"Silivri için elimizden gelen bu kadar demeden her işe soyunmak gerek" diyen Silivri Sanayici ve İşadamları Dernek Başkanı Hakan Kocabaş, siyasi ve ekonomik sorumluluklarının kapsamına vurguda bulundu.
Silivri'de sanayi ve iş adamlarının geleceğini tayin eden programı değerlendiren SİAD Başkanı Hakan Kocabaş, siyaset ve kamudaki işleyişe dair de görüşlerini açık yüreklilikle paylaştı. Siyasetten, spora ve de yerel yönetime ilişkin gündemlere değinen Kocabaş düşüncelerini samimiyetle Hürhaber okuyucuları için aktardı.
"SİLİVRİ'DE SANAYİ YERİ KİRALARI İTALYA İLE AYNI"
Sevginar SALİ: Türkiye ve özelde
Silivri'de yatırımların artmasına yönelik
durumu bizim için değerlendirir misiniz?
Hakan KOCABAŞ: İtalya'ya son gittiğimde mekânın yerine ne kadar kira ödediklerini sordum. Bin metrekaresinin 3 bin 500 euro civarı olduğunu söylediler. İstanbul'dan uzak bir bölge olarak görebileceğiniz Silivri'de bakıyorum 4 bin dolar civarında. Aşağı yukarı aynıyız. Sanayicinin 10 dönüm yer aldığını, üstünü 5 dönüm kapattığını düşünün zaten elindeki sermaye bitmiş oluyor, buna da devletin hiçbir katkısı olmuyor. OSB'lerde bu işleri yapın diyeceksiniz, bu işler Organize Sanayi Bölgelerinde her zaman kolay olmuyor. Pazardan uzak olabiliyor, işçi bulamıyorsunuz. Çok kurumsal firmalar bu bölgelerden çok daha güzel faydalanıyor ama bizim gibi KOBİ seviyesinde, aile şirketleri olan, burada İstanbul veya ilçesinde yaşamaya alışmış insanları alıp bir başka ile götürmek çok zor oluyor.
"BUNDAN SONRA YENİ TEKNOLOJİLERİN VE SEKTÖRLERİN ANCAK YATIRIMA GEÇEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Sevginar S.: Şu anda Silivri'de yeni fabrika yatırımı yapmak hangi koşullarda gerçekleşir?
Hakan K.: Bundan sonra dünyada da Türkiye'de de yeni teknolojilerin ve yeni sektörlerin ancak yatırıma geçebileceğini düşünüyorum. İstanbul'un içi çok sıkışık, belediye tarafından gitmeye zorlanan bir takım firmalar var. Onlar da yine KOBİ seviyesindeki firmalar. Fabrikasını alıp da Bilecik'te bir Organize Sanayi Bölgesine götüreyim diyemiyor çünkü insanların yaşamı burada kurulmuş, işçisi ustası gitmiyor, kendi ailesi de keza alıştığı yerden ayrılmak istemiyor, bu sefer en yakın Silivri'de fabrika kurmaya çalışıyor. İlçemize şu anda ancak böyle yatırım geliyor. 1/100 bin planlara arkadaşlarımızı ekip halinde toparlayarak itirazda bulunmuştuk. O itirazlar şu anda kabul edildiği için eski imar planları geçerli hala. O yüzden fabrika inşaatı yapılabiliyor, izinler alınabiliyor.
"ÇIRAKLIK ÖĞRENCİLERİNE ÜNİVERSİTE HAKKINI SAVUNDUK"
Sevginar S.: İş gücü, eleman sorunu sizce nasıl çözülür?
