Silivri'de sosyal belediyecilik, afete hazırlık ve kentsel dönüşüm ile mali yönetim konularındaki duruma ilişkin sorularımıza yanıt veren Başkan Volkan Yılmaz, “Her zaman vatandaşın yanında olacağız” kararlılığını ortaya koydu.
Başkan Volkan Yılmaz, 2,5 yıllık süreçte hayata geçirilen çalışmaları anlatırken, “İstanbul'da ilklere imza atan bir belediyeyiz” dedi ve “Gıptayla izlenen ve örnek gösterilen nitelikteyiz” şeklinde konuştu.
Silivri'nin İstanbul'da adı, Türkiye'de sesinin daha gür çıktığı dönemin baş mimarı Belediye Başkanı Volkan Yılmaz ile yapılanlar ve yapılacakları konuştuk.
“AÇ VE AÇIKTA İNSAN VARSA VE BİZ ONU BULAMIYORSAK BU BELEDİYE BAŞKANI OLARAK BENİM SUÇUM”
Sevginar SALİ: Sosyal Belediyecilik çok ön planda ve ihtiyaç bu aralar Silivri'de bununla ilgili yapılanları anlatır mısınız?
Volkan YILMAZ: Sosyal belediyeciliğe daha geniş perspektiften bakıyoruz. Mesela sabah mesai arkadaşlarımın bildirdiği bir olay üzerinden gidelim; yangın çıkmış, iki çocuk 5 ve 11 yaşlarında, baba ve yatalak anne evsiz kalmış. Ekipler orada. 41 yaşında baba, zor durumda. Merak etmemesini, bir haftaya evini yapacağımızı söyledik. Çocukların okul çantalarından kıyafetlerine kadar halledeceğiz. Ayriyeten Kaymakamlığın Vakfı üzerinden yardım yapılacağını, geri kalan A'dan Z'ye her şeyi Belediye olarak yapacağımızı söyledik.
Sabah olan yangın sonrasında aileye ulaştık. Afet ve Koordinasyon Merkezi ekibimiz zaten oradaydı. İletişime geçerek aileyle görüştük. Belediye Başkanının sesini duyunca bu sözleri de alınca insanlar duygulandı ve rahatladı. Aç ve açıkta insan varsa ve biz onu bulamıyorsak bu Belediye Başkanı olarak benim suçum. Önemli olan bu sorumluluğu hissetmek.
Yaklaşık bir haftadır ekiplerimiz, köylerde muhtarlarla görüşüp, kömürü veya odunu olmayan vatandaşları tespit etmeye çalışıyor. Yaş almış, tek başına oturan büyüklerimizi, kış günlerinde zorlanmasınlar diye, arzu ederlerse 1-3 ay huzurevimizde misafir edebiliriz. Köydeki insanlarımız çekiniyor, böyle bir kültürden gelmediği için yardım talep etmek yerine, yokluğa kendini alıştırıyor, sesini çıkarmıyor. Ne gıda, ne kömür istiyor. Bütün köylerimizde sosyal tespitler yapıyoruz.
Roman Mahallesine geçen gittim ve baraka diye tabir edilen tek tek evlerin içine girdim. 7-8-10 m2'lik barakalarda, anneanne ile iki çocukla yaşayan yaşlı, yatalak hastası olan aileler var. Birçoğu bizden sosyal yardım alıyor. Artık 3 aylık değil aylık yardım almalarını sağlıyoruz.
Cenazelerinde vatandaşımızın yanlarında olmaya çalışıyoruz.
Sosyal veya tarımsal hizmetlerde geçmiş dönemle olduğu gibi kendi dönemimizde yaptıklarımız ile de yarışıyoruz. Her dönem yeni projeler ortaya koyarak hayata geçirmeye çalışıyoruz.
Gıda Bankası'nın yardım yaptığı aile sayısı düşük, altı tane evi olan bir hanımefendiye sosyal yardım yapılmış! Geçmişten kalan listeleri güncelledik, yeni tespitler yaptık. Bizde de bu tarz şeyler yaşanabilir mi, atlanabilir mi, gözden kaçabilir mi? İyi niyetle bazı suiistimaller olabilir. En nihayetinde şuan Silivri Belediyesi her ay 5 bin aileye gıda yardımı yapıyor.
