“Vatandaştan gelen her şey başımızın üstünde. Silivri Belediyesinin bu yaptıklarını, çiftçiye, köylüye dağıttıklarını, hakkı olanı teslim etmek yerine, yalnızca siyasi saiklerle eleştirmek, hiç kimseye ama hiç kimseye bir yarar getirmez. Ortaya çıkan bir değeri kimse yok edemez. Geyecekte yapacaklarımız da zaten bugün yapılanlar ile doğru orantılı olarak vatandaşın kafasında şekillenmiş durumda. Onun için biz kısır siyasi çekişmelere hiç girmedik, bundan sonra girmeye niyetimiz yok” diyen Başkan Volkan Yılmaz, Ortaköy'de “Cenab-ı Allah nasip eder, büyüklerimiz takdir eder olur verirlerse Silivri'de yeni hikayeler yazmak için sizler teveccüh edecekseniz bir dönem daha görev isteyeceğiz” şeklinde konuştu.
Silivri Belediyesi Çiftçiye Destek Projesi kapsamında Yerli ve Milli Arpalık Tohum Dağıtım törenlerine Ortaköy Mahallesinde devam etti.
Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, MHP İlçe Başkanı Zafer Yalçın, AK Parti Belediye Meclis üyeleri Yasin Gören ve Sefer Ölçer, MHP Grup Başkan Vekili Sultan Aşkın, Ortaköy Mahalle Muhtarı Ramazan Yaman, katılan çiftçiler arasındaydı.
YAMAN, TEŞEKKÜR ETTİ
Ortaköy Mahalle Muhtarı Ramazan Yaman, tarıma ve çiftçiye büyük önem veren Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'a arpa tohumu ve diğer destekler için şahsı ve mahalle çiftçileri adına teşekkür etti. Muhtar Yaman, çiftçilere bereketli ve bol kazançlar diledi. Desteklerin artarak devam etmesini temenni etti.
GÖREN: SİLİVRİ ARTIK KABINA SIĞMAYAN, HİZMETLERİYLE ÖRNEK OLAN BİR İLÇE
AK Parti Belediye Meclis üyesi Yasin Gören, yaptığı konuşmada şu sözlerine yer verdi: “Dağıtımını gerçekleştireceğimiz yerli ve milli tohumluk arpalarımızın siz çiftçilerimize hayırlı, bereketli mahsuller vermesini, kazasız belasız bir sezonla birlikte bolluk bereket dolu bir hasat geçirmenizi niyaz ediyorum. Değerli misafirlerim Silivri'miz artık kabına sığmayan, yapmış olduğu hizmetlerle ulusal basın ve kanallarda boy boy örnek teşkil edecek hizmetlerle yer alıyor.Özellikle de tarımsal alanlardaki uygulamalarıyla başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere birçok belediyeye örnek teşkil edecek hizmetler vermeye devam etmekte.
“SÖZDE DEĞİL, ÖZDE BİR ANLAYIŞLA ÇİFTÇİLERE DESTEK VERİLMEKTE”
Başkanımız Volkan Yılmaz önderliğinde sözde değil, özde bir anlayışla 4,5 yıldır çiftçilerimize yapılan desteklerle bu topraklara kara leke ekmeden, her zaman sizlerin yanında olmaya ve de gelecek nesillere örnek teşkil edecek çalışmalarımızı var gücümüzle sürdürmeye devam edeceğiz.
“SİZLERE HİZMETKAR OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Kıymetli misafirler, değerli çiftçilerimiz, güçlü olmalıyız toprakla. Hani toprak ezildikçe daha da sertleşir ya ama onu ezenler her daim ona muhtaçtırlar. Velhasıl hayat hep toprakladır. İşte bizler başkanımız Volkan Yılmaz önderliğinde bu düstur üzere sizlere hizmetkâr olmaya devam edeceğiz. Bu vesile ile dağıtılacak tohumluk arpalarımızın bol ve bereketli kazançlar getirmesini temenni eder. Hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım. Hayırlı günler…”
YILMAZ: TÜRK TARIMINA VE MİLLİ EKONOMİYE DESTEK OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, yaptığı konuşmada şu sözlerine yer verdi: “Bugün (Çarşamba) Selimpaşa, Ortaköy ve Kavaklı'dayız. 300 üreticimize, 300 çiftçimize yerli milli sertifikalı Türk tohumu dağıtmak üzere bugün 2. Durağımız olan Ortaköy'deyiz. Sunduğumuz desteğin yaklaşık ekonomik değeri, 300 çiftçimizin 60 tondan; 1 milyon 200 bin lira. Türk tohumunu sizlerle buluşturacağız ve ekilen, dikilen bu tohumlar sayesinde de Türk tarımına Türkiye'nin milli ekonomisine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle, milli ekonominin temeli tarıma destek olmaya devam edeceğiz.