Hakan K.: Bu konu sadece Silivri'nin değil Türkiye'nin sorunudur. Karnımız burada doyduğu için tabi Silivri'nin sorunu bizim için daha önemli. Bu sorunun çözülmesine ben çok sevinerek bakıyorum. Güzel şeyler yapılıyor ama eksikler var. Özellikle Çıraklık Okulu konusunda bir gelişim söz konusu oldu. TEOG sınavında çok başarılı olamayan öğrenciler önce Çıraklık Eğitim Merkezine yönlendirilecek, ondan sonra açık lisede okuyacaklar diye bir yönetmelik çıkartıldı. Ben bunu çok önemsedim, hatta toplantılara katılarak önerilerimi söyledim. Milli Eğitim'deki arkadaşlarımız da bizim fikirlerimizden çok yararlanmak istiyorlar o yüzden de katkı koyabileceğimizi bildikleri için bizleri çağırıyorlar. Bazı şeylerin devlet tarafından zorunlu hale getirilmesi gerekiyor. Herkesin çocuğu doktor, mühendis, avukat olacak diye bir şey yok. Çıraklık Eğitim Merkezinden çıkacak olan insanların gerçekten üniversite bitirmiş çoğu insandan ileride çok daha iyi para kazanabileceklerine inanıyorum. Bu son çıkartılan yönetmelik için bazı önerilerde bulundum. Bu çocukların üniversite haklarının da olmasını savundum. Bu sistemi şöyle kurgulamışlar; ben Çıraklık Eğitim Merkezinden bir elemanı alacağım, 5 gün fabrikamda çalıştıracağım ve işi öğreteceğim, bir gün de okulda çıraklıkla alakalı teorik bilgileri alacak. Bu arada para da kazanacak, devlet de destek verecek, sanayici de çok fazla para vermeyecek. Bu iki taraf için de güzel.
"SANAYİ İLE TEKNİK OKULLARIN İÇ İÇE GİRMESİ LAZIM"
Sanayi ile özellikle teknik okulların eğitimle iç içe gitmesi lazım. Bizim gerçekten ihtiyacımız varken bir yandan çocuklar hiç gerekli olmayan bir takım bilgilerle donatılıyorlar. Bu nedenle öğrencilerin ilgi ve isteklerinin farkına varmalarını sağlamak ve hangi meslek alanına yatkın olduklarını belirlemek amacıyla belediyemizle beraber 3 sene boyunca 8. Sınıflara Mesleki Eğilim Testi yaptırmıştık. Onu şu anda devam ettiremiyoruz. Devam ettirmememizin sebebi yine biraz bürokratik engellerden kaynaklanıyor hâlbuki Milli Eğitimle de güzel bir protokol imzalamıştık. Bu çalışmamızı çok önemsemiştim, çocuklarımız bizim geleceğimiz ve eğitim sistemimizin bu yönde ilerlemesi lazım.
"EĞİTİM SORUNUMUZUN ÇÖZÜLMESİ GEREKİYOR"
Her zaman söylüyorum, belki bir dönem boyunca sadece Çanakkale Zaferi, bir dönem Atatürk ve ilkeleri, bir dönem Osmanlı ve Türk milletinin duruşu okutulmalı. Ondan sonra biyoloji vs. ne öğretilecekse öğretilmeli ama ilk önce bunlar verilmeli. Hatta Peygamberimizin hayatının derslere konması gerektiğini düşünüyorum. Bir hoca çıkıyor bilmediği halde bazı şeyleri insanlara empoze etmeye çalışıyor. Bizim en büyük eksikliklerimizden biri de bu, karşımızdaki hoca diye inanmak. Halbuki öğrensek çok daha iyi olur. Eskiden bizim zamanımızda Yerli Malı Haftası vardı. Bunu ben çok önemsiyorum. Artık çocuklarımızda bu kavramlar çok eksildi. AK Parti hükümeti zamanında Andımızın çıkarılmasını hala tasvip etmiyorum, bir Andımız olması lazım, içeriğini düzenleyebilirsiniz ama o çocuklara ülkemizin büyüklüğünü anımsatacak, milli bilinci oluşturacak bir tarihsel bir söylev şart diye düşünüyorum. Onun düzenlenerek tekrar getirilmesi gerektiği görüşündeyim. Ben öğretmenlerimden çok güzel şeyler öğrendiğimi hatırlıyorum, öğretmen insanın ailesinden sonraki en önemli hayat mimarı. Sayelerinde geleceğime yön verebildim, ufkumu genişlettim. Özellikle ilköğretim çocuk için çok önemli bir basamak bu nedenle eğitim sorunumuzun çözülmesi gerektiğini düşünüyorum.
"TÜRKİYE'NİN YENİ BİR PARTİYE İHTİYACI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM"
Sevginar S.: Türkiye ve özelde Silivri'deki siyasi gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz; iktidar ve muhalefetin toplumsal beklentileri karşılama durumu sizce nedir? Ayrıca yeni siyasi oluşumlara yönelik çalışmalar hakkındaki yaklaşımınız nedir?
