Adil Sirkecioğlu

Usta Belli Oldu


 Sonuçlar (ustalık sırasına göre) Tabakoğlu 926, Özkök 737, Eren 286. Esnaf sayısı azalırken, oda seçimlerine katılımın artması ilginin derecesini gösteriyor. Duyarlılığı ise artırdığı şüpheli. En azından ben öyle görüyorum.
Sandığa saygımızdan sonucu kabulleneceğiz. Bir önceki yönetim güven tazeledi. Yaptıkları güzel çalışmalar, büyük oranda takdir topladı. Daha iyilerini yapmak için önleri açıldı. İcraatlarını eksik ve yanlış bulanlar, davranışlarını hata olarak görenler (benim gibi) yanıldılar. Tabakoğlu haklı çıktı. Zorda olanın halinden, zorda olanlar anladı. Usta çırak ilişkisi ve kavgalarından bıkıp, üçüncü aday için koşanların sayısı 286 ile sınırlı kaldı.
Soyadım Baykal olmadığından; sandığa saygımızdan deyip iyiye, kötüye muhalefet edecek değiliz. Sandığa saygının, canı istedikçe sandık sayıklamaktan da ibaret olmadığını düşünüyorum. O nedenle en az iki yıl iyiyi överken, hatayı görmezden geleceğim. Sızlanacaklar, şikâyet edecekler benden uzak dursun. Kalplerini kırabilirim. Desteklediğim adaya tek taahhüdüm "Her türlü hatanı ve yanlışını yazarım" olmuştu. Aynı görevi yeniden seçilenlere destek verenler üstlenmeli.
Esnafın genel kurulunda; esnafın dertleri ve sıkıntıları dile getirilmedi. Düşünülmedi bile. Belediye Başkanı konuşmasında kısmen değinse de, dinleyen olmadı. Esnaf zorluklarından çok, başkan seçmeye odaklanmıştı. Faaliyet raporunun okunduğu anda salonda esnaftan çok esnafla ilgilenenler çoğunlukta olduğundan karışıklık yaşandı. İbra için ben el kaldırmasam,  reddedilme ihtimali vardı. Tabakoğlu bir sonraki dönemde tekrar aday olacaksa; destekleyenlerine alkışın yanı sıra, oylamayı da öğretmesi gerekiyor.
Oda seçimlerinin en iyi yönü, Özkök'ün bir daha aday olmayacağı. Jübilesini kaybederek yapmak kısmetinde varmış. Daha önceden hoş geldin demiştim, tekrarlıyorum. Kongrede takıldı, "Benden korkma" diye. Senden korkan senin gibi olsun desem hoş görür herhalde. Daha ileri gidip; aylak aday, köşe yazarlığını da tartar diyeceğim. Kongre yorumunu benden daha iyi yapacağına eminim. Ondan okumak daha zevkli olacaktır. Kongre konuşmasındaki "Güdümlü Aday" konusunu da açıklamasını bekliyorum.
Kaybedenler arasında üzüldüğüm çok isim var. Bunların başında Ümit Yalçınkaya geliyor. Silivri'ye geldiğimden bu yana yardım ve desteğini esirgemeyen Ümit Usta, tekrar tekrar kaybetmeyi hak etmiyor. Yanlış zamanda, yanlış yerde olduğunu fark etse bile, sözünden dönememesi adamlığının göstergesi. Genel kanaat kendi aday olsa kazanırdı yönünde.
Hemşerime üzülmedim. Bir insanın parası çok olduğu kadar, önsezileri de güçlü olmalı. Gezici'den izin aldım diyerek çıktığı yol, iyi bir gezinti yapmasına vesile oldu.
Muammer Eren'e çıkacağı tatilde bol bol düşünmesini ve "Aldırma gönül aldırma, görecek günler var daha" sözlerini mırıldamasını tavsiye ederim. Silivri kısa süre içinde pırıl pırıl bir Eren tanıdı ve fark etti. Sosyal gelişmeler uzun soluk ister. Piri Mehmet Paşa’nın bedduası ilelebet devam edecek değil ya…  
 