“HEPİMİZİN SUÇU VAR”
Öncelikle “Tarım bitti, hayvancılık bitti, çiftçilik bitti. Tarım toprağı mı kaldı, hayvan mı kaldı? Keçi mi kaldı, inek mi kaldı, koyun mu kaldı? Buğday mı kaldı, arpa mı kaldı, ya da annelerimizin yaptığı tarhana gibi şeyler mi kaldı?” diyerek hepimizin içerisinde sorumluluğu bulunan, kendimi de aile büyüklerimizi de içerisine koyuyorum, burada yalnızca suçu gelmiş geçmiş iktidarlara, merkezi idarelere atmak çok doğru bir anlayış değil. Bunun içerisinde iktidarlar, yerel yönetimler var, siz bu Ortaköy'ün güzel insanları var, çiftçiler var, hayvancılar var. “Oğlum oku benim gibi çiftçi mi olacaksın, hayvancı mı olacaksın, adam ol” diyen aile büyüklerimiz var. Ama geldiğimiz nokta gıda fiyatlarının önlenemez yükselişi, dünyada gıda tedarik zincirini tehlikeye girmesi, Afrika'da açlıktan ölüm yaşanması ve ez cümle gıdanın erişimin son derece güçleşmesi ve pahalılaşması. İşte bunda hepimizin payı var. Biz tarım arazilerini korumak yerine, imara açılmasını önceledik. Fikren, fiilen, belediyelere baskı yaparak, tazyik yaparak, “İmar ne zaman gelecek, sanayi ne zaman açılacak diyerek?” esasında her biri birer fabrika olan tarlalarımızı, tarım alanlarımızı kendi ellerimizle heba etmeye heba ettirilmeye çanak tuttuk. İmkan hazırladık, fırsat hazırladık.
“BU TOPRAKLALR, TÜRKİYE'NİN EN VERİMLİ TOPRAKLARI”
Hâlbuki bu topraklarTürkiye'nin en verimli toprakları. Bizden önceki bu toprakların sahiplerinin üzüm bağları, bağcılığı bu coğrafyadaki yapılan tarım hepinizin malumu. Ama biz göreve geldikten sonra şunu söyledik: “Siyaset için değil, görev ve yetki alanımın dışında da olsa bir milli vazife görüp, buradan bir Türk genci olarak, bu milletin bir evladı olarak, kendime bir vazife edinerek ben tarıma hayvancılığa, tarım topraklarını korumaya, kollamaya yeminli ve buradan hizmet üretmeye de kararlıyım” dedim. Bu kararımızla bize bıyık altından gülenler, dalga geçenler, “Saman dağıtıyor, arpa dağıtıyor, hayvancı mı kaldı, çiftçi mi kaldı, hayvanın ahır gübresini tarlaya dağıtacakmış, tarlaya dağıtıp işte fenni gübrenin kullanılmasını azaltacakmış. Türk tohumculuğunun yolunu aydınlatacakmış. Türk tohumcuyla ortak projeler yapacakmış!” bunları söyleyenler her geçen gün azaldı. İlk çıktığımızda “saman mı dağıtılır” diyenler, bugün dağıtmadıkları samanları “saman dağıtıyoruz” diye kataloglarına, video çekimlerine koyar oldu.
“TÜRKİYE'DE TARIM VE HAYVANCILIK ALANINDA EN BÜYÜK YATIRIMLARA, DESTEK VE PROJELERE İMZA ATAN BELEDİYEYİZ”
“İddia ediyorum Silivri Belediyesi, Türkiye'de tarım alanında, hayvancılık alanında belediye ile yapılan en büyük yatırımlara, desteklere ve projelere imza atan bir belediye” diyen Başkan Yılmaz, “Biraz önce meclis üyemiz sizin medarı iftiharınız, evladınız, Yasin kardeşimiz söyledi. Gerçekten Silivri Belediye öncü, örnek ve önder projelerle Hakkari'den Edirne'ye kadar bir çok belediyeye örnek oluyor. Yaptığı projeler araştırılıyor. Belediyemiz ziyaret ediliyor. Tarımsal Hizmetler Müdürlüğümüz (TÜRAM) ziyaret ediliyor ve bunları nasıl yaptığımız ve bu işlerin üstesinden nasıl geldiğimiz konuşuluyor. Silivri Belediyesinin bütçesine göre bütçesine de yük getirmeden 4000 dönümde bakın bugün İstanbul'un en büyük çiftçisi biziz, Silivri Belediyesi 4000 dönümde çiftçilik yapıyor şeklinde konuştu.
