Sevginar Sali

Yalnızlık Ve Kalabalık

Bu sıcak havalarda insanın ne yazası olur ne çizesi… Ama bazı düşünceler yazmadan huzur vermiyor…
Aynı şeyleri yaşıyoruz, rolleri değişen kahramanlarımız ise dün söylediklerini bugün inkar üstüne inkar ediyor ve en saçma sapan yönü de bu garip hikayenin onlara inanmamızı bekliyorlar. Onlara sunduğumuz güven başlarda başka nedenlere bağlı aslında bilmiyor ve kerameti kendinde sana sana hak etmediklerinin kıymetini bilmiyorlar.
Geçenlerde bir ziyarette Silivri’nin gelmiş geçmiş belediye başkanları üzerine muhabbet eterken, dolaylı olarak misafiri olduğum kişi dedi ki “Hepsi değişti ama Metin Karakaş değişmez”. İyi niyetimin saflık derecisine vardığı noktalarda aynı düşünceyi paylaşırken yakalandığımda kendi kendime çok kızıyorum. Sonra yaşadığım örnekler ile hayal kırıklıklarını tekrar tekrar kendime hatırlatıyorum, zekamın biraz daha fazla, duygusallığımın ise daha az olmadığı için isyan ederek.
Bu da hata… İşte ben de hatalar yapıyorum, yanlışlara düşüyorum ama kitleleri ardından sürükleyenlerin hatasız kullar olmasını bekliyorum pek çokları gibi.
Doğrular, iyiler hep masallarda, onurlu insanlar hep kıssadan hisselere mahkum olmuş.
Hüseyin Turan ve Özcan Işıklar’ın direnemediği değişime Karakaş’ın karşı koyacağını düşündüren pek çok nedeni olabilir insanların ama benim onlara itibar edecek havam yok bu aralar.
Hem Işıklar’ın değiştiğini söyleyenlere şaşırıyorum. Ben kendisini aday adaylığı sürecinde daha yakından tanıdım o zaman da verdiği sözlerde durmuyordu, aradığınızda telefonlarına bakmıyordu, ya da baktığında hiç kapatmıyor arayan diğer kişiler sürekli meşgul sesini dinlemek zorunda kalıyordu. Yine kimseye selam vermiyor diye eleştiriyordu, bugün değişen ne? Belediye başkan yardımcılığı döneminde Değirmenci’nin bürokrasi ve proje beyni olarak lanse ediliyor, bugünkü Silivri için bunu başaramadığı yönünde eleştiriler var. Belde belediyelerin kapatılması sonrasında ilçe ile  birleştirilmesi ve genel iktidardan olmayan kim belediye başkanlığına gelirse gelsin yüzde 60 aynı sorunları yaşayacaktı zaten. Işıklar, daha büyük dezavantajlarla yola çıktı kendi ekibini kendi seçemedi, kişiliğini küçümseyenlere gerçek yüzünü ve gücünü geç ama yine de gösterdi.
İktidar koltuğunda kimin oturacağı meselesi beni şahsen çok ilgilendirmiyor. Çünkü kim oturursa otursun benim için değişen bir şey olmadığını görecek kadar tecrübe kazandım. Her giden için gelenin kazancına sevindiğimden daha çok üzülürüm. İktidar öyle ateşten bir gömlek ki zaferin sarhoşluğundan sonra yanıkların kokusu da acısı da ziyadesiyle kendini hissettiriyor.
Hal böyleyken kendi canı yanan başkasınınkini yakıyor. Halk da sanki bu savaşın kan kokusu ve görüntüsünden zevk alıyor. Işıklar’ın canını yakmaya meraklı kalabalık, Karakaş’ın kinden az değil merak etmeyin. Bir şekilde toplumda bir adım öne çıkanlar bunun bedelini ziyadesiyle ödüyor. Kimse bu konuda alacaklı kalmıyor.
Ödettirdiği bedeller karşılığında Silivri, kaderini elinde tutan kişilere ne veriyor? Parayla ölçülemeyen mutsuzluklardan başka… Şan, şöhret konusunda anlaşabiliriz. Saygınlık, sevgi ve sahiplenme? O konuda ne kadar cimriyiz biliyorsunuz değil mi…

Haberin devamı 29.07.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…



YORUM YAP