Aşevi projemiz var. Her gün 500 kişiye sıcak yemek ulaştırıyoruz.
Vatandaşın acısını paylaştığımız cenazelerde İkram Aracı diye kullanmayı düşündüğümüz iki aracı hazırladık.
Tüm bu çalışmalar hibeler ve sponsorlar marifetiyle yapılıyor.
“BAŞARI ESASLI BURSU DA HAYATA GEÇİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Sevginar SALİ: Bizden Size Sosyal Market, tamamen bağışçıların katkıları mı belediye bütçesiyle de mi hizmet veriyor?
Volkan YILMAZ: Tamamen bağışçılar marifetiyle… Kıyafet mağazamıza bot, mont bağışlanıyor. Gıda yardımların yapıldığı bölüm var. Orası da aynı şekilde bağışçılarla gidiyor. Belediyenin kasasından oraya bir aktarım yapmıyoruz.
Bu yıl üniversiteyi kazanıp başlamış 1. Sınıf üniversite öğrencilerine 500 liralık bir yardımı öngördük. Sayıyı bilmemekle beraber son aldığım bilgilere göre 247 tane öğrencimiz dün itibariyle başvurdu. Tahminimiz 400-500 sayısına ulaşacağı. Üniversiteye kayıt yaptıran gençlerimize moral ve motivasyon sağlamak, Silivri'de yaşayan insanların onları düşündüğü hissini yaşatmak istedik. Bu bir başlangıç, arttırarak üniversitede öğrenim gören çocuklarımıza destek olacağız. Bunun bir kademe ilerisi, belki alttan dersi olmayan, not ortalaması belli parametrelerle başarı esaslı bursu da hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki günlerde bunu yaygınlaştırmak, vatandaşlara da yayma adına “Bir çocuğa da sen dokun” gibi bir kampanya ile belki bir belki beş çocuğa katkı sunulur.
AYDAR ANISINA ARAKELYAN'DAN 10 ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİNE BURS
İş insanımız Andon Arakelyan bize ulaştı. İhtiyaç sahibi ailelerinin 10 tane üniversite öğrencisine İnci Aydar ablamızın anısına sürekli burs vermek istediğini paylaştı. On tane kız çocuğumuzu bildirdik. Her ay 400 liralık burs verilmek üzere kayıtlar alındı. Hatta sonra bir ihtiyaç sahibi ailenin çocuğu için ricada bulunduk burs alan öğrenci sayısı 11'e çıkarıldı.
“SOSYAL DEVLET VEYA BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI DAHA DA ÖN PLANA ÇIKIYOR”
Dünyanın ve Türkiye'nin içinden geçtiği bu ekonomik koşullarda sosyal devlet veya belediyecilik anlayışı daha da ön plana çıkıyor. Esasında bu Türk kültüründe hep vardı. Vakıf kültürü, her ne kadar günümüzde mantığı eskisi kadar kavranmamış olsa da çok önemli. Biz Belediye olarak esasında bu vakıf kültürünü devam ettirme babında çalışmalar yapıyoruz.
İnsanların hayatlarını idame ettirmeleri için çocukları ve kendi karnını doyurmaları lazım. Onların bu asgari ihtiyaçlarını karşılamak adına çok kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. Sosyologlarımız da şuan sahada ve tek tek ev ziyaretleri yapıyorlar.
“VATANDAŞLARIMIZIN HEP YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Tarımsal hizmetlerimizle üretene destek veriyoruz burada da yaşam hakkı diye bir şey var. Vatandaşlarımızın hep yanında olmaya devam edeceğiz.
Bu hafta birkaç birim ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğümüzle ortak bir toplantı yapacağız. Ağırlaşan ekonomik şartlarda vatandaşımıza nasıl daha hızlı ulaşırız, görmediklerimizi nasıl görürüz ve sosyal yardımları nasıl çoğaltarak doğru insanlara kanalize ederek artırabiliriz; bunları değerlendireceğiz.
Bugün yaşadığımız süreçler belki gelip geçici ama sosyal belediyeciliğin Türkiye'nin gündeminden asla çıkmayacağını söylemek istiyorum.
“AFETE NASIL DİRENÇLİ BİR ŞEHRİ İNŞA EDERİZ VE TOPLUMU OLUŞTURABİLİRİZ DİYE YOLA ÇIKTIK”
Sevginar SALİ: Üzerinde önemle durduğunuz diğer alanlar; Afete hazırlık ve Kentsel Dönüşüm… Neden ve ne yapılıyor biraz da bunu anlatır mısınız?
