Pazartesİ haftanın ilk işgünü...
Önümde yerel gazetelerden bazıları ve neredeyse tamamı Cumartesi günkü 29 Ekim etkinlikleri ile donanmış…
Ama benim aklımdan çıkmayanı ise televizyon haberlerinde izlediğim o “Cumhuriyet Gazetesi” operasyonu dair haberler ve iktidar çevrelerinden yapılan “efendim yargı bağımsız” lafları…
Dünden bu güne aynı laflar…
Da… Hep düşünürüm “acaba öyle mi?” diye…
Tıpkı “Ergenekon, Balyoz” davalarında olduğu gibi...
Neredeeen, nereye!
***
Cumartesi, haftanın sonu sayılır evimden sahile doğru çıkıyorum …
Ama o ne Evin önü çamur deryası…
Kimseler üstüne alınmasın ama maalesef öyle…
Efendim! İSKİ çalışması varmış…
“Altyapı çalışması” imiş…
Çalışma bu şekilde mi olur?
Bu işleri daha iyi yapan yok mudur? Daha kısa zamanda yapacaklar yok mu?
De... Bu gibi zamanlarda nedense aklıma “bir kapak unun varsa fırıncıya ver ekmeği o yapsın yoksa aç kalabilirsin” diye sık, sık tekrarlanan bu söz gelir nedense...
Ve… Ne zaman biteceğine dair tahminde zorlanıyorum. Çünkü, önümde “Kumluk Mevkii” ve “Kale Mahallesi” örnekleri mevcut…
İnşallah yanılırım…
BU FİLMİ DAHA ÖNCE SEYRETMİŞTİM
Az önce internetten “Bayramların dışında çelenk koyma üzerine (48) saat önceden izin alınacağına dair yeni düzenlemeyi” okudum.
Şimdi, televizyondan sabah haberlerini izliyorum…
HDP Genel Başkanları dahil (11) Milletvekiline gözaltına alınıyor…
Bazılarında kapılar kırılarak içeri giriliyor.
Gözaltına alınanlar tıpkı AKP gibi tıpkı MHP gibi bir siyasi seçime girmiş partilerin yöneticileri… Ve, tıpkı diğer partiler gibi seçime girmiş ve milletvekili seçilmişler...
Ha… Suçlamalar şu olur, bu olur...
Ne olursa olsu unlar (6) milyon oyu olan bir siyasi parti. Kuralına göre seçime girmiş.
Görülmüş şey değil…
Manzara… 1990'lı yıllarını andırıyor.
Biraz da… (12) Eylül günlerini…
Tıpkı o sabahların birinde uyanıyormuşum gibi…
Evet… O günleri yaşadım, o günler dün gibi hatırımda…
Darbeyi yapanların başının, Cumhurbaşkanı seçilmesi için yapılan oylamaya da katıldım ve karşı oy kullandım.
Oylama sonucu o kişi %92 oyla Cumhurbaşkanı seçildi...
Sonradan o %92 sonucu üzerine çok konuşuldu… Çok tartışıldı…
***
Şimdiii… Gelelim bu güne…
Hani 15 Temmuz'da darbe önlenmişti!
Hani “darbe önlendi” diyorduk…
Eğer… Öyleyse 15 Temmuz'dan bu yana yapılanları nereye koyacağız?
İKTİDAR YANLILARI DAHİL
Evet… Kadim dostum.
Cumhuriyet Gazetemin (15) yöneticisi gözaltına alındı…
Evet… Gazete önümde ve haberi ondan okuyorum...
Bundan sonraki günlerde veya gece-lerde kimlerin gazetesi veya evi basılır, kimler aranır, kimler evlerinden alınır bilinmez…
Gözaltı gerekçeleri ortaya döküldükçe, inanın bu ülkede dışarıda insan kalmaz, diye düşünüyorum…
EŞ DOST HATIRI İÇİN BİLE
Biliyor musunuz?
Silivri AKP Yöneticilerinden hala tık yok.
Çayırdere, Sayalar ve Danamandra Mahalle sakinlerinin duymak istediklerini gayet iyi biliyorlar ama tek kelime ettikleri yok…
Düşünüyorum da…
Herhangi bir Silivri yöneticinsin aklına “Yahu bir cümlelik bir iş olan bu TAPU ve ECRİMİSİL meselesi hala neden çözülmüyor” sorusu takılmış mıdır ?
Takılmamışsa… Neden?
AKP yöneticisi herhangi bir kişi kendisi bu mahallelerde doğmamış olsa da, bu mahallelerde oturmamış olsa bile, bu mahallelerde oturan bir tanıdığı,eşi veya dostu da mı yok?
Demek istediğim…
İnsan, bu kadar basit çözümü olan bir meselenin tarafı olmasa bile eş dost hatırı için sesini yükseltir…
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
Soruyorum!
“1 Kasım” bize neyi hatırlatıyor?
Tarihler üzerinde anlaşamayabiliriz ama bu gün Silivri'nin kimliğinin bir parçasıdır Silivri'nin Kurtuluşu…
Peki… Bunu kim kaldırdı?
“Kurtuluş Günü” kutlamalarını kim ve niye yasak etti?
Geç bile olsa…
“Silivri'nin Düşman İşgalinden Kurtuluşu”
“Kutlu olsun !” diyorum…
ONA NE OLDU?
Hani o… 17/25 Aralık olayı…
Hani o…
Ayakkabı kutularından çıkan paralar…
Hani o Bakan çocuklarının yatak odalarındaki para kasaları…
Bir de... Akıl almaz paralar ödeyeler aldığı ve bir bakanımıza hediye etmiş olduğu saat…
Ayakkabı kutularından çıkan paraların faizi ile birlikte sahiplerine iade edildi, onu biliyorum ama o akıl almaz paralar ödenerek alınmış saat ne oldu?
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
AKP Silivri ilçe Başkanı Rıfat Kutlu…
“1 Kasım Silivri'nin Düşman İşgalinden Kurtuluşu” gününde verdiği demeçte
“2,5 Yıl sonra Silivri bir işgalden daha kurtulacak” demiş…
KORKU NE?
Korkma sev bayağı sözcükleri,
kağıt çiçekleri,taşbasmalarını,
aç bütün pencereleri,
ya deniz göreceksin
ya dağlar ya da ova,
korkma sağır duvarlardan
asker çantasından
polis palaskasından
her gün bir başka yanını vursalar da
eksilmeyeceksin,
Kim çalarsa çalsın aç kapını,
korkma,
bu aşkla, bu gülüşle, bu yürekle,
ya sonsuz bir deniz bulacaksın karşında
ya da bir ay en olgun çağında .
Haberle: bir yanımızın daha
vurulduğunu söylüyorlar;
bak akıyor, kanıyor her şey,
büyüyor onları boğacak olan kan .
(03/11/2016-Cumhuriyet /
Özdemir İnce-Emre Kongar'a)
BİR BİLENDEN
“Basın iyi veya kötü olabilir ama basın özgürlüğü yoksa basın sadece kötü olabilir.” (Albert Camus)
