Sevginar Sali

Yalanın zararı sadece sahibine dokunur!

Çok enteresan girişimlere sahne oluyoruz zaman zaman. Silivri'de ne değişirse değişsin bazı şeyler aynı kalıyor. Alan ismi ve park tabelasını birbirinden ayırt edemeyen insanlar cumhuriyetçi ve karşıtlarını belirlemeye kalkıyor mesela! Daha fenası olanı görmezden gelip, yok diye ortalığı ayağa kaldırmaya çalışıp sonra nasıl geri dönüş yapacaklarını şaşırıyorlar, ya da yanlışta diretiyorlar. Bir zamanlar Özcan Işıklar'a cemaatçi yaftasını yapıştırmaya çalışanlar şimdi Volkan Yılmaz'a Cumhuriyet karşıtı gibi göstermeye yelteniyorlar... Aslında bu tarz saçmalıklara imza atanların asıl sorunu kendileriyle. Kim ön plana çıkarsa çıksın, kendi geri kalmışlıklarını telafi etme yolu olarak ona saldırmayı marifet sayıyorlar.e9b5feef-dcd7-4981-8a12-16cf5548b035
Cumhuriyet Parkı'nın adının değiştirildiği falan yok. Park tabelası yenilenmiş olup, düzenlemesi tamamlanan alanların isimlendirmeleri gerçekleştirildi.
Cumhuriyetçiliği tabela asmak ve indirmek sananlar yenilenen onlarca köy okulu, sağlık ocağı, ekilen, dikilen ve bu yönde teşvik edilen, öğrencilere yapılan maddi manevi destekler, açılan kurslar, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan destekler, kurumsal gelişimi ve daha nicelerini bir hesaba katsalar iddiaları ile ne denli mesnetsiz noktalarda bulunduklarını kaçınılmaz olarak fark edecekler.66efaf0d-2cdb-4b5f-b421-ccff7ef2a601

Bu tipler mesela çok kolay ‘imarı olan yere', ‘tarım arazisi' deyip, inşaat faaliyetlerini yasal çerçevede sürdüren insanları da zan altında bırakmaktan asla çekinmiyorlar.
At çamuru kalsın izi diyorlar ve hiç düşünmüyorlar; güneşin balçıkla sıvanmadığını…
Yalanın zararı sadece sahibine dokunur. Hedef alınan kişi eninde sonunda güçlendirmiş olarak bu aşamadan geçer. Kim ne yaparsa yapsın; iyi ya da kötü fark etmez, ancak kendine yapar.

HAKKIMIZ YOK!
Silivri'de yaşayan Bulgaristan Göçmenleri, Cuma akşamı 2 Ekim'de seçime girecek HÖH milletvekili adayları ile bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada Ercan Çalışkan, “Türkiye genelinde 300 bin'in üzerinde çift vatandaşımız var. Geçen seçimlerde 90 bin civarı oy kullandı. Silivri'de de 3-7 bin civarında oy kullanma hakkı olan çift vatandaşımız var. Burada da 800-900 civarı oy çıktı…” dedi. (Rakamlar yaklaşık, kesin değil.) Bir yılda 3 kez sandık başına gittiği için yorulduğunu söyleyen seçmen, milletvekilli adaylarının uğraşını, seçildikten sonra da bitmeyen çabalarını düşünsün. O toprakları Türkler için yaşanabilir kılmak adına yıllar içinde vedilen savaşları da...
Seçmen olarak vatandaşlık hakkımız olan oy kullanmaktan yorulmaya hakkımız yok! Bu hususta öncelikle anlaşalım.
Bulgaristan Göçmenleri Derneği Beyzat Bedel'in gecede Silivri Belediye Başkanını anons ederken kullandığı “Bulgaristan'ın Başbuğu” sözleri Volkan Yılmaz'ın girdiği ve iyi de mesafe aldığı istikameti tas tamam tanımladı esasen.
Eskiden Bulgaristanlı Türkler denince, Çorlu, Avcılar, Bursa akla gelirdi. Şimdi tıpkı İstanbul'un 39 ilçesi arasında etkinlik hususunda zirveye yükseldiğimiz gibi Türkiye'de belediyecilik örnekleri ile adımızdan söz ettirdiğimiz ölçüde Bulgaristan göçmenleri konusunda da ciddi bir farkındalığa imza attık. Bulgaristan göçmenlerinin nüfusunda öyle ani bir artış falan olmadı. Bulgaristan Göçmenleri adına hareket eden Ercan Çalışkan daha aktif bir rol üstlendi, Volkan Yılmaz'ın oluruyla bugün hissettiğimiz gelişimin etkileri ortaya çıktı.
2 Ekim'de oy kullanmaya gideyim mi, gitmeyelim mi diye düşünenler varsa hala biraz daha yardımcı olmak isterim tabi…

YILMAZ: ZÜMRÜDÜ ANKA GİBİ KÜLLERİNİZDEN YENİDEN DOĞDUNUZ
Gecede yaptığı konuşmada Bulgaristan'daki seçimlerin önemine değinen Başkan Yılmaz, “Şimdi sizleri biraz geriye, 1984-1989 yılları arasına götürmek istiyorum. O yıllarda hepiniz cehennemi yaşadınız. 100 binlerce Türk'ün ismi değiştirildi, 100 binlerce Türk de sürgün edildi. Toplama kamplarında toplandı ve işkencehanelerde işkencelere maruz kaldı. Bulgaristan'daki otoriter ve komünist rejimin yıkılmasıyla cehennem ateşi söndü lakin külleri Bulgaristan Türklerinin üzerinde kaldı. Siz Bulgaristan Türkleri, Zümrüdü Anka gibi küllerinizden yeniden doğdunuz. Dünden bugüne Bulgaristan Türkleri dinini, dilini ve kültürünü yaşatmayı başardı. Sonsuza kadar da yaşatmaya devam edecek” dedi ve büyük Türk milliyetçisi İsmail Gaspıralı'nın Tuna Gazetesi'nde yazmış olduğu makaleden şu pasajı paylaştı: “Bulgaristan Türkleri olarak verdikleriniz malum ama aldıklarınız nedir? Bugün Rusçuk'ta bulunuyorum. Burada Türk Müslüman bir doktor, mühendis hatta eczacı göremiyorum. Bunun için lazım olan bir şey vardır. O da niyet, ama ciddi bir niyet; niyet edelim hemen. Bakın size nasıl veriyor. Niçin Bulgaristan'da başkan ve bakan olmayı istemiyorsunuz? İsterseniz olur. Bugün Bulgaristan bakanları arasında Türk Müslüman bakanları bulunabilir ama talepte bulunmanız gerekiyor.”

Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “İşte bugün biz de Bulgaristan Türklüğünün Gaspıralı'nın izinden yürümesini istiyoruz. Buradan bütün hemşehrilerime seslenmek istiyorum: 2 Ekim'de yapılacak olan seçimlerle alakalı yapılması gereken ne varsa Silivri Belediye Başkanı olarak sizlerin emrindeyim. Buradan bütün Bulgaristan Türklüğüne söz ve açık çek veriyorum. Gönlü, aklı, fikri Türk dünyasında olan, yüreği ve kalbi Türklük ile atan Bulgaristan'daki bütün soydaşlarıma sevgilerimi, saygılarımı ve muhabbetlerimi yolluyorum. Ne mutlu Türk'üm diyene!”

 

YORUM YAP