Eskiden, yani çocukken, nefret ederdim pazar günlerinden... Sıra ile yapılan banyodan, yıkanıp balkona asılan çamaşırlardan, evin içindeki su buharından...
Size garip gelebilir, hoş şimdi düşününce bana da tuhaf geldi; pazar günü ile ilgili aklımda kalan başka bir görüntü...
“Yok” yazacaktım... Bak varmış;
Sabah televizyonda çizgi film olurdu sonra tam on ikide klasik müzik konseri başlardı...
İzler miydiniz o konserleri ya?
Sabırsızlıkla bekleyeniniz var mıydı?
Sıkılır, anlamazdık biz! Kapatırdık televizyonu...
Okula gitmeden önce her sabah kahvaltı yaptığımız için pazar kahvaltılarının ayrıcalığı yoktu...
Erkenden uyanır, yataktan biraz geç kalkardık hepsi o kadar...
Uyanınca evdekilerