“Kırmışsan kabuğunu, açmışsan kanatlarını, gelmeyi göze almışsan dünyaya.
Bütün mutlulukları yaşadığın gibi acıları da deneyimleyeceksin.
Biraz daha olumlu yaparsak, bütün acıların ardında mutlak mutluluğun da olduğunu fark edeceksin.
Şu an her ne yaşıyorsan durdur oyunu ve izle dünyayı. Acıyla aynı anda sevince peşkeş çekilen canların sancılarını duyumsa. Sokaklarda açacak kapısı olmayanları hisset, az önce çok sevdiği birinin cenazesinden akan gözyaşlarını sildiği omuzların yükünü gör ve sonra usulca sarılı kal kendine.
Gökyüzüne hasret olanların aşkına çevir gözlerini, gökyüzüne.
İki sevgi sevgi sözcüğü duymaya hasret binlerce sağır ve dilsizin sessizliğine haykır, sevgilerini ve teşekkür et varlığının bu en taşkın ve güzel hallerine.
Yaşanan şeylerden kimse sorumlu değil. Tanrı hiç değil. Gör artık insanlığının ders almayan yanlarını ve haykır insanca cümlelerini, haykır sevgini apansızca, savrulsun yaprağa bile kıymaya kalkanların yüreksizliği.
Uyan ve Kendin(e) Gel..
Senden öte tanrı yok alemde...
Senden öte cAN yok...
Senden öte SEN yok...
Uyan ve Kendin(i) Bil...”
*Murat Tali
HAYAT BİR YARIŞ DEĞİL, YOLCULUK
Merhum Üzeyir Garih'in, Adana'da işadamlarına yaptığı bir konuşmadan...
"Hayat, havaya attığımız 5 topla oynanan bir oyundur.
Bu toplardan sadece bir tanesi lastiktir, diğer toplar ise camdandır.
Bu toplar; işimizi, ailemizi, sağlığımızı,dostlarımızı ve benliğimizi temsil etmektedir.
Bu 5 top içinde bir tek işimiz lastik toptur. Onu düşürürsek zıplatabiliriz. Ancak diğer 4 top camdan yapıldığından, düşerlerse kırılırlar ve bir daha yerlerine konulamazlar. Bunu fark etmeli ve hayatımızı bu dengeye göre kurmalıyız.
Oysa hepimiz, o lastik topu tutabilmek uğruna, diğerlerini kırıp dökeriz. Dostlarınızı çantada keklik sanmayın. Sıkıca sarılın onlara, tıpkı hayata sarıldığınız gibi. Çünkü onlarsız hayat anlamsızdır. Hayatı çok hızlı koşmayın. Nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın.
Hayatın bir yarış değil, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken güzel bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın."
BAŞSAĞLIĞI
Yakalandığı amansız hastalığın pençesinde uzun süre mücadele eden Silivrililerin Köfteci Osman olarak tanıyıp, bildiği ve sevdiği Osman Yılmazkaya dün sabah saatlerinde yaşam savaşını kaybetti. Yılmazkaya'nın cenazesi Piri Mehmet Paşa Camisi'nde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından toprağa sevenlerinin gözyaşları arasında verildi. Hürhaber Gazetesi olarak merhuma Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.