Hakan K.: Son sorunuzdan başlamak istiyorum; ben Türkiye'nin yeni bir partiye ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum, sıcak bakmıyorum ama tabi herkesin parti kurma hakkı var. İktidar ve muhalefet toplumsal beklentileri karşılıyor olmuyor ama yeni bir partinin de karşılayabileceği bir şey yok. Bu parçalanmayı ve daha çok fikir kargaşasını doğuruyor, var olanların iyileştirilmesi taraftarıyım. Aynı düşüncedeki insanların birbirini rehabilite edip anlaşması lazım diye düşünüyorum. Parçalanma olduğu zaman ülkede birlik sağlanmıyor. Muhalefetle veya iktidarla uğraşmak ülke enerjisini düşürüyor maalesef.
"ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜ PEK TASVİP ETMEDİM"
Mesela Kılıçdaroğlu'nun yürüyüş eylemini de pek tasvip etmedim. Meclis çatısı altında veya bahçesinde her gün iki saatlik bir basın toplantısı yapabilirdi. Yürümeyi tercih ederek ülke gündeminde yapabileceklerini yapamadı. Meclis çatısı altında olarak topluma yine 'devlet işinin başındayım' hissiyatı verebilirdi ama yürüyerek bunu gerçekleştirdiğini düşünmüyorum. Çanakkale'deki Adalet Kurultayı'nın çok daha faydalı ve anlamlı olduğunu düşünüyorum. Birkaç tane kendini bilmez çıktı mezarlıkta içki içti ama bunlar CHP'ye mal edilemez. Keza Atatürk büstünü kıranlar da AK Parti'ye mal edilemez.
"BAZI İNSANLARIN MEVKİ OLARAK YÜKSELMELERİ, KİŞİLİK OLARAK ALÇALMALARINA BAĞLIDIR"
Sevginar S.: Ülkemizde adalet sorunu
olduğunu düşünüyor musunuz?
Hakan K: Yargıçlarımızın, savcılarımızın, avukatlarımızın işini düzgün yaptığına inanarak buna cevap vermek istiyorum. Adalet noktasında da devletin bu hantallığı sürüyor. Sosyal medyada olmadığım için Şebnem Hanım sağ olsun bir söz paylaşmıştı benimle, “Bazı insanların mevki olarak yükselmeleri, kişilik olarak alçalmalarına bağlıdır” diye. Ramazan ayındaki iftar programımızda da bu konuyu içerleyerek vurgulamıştım. Bazı kurum yöneticileri Silivri SİAD'ın iftarına gelmek istemiyor, 'zenginlerin iftarı' gibi görülüyor. Bunu çok yadırgıyorum. Mevki için karakterlerini yeraltlarına koymaya hakları yok. Bazen yönetim kurulu toplantılarımızda da, “Adalet yok bu ülkede” tarzında serzenişler olabiliyor. Ben buna şöyle karşı çıkıyorum; her savcı, yargıç, hakim karşı tarafın düşüncesine göre mi hareket edecek, onları böyle yaftalamak doğru bir şey değil. Kanunlara ve hissiyatlarına göre karar veren bu ülkede hakimler, savcılar vardır diye düşünüyorum ama yargıda bir takım şeylerin düzelmesi gerektiği de ortada. Mesela aynı suçu işleyen biri 3 yıl, diğeri 10 yıl ceza alıyor. Bu nasıl değerlendiriliyor? Afaki şeylerin ortadan kaldırılması lazım. Bazı şeylerin mahsus yapıldığını düşünüyorum. Bu Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana gelen bir eksiklik. Adalete olan inancımızın zedelenmemesi için bu tarz noksanlıkların düzeltilmesi gerekiyor.
"SAVUNMA SANAYİ KONUSUNDA ORTAK PROJE TASARI İMKANINI ARAŞTIRIYORUZ"
Sevginar S.: Önümüzdeki süreçte Silivri SİAD'ın gündem ve programları neler?
Hakan K.: Yönetim kurulumuz geçtiğimiz dönemlerde bir takım çalışmalar yaptı. Bu çalışmaların çoğu da üyelerimize yönelik avantajlar sağlamak amaçlıydı. Protokoller imzaladık, sözleşmeler yaptık. Elektrik ve akaryakıttan indirim avantajları sağladık. Bunların rutin görüşmeleri yine devam ediyor. Biliyorsunuz bizim Çayın Yanında Simit toplantılarımız var. Eylül sonu gibi ona başlarız. O arada üye ziyaretlerimiz olur.
