Sabah, sabah her tarafım çamur içinde… Nedeni evimin önünde, İSKİ'nin “kanalizasyon” çalışması başladı… Ne zaman biteceği bilinmez… Dileğim… Çabuk biter...
Sonunda “İnşallah” diyorum, çünkü Fatih Mahallemizde altyapı çalışmalarının ne kadar sürdüğünü biliyorum…
Çünkü, hala devam eden Mimarsinan Mahallemizdeki bakım, onarım çalışmalarının nasıl ilerlediğini görüyorum. Keza Mimarsinan Köprüsü üzerindeki çalışmaları…
Ve… “Dere Islah” çalışmalarını…
Ve… Alipaşa Merası altında, artık ne zaman başladığını unuttuğum arıtma tesisi faaliyetlerini… Önümüz kış… Çamur, işi daha da artacak. O nedenle… Ayrıca endişeliyim…
***
Yalnız… Bir şeye sevindim. Yenisi döşendiği için, eskisi battal hale geliyor da, acaba evlere bağlantı nasıl olacak, derken… Sanki soracağımı bilirmiş gibi çalışanların başında duran biri yanıma yaklaşarak “biz bağlıyoruz ve para ödemek yok” dedi… Boşuna endişelenmişim “Oh be” dedim…
***
Hafta içinde… Silivri Belediyesinin 2017 Yılı bütçe görüşmesi vardı…
Görüşme perşembe günü yapıldı…
Silivri Belediye Meclisinin Ekim ayının 3. oturumuydu… Oturum saat 10.00'a alınmış… Meclis üyelerinin neredeyse tamamı oradaydı…
***
Oturum önemliydi... Nedeni Silivri Belediyesinin 2017 Yılında yapacakları ve harcayacakları konuşulacaktı…
Bu şu demek! 2017 Yılında Silivri Belediyesinin kasasına nereden, ne kadar para girecek ve Silivri Belediyesi bu paraları, nerelere harcayacak...
Muhalefet açısından bakınca…
İktidara hesap sormak için bunların bilinmesi gerekiyor… Gündem maddeleri görüşmeye açıldığında ilk sözü muhalefet aldı…
Gurup adına, eleştiriler sıralandı…
Gözlemim okunan metinde dişe dokunur eleştiri yoktu... Nedeni… Sanırım o meşhur “15 Temmuz Ruhu...”
Neyse… Oylamaya geçildi…
Gündemde olan iki madde ayrı, ayrı oylandı… Her ikisi de “oy çokluğu” geçti… Lakin en azından gördüğüm bildiğim kadarıyla, bütün Belediyelerde aynı olur ama yine de ben “muhalefetin hayır” demesine anlam veremedim…
Çünkü, bu bir bütçe… Şöyle düşünelim… Diyelim ki, iktidar Meclis üyelerinden de “hayır” diyen çıktı ve Silivri Belediyesi bütçesi reddedildi…
Ne olacak? Bütçesiz belediye çalışabilir mi? Neyse… Görüşme sonrasında toplantıdan çıkarken muhalefetten bir arkadaşın da benimle aynı düşüncede olduğunu görünce “Ahmet yalnız değilsin” dedim kendi kendime…
VE BİR KUTLAMA
Demokrasinin kılcal damarı Muhtarlıklar.
Seçimleri de ona göre… Onlar, seçmenin en yakınında, onlara en yakın, onları tanıyarak, birebir, yüz yüze desteğini alır veya alamaz… 19 Ekim Muhtarlar Günü geçmiş olsa da kutluyorum…
NE DEMEK İSTİYOR?
Pazartesi günü.
Musul'u İŞİD'den kurtarma operasyonu başladı…
Koalisyon ortakları kalabalık…
Belli ki uzun sürmeyecek…
Lakin. Cumhurbaşkanımızın sağa sola meydan okumalarını anlamakta zorlanıyorum…O kadar çok bağırmakla ne olacak? Ne elde edilecek? Niye kendini o kadar yırtıyor?
Hem sonra… Biz neredeyse (80) Milyonluk bir ülkeyiz. Büyük elçilerimiz var… Dışişleri bakanımız var... Başbakanımız var… Şükür ki, Meclisimiz tıkır, tıkır çalışıyor… Hem de “Irak” denilen o ülke bildim bilesi komşumuz… Eh Amerika müttefikimiz… Avrupa birliğine desek, girdik giriyoruz… Muhalefet yanında… O zaman… Cumhurbaşkanımız daha ne istiyor?