Volkan YILMAZ: Göreve gelir gelmez, Çevre Bakanlığının tüm il ve ilçe belediyelerinden istediği Kentsel Dönüşüm Stratejik Belgesi hazırlığına başladık. 2019 yılının başında bu belge istenmiş. Biz buna hızlı bir şekilde eğildiğimizde şunu gördük; Silivri gerçekten birçok doğa afetiyle karşı karşıya kalma potansiyelinde bir ilçe. Kırılgan, en az deprem kadar taşkın ve sel riskiyle, kötü tecrübeleri yaşamış bir ilçe. Afete nasıl dirençli bir şehri inşa ederiz ve toplumu oluşturabiliriz diye yola çıktık.
“HİÇBİR BELEDİYE BAŞKANI OYA TAHVİL ETMEYECEK YERLERE YATIRIM YAPMAZ”
Hiçbir belediye başkanı oya tahvil etmeyecek yerlere yatırım yapmaz. Afet Koordinasyon Merkezi inşa ettik, ekip ekipman, araç gereç ve personel istihdam ettik; bunlar toplumun belli kesimi dışında maalesef ki ilgi çekmiyor.
“SİLİVRİ'DE YAPILANLARLA AFETLE İLGİLİ ÇOK CİDDİ FARKINDALIK OLUŞUYOR”
Ama inanıyorum ki Silivri'de yapılanlarla afetle ilgili çok ciddi farkındalık oluşuyor, oluşmaya da devam edecek. Şu an biz Silivri'yi 7/24 izliyor ve inceliyoruz. Polis ve Jandarmaya çok ciddi bir alt yapı oluşturduk. Birçok olayda kamera görüntülerimiz isteniyor. Çok yakında yaşanan bir fabrika yangınını Afet Koordinasyon Merkezimizin kameralarından, fabrikanın sahiplerinin dahi haberi yokken, biz itfaiyeye haber verdik.
Merkezimiz bünyesinde kurulan Arama Kurtarma ekibinin misyonu çok önemli. Her geçen gün de artacak. İzmir Bayraklı'da yaşanan depremle birlikte Arama Kurtarma ekibimiz olay bölgesine intikal etti. Silivri tarihinde bir olaya giden ilk ekipti. Akabinde Elazığ Sivrice, Manavgat ve Bodrum'daki yangınlar, en son Bozkurt'taki sel felaketinde ekiplerimiz görev aldı. Onlarla iftihar ettik. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, Seymen'deki köy toplantımızdaydık beni telefonla arayarak Bozkurt'taki arkadaşlarımıza müteşekkir olduğunu, Türk milleti adına Silivri Belediyesine teşekkürünü ifade etti. Bundan dolayı onur ve gurur duyduk. Bakanımız Afet Koordinasyon Merkezi'ni özellikle ziyarete geleceğini, afet bölgelerinde Silivri ekiplerini gördüğünde içinin ferahladığını, ne görev verirseler yerine getirdiklerini söyledi.
Kışla mücadelede, en son yaşadığımız lodos felaketinde Silivri Belediyesi kendini hissettirdi. Çok kısa zamanda olaylara müdahale edebilir noktaya geldi.
“AFET KOORDİNASYON MERKEZİMİZE TEKNİK DONANIM VE LOJİSTİK OLARAK YATIRIM YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
2021 Yılı İçişleri Bakanlığı tarafından Afet Eğitim yılı ilan edildi. Silivri Belediyesinin AFAD'a akredite olmuş eğitimcileri var. Dinamik bir yapı 40 bin'in üzerinde eğitimi gerçekleştirerek İstanbul'un belediyeleri içerisinde en fazla eğitimi düzenleyen belediyeyiz. İstanbul İl Alay Jandarma Komutanlığının 6 bin askeri personelin eğitimini bitirdik. Bu konuda Alay Komutanımız Tümgeneral Yusuf Bey tarafından Silivri Afet Koordinasyon Merkezi'ne teşekkür plaketi verildi. 1. Ordu Komutanlığından askeri personelin afet eğitimi ile ilgili talep geldi. Bunlar bizim için motive edici, sevindirici ve gurur verici şeyler. Türkiye'de yaklaşık bine yakın belediye var. AFAD'a akredite olan 2. Belediyeyiz. Bu bizim için önemli. Her geçen gün Silivri'de Afet Koordinasyon Merkezimize gönüllü ekiplerimiz oluşuyor. Sayımız artıyor. Silivri Belediyesi olarak oraya yatırım yapmaya devam edeceğiz. Afetin öncesi yani eğitim kısmı, anında ve sonrasında yapılması gerekenler var. Depremde ilk 72 saat çok önemli. Bu nedenle Afet Koordinasyon Merkezimize teknik donanım ve lojistik olarak yatırım yapmaya devam edeceğiz.
