kim yaptırırsa yaptırsın onur duyarım, bundan gocunmam ama ne olur bu şekilde olsun. Rica ediyorum bu konuya siyasi baktırtma” dedim. O da "O zaman Ergun bey'le konuş” dedi. Hatta randevuyu da Sefer Bey'in alması için rica ettim. Hatta bir tanesinde de görüşmeye bizim grup başkanvekilimiz olmadığı için Sefer Bey'le birlikte gittik. Çok da olgun karşıladı. İkinci aradığımda da aynı olgunluğu sergiledi. Hani Metin Bey'in sözünü etiği gibi nezaketsizlik yapmadık.

"HER ÇABANIZ ŞÜKRANLA ANILACAK”
Burasının üniversite kenti olması konusunda yapacağınız her çaba şükranla anılacaktır. Şükranla da size teşekkür edeceğiz. Bunu hiç unutmayın. Buradaki üniversitelerin bir polemik konusu haline getirilmesini hiç doğru bulmuyorum.

"TÜRK KALP VAKFI DA GELMEK İSTİYOR”
Türk Kalp Vakfı da bize geldi. "Burada bir yer olursa üniversitemizi kurmak isteriz” dediler. Ben de kendilerine, ‘Siz dünyada uzman ve sayılı bir üniversiteyi gerçekten burada kuracağınızı söyleyin, ben size belediyenin yanını dahi vereceğim. Yeter ki Silivri'de böyle bir şeyi kurun' dedim. Ben bu yaklaşımdan dolayı büyük heyecan duydum. Burada gocunmayın arkadaşlar. Bu üniversitelerin gelmesi benim ya da senin, onun başarısı değil. Bu Silivri'nin başarısıdır. Böyle ucuz tartışmalara girmiyorum, girmeyeceğim de. Ama girmek istediğimde de bu polemiği çok iyi yaparım. Ama bir bitişin öyküsüne alet olamayacağım. Silivri'yi geleceğe taşıma konusunda bütün hayalimle, irademle ve gücümle çalışmaya, çabalamaya devam edeceğim.”
Tolga EMEK

YORUM YAP