Engin Akın

Yarası olan gocundu da ne oldu?


Silivrispor'un deplasmanda oynadığı Ümraniye maçını keyifle takip ettim. Keyifle diyorum çünkü Silivri'yi beğendim.

En azından orta alanın sırıtmadan ofansa olumlu katkıları oldu. Kaleci konusunda da daha önce yazdıklarımın arkasındayım. Rasim iyi bir kaleci, güven veriyor.

Defans ise kötünün en iyisi konumunda. Sanırım hocamın kafasında daha netleşmedi burası. Öyle aman aman hata yapılmadı. Ümraniye için çok laf duydum ama duyduklarım boşmuş diyesim var. Ya Ümraniye takımı iyi gününde değildi ya da biz çok iyiydik. Aslında bu kadar basit.

İlk golü atanın kazanacağı bir maçtı. Kimse atamadı ve puanlar eşit şekilde paylaşıldı. Her iki takım da üç puana çok yakındı ama ileri uçtaki elemanların beceriksizliği ve kalecilerin iyi gününde olması 8-10 santimlik çizgiden öte geçemedi kimse.

Puan alan bir Silivri takımı puantajda bir sıra daha geriledi. Nasıl olur demeyin oldu işte. Alttaki takımlar oynadıkları maçları kazanınca gerilemeniz normaldir. Puan durumuna baktığımızda aslında kaybedilen bir şeyin olmadığı görülebilir.
Kaybedilen bir şey yok. Burada lider konumdaki takımlarla en alt sırada yer alan takımların arasındaki puan farkı yanıltmasın bizleri. Arada öyle uçurum yok. İşte tam burada sıralamadan ziyade sahadaki oyun önem arz etmektedir. Siz sahada iyiyseniz puan durumu sizi o kadar alakadar etmez, eninde sonunda hak ettiğinizi alırsınız sıralamada.

Şimdi ise görünen bir şey var ortada. Takım bir iyi, bir kötü. Kendi sahasında oynadığında tanıyamadığımız bir Silivrispor varken deplasmanda ise bambaşka bir takım oluveriyor hemencecik. Bunun üzerine gidilip düşünülmesi lazım gelir.

Bir Silivrili olarak takımın iyi olmasını isterim. İyi yerlerde, hak ettiği seviyede olması en büyük arzumdur. Hele o son dakikada Ersal'ın kaçırdığı pozisyonda neler yaşadığımı bir ben bilirim bir de yanımda oturan. Salsa araya iş bitecekti ama olmadı.

Ümraniye maçı benim için renkli geçti. TSYD ile Ümraniye kulübü arasındaki iletişim sorunundan dolayı akreditasyon sorunu yaşadım. Öyle ya da böyle ben onca yol teptikten sonra bu maçı seyretmeme imkanım olamazdı.

Bu maça Fenerköyspor Genel Kaptanı Mustafa Eren ve takımın teknik patronu Tansu Açabey ile birlikte gittim. Fakat maç saati yaklaşmasına karşın protokol listesinde isimleri olmayan Eren ve Açabey ile geri dönmemiz bile söz konusuydu. Malum habersiz gitmemişlerdi ama her ne hikmetse Silivrispor bu iki ismi protokolden çıkartmışlardı. Neyse olay tatlıya bağlandı. Tabii burada olayı tatlıya bağlayan da Hüseyin Yaşar oldu. Bizleri Ümraniye Kulübü'nün listesine eklediler ve maçı protokolden izleme imkanımız oldu. Teşekkürler Ümraniye. Kendi adıma benim için fark etmezdi aslında ha saha kenarı, ha taraftar tribünü, ha da protokol. Her şekilde girerdim ve takip ederdim maçı. Dedim ya onca yol tepmişim maçı seyretmemek olmazdı.