Kentsel Dönüşüm kısmı da bununla ilintili. Deprem riskinin getirdiği bir konu. Kentsel Dönüşüm Stratejik Belgemizi tamamladık. İBB'ye sunduk ve oradan da Bakanlığa onaya gitti. Afetler ve deprem kısmıyla özellikle yol haritamızı belirleyecek; riskli ve sıkıntılı yerler neresi?
“BİLGİ KİRLİLİĞİ ÇOK”
Sevginar SALİ: Vatandaş gelip bununla ilgili sizden bilgi alabiliyor mu?
Volkan YILMAZ: Tabi ki, Etüt Proje ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğümüz vatandaşla sıkı iletişim halinde. Bilgi paylaşıyor. Bilgi kirliliği çok. Vatandaş gerçekle yüzleşmekte zorlanıyor. Silivri de Türkiye de deprem kuşağı. İstanbul ve Marmara özelinde 1999 İzmit depremi öncesinde yapılan bütün yapılar aslında potansiyel riskli yapılar. Bütün araştırmacılar bunu söylüyor. 1999 yılından sonra Deprem Yönetmeliğine göre yapılan binaları da potansiyel güvenilir olarak düşünmekle birlikte birçok parametresi var. Mesela zemin etüdü yapılmadan 1999 yılı sonrası yapılan bina da riskli olur. Belki zeminde sıvılaşma var. Deprem yönetmeliği yokken iyi şartlarda az da olsa sağlam bina var.
“SİLİVRİ BU KONUDA ÇOK İÇ AÇICI DURUMDA DEĞİL”
Silivri bu konuda çok iç açıcı durumda değil. Bina stokumuz maalesef eski. İBB, üç ilçeyi pilot seçti; Fatih, Avcılar ve Silivri. Gözlemsel bir denetim yaptılar. Bazı apartman sakinleri evlerine, incelemeye gelen, ekipleri sokmadılar. Raporların bağlayıcılığı olmamakla birlikte bir fikir veriyor.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM HAMLESİNDE ÖNDER, ÖRNEK VEYA BİR SOLUK OLALIM İSTEDİK”
Seçimlerden önce Kentsel Dönüşümle ilgili bir sözüm yoktu. Vatandaşın önüne ayakları yere basan projelerle çıktık. ‘Bol keseden atıp tutayım kazandıktan sonra nasıl olsa bunların hepsi unutuluyor, beş sene sonra seçim kitapçığını hiç kimse sorgulamıyor' diye hareket etmedik. Kentsel Dönüşüm Stratejik Belgemizi hızlı bir şekilde hazırladık. Akabinde Silivri İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (SİYTAŞ) adında şirket kurduk. Silivri'deki bütün binaları değiştirebilme şansımız yok. İBB'nin de Kiptaş marifetiyle böyle bir olanağı yok. TOKİ'nin de yok. Bu Kentsel Dönüşüm hamlesinde önder, örnek veya bir soluk olalım istedik.