“VERDİĞİMİZ DESTEK 30 MİLYONU GEÇİYOR”
“30 milyonu geçiyor verdiğimiz destek” diyen Başkan Bey, “Satın almadık, 1000 ton tohum ürettik. 1000 ton tohum bugün 20 milyon arkadaşlar. Bunun 600 tonunu size arpa tohumu olarak dağıtacağız. 100 tonunu masraflarda kullanacağız kalan 300 tonunu da yine Yerli Milli Türk markası olan Ayçiçek tohumundan TR2242 ile değiştirip takaslayıp, trampa edip yine Silivri'de yaklaşık 7-8 Milyon liralık Ayçiçek tohumu dağıtacağız” ifadesini kullandı.
“YERLİ TOHUM, MİLLİ TOHUM, TÜRK TOHUMU”
“Dağıttığımız tohumların hepsi Türk tohumu…” diyen Yılmaz, “Sizin çocuklarınızın, mühendislerinizin, bizim evlatlarımızın geliştirdiği tohumlar. Biz kendi kendimize yetemediğimiz gün bittiğimiz gündür. Bakın bugün Rusya Ayçiçek ekemedi neden biliyor musunuz? Tohum bulmadı. En büyük tohum ithalat ettiği ülke bugün savaştığı Ukrayna… AB'nin, ABD'nin gizli ambargosuyla bugün Rusya tohum bulamıyor. Biz de diyoruz ki illaki de yerli tohum, milli tohum, Türk tohumu… Bu arpa tohumu Türk tohumu arkadaşlar. Ortaköy'de, Silivri'de ekilen tohumların%80'i Türk. Silivri Belediyesi'nin sizce bunda katkısı ne, sizin katkınız ne? İnanın el ele vermeseydik bu projeleri, bu programları ısrarla sürdürmeseydik, “Belediyenin işi değil kardeşim bu tarım, tarım bakanı bu işleri yapsın” deseydik bugün Türkiye'de Silivri'de ekilen tohumların %80'i İsrail tohumuydu. Sertifikalı tohum dedik, devlet desteği olan tohum dedik, ısrarla sertifikalı tohumculuğu destekledik. Devlet size buğdaya 1 lira, arpaya 50 kuruş, sertifikalı tohuma destek veriyor, niye? Sertifikalı tohumun rekoltesi yüksek. Çünkü ülke ekonomisine daha çok buğday, daha çok arpa demek, daha az ithalat demek. Daha az dövizin dışarıya çıkması demek onun için Türk tohumculuğu üzerinde yapılan çalışmalar çok kıymetli. Türk tohum ıslahçılarına çok önemli destekler olmalı. Hanımların, genç çiftçilerin tarlaya, ahıra döndürülebilmesi için elimizden ne geliyorsa yapmaya çalışıyoruz. Silaj, saman, yem bezelyesi, yerli ve milli sertifikalı arpa dağıtıyoruz. Yerli milliyi söylemekten hiç yorulmuyolrum, gurur duyuyorum. Yerli milli Türk Ayçiçek tohumu dağıtıyoruz” şeklinde konuştu.
“EL ELE VERİRSEK DAHA FAZLASINI YAPARIZ”
“Bütün hayvancıların hayvanlarının aşılarını ücretsiz yapıyoruz” diyerek sunulan destekleri anlatmayı sürdüren Başkan Bey, “Bütün ahır gübrelerinizi ücretrsiz bir şekilde kepçe bizden, mazot bizden, operatör bizden, kamyon bizden, tarlaya serpmesi bizden bu çalışmaları sürdürüyoruz. Ama bu yeterli mi bence yeterli değil. Bence daha iyisini, daha güzelini, daha fazlasını yapabilirim, yapabilriiz. El ele verirsek, gönül gönüle verirsek daha fazlasını daha güzellerini yapabiliriz. Katma değeri yüksek, daha çok gelir getiren ürünleri, el ürünlerini yapabiliriz. Eriştelerin, tarhanaların bu kuskusların, İstanbul'a buradan kadın kooperatifçileri aracılığıyla değerinde satılan sistemleri kurabiliriz. Kollektif düşünmeyi, kollektif üretmeyi arzulamalıyız.