GARİP OLAYLAR
15 Temmuz 2016'dan bu yana geçen sürede “FETÖ” operasyonları ile yatıp kalkıyoruz… Ve, her gün bir veya birkaç şehit cenazemiz var… Şöyle düşünelim… Bir ülke ki… Komşularımızın neredeyse tamamı ile “papaz” durumda… Demokrasi rafa kalkmış çünkü olağanüstü hal var… Ülke kararnamelerle yönetiliyor… Gösteri ve yürüyüşler yasak… Odalar, Dernekler, Sendikalar faaliyetlerini yapamıyor…
Gazeteciler, sırf gazetecilik faaliyetinden dolayı hapiste…
Mal ve can güvenliği kalmamış…
Alternatif olacak muhalefete ses çıkartılmıyor… Öyle olunca… İktidarı denetleyecek denetim kanallarının tamamı tıkalı sayılır… Sendikaların işlevi ortadan kalkınca, alışanların cebine giren para konusu malum… Şimdi… Düşünün ki…
Böyle bir ülke var… O ülke tam (14) yıldır tek başına iktidar olan bir parti tarafından yönetiliyor…
Ve bu saydıklarım bir iktidar için başarı öyküsü…
Ve… Bu başarı öyküsünden yola çıkarak o iktidarın “lideri” başkan olmak isteyecek.
Gündemi başkanlık tartışmaları oluşturacak… Sizce… Garip değil mi?
KIRMIZI HALI SERMEYECEKLER
Ey AKP Silivri temsilcileri!
Tekrarlıyorum... İyi dinleyin!
Ey. Çayırdere Mahallesi sakinleri!
Sizde dinleyin! Hani o “hallettik” denilen o TAPU ve ECRİMİSİL meselesi ne oldu?
***
Evet… Vatandaş… “Dağıtıyoruz” dedikleri o tapuları hala bekliyor… Ne oldu? Ne yani… Sayım suyum yok mu, diyorsunuz?
***
Evet. AKP'nin Silivri yetkili ve sorumluları... Ufukta, referandum veya erken seçim var gibi… Ve… Şunu unutmayın… Çayırdere, Danamandra ve Sayalar Mahallesi sakinleri, konuşmaya geleceğiniz kahvenin önüne “kırmızı halı” sermezler.
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Silivri'ye gelişi nedeniyle, Silivri Belediyesinin, Gümüşyaka Mahallesindeki, Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezini gezenlerden bazılarının gözlemi.
1- İşletme tıpkı bir geçmişteki Köy Enstitüleri gibi. Gözlenen kadarıyla, amaç üretim bu amaçla kişiler eğitiliyor. Hem, teorik, hem de pratik ikisi bir arada. Şimdilik etkilenen, faydalanan az olsa bile vazgeçilmemesi gereken bir proje…
2- Dernekler için ayrılmış bazı yerler gördük. İyi, çok güzel. İstanbul'da bazı belediyelerin seçimlerde reklamını yaptığı HOBİ BAHÇELERİ benzeri yerler. Buralar, Dernek yönetimlerinin üyelerine bir şeyler üretmek için (1) dönümlük ayrılmış yerler. Silivri Belediyesi tarafından ekim için ne lazımsa tamamlanmış. Bir tek ekilecek. Sonra da bakılacak. Bahar aylarında veya yılın herhangi bir gününde üyelerle burası ziyaret edilebilir. Hiç biri ekili, dikili değil. Bu demek ki, Dernek yönetimleri duyarsız, ya da onların eksikliği…
3-TÜRAM'a girişte sergilenmiş olan ürünler çok beğenildi. Sanırım teşhir için koyulmuşlar. Ama, yetiştirilen bu ürünler sahilde belediye stantlarında satılabilir veya en azından sergilenebilir... Satışı yapılabilirse TÜRAM'ın kasasına para girer, satışı yapılamaz ise üretmek isteyenlere örnek olur.
GÜNE UYAN
“Bazı insanlar o kadar fakir ki sadece paraları var.”
(Küba Atasözü)