Gençken insanın aklına sağlık, kazanırken varlık, mutlu iken huzur dilemek gelmez. Oysa ki eminim 2020 yılında herkes sadece sağlık diledi. Şimdiye kadar sadece filmlerde gördüğümüz pandemi ve karantina gibi kavramlar adeta hayatımızın ortasına oturdu. Doğum günü kutlamalarımızı yapamadık, anne ve babamıza sarılamadık, çocuklarımız okula gidemedi hatta belli saatlerde evden çıkamadık. Bu süreçte dünyada bulunduğu çevreye uyum sağlama başarısı en yüksek canlının insanoğlu olduğunu anladık. Ancak kanımca bu duruma uyum sağlayanlarla sağlamayanlar arasında büyük bir uçurum oluştu.
Birçok firma dijital dönüşümünü tamamlayarak, çalışanlarının evden de verimli çalışmasını sağladı. Özellikle banka, finans ve teknoloji firmaları bu duruma kolayca alıştı. Artık toplantı yapmak için 10 kişinin aynı mekanda bulunmasına gerek olmadığı, stok takibi için depoyu görmek gerekmediği, herkes evinde iken de verilen kararların uygulanabildiği anlaşıldı. Yarın Covid hayatımızdan çıksa ,tüm kısıtlamalarımız kalksa da eskiye dönmemiz çok zor görünüyor. Evden yapılan işlemler için hiç kimse servise binmek, trafikte vakit kaybetmek istemeyecek. Rahat kıyafetlere o kadar alıştık ki kravat takmaktan, ince topuklu üzerinde dar resmi kıyafetler içinde olmaktan kimse hoşnut olmayacak. Yani hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Gençlere sorulduğunda büyük bir çoğunluğun okula gitmek istemediğini, teknolojiye kolayca uyum sağlayarak hatta daha da verimli olarak eğitimlerine devam ettiklerini görüyoruz. Uzmanlar okuldan uzak kalmanın sosyalleşme açısından sorunlar yaratabileceğini ifade etse de gençlerin birlikte iken bile ellerindeki telefonlarla oyun oynadıkları dikkate alındığında sorunun büyüklüğünden emin olamıyor insan. Hatta bu süreçte gençler telekonferansla görüntülü görüşme ve mesajlar yolu ile sosyalleşme sorunu yaşamıyor gibiler.
Bu dönemde en büyük problemi belli bir yaş üzerinde teknolojiye uyum sağlayamamış olanlar yaşadı. Sağlık endişesinin yanında çocuklarından, sevdiklerinden uzak kaldılar. Fiziksel aktivitelerinin kısıtlanması ile obezite , eklem hastalıkları gibi hastalıklara maruz kaldılar.
Hukuk alanında da 15 Eylül'den itibaren uygulanmaya başlayan e-duruşma sistemi ile taraflar, avukatlar adliyeye gitmeden bulundukları yerden duruşmaya katılma imkanına sahip oldular. Şu anda ülkemizde 329 mahkemede bu sistem başarı ile uygulanmaya devam ediyor. Birçok uzmanlık eğitimi on-line verildi hatta sınavlar yapıldı. Hukuk bürolarında tüm dokümanlar on-line ortama aktarıldı ve çalışanlar her türlü belgeye evlerinden ulaşma imkanına sahip oldu.
Bir yılda o kadar şey değişti ki, artık bir daha o kapı kapanmayacak, alışkanlıklar değişmeyecektir. Bugünden sonra hepimiz artık uyum sağlama yeteneğimiz doğrultusunda var olacağız ya da rakiplerimizin arkasından bakacağız. Bunun için de hem maddi olarak hem de bilişsel olarak belli bir güç ve seviyede olmak gerekiyor. Bir atasözü “Devekuşu ,yüke gelince kuşum, uçmaya gelince deveyim der” Oysaki başarı uçmak gerekince uçabilmek, yürümek gerekince koşmakla sağlanabilir. Bunun içinde 2020'den 2021'e geçerken değişime, dönüşüme açık olmanın ve uyum sağlamanın önemi daha da artacaktır.
Yılın ilk yazısını yeni yıldan isteklerimizi belirtmeden bitiremeyiz. Bu yıldan dileğimiz eski bir Hitit duasından alıntı olsun.“Tanrım bana,değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için kuvvet, değiştiremeyeceklerimi kabul etmek için sükunet, ikisini birbirinden ayırmak için de akıl ver.”