Maçın daha başında yaşanan bu ufak pürüzden sonra bitimi ile yaşananlar ise tam bir yavuz hırsız ev sahibini bastırır cinsindendi. Her iki takımın da kazanabileceği maçın son düdüğünün çalınması ile birlikte protokoldeki herkes çıkış kapısına doğru yol aldı. Ben de zaten sıcak olan mekandan bir an evvel uzaklaşmak için yollandım çıkış kapısına doğru. Protokol merdivenleri dar bundan dolayı hem önündekiyle hem de arkandakiyle yakın oluyorsun haliyle. Ben çıkış merdivenlerinde ilerlerken önümdekilerin Hüseyin Yaşar (Gofır) ile ilgili konuşmaları dikkatimi çekti.

Yok, efendim Gofır şöyleymiş, böyleşmiş, neler neler. Buradan anlatamayacağım kadar iğrenç ifadeler, suçlamalar ve karalamalar. Bu arada önümde atıp tutan bu kişi Silivrispor Kulübü Genel Kaptanı Özer Doğan'dır. Ben bu kişinin anlattıklarını çıkış kapısına kadar dinledim. Sonrasında tam çıkış kapısının önünde kendimi fazla tutamadım ve güldüm. İçimde kahkahalar attım ama dışa öylesine güldüm. Benim gülüşümü duyunca Özer Doğan, "Sen beni mi dinliyorsun?” diye bana çıkıştı. Ben bir şey söylemedim. Suçlu bir insanın yaptığı gibi veryansın etti. Sanki çok bağırana haklılık beratı vereceklermiş gibi.

Bağırdın bağırdın sana ben cevap vermeyince de çıldırdın az kalsın günümüzün devamını senin yüzünden Ümraniye karakolunda geçirecektik. Bu olaya yani merdivenden inerken Özer Doğan'ın anlattıklarına o kadar çok kişi şahitti ki anlatamam. Buradan isimlerini saymaya gerek yok. Kişiler kendilerini biliyorlar.

Yaşı başı kemale ermiş bir kişiden beklenmeyecek sözler. Allah'tan onun seviyesine inmedim. Onun seviyesine inmeyi aklımdan bile geçiremiyorum. Bakın ben sizlerden daha delikanlıyım. Ben bu satırlardan imzamla, fotoğrafımla içimden geçenleri yazıyorum. Aynı şeyleri Hüseyin Yaşar da yapıyor.

Ümraniye yöneticiye anlattıklarını ise buradan anlatmıyorum. Aklıma geldikçe midem bulanıyor. Gözümde daha da düşüyorsun sevgili Özer Doğan.

Az evvel dedim ya herkesten daha delikanlıyız diye. Kendi adımızla, imzamızla çekinmeden yorum yapabiliyoruz. Şimdi ben senin seviyene inmiş olsam olmaz ya varsayalım indim, şimdi ben de birileri hakkında Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'a neler anlattığını mı yazayım? Yoksa Silivrispor Kulüp Başkanı Mustafa Saral hakkında kimlere nerede saat kaçta neler anlattığını mı? Yoksa kongre döneminde Mustafa Saral'ın karşısına nerede ve kimlerle alternatif liste hazırladığını mı ? Yoksa yine kongre döneminde kulüp sekreteri Elçin kardeşimi işten atmak istediğini mi anlatayım? Elçin görevinden istifa etti, yani bu işi de beceremedin. Sahi becerebildiğin bir iş var mı senin?

Silivri'nin en genç meclis üyeleri arasında olan Bora Balcıoğlu hakkında söylediğin, "Kulübü çoluk çocuğa mı bırakacağız” sözlerini mi dillendireyim? Farkında mısın bilmem ama Bora Balcıoğlu halkın iradesi ile göreve gelmiş bir isimdir. Yine bu isim ilçenin önemli projelerinin altında imzasını atmaktadır. Senin nerede imzan var sevgili Özer Doğan? Hasbelkader birilerini birilerine farklı anlatarak geldiğin görevin hakkını ver.

Öyle yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali beyhude bağırışlarda bulunma, sesi senden daha gür çıkanlar karşına çıkar unutma. Yaşına hürmetim var. Şansına olmasa da işgal ettiğin makama saygım var.

Dileğim odur ki bir an evvel istifanı verirsin Silivrispor ve Silivri huzura kavuşur. Yoksa bu işi çok bilseydiniz zaten daha 18 sene evvel bu kulübü küme düşürmezdiniz.

YORUM YAP