Savunma sanayisi konusunda Türkiye'de çok büyük gelişmeler oluyor. Silivri'de belki 5-10 firmanın bir araya gelerek yapabilecekleri projeler olabilir diye düşünüyorum. Bu sebeple savunma sanayisi hususunda bir çalışma başlattık. Genel Sekreterimiz Adnan Deniz bu konuda çalışmalara başladı. Önümüzdeki günlerde kurulla birlikte bu konuda neler yapabileceğimizi ortaya koyacağız. Bir sistem kurabilmek zor bir şey ama yollarını arayacağız. 'Savunma sanayisi konusunda birlikte bir üretim yapılabilir mi' yeni dönemde bizim hedeflerimizden bir tanesi.
"ÜYELERİMİZİ ENDÜSTRİ 4.0'A HAZIRLAYACAĞIZ"
Bir diğer konu; Biz Endüstri 1.0 ve 2.0'da geride kaldık. Endüstriyel devrim süreci geçmişten günümüze 4'de ayrılıyor. Endüstri 1.0 olarak da adlandırılan birinci süreçte, su ve buhar gücü kullanımı ile çalışan mekanik sistemler vardı. O bir devrimdi, bütün dünyada bir sıçrama kaydedildi. Endüstri 2.0 olarak isimlendirilen ikinci süreçte ise elektrik enerjisinin kullanılmaya başlandı. Bunların hepsinde biz geç kaldık. O zaman başımız ülkenin kuruluşu ve taşların yerine oturmasıyla meşguldü. Üçüncü ve şu an genel olarak yaşanan endüstri 3.0 süreci ise, elektronik ve bilişim teknolojilerinin üretime entegre kullanılması ile başladı. Yeni başlayan dördüncü süreçte ise sanal ve fiziksel sistemler entegre olarak kullanılacak bu aşamada akıllı makineler ve yapay zeka devreye girecek. İnternete bağlı her nesnenin üretim alanında daha fazla kullanımını içeren bu trend ile birlikte endüstriyel alanda köklü değişimler olacak ve “Dördüncü Endüstri Devrimi – Endüstri 4.0” olarak nitelendirilen yeni bir dönem başlayacak. Üretim sürecinde fabrikalardaki makinelerde siber-fiziksel sistemlerin kullanılması demek insanlardan neredeyse bağımsız olarak kendi kendilerini koordine ve optimize ederek üretim yapabilecek 'akıllı fabrikalar' demek. İnternetin, yapay zekanın ve akıllı makinelerin üretimde kullanılması, iş geliştirmeden-mühendisliğe birçok yeniliği de beraberinde getirecek elbette. Sanayi devrimi süreçlerini tamamlamaktan epeyce uzağız, geride kalmamalıyız. Önümüzdeki günlerde seminerler düzenleyerek bu konuda arkadaşlarımızı yönlendireceğiz, en azından bir beyin fırtınası yaratmamız lazım. Bu konuda da yönetim kurulumuzdan Gökhan Turan arkadaşımızı görevlendirdik. İyi çalışmalar yapıyor, bu konuda önemli toplantılar yapacağız. Üyelerimizi bu yönden bilinçlendirmemiz gerekiyor, Silivri'de üreticinin bir adım önde olması lazım.
"BELEDİYE BAŞKANIMIZ ÇOK GÜZEL İŞLER YAPIYOR AMA BİR TAKIM SORUNLARIMIZ VAR"
Sevginar S. : Silivri daha iyi bir geleceğe nasıl hazırlanmalı peki?
Hakan K. : Ben çok özeniyorum; Belediye Başkanımız çok güzel işler yapıyor, çok da saygıyla karşılıyorum, kendisini çok da seviyorum. İnsani ilişkimiz çok iyi. Bir takım sorunlarımız var tabi, hala asfaltlarımızı, yağmur suyu kanallarımızı yapmadılar.
