Ahmet Yücegök

UNUTULMAZ


Unutturmak istiyorlar…

Evet… 17 Aralık 2013

Ve… 25 Aralık 2013 Tarihini…

Ve… Bunlarla bağlantılı kasetleri…

Ve… Gezi Parkı ve diğerlerini…

***

Bakan çocuklarının yatak odalarından çıkan paraları, para kasalarını, para sayma makinelerini…

İlk defa duyduğumuz o meşhur kol saatlerini…

Ayakkabı kutuları içinden çıkan milyon dolarlar…

Yatak odasında saçılı dolarlar…

Ve… Bakanların oğullarının evinde bulunan paralar, kasalar ve para sayma makineleri ile ilgili söyledikleri…

Ve… Tarihin en büyük yolsuzluk olayı ile olarak tutuklanan ve salınan bankacı ve işadamları...

Ucu, Sayın Başbakanın oğlunu başında bulunduğu aile Vakfına uzanınca soruşturmaktan imtina edilen işadamları ve adı bilinmeyen, niçin verildiği bilinmeyen milyon dolarlık bağışlar…

Ve… Önce ifadeye çağırılan sonra bir sürü tayin sonrasında vazgeçilen havuz gurubu çok işadamı…

Bunlarla bağlantılı olarak allak bullak edilen yargı ve Polis teşkilatı…

Ondan önce de… Taksim Gezi Parkı olayı ve giden (10) yakın insan…

Yasaklanan 1 Mayıs ve o günlerde Taksim yaşananları…

TOMA ve Gaz Bombaları…

Ve… Dünyada ilk…

Yeni dünyanın olgusu sosyal medyanın yasaklanmasını…

Silivri Hapishanesinin içinde ve dışında yaşananları…

Ve… Gizli tanıkları…

Ve… Kurulan kumpasları…

İnsanları hapse tıkmak için uydurulan ayyuka çıkmış sahte delilleri…

Ve… Yüzlerce gazeteci ve yazarın hapislerde çürütülmesini…

Unutsunlar istiyor…

***

Cumhurbaşkanı adaylarımızdan biri olan hala başbakanımız, R.Tayyip Erdoğan bunlarla ilgili olarak kimi darbe diyor kimi "montaj” diyor…

Kimisi için de... "Paralel Yapı beni de kandırdı” deyip sıyırmaya çalışıyor…

Kısaca… Gözümüzün içine bakarak gözümüzle gördüklerimizi, kulağımızla duyduklarımızı unutulsun istiyor…

***

Sayın başbakanın müritlerinden bazı "köşe yazarı” diye geçinen; ki bunlara bazı köşe yazarlarına göre "Tayyipgiller”. Onlara göre, bütün bunlar Sayın, Başbakanı istifaya zorlamak isteyenlerin oyunlarıymış. Sayın da bu oyunu görmüşmüş, istifa etmemişmiş, böylece de ne kadar cesur olduğunu kanıtlamışmış. Vay be!

***

Ulusal gazetenin birinde "Tayyipgiller” den biri demirden korkan trene binmez, kuştan korkan darı ekmez” demiş onun bu cesaretine…

***

Kısaca… Şu… İyice bellenmeli…

Bunlar unutulacak şeyler değil…

***

Bütün bunları unutturmak isteyen, yalnız R.Tayyip Erdoğan’ın partisinin sözcüleri değil. Bu "Tayyipgiller” den yerel basında da mevcut. Lakin, onlar "Havuz” Medyasında yazanlar kadar cesur değiller, onlar kadar pervasız değiller, belki de "o kadarı da ayıp olur” diye düşünüyorlar, ne bileyim…

Kısaca…

Yerel Basındaki "Tayyipgiller” de 17 Aralık ve 25 Aralık dahil, bu güne kadar tüm yapılanlar unutulsun istiyor…

Ama… İnanıyorum ki…

Bu yapılanlar… Ne unutulur… Ne de, unutturulur…

HUZUR VE BARIŞ

Adaylar nihayet tamamlandı.

Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP ve MHP’nin birlikte önerdiği DP, BBP, BTP ve DSP’nin desteklediği bir aday… Ekmeleddin İhsdanoğlu "Tayyipgiller” tarafından çok iyi tanınan biri olmasına rağmen tanımıyorlarmış gibi yapılan biri…

Ayrıca… "Tayyipgiller”in, CHP’lilere hitaben, Atatürk, Cumhuriyet ve Laik’lik değerleri bayrak yapıp hırpalamaya çalıştıkları ve düne kadar, çoğumuzun bilmediği bir isim…

***

Az veya çok… Geçmişini tanıdığım kadarıyla…

Televizyon kanallarından izlediğim seçim çalışmalarından gördüğüm kadarıyla…

Ve… Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu…

Okuduğum kadarıyla;

* Parlamenter sisteme bağlı...

* Diplomat yanı güçlü...