“BİZE BİR BABAYİĞİT LAZIMDI O DA MUSTAFA SARAL OLDU, BU İŞE GÖNÜL VERDİ”
Bu kapsamda Varnalı Konutlarının inşasıyla ilgili hiçbir müteahhitle anlaşamayan 68 tane vatandaşımıza ‘Gelin, dediğiniz şartlarda inşa edelim' dedik. Aralarından 2 kişi bizi 1.5 yıl oyaladı. En nihayetinde Varnalı Konutları'nın temelini attık. SİYTAŞ bunu yapabilecek durumda değildi, esasında zarar edecek bir projeydi. Vatandaşımızla anlaştığımızda demir 3 lira, çimento 200 liraydı. Şuan 500 liranın üzerinde. Öncelikle şeffaf bir şekilde (Bu işin dedikodusu oldu; şu kişi ve bu şirket yapacak dendi…) site mantığı ile konut yapan bütün müteahhit firmalara projemizi ve teklif mektubumuzu gönderdik. 14 tane firma ve şuan işi yapan Saral Firması da teşekkür etti, teklif vermedi çünkü proje ticari hayatla bağdaşmıyordu. Bir firma bizim şartlarımızın üzerine 14 Milyon TL isteyerek bir teklifte bulundu. En nihayetinde Mustafa Saral'a bunun bir sosyal proje olduğunu, kanayan yaraya bir örnek olacağını görüşerek ikna ettik. Sağ olsunlar bizleri kırmadılar ve o gün lansmanda kendilerine teşekkür ettim. Bize bir babayiğit lazımdı o da Mustafa Saral oldu, bu işe gönül verdi.
“SİLİVRİ BELEDİYESİ BURADA BU İŞİN İNFAZINI GERÇEKLEŞTİRMEK ÜZERE MEMUR TAYİN EDİLİYOR”
Şuan şöyle bir durum var; bir sitede veya apartmanda bir malik dilekçeyle Çevre Bakanlığına başvurduğunda binanın kontrolünü istiyor. Bakanlık kontrollerini yapıyor, ‘çürük yıkılması gerekiyor' dediğinde ok yaydan çıkıyor. Yıkım sürecinin yazışmaları başlıyor. Vatandaşımız burada bizi anlamakta zorlanıyor. Kültür ve Bilgi Sitesi sakini yaklaşık 50 kişi geldiler. CHP Belediye Meclis Üyesi Süheyl Kırkıcı'yı da davet ettim. İki saatlik bir toplantı yaptık. Dertlerini dinledik. Mesela teyze diyor ki, “Evladım bu kış günü nereye çıkalım? 2-3 ay daha süre ver”. Ocak ayından beri başlayan bir süreç ve bunun böyle olacağı biliniyor. Silivri Belediyesi burada bu işin infazını gerçekleştirmek üzere memur tayin ediliyor. “Burada 15 gün daha oturabilirsin” diyebilme şansımız yok. Ek süreye imza atan herkes her hangi bir olumsuzluk yaşandığında hapse atılır, cinayetle yargılanır. Bu süre uzatıldığı zaman Bakanlığın da sorumluluğu var. İnsanlar da zor durumda. Onları anlıyorum. Emekliler var, yalnız yaşayan anneler var. Kredi borcu olan asgari ücretle geçinenler var. Kira bedellerin artmasıyla, Silivri'de kiralık daire bulamayanlar var. Bu sorunu hep beraber aşmamız lazım.
KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜTEAHİTLERİNE ÇAĞRI
Silivri'de iş yapan müteahhit arkadaşlarımıza da çağrıda bulunmak istiyorum. Kentsel dönüşüm için kendilerine başvuran vatandaşlarla pazarlık yapmadan, kat karşılığı sözleşmesi yapmadan gelsinler Silivri Belediyesinin onlara sunacağı projeleri istişare etsinler.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASINDA BİR SORUN YOK”
Sevginar SALİ: Kentsel Dönüşüm yasası yeterli mi? Yıkılan binaların yerine yenilerinin yapılamadığını görünüyoruz. Bunun nedeni ne?
Volkan YILMAZ: Bu işin yapılamamasında birkaç parametre var; 1) Malikler kendi aralarında anlaşamadıkları zaman veya bir malik direttiği zaman iş uzuyor. 2) Binanın oturduğu alandaki imar durumu; 6 katlı bir bina görüyorsunuz ama imar planlarında… örneğin Silviya Otel 6 kattı yıkıldı 2 kat yapıldı. İBB'de tüm meclis üyelerimizin ortak kararıyla iskânı ve ruhsatı olan diyelim ki 6 katlı bir binanız var. Bir imar uygulaması sonucunda orada imar 3 kata düşmüş olsa bile Kentsel Dönüşüm yapmak şartıyla bulunduğu katın veya m2'nin aynısının yapabilme imkanını getirdik. Bu da önemli bir şey. Bakanlığımızın kira yardımları ve kredileri var. Kentsel Dönüşüm Yasası'nda bir sorun yok ama bitişik nizam yerlerde arsaya ilave imar veya yapı yapılamayacağı için mevcut binanın aynısının yapılmasını da göz önünde bulundurursanız burada bir müteahhidin bunu yapabilmesi ancak maliklerin ona imar hizmetinin parasını ödemesiyle mümkün. Bu da maalesef ekonomik şartlarla beraber vatandaşın elinde olmamasından kaynaklı bir tıkama.