"MERKEZİN TRAFİĞE KAPATILMASI GEREKİYOR"
Kendisine de söylemiştim en azından merkezin trafiğe kapatılması gerekiyor. Kaymakamlık arkasındaki yeraltı otoparkı yapılacak, ben ona karşıyım. Silivri içinde otopark olmaması lazım bence. Bence ondan tamamen vazgeçilmeli, orası güzelce bir yeşil alana çevrilmeli. Boğluca Deresinin, Batı Yakasına güzel bir otopark yapılmalı. Bir tane de belediyenin alt tarafında alan var oraya katlı otopark yapılsa hiç değilse özel bir Silivri'yi yaratmış oluruz.
"SİLİVRİ'Yİ BAZI ŞEYLERİYLE BAHSETTİRMEK LAZIM"
Silivri'yi bazı şeyleriyle bahsettirmek lazım, Silivri'de yaşmak güzeldir sloganına da uyar diye düşünüyorum.
"SİLİVRİSPOR'A 4 MİLYON BÜTÇE ÇOK FAZLA"
Silivrispor konusunda hiçbir açıklama yapmadım. Bu konuya pek girmek istemedim ama ben Silivrispor'un 4 milyon lira gibi bir bütçesinin olduğunu duydum. Bunun çok fazla olduğunu düşünüyorum. Çok daha iyi şeylere harcanabilecek bir rakam bu. Şu anda Türkiye'ye yabancı oyuncu sınırının getirilmesi konuşuluyor. Buna ben de katılıyorum, 2-3 tane yabancı futbolcu yeter Türkiye'ye çünkü çocuklarımız yetişmiyor. Bir takım kurallar konabilir. Çatalca'da 300 bin lira ile geçen sene Silivri'yle beraber kalabilecek bir ekip kurulmuş. Şimdi bu 4 milyon lirayla bizim köylerimizdeki veya çevremizdeki çocuklara harcansa, oradan yetenekler yetiştirilse çok daha iyi olmaz mı? Tabi bunu yine otoritelerin yapması gerekiyor. Ben diyorum ki il içinden transfer yapılabilir il dışından kimse getirtilemez. İlçe takımı bu! Bundan Silivri'nin çocuğu faydalanmalı.
"HİZMET YAPAN İNSANLARIN İBRA EDİLMESİ LAZIM"
Ümit Kalko bizim üyemiz. Ben onun gerçekten başarılı bir yönetimle bu işi yaptığını, takımı bir küme yukarı çıkardığını gördüm. Tüm yönetimin ellerine sağlık. Bu süreçte üzüldüm de çünkü bence hizmet yapan insanların ibra edilmesi lazım. Bu sadece Ümit Kalko'ya değil onun yönetimine de ters yapılan bir hareket oldu. Ümit Beyin de söylemlerinin yanlış olduğunu telefon konuşmalarımızda söyledim. Hata yapılabilir ama hatadan dönmek lazım. Sonuçta hem Belediye Başkanımız hem Ümit Bey Silivri'ye bir katkıda bulunmuştur. O yüzden bu tartışmanın bitmiş olmasına seviniyorum.
"SİLİVRİSPOR'UN HANGİ LİGTE OYNADIĞI DEĞİL ÇOCUKLARIMIZIN TAKIMDA OYNAMASI ÖNEMLİ"
Bundan sonra da sürmemesi gerektiğine inanıyorum ama Silivrispor bu dönem biraz başarısız olursa tepkilerin olabileceğini de görüyorum. Buradan sizin aracılığınızla Silivrispor taraftarlarına da seslenmek istiyorum. Silivrispor'un 1. Lig'te, 2. Lig'te veya Süper Lig'te oynaması çok önemli değil, bence kendi çocuklarıyla oynaması çok önemli. Tabi ki hedef en yüksek o ayrı ama buradan yetişecek iki tane çocuğun büyük takımlara gitmesi hepimize gurur verecektir. Belediyenin çok güzel yapmış olduğu işlere bence bunu eklemesi lazım. Ben de görüyorum okçuluk, golf konusunda belediyemiz destekler veriyor ama öte yandan da voleybolcu kızlarımız bir turnuvaya gidebilmek için otobüs bekliyorlar. Bunlar karşılansın, bu kadar bir bütçenin, onlar da bizim çocuklarımız ama, Silivri dışındaki insanlara verilmesini ben yadırgıyorum.