* Ayrıştırıcı değil, birleştirici…

* Sakin, huzur veren ve en önemlisi de, geçmişte defosu olmayan dürüst biri…

***

Onun karşısında olan Sayın Başbakan R.Tayyip Erdoğan ve "Tayyipgiller” geçmişte onu en iyi tanıyanlar…

Onların… Eleştiri olarak getirdikleri…

Efendim… "İslam Ülkelerinin tepe örgütü görevi sırasında İslam Ülkeleri adına "İsrail” için karşı tavır almamış”mış…

***

Aslında… Pekâlâ, biliyorlar ki…

Orası… Ekmeleddin İslamoğlu’nun babasının şirketi değil…

Başında bulunduğu o örgüt, (50)’nin üzerinde İslam Ülkesinin bağlı olduğu bir kurum, orada, bir olaya karşı tavır belirlenirken üyelerin ortak kararı aranır…

Sanki… "Türkiye’nin de dahil olduğu o (50) küsur İslam ülkesi İsrail’e karşı tavır belirlenmiş de, örgütün başı olan Ekmeledin İslamoğlu hayır demiş?”

Olacak şey mi? Hem… Adama sorarlar… "12 yıldır iktidardasınız, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak örgüte, ne gibi bir önerileriniz oldu da o da yetkisini kullanmadı.”

***

Ayrıca… Atatürk’e… Cumhuriyet’e… Laikliğe olan bakışı da R.Tayyip Erdoğan ve "Tayyipgiller” tarafından sorgulanması ben olsam ciddiye almam gerçekten yakışık almıyor…

Çünkü… Biliyoruz ki… Anayasa Mahkemesi Kararı hala ortada, orada da AKP için "irticai faaliyetlerin odağında bir parti” diye geçiyor…

***

Başbakan haricindekilerin adaylık başvuruları gayet normaldi. Ne zamanki Başbakan aday olacağı anlaşıldı. Büyük bir tantana başladı…

Silivri’den o ana tanıklık edenler olmuş. Metin Karakaş ve Hüseyin Turan’ın Yerel Gazetelerin bazısında objektiflere bakışlarını gördüm. O an ne hissettiklerini aktarmışlar…

Televizyonlardan da salondakileri izledim. Ağlayanları, sızlananları gördüm. Ayrıca, Bülent Arınc’ı gördüm o bilinen gözyaşını dökerken…

***

Ankara’nın göbeğinde…

Büyük bir salon hazırlanıyor…

Hazırlayan AKP, deniyor…

Peki… Mahiyetindekiler kim?

Her biri Devletin Memuru olan zatlar…

Baktım… Devlete ait ne kadar araç gereç varsa hepsi onun emrinde, Devlete ait Radyoları, Televizyonları saymıyorum. Her biri hünerlerini göstermek için yarış halindeydiler.

Olacak iş mi?

***

Bütün bunların nereden karşılandığını paranın kimlerin cebinden çıktığını bilmek herkesin hakkı değil mi? O masraflar Devletin Kasasından çıktığına göre, ben de Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanım olsun istemediğime göre, buna itiraz etmek benim hakkım değil mi?

Efendim yasada öyle bir şey yokmuş…

Vay be! Yasada yokmuş…

Peki… Yasa da, "aday olan Başbakan İstifa etmez, diğer adayların aksine, seçim kampanyası boyunca, bütün Devlet olanaklarını kullanır” yazıyor mu?

Hep deniyordu ya, bu iktidarın önceliği kendi çıkarlarıdır…

"Ortak çıkarlarımız” denince yanlış anlaşılmasın…

Onların anladıkları ortak çıkarlar, kendi çıkarlarıdır…

Yani… Devletin ve Milletin çıkarı değildir…

Ve… İlaveten… Diyorum ki… Bu iktidarın… Hak, Adalet, Hukuk gibi etik değerlerden hiç mi hiç haberi yok…

Ya da… "Yerseniz!” demek istiyor…

***

Sayın Başbakanın aday olmasına kimsenin diyeceği bir şey olamaz. Zaten diyen de yok ama diğer adaylarla ayni şartlarda yarışmalı…

Sayın Başbakan, kendine güveniyorsa. Başbakanlık gömleğini çıkarmalı…

Efendim "yasa da öyle bir şey yok” demek yetmez…

Doğru olanı "istifa etmek”…

Ben… O zaman "Cesur” derim ona…

Haydi… Henüz vakit geçmiş değil…

Görelim bakalım…

***

Bütün bunların özeti…

Sayın Başbakanımız, AKP Genel Başkanı ve AKP’nin Cumhur Başkanı adayı bildiğimiz gibi ayni teraneye devam ediyor. Her yeni gün, her konuşması, kavga, gerginlik stres…

Bence… En çok ihtiyaç duyulan şey, en çok aranan şey HUZUR ve BARIŞ…

Ve… Ekmeleddin İhsanoğlun’da o mesajı veriyor…

GÖZLEMİM

Geçen hafta başında;