“HAYATİ KONULARDA HEM SİLİVRİ HEM İBB'NİN DAHA HIZLI HAREKET ETMELERİNİ BEKLİYORUM”
Silivri'de bir de taşkın alan sıkıntımız var. 2009 yılında selden sonra Boğluca Deresinin etrafı taşkın alanı ilan edildi. Derenin ıslahından sonra revize edilmemiş ve taşkın alanından çıkarılmamış. Burada sizin bir binanız, eviniz olsa, yıksanız dahi, paranız da olsa yapı yasağından dolayı yenisini yapamıyordunuz. Tabi bunu da dert etmek bize düştü. Silivri Belediyesi meclisinden geçirdikten sonra 7 ay Büyükşehir Belediyesinde bunun takibini yaptık ve taşkın alanından çıkarttık. Lakin 5 aydır askıya çıması için Büyükşehir Belediyesi bürokrasisinde bekliyor. Telefon görüşmelerimiz sonucunda 15 Aralık 2021 tarihinde askıya çıkacağının sözünü aldık. İnşallah bunu da aşmış olacağız. Bu gibi hayati konularda hem Silivri hem İBB'nin daha hızlı hareket etmelerini bekliyorum. Ufak da olsa bu sitemimi iletmiş olayım.
“BELEDİYENİN PARAYA VE FİNANSAL YAPISININ DOĞRU YÖNETİLMEYE İHTİYACI VAR”
Sevginar SALİ: Borçlu veya borçlanma yetkisi talep ettiği için eleştirilen Belediye ve Başkanları döneminden “Niye Belediyenin kasasında para var?” diye eleştiriliyorsunuz… Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Volkan YILMAZ: Silivri Belediyesi en nihayetinde 200 bin nüfuslu bir şehre hizmet eden bir kurum. Bu hizmetlerin yapılabilmesi için Silivri Belediyesinin paraya ve finansal yapısının doğru yönetilmeye ihtiyacı var. Daha önce yapılan “Devlete olan borç önemli değil, kamunun kamuya borcu olur yeter ki döndürülen bir borç olsun” denmiş ve her yıl bütçe açığı vererek belediyeler borçlandırılmış. Bu yalnız Silivri Belediyesinin değil Türkiye'deki belediyecilik anlayışı için çok büyük bir sorun. Bu borçlanmalar yapılırken tabi ki belli kriterler var. Belediye Başkanları bazen siyasi kararlarla sağından solundan dolaşarak Belediyeleri borca batırıyorlar. Bu tarz bir mantıkla devam edilseydi Silivri Belediyesi de tamamen borca batık bir belediye durumuna gelebilirdi. 300 Milyon'a yakın bir borç, 200'ü kamuya ait (SSK Primleri, stopaj, KDV), kendi işçisine, müteahhitlere borç vardı. Bunun sürdürebilirliği yok. Göreve geldiğim ilk yıl, kendi yapmadığım bir bütçeyle yüzde 1 açıkla denk bütçeyle 2019 yılını kapattık.
