Çay ocaklarının saçak altlarına koyduğu hasır taburelerde yer yok...
Omzuma biri dokunuyor, tanıdıktır diye dönüyorum...
Çarşaflı yaşlı teyze ile göz göze geliyorum.
Bir şey söylemesine izin vermeden, cebimdeki bozuklukları bırakıyorum avucuna...
"Para verme bana" diyor " çorap al"
Avucundaki bozuklukları kaşla göz arasında çarşafının içinde bir yerlere tıkıştırıyor...
E hani parayı istemiyordun diye geçiriyorum içimden...
Solumuzda pılı pırtı satan bir dükkân var, merdivenleri çıkıyor, içeriye sesleniyorum...
" Bayan çorabı var mı siz de?"
Bıyıkları yeni terlemeye başlamış delikanlı, kafasını bilgisayardan kaldırıyor...
" Kışlık mı?"
Arkamda bekleyen teyzeye dönüyorum;
" Kışlık mı?"
" Evet... Islandım be çocuğum."
Teyzeyle konuştuğumu gören delikanlı oturduğu yerden kalkıp bir zahmet yanımıza geliyor...
" Dilenciye mi alacaksın çorabı?"
" Evet..."
" Ağabey boş ver, çorap manyağı bu kadın, günde en az beş kişiye çorap aldırıyor, neden bizim dükkânın önünde dileniyor sanıyorsun, sorsana elindeki torbada ne var..."
" Teyze ne var torbanda?"
Kadın cevap vermiyor arkasını dönüp söylene söylene yürümeye başlıyor...
&&&
Boy boy hindileri çengele asıp satmaya çalışan kasaptan dalıyorum içeri...
Sıra var...
Beklemek için koltuklardan birine oturuyorum, sağ olsunlar çay ikram ediyorlar...
Şekerleri karıştırırken, iki kişi karga tulumba vitrindeki hindilerden birini kantarın üzerine koyuyor...
Kel olan ağırlığı yüksek sesle okuyor;
" Dokuz kilo iki yüz gram... Dokuz kilo!"
Müşteri gülüyor...
" Maşallah hindi değil devekuşu"
Yılbaşı masasını devasa bir hindiyle süslemek isteyen olur diye yazıyorum; dokuz kilo, deve kuşu kadar hindinin tutarı; 126 TL varın kilosu kaça geliyor siz hesaplayın...
&&&
Askerde bir yılbaşı gecesi arkadaşlarla laflıyoruz...
Tokatlı Bekir soruyor; " Ali yılbaşında culuk kesiyorlar mı sizin oralarda?"
"Culuk ne be Bekir?"
Bekir'in cevap vermesini beklemeden Kırklarelili Serkan giriyor devreye;
" Piypi be oğlum!"