Sözde "1 Temmuz Deniz Şehitleri ve Kabotaj Bayramı” kutlamaları yapıldı…

Sözde diyorum…

Çünkü… Kutlanmadı desem yeridir…

Her Ulusal bayramda olduğu gibi öğlesine işte…

Anlaşılan… Böyle giderse diğer Ulusal Bayramlar gibi 1 Temmuz Deniz Şehitleri ve Kabotaj Bayramı’nın da son geldi, demektir…

***

Silivri’de doğup büyümüş ve her yıl Temmuz ayının ilk günü büyük bir, katılım ve büyük bir coşku ile kutlanan ulusal bir etkinlik diye bilen biri olarak söylüyorum…

Bu yıl ki gözlemim böyle…

MAZERETE BAK

"Boğluca Deresi Islahı” konusunda İBB’nin mazereti; Mahkeme Kararı, Anıtlar Yüksek Kurulu ve NATO Boru hattı engeli. Bu mazeretlerin tümünü ilk defa Yerel Gazetenin birinden okuyorum.

2007 Yılında başlanmış bu güne dek tamamlanamamış. Pes…

***

Şunları açıkça söyleyemiyorlar.

1- İBB’nin veya ona Bağlı olan İSKİ’nin yaptığı öncelik planlamasında, öncelik sırasına göre henüz ona sıra gelmedi.

2- İSKİ’nin parası yok.

3- Yerel Seçimlerde Silivri Bizi yeteri kadar desteklemedi.

Gayet iyi biliyorum İSKİ’nin en son, 2009 Yılındaki yatırım programında Yurtdışından alınacak Kredi ile "Alipaşa Mahallemiz” sınırları içinde yapılacak büyük arıtma sistemiyle Boğluca Deresi’nden yayılan o kokular giderilecekti...

Yıl kaç? O kredi alındı mı? Alındıysa, nereye harcandı?

Belli değil… Neyse… 30/6/2014 Tarihli yerel gazetenin birinde okuyunca sorun tekrar gündeme girsin istedim.

BİR ŞİKÂYET

Efendim… "Silivri’de dilenciden geçilmiyor.” Her tarafta söylenen bu…

Bence… Haksız değiller… Hele de içinde bulunduğumuz bu ayda… Gerçekten…

Tavan yapmış… "Adım başı.”

***

Bilmem… Biliyor musunuz?

"Dilenmek suç…” Ve… Onlar… Bunu biliyorlar… O nedenle… Korunmak için… "Genellikle, ellerinde kalem veya kağıt mendil oluyor, onları satıyormuş” gibi yapıyorlar...

***

Neyse… Etkilileri ve yetkilileri göreve davet ediyorum…

YAKIŞIK ALMIYOR

Ramazan ayı…

Hani…

Adına "gönül sofrası” falan diyorlar…

Önemli değil…

Onlar ne derlerse desin…

Onun adı…

"İftar Yemekleri”…

Orada…

Yüzlerce…

Binlerce insan bir arada yemek yiyor…

Hijyen meselesi filan bir yana…

Her yıl bu ayda…

Her şehirde yapılan bir etkinlik…

***

Geçen yıl…

2014 Yerel seçimleri düşünülerek İBB her gün bir Mahalle de iftar yemeği verdi Silivri AKP Teşkilatı da rol çalarak, iftar yemeklerini kendi veriyormuş seçmene pazarladı…

Silivri Belediyesi de…

Her akşam bir mahallede verdi…

Ve…

Gayet iyi hatırlarım…

Silivri Belediyesinin vermiş olduğu iftar yemeklerinin hiç birinde, siyasi konuşma olmadı. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıkların haricinde kimse konuşmadı. Ve konuşmada hiçbir Parti ismi geçmedi…

Ve hiçbir akşam, hiçbir mahallede CHP’den Milletvekili veya bir parti yöneticisi siyasi bir konuşma yapmadı…

Yine geçen yıldan biliyorum…

Kişi…

Orucunu o kadar kişi ile birlikte açmaktan memnun…

***

Yine geçen yıldan biliyorum…

İBB’nin verdiği ve Silivri AKP’nin rol çaldığı iftar yemeklerinden biliyorum ki, bildiğim kadarıyla bu yılda ayni şekilde devam ediyor…

Yemekte Milletvekili varsa, o konuşuyor, ardından sırasıyla İlçe Başkanı, mahalle temsilcisine varana kadar uzun boylu konuşmalardan yemeğe gelen insanların sıkıldığını, bezdiğini de biliyorum…

Hatta sonradan "keşke gitmeseydim” diyenlerin de çok olduğunu duydum ve tanıyorum…

***

Dileğim…

Bu yılda aynısı olmasın…

KISA-KISA

  • AKP’nin eski Silivri İlçe Başkanlarından Metin Karakaş geçtiğimiz haftalarda parti genel merkezine çağırılmış. Genel Başkan ve Genel Başkan yardımcısı aracılığı ile Ağrı İl Başkanlığı önerilmiş…
  • 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerde AKP’nin Belediye Başkanı Adayı Tahir Sert’in ortalarda görünmemesi birçok insanı merakta meraklandırmış…

YORUM YAP