“SİLİVRİ BELEDİYESİ GELDİĞİ NOKTADA İSTANBUL'DA GIPTAYLA İZLENEN VE ÖRNEK GÖSTERİLEN NİTELİKTE”
‘Kaynaklarını doğru yönetirsek, tasarrufu öncelersek ve gelir artırıcı çalışmalar yaparsak, satın almalarda çok iyi fiyat analizleri yapıp 1 liralık işleri 5 liraya ihale etmezsek' Silivri Belediyesi çok kısa zamanda bu gelir ve gider yapısıyla kendi ayakları üzerinde durabilir demiştik. Çalışma arkadaşlarım buna çok inanmadıklarını hissedebilecek yeteneğe sahibim. Üç defa meclisten borçlanma yetkisi aldım. Hiçbirini kullanmadım. Çok olağanüstü şeyler olursa diye yedek akçe aldık ama kullanmayacağım, kullanmayı da düşünmüyorum. Silivri Belediyesi şuan İstanbul'da gıptayla izlenen ve örnek gösterilen nitelikte. Bütün kaynaklarımızı kullandığımızda yaklaşık 200 Milyon bir borcu kapatmış durumdayız. Bu salgın ve ekonomik şartlarda hangi platformda bunu anlatsam hiçbir belediye başkanı inanmıyor. “Büyük bir yer satışı mı gerçekleştirdiniz?” diye soruyorlar. Silivri Belediyesi gelir getirici çalışmalarla kasasına çok ciddi paralar soktu. Bazı belediye başkanları “Oy kaybederim, kimseyi kırmayayım, dökmeyeyim” diye kiraları toplamadılar, ecrimisilleri kesmediler, güncellemeleri yapmadılar. Adamın binası var ama arsa vergisi ödemeye devam ediyor. Biz çok ciddi emek harcayarak bunları yaptık.
“İSTANBUL'DA İLKLERE İMZA ATAN BİR BELEDİYEYİZ”
İstanbul'da ilklere imza atan bir belediyeyiz. Çöpünü kendi kaynaklarıyla toplayan ilk belediyeyiz. Arkamızda Büyükçekmece, Çatalca, Sultangazi Belediyesi kendi araçlarıyla çöp toplamaya başladılar. İddia ediyorum bugün bu işi ihale etmeye devam etseydik şu günkü şartlarda yıllık çöp toplama maliyeti 35 Milyon'un altında olmazdı. Biz ise bu işi, artan yakın fiyatlarına rağmen 5 Milyon'a yapıyoruz. İki yılda 20+20 kar etsem 40 Milyon sırf belediyenin kasasında Silivri Belediyesi kendi çöpünü topladığı için kaldı.
Silivri Belediyesi malzeme ihalesi yapmıyor. Her yıl bizden önce yapılmış; 3-4 Milyon tutmuş. Biz bunları hibe alarak kendi araçlarımızla taşıma marifetiyle ihale yapmadık. İBB'de biri “Kasanda bu kadar para varsa başkan sen o zaman hiçbir şey yapmıyorsun” dedi. Yaptıklarımızı saymaya kalksam bu söyleşi yetmez. Silivri Belediyesinin görev sahasına girmeyen yatırımları saysam dahi yetmez. Silivri Belediyesinin yaptıkları ve yapacakları ortada. Diyorlar ki, “E, Başkan artık son sene bu paraları da harcar her yeri altından kaplar seçimi de alırsın”. Finansal yapıyı bozmadan seçimlere gireceğim. Yapmayı hedeflediğimiz Gençlik ve Kültür Merkezimiz, kapalı spor salonlarımız var. Silivri'nin artık minimum 2 bin 500 seyirci kapasiteli kapalı spor salonuna ihtiyacı var. Arsa üretmeye çalıştığımız yerler var. Artan maliyetlerle beraber çok büyük projeler haline geldi.
“BUNLAR DA ARTIK MÜTEVAZİ OLAMAYACAĞIM”
Sevginar SALİ: Belediyenin finansal yapısını vatandaşa pres yapma sonucunda iyileştirdiğiniz eleştirisine ne diyorsunuz?
Volkan Yılmaz: Bahsettiğimiz kira, ecrimisil rakamları finansal yapımızda denizde kum tanesi. Ama bu da bizim görevimiz. Silivri Belediyesi hakkı olan alacağı bedeli tahsil etmesin mi? Sanayi kuruluşları Silivri Belediyesinin arsasını kullanırken kira ödemesin mi? Yasadan kaynaklı 5 yıl geriye gidip bunları tahsil etmeyelim mi? Her bir yer ve kişiden tahsil ettiğimiz gelirlerle bütün Silivri'ye adil bir biçimde hizmet ediyoruz.
91 aracımız vardı 30 tanesi hurdaydı. Satın alarak veya hibe olarak aldıklarımız 90'ı buldu. İşçisine 5 Milyon ihbar tazminatı, ikramiye borcu olan Silivri Belediyesi 16 kamyonu nakit parayla satın aldı. Bunlar azımsanamayacak şeyler. Bunlar da artık mütevazi olamayacağım.
(Devam edecek…)