Yazının başlığının epey uzun olduğunun farkındayım. Uzun süren boşluk ve tembellikten sonra yazı yazmak yerine aklımdan geçen başlıkları sıralasam daha eğlenceli olurdu diye düşündüm. Sıralanan başlıklar sonrasına ‘’benim okuyucum zeki, çevik, akıllı ve düşüncelidir ‘’ ilavesini yaptım mı değmeyin tadına. Attığım taşları bütün Silivri uğraşsa kuyudan zor çıkarırdı!!!
Öncelikle kaçmadım buradayım efelenmesini açıklamalıyım. Malumunuz Hürhaber sahibesi patronum tarafından ‘’ kaçak köşe yazarı’’ ilan edildim. Bütün tehdit, teşvik ve şantajlara boyun eğmedim ama gazeteden kovulma ihtimali gözümü korkuttu. Siyaset karın doyurmuyor deyip, köle zihniyetiyle çalıştırıldığım köşe yazarlığına yeniden başladım. Hayırlara vesile olur inşallah.
Silivri AK Parti aday belirleme sürecini teamüllere uygun bir şekilde gürültüsüz, patırtısız, sakin ve seviyeli bir şekilde atlattı. 27 Aralıkta yapılacak kongre dört gözle bekleniyor. Siz bakmayın tespih çekenlere, kırgınlık ima edenlere, köşelerinden bir şeyler anlatmaya çalışanlara… Okadarcık pürüz olmasa iyi şeylerin anlamı kalmayacak. Yetkili, etkili kademeler ve vekiller görevlerini layıkıyla yapmanın rahatlığını ve hazzını yaşıyorlar. Bu güzel tabloyu bozma gibi bir niyetim olamaz. O yüzden sürç-ü kalem eylersek affola.
Adayları, partilileri, partiyi ve Silivri’yi yıpratan uzun süreçte yıpranmak istemeyen Kaynarca konudan uzak ve bihaber gözükmeyi tercih etti. Partililerle görüşmek ve istişare etmekten kaçtı. Vekaletini bir başka vekile bıraktı. Silivri’yi yeni tanımaya başlayan Harun Karaca, Demiral ile birlikte katıldığı toplantıda yaptığı ilçe başkanı tarifiyle görev adamı olduğunu ispatladı. Yaptığı tarife en uymayan ismin belirlenmesi karşısında gösterdiği olgunluk örnek alınacak düzeyde.
Silivri AK Parti üyeleri ve seçilmişleri yaşanan süreci kabullenir ve ‘’her şeye rağmen Dilek bizim kızımız ‘’ yaklaşımı sergileme düşüncesindeyken vekilin özelinde paylaştığı sözler, Silivri geneline mal oldu. Vekilin özeli olmaz diyeceğim ama bu kadar genele düşmekte zarar verir. Hep birlik ve beraberlikten bahseden Kaynarca, ilçe Başkanı olarak Dilek Demiral ismi açıklandığının ertesinde dostlarını veya partililerini ( yolda buldukları-yola çıktıkları ) tasnifine tabi tuttu. Yolunu kaybetmemenin (vekilliği garantilemenin ) rahatlığını yaşarken, Silivri’ye verdiği zararı görmezden geldi. Zaman tüneline yansıyanların çok daha fazlası Silivri tünellerinde konuşulur oldu. Denizde yüzdürdüğü vapur büyük yaralar aldı.
Zaman tünelindeki saklanmayan duygular süreçteki gelişmelerin mercek altına alınmasına vesile oldu. Vekilimizin Silivri’nin hayrına çabaları, kimlerle görüştüğü, çektiği restler ve daha niceleri şehir efsaneleri şeklinde anlatılır oldu. Üç kişi otuz olamadılar, otuz kişi üçbin olacak Silivri AK Parti iktidarının tadına tekrar varacak isteği ve gayreti bizzat vekil tarafından boğazlandı. Bu mantık Silivri’ye, kendine, yola çıktıklarına, yolda bulduklarına velhasıl topyekun zarar verir. Düşünülmeden paylaşılan değerli söz ve nasihatlerin bu denli yıkıcı ve bölücü olacağı hesap edilmedi.
‘’Silivri Trakya kokusu almış’’vecizesiyle Silivri’yi CHP zihniyetine terk etmenin AK Parti ve AK Partililercekabul edilir tarafı yoktur. Silivri’yi kazanmak için yolda bulduklarımıza hatta bulacaklarımıza çok fazla ihtiyaç olduğu gerçek. Bulmak için uğraş verdiğimiz yerde vekil tarafından çelmelenmek çok abes oldu. Yaklaşan seçimlerde yolda bulduklarımızın sitemlerine mazhar olmamak için derhal özür dilenmeli, gönülleri alınmalı. Yoksa şimdiden tespih vapurun önüne geçti bile. Tespih paylaşımının bu kadar derin analizler içerebileceği aklıma bile gelmezdi. Kutluyor ve keşke adaylıktan geri adım atmasaydı, attırılmasaydı diyorum.
Kaynarca’ya ilçe başkanlığı döneminde Fatih Terim benzetmesi yapılmış, memnuniyetle kabullenmişti. Dilek Demiral ilçe başkanlığını kendinin ikinci Terim dönemi gibi yaşamak istemesi hoş olmayacaktır. Terim olayım derken Ünal Aysal durumuna düşmekte var. Kendi adıma yola çıktıklarımı da, yolda bulduklarımı da hata yapmaktan uzak tutma gibi bir gayret içindeyim. Birilerine garip ve anlamsız gelebilir ama doğru yaptığım inancındayım. Beni boyu uzun Ordu’luların anlamasını beklemiyorum. On yıllık birliktelik karşılıklı doğruların buluşmasıyla devam eder. PKK ile paralel arasında bocalayanlarla sırf yola çıktıklarım diyerek dirsek temasını kesmeyenlerle birlikte yürümeyeceğim çok iyi bilinmeli diyorum ve kesiyorum. Arzu edilirse teferruatlıca anlatabilirim.
İş bu gelişmeler ışığında Dilek Demiral’in işinin çok zor olduğu meydanda. Allah yardımcısı olsun. AK Parti ilçe Başkanı olabilir, Silivri’nin kızı kalabilirse ne mutlu. Bu seçenekler yerine birilerinin kardeşliğini tercih eder, yola çıktıkları sınıfına geçmeyi hayal ederse kendine de, Silivri’ye de yazık eder. Bilmeli ki 3 hiçbir şekilde 4 olmadı. Dört olma gayretinin yanında olmayacağız. Üçbinlere kucak açtım diye bilecekse yolda buldukları çoğalacaktır.
Gezici kardeşler annelerini kaybetti. Allah rahmet eylesin, geride kalanlara sabırlar versin.
Yola çıktıklarımla yolumu kaybetmektense, yolda bulduklarıma adres sormayı tercih edeceğim.
Vapursuz kalın, tespihsiz kalmayın. Tespih yolda bulunacakları çoğaltacaktır.