KÜRSÜNÜN CAZİBESİ
Bu dönem meclis salonundaki kürsünün neden kullanılmadığını merak eder dururdum. Son mecliste bu merakım sona erdi. Meğerse kürsü hesaplaşma yeri olarak saklanıyormuş. Gündeme oybirliği ile eklenen 8. madde tartışmaları kürsüden yapıldı. Nedir 8. madde diyecekler için hatırlatayım. Silivri Meclisi’nden oybirliğiyle geçen Hamoğlu plan tadilatlarıyla ilgili Akşam Gazetesi’nde yer alan haber ve yankıları.
Kendinden önceki konuşmacının kürsüyü kullanmasını fırsat bilen Ak Parti İlçe Başkanı, Belediye Meclis Üyesi, İBB Meclis Üyesi Metin Karakaş (zenginliğe bak, yaz yaz bitmiyor) kartvizitindeki unvanların cesaretiyle söz aldı ve kürsüye yürüdü. Işıklar bir an tereddüt etse de; çiçeği burnunda ilçe başkanını engellemenin şık olmayacağını düşünmüş olmalı, tepkisiz kaldı. Hatipliğine her zaman şapka çıkardığım Karakaş; kaybettiğini anlamış ekibin temsilcisi olarak tutuk bir duruş sergiledi. Her ne kadar çıkan haberle ilgilerinin olmadığını, yapılan açıklama ve suçlamaları hak etmediklerini dile getirse de; yandaş ve karşı yandaş dinleyenlerde "Muhakkak Metin'in parmağı vardır" fikri sabitini silemedi. Yemin etmedi ama etseydi bile kürsüden gözükmeyen ayağını kaldırmadığını kamera kayıtlarından incelemek gerekirdi.
Işıklar eşitlik sağlama anlamında başkanlık makamından kürsüye indi. Gıyapta yaptığı açıklama ve suçlamaları vicahiye çevirirken geri adım atmadı. Söz ustalığında aşağıda kalmayacağının sinyallerini verdi. Haklı olduğu konularda suçlanmasının, kafa karışıklığına yol açılmasının çok rahat bertaraf edebileceğinin örneğini sergiledi. Gösterdiği tepkinin ve hassasiyetinin dozunu ayarlamakta zorlansa da tadında bıraktı. Belediye Başkan mesainin 24 saat olduğunu kabul edecek olursa, makam dışındaki özel tepkilerinin de kürsüdeki gibi olması gerektiğini anlayacaktır.
Kürsü meydan savaşı sona erdiğinde taraflarca alkışlamak ve alkışlatmak zevkine varıldı. Korkarım gelenek başlamış oldu. SBB Meclisi arenaya dönmesin. Alkış uğruna büyük ve süslü laflar yerine, icraat öne çıkarılsın.
Işıklar, olgunlaşır ve makamını doldururken zorlanmayacak. Haklı eleştiriler yerine, söylentilerle Işıkları sıkıştırma çabaları beyhude. Manidar söz ve davranışlarla yıpratma dün püskürtüldüğü gibi, gelecekte elini daha da güçlendirecektir.
Karakaş koltuk altına aldığı karpuzları çoğalttıkça işini zorlaştırıyor. Karpuzları taşıma uğruna ayağını kaldırdıkça cambaza dönecek. Işıklarla mücadele, Silivri'ye hizmet etme, unvan çokluğundan değil; bilgi, birikim, kabiliyet ve kişilik sağlamlığından geçiyor. Bu duygu ve düşüncelerle İlçe Başkanlığını kutluyor, hayırlı olsun diyorum. Allah yardımcısı olsun.
Ustasız, esnafsız, başkansız, manidar kalmayın. 

YORUM YAP