“AZİZ BAŞKANIN KAYGISI ÖĞRENCİNİN GELMESİNDEN YANA"
Sevginar S.: Fenerbahçe Üniversitesi'nin Silivri'ye gelmesi konusunda vesile olan önemli isimlerdensiniz gelinen son durum nedir?
Hakan K.: Silivri'ye yapabildiklerimizin içinde böyle de bir faydamız olduysa ben mutluluk duyuyorum. Fenerbahçe Üniversitesi'nin Silivri'ye büyük değer katacağına inanıyorum. Aziz Başkan geldiği zaman Başkanla beraber Fenerbahçe Üniversitesi'nin kampüsünün düzenlemelerini inceledik. Fenerbahçe açısından çok yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum.
Aziz Başkan gerçekten çok samimi bir insan, doğrucu, kimseden bir çekincesi yok. Ben insan olarak çok beğendim.
Onun söylemi şöyle; “Ben Fenerbahçe armasını taşıyan bir insanım. Burada kaygım öğrencinin gelmesinden yana. Öğrenci gelmezse biz basın önünde çok zor duruma düşeriz. O yüzden hem burada hem merkezde ilerleyeceğiz.” Ama mutlaka burada başlayacak. Her şey yolunda giderse 90 dönümlük araziye çok daha büyük bir kampüs yapılabilir.
Sonuçta Fenerbahçe Üniversitesi önümüzdeki dönem eğitime hazır.
"SİYASETİN BAZILARININ ELİNDE ÇOK KİRLENDİĞİNİ GÖRÜYORUM"
Sevginar S.: Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Hakan K.: Silivri siyaseti hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Silivri siyasetine ben istemem, yapmam diyen insanların içten içe dahil olduklarını görüyorum. Bunun da çok doğru olmadığını müşahede ediyorum. Siyasetin bazılarının elinde çok fazla kirlendiğini görüyorum, hakikaten bir vatandaş olarak üzülüyorum. Bölge milletvekillerimizin hiçbir sorunumuzla ilgilenmediklerini görüyorum. Buna şahit olmaktan da mutsuzluk duyuyorum. Kısa soluklu, seçim endeksli katılımlar oluyor, ben bunlarla artık Türkiye'nin zamanının geçirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela Ramazan'da dahi milletvekili iftar programına geç geliyor, bunu ben kabul edemiyorum. İlçe Başkanlarının yerinde olsam o milletvekillerini beklemem. Bunların söylenmesi gerektiğini düşünüyorum, bir vatandaşlık borcu, kimsenin kızmasına da aldırmıyorum.
KAMU KURUM TEMSİLCİLERİNE TEŞEKKÜR
Bir de dernek olarak kurumlarla çok önemli bağlarımız var. Belediyemizle, kamu kurumlarımızla, geçmiş kaymakamımız ve şimdiki kaymakamımızla çok iyi ilişkilerimiz var. Onun dışında giden Cumhuriyet Başsavcımızla, Ağır Ceza Reisimizle, Allah rahmet eylesin son Emniyet Müdürümüz ve ondan önceki Emniyet Müdürlerimizle hep iyi ilişkilerimiz oldu. Keza çok liyakatlı olduğunu düşündüğüm Vergi Dairesi Müdiremiz var mesela. SGK Müdürümüz yeni değişti, eskisiyle de çok iyi muhabbetlerimiz vardı. Karşılıklı sevgi ve saygı her şeyi çözüyor diye düşünüyorum. Silivri'nin böyle bir şansı var, tüm gelen kamu görevlileri hakikaten liyakatla işini yaptı. Silivri'yle bütünleştiler onun için onlara da ayrı bir teşekkür borcumuz var. Yeni gelen Başsavcımızla tanışamadık, inşallah yakında onunla tanışacağız. Yeni Emniyet Müdürümüzle tam olarak görüşemedik. Yine dernek olarak kurum ziyaretlerimiz olacak.
"SİLİVRİ İÇİN YAPABİLECEKLERİMİZİ YAPMAMIZ LAZIM"
Onlarla da ilişkilerimizi hep birlikte büyük Türkiye için sürdürmemiz lazım, Silivri için yapabileceklerimizi de yapmamız lazım. Elimizden gelen bu kadar demeden her işe soyunmak lazım diye düşünüyorum. Dernek olarak hep bu anlayışta olduk, inşallah böyle de gidecektir.