“ÜRETEN HERKESE DESTEK VERİYORUZ”
Ha burada siyaset yapmamalıyız arkadaşlar. Bu kürsüden siyaset yapmadım, “seçimler yaklaşıyor, başkan siyaset yapıyor.” dedirtmeyi de düşünmüyorum. Muhtarım burada, Selimpaşa'da da söyledim dini, dili, ırkı, partisi, kadını, erkeği, siyahisi, beyazı bakın hiç kimseye bakmadan hiçbir şeye bakmadan ürfeten herkese ama herkese destek veriyoruz. Kimse çıkıp “muhtar, belediye başkanı beni ayırdı. Beni partimden dolayı, görüşümden dolayı bana tohum vermedi”diyemez, dedirtmedik, dedirtmeyeceğiz.
“HEPİNİZE EŞİT MESAFEDEYİM”
Burası benim partimin arka bahçesi değil. Bu belediye hepinizin belediyesi. Hangi partiye oy verirseniz verin, hangi ideolojiiye gönül vermiş olursanız olun, benim size eşit mesafede durmam gerekiyor. Bir pergel düşünün bir daireyi çizen. Pergelin daireyi çizen ayağı vardır, kalem vardır ucunda bir de sabir olan, ortada saplanan ve çemberin her noktasına eşit olan, hiç kimseye ne yakın ne uzak olan bir uç, pergelin sabir ucu… İşte o uç benim Silivri'de. Hepinize eşit mesafedeyim. Hepinize ne bir adım uzak ne bir adım yakın bir şekilde pergelin sabit ucu olarak başladım. Pergelin sabit ucu olarak da görev süremi tamamlamayı niyet ediyorum” dedi.
“BÜYÜKLERİMİZ TAKDİR VERİRSE YENİ HİKAYELER YAZMAK İÇİN BİR DÖNEM DAHA GÖREV İSTEYECEĞİM”
“Cenab-ı Allah nasip eder, büyüklerimiz takdir edip, olur verirlerse de Silivri'de yarım kalmış demeyeceğim (Silivri Belediye Başkanı olarak size ne söz verdiysem, hepsini fazlasıyla yaptım), yeni hikayeler yazmak için sizler teveccüh edecekseniz bir dönem daha görev isteyeceğiz” diyen Yılmaz, “Yapacaklarımız için sizlerden yetki isteyeceğiz.
“İLAHİ ADALETİN TECELLİ ETTİĞİ HER SONUÇ BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE”
Vatandaştan gelen her şey başımızın üstünde. İlahi adaletin tecelli ettiği her sonuç başımızın üstünde. Aksini düşünmek, aksini arzulamak bizim demokrasi anlayışımızda yok. Ama şunu da biliyorum Silivri Belediyesinin bu yaptıklarını, çiftçiye, köylüye dağıttıkları, hakkı olanlara teslim ettiklerini yalnızca siyasi saiklerle eleştirmek, hiç kimseye yarar getirmez. Ortaya çıkan bir değeri birileri söylüyor diye kimse yok edemez. Bugün 600 ton yerli milli arpayı birileri “yok” diyerek yok edemez. Gün gibi ortada duruyor Silivri Belediyesinin yaptıkları. Yapacakları da zaten bu yaptıklarıyla doğru orantılı olarak vatandaşın kafasında şekillenmiş durumda. Onun için biz kısır siyasi çekişmelere, kısır tartışmalara hiç girmedik, bundan sonra girmeye niyetimiz yok” ifadelerini kullandı.
