Cemil Kenar

Yağma Hasan’ın Böreği

Ülkenin ekonomik şartları ortada.
Okulların ihtiyaçları, resmi bayram kutlama gösterileri tasarruf tedbirleri kapsamında ertelenirken itibardan tasarruf olmaz diyerek gezip tozup eğleniyoruz.
Festivaller, şenlikler, konserler hız kesmiyor.
Özellikle futbolda transfer harcamaları Yağma Hasan'ın Böreği misali!...
Galatasaray'ın puan kaybettiği iki maç geçen haftanın en çok konuşulan konularıydı. Çoğunlukla oyuncu tercihleri, puan kayıpları ve hakem hataları üzerinden tartışıldı.
Oysa bahis şirketleri Kasımpaşa maçı 3-0 olduğu anda beraberliği 1'e 75, Rigas maçı 2-0 olduğu anda 1'e 125 oran veriyordu.
Bu oranlarla iki puanın lafı mı olur!!!
İki maçta Osimhen'in parası çıkıyor.
Yasa dışı bahis şirketinin sponsor olduğu ortamda bu hesap yapılmış olamaz mı?
Dolayısıyla taraftarlar rekabet, hamaset edebiyatıyla birbirini yiyor, beğenmediği yorumcunun ayağına sıkıyor ama bilmiyor ki eskiden maksat spor olsun diye oynanan futbol artık ayak oyununa dönüşmüş herkes ayrı telden oynuyor!…
Spor amaç olmaktan çıkıp araç haline geldiği için spor yapamayan, “alkol zararlı ama bira bile pahalı” deyip bir hapla kafa yapan canilerin vahşi cinayet haberleri toplum sağlığını bozar hale geliyor.
Konuyu yerel boyutta ilişkilendirecek olursak.
Belediye billboardları Silivri'de aç çocuk kalmayacak 1250 çocuğa kahvaltı veriyoruz afişiyle donattı.
Başkan bir çocuğun kahvaltıyı bir şişe suyla geçiştirdiğini görünce gözleri doluyor, çocuklar spor yapsın diye akademi kuruyor.
Kulüplere hatırı sayılır paralar veriyor ama birileri çıkıp masraf oluyor diye altyapıyı özelleştiriyor ve tüm kaynakları profesyonel şubeye kullanıyor.
Önemli bir kısmını belediyenin sağladığı 50 milyonluk bütçeden altyapıya bir şey gitmiyorsa malzemeleri bile çocuklara parayla satılıyor her yaş grubuna ayrı aidat konuyorsa bu proje biraz sıkıntılı bir projedir.
Altyapıda çocuğu olan aileler bu konudan inanılmaz şikâyetçi ve tepkililer.
Kulüp başkanı her konuşmasında “Altyapıdan 7-8 oyuncuyu A takıma çıkarıyoruz” diyor ama Beşiktaş'a gönderilmeyen Ahmet'in neden halı sahada çalıştığını, attığı 100 golle ulusal basına haber olarak Galatasaray'a giden Kürşat'ın neden geri dönemediğini bilmiyor ya da bilmeyenlerle çalışıyor.
Polemik olsun istemem ama derdimiz üzüm yemek, bağcıyla işimiz yok.
Söz konusu bizim çocuklar olunca sussam gönül razı değil, söylesem faydası yok…

YORUM YAP