“ELEŞTİRİLERİMİZİ BİLE DİKKATE ALMAMAK KÖYLÜYE, ÇİFTÇİYE EN BÜYÜK HAKSIZLIK”
İBB'ye yönelik mezbahane eleştirilerini Ortaköy'de de sürdüren Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim bazı yol gösterici, haklı eleştirilerimiz var. Yol göstermek için yapıyoruz. Çiftçinin, hayvancının iyiliği için yapıyoruz. Eleştirilerimizi bile dikkate almamak esasında köylüye, çiftçiye yapılacak en büyük haksızlık. Hayvancılkla uğraşanlarımız vardır aramızda dedik ki “hayvancı hayvanını değerinde satsın, tüccar hayvancının elindeki ürünü, hayvanı ucuza almasın. Mezbahaneyi bahane ederek, navlu nakliyeyi bahane ederek 5 bin lira bir danada fiyat kırmasın.” Hayvan pazarı yapalım dedik. Hayvan pazarını yaptık hem de Türkiye'nin en donanımlı, en modern hayvan pazarını yaptık. Baktık hayvan pazarımız gerekli ilgiyi görmüyor. Dedik ki “bizden Pazar isteyenler nerede? Niye bu pazara gelmiyorsunuz?” “Mezbahanenin olmadığı bir pazar çalışmaz başkanım”dediler. Havza'da var, Hayrabolu'da var, Çorlu'da var ama yanıbaşında kesimhane var“ dediler. Kesimhanenin olması bir, çiftçinin ürününü ucuza satmaması demek, iki sizlerin ucuz et yemesi demek, üç veteriner hekim marifetiyle kesilen hayvanın, sağlıklı hayvanın sofranıza gelmesi demek. Bugün bunu eleştirmiyorum. Bir çok restaurantçı, bir çok kasap, bir çok market köylerimizde hiçbir veteriner hekim kontrolü olmadan kesim yapıyor arkadaşlar. Bunu herkes biliyor. Peki veteriner hekim nezaretinde olması kamu sağlığı açısından, sizin, bizim sağlığımız açısından daha iyi değil mi? Şimdi diyorsunuz ki “mezbehane niye yapılmıyor?” mezbahayı da yaparız. Ben de diyorum ki “mezbahayı yapacağım ama mezbahaneyi yapmak için görevi ve yetkisi olanlar mezbahaneyi yapmadıkları ve bu yetkiyi bize vermedikleri, devretmedikleri sürece mezbahane yapamıyoruz Silivri'de. Ortaköy'de mezbahane yok muydu muhtarım? “vardı.” Kavaklı'da var mıydı? Vardı. Salimpaşa'da var mıydı? Vardı. Celaliye'de, Kamiloba'da benim köyümde var mıydı? Vardı. Gümüşyaka'da, Fener'de ya bu mezbehaneler ne oldu? Yolçatı muhtarım burada ne oldu mezbehaneye, niye kapandı? Büyükşehir belediyesine devredildikten sonra yetki büyükşehir belediyesine geçti. Büyükşehir belediyesine 4 tane kreş yapması için en kıymetli arsamızı verdik. “Siyaset yapmayın” dedik, “gelin” dedik “sayın başkanım meclisten cumhur ittifakı meclis üyeleriyle, millet ittifakı meclis üyeleri ile elbirliğiyle, oy birliği ile hızlıca kreşler yapılsın.” Biz siyaset yapmak isteseydik İBB'nin bir tane arsası yoktu. Kreş de yapamazdı Silivri'ye. Ne oldu? Selimpaşa'ya, Gümüşyaka devam ediyor, bir de Yeni Mahalleye iki kreş yaptı. Bir üçüncüsü devam ediyor. Şimdi aynı şartlarda dedim ki “Mezbane yeri de vereyim size, mezbane yapın, alkışlar size, oy istiyorsanız oylar size, biz de size teşekkür edelim”… Hayvancı için, çiftçi için teşekkür edelim. Gelin görün ki mezbane yapımıyla ilgili bir çalışma yok. Yetki istiyorum, diyorum ki “Sayın başkanım bütçende olmayabilir, niyetinde olmayabilir, umrunda olmayabilir, umrunda olan, niyetinde olan, bütçesi de olan bir belediye var onun adı da Silivri Belediyesi. Ver yetkiyi ben yapayım mezbayı”. Yetkiyi de alamıyoruz arkadaşlar. Dolayısıyla Silivri'de bir mezbaha halihazırda yok.
Peki İstanbul'un en büyük hayvan varlığının bulunduğu Silivri'ye niye bir mezbane çok görülür? Bakın bu siyaset değil yol gösteriyorum. Yap, arsayı vereyim, önünü açıyorum, yok. Ben yapayım ona da yok. Ama şunu bilsinler ki ben bu mezbaneyi yapmak, bu mezbaneyi yaparak da çiftçinin, hayvancının yanında olmaktan asla vazgeçemem. Siz bile beni bundan alıkoyamayacaksınız.
“NE YOLUMUZDAN DÖNECEĞİZ NE DE ÇALIŞMAKTAN, BU TOPRAKLARA ALIN TERİMİZİ AKITMAKTAN VAZGEÇECEĞİZ”
Tarım Bakanlığına başvurduk, Et Balık Kururmunun genel müdürü geldi. Mezbane ve bir Et Depolama Tesisini inşallah yapmak üzere bir protokol yapacağız. Projelendiriliyor. Ama bunun sonucunda benim önemsediğim konu ne biliyor mesunuz? Benim bir teklifim oldu dedim ki “alım garantili hayvan besletelim”. Et Balık Kurumu garantör, yemini versin, desteklemeyi yapsın. Hayvan ürettirelim, alım garantili hayvanclılıkla hem ucuz et, hem sağlıklı et hem de zengin köyler oluşturalım, hayvancılığı geliştirelim. Her ailenin aile işletmeciliinde 10 baş ineği olsun, 20 baş ineği olsun. Bu teklifmizi yineledik. Bunları besleyeceğiz, meraları ıslah ediyoruz, meraların ıslahına devam edeceğiz. Bunların hepsi kıymetli şeyler ama her şeyden önemlisi ne biliyor musunuz? Niyet arkadaşlar. Niyetiniz halisse işleriniz iyi gidiyor. Niyetiniz yoksa işleriniz yürümüyor. Niyetiniz kötüyse de işlerinmiz kötü gidiyor. Onun için biz iyi niyetle yola çıktık, iyi niyetimizi de korumaya devam ediyoruz. Her türlü engelleme de olsa, her türlü bu konuda bizi bu yoldan döndürmeye çalışanlar da olsa hiç kusura bakmasınlar. Biz ne bu yoldan döneceğiz ne de çalışmaktan, bu topraklara alın terimizi akıtmaktan vazgeçmeyeceğiz. Öyle yağma yok. Köylüyle beraber olacağız, hanımefendilerle beraber olacağız, genç çiftçilerle toprağa tekrar dönen genç kardeşlerimizle beraber olacağız, bu topraklarda ne pahasına olursa olsun üreteye devam edeceğiz. ve düşüncelerle bugün Ortaköy'de olmaktan duyduğum memnuniyeti idafe ediyorum.”
“ORTAKÖY'DE ELİMİZİN DEĞMEDİĞİ, HİMETİN GİTMEDİĞİ BİR NOKTAYI BİLE BIRAKMAMAYI HEDEFLİYORUZ”
Ortaköy Mahallesine yapılanlar ile açıklamalarını tamamlayan Başkan Yılmaz, “Ferhan Gülan Muhtarımızı Allah rahmet eylesin. Bir kez daha rahmetle analım. İsmini taşıyan bir büyük parkımızı hemen yanı başına yine bağışçı Eriş Ailesiyle bir kapalı pazar etkinlik alanı, düğünlerinizin, kına gecelerinin ücretsiz yapıldığı, iftar sofralarının kurulduğu bir pazarımızı Ortaköy'ümüzdeki asfaltla ilgili yollarla ilgili sıkıntıları, Ortaköy'ün tüm mahallenin ara sokaklarına kadar aydınlatmalarını, yine Erdinç Tabak başkanımızın zamanında yapılan ama artık kullanılamaz duruma gelen, miadını dolduran yerin, futbol sahamızın A'dan Z'ye tamamını yeni baştan yaptık. Hemen yanıbaşına hanımefendilerin, gençlerin etkinliklerini yapabileceği bir parkı bitirmek üzereyiz ve Ortaköy'ün stat caddesi üzerindeki, okul çevremizdeki alt yapıları yaptık. İki güne asfaltlarını tamamlıyoruz. Ondan sonra da İSKİ'i bekliyoruz, Büyükşehir belediyemizi. Hemen karşı mahallemizde Eski Ortaköy diye tabir edilen mahallede atık su, yağmur suyu, Türk Telekom'un fiberoptik kablolarının yer altına indirilmesi, tüm elektrik direklerinin, tüm enerji hatlarının, orta gerilimlerin yer altına indirilmesi, bordür, tretuvar, kaldırım ve aydınlatma çalışmalarını da 4 ay içerisinde bitirmeyi planlıyoruz. Ortaköy'de elimizin değmediği, himetin gitmediği bir noktayı bile bırakmamayı hedefliyoruz.Halka hizmeti Hakk'a hizmet bilerek, size hizmetleri getirmeye, Ortaköy'ün layık olduğu yere üretimle de, hizmetlerle de getirmeye kararlıyız. Onun için ben sıcak ev sahipliğinizden dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, hepinizi Cenab- Allah'a emanet ediyorum. Sağ olun, sağlıcakla kalın” şeklinde sözlerini noktaladı.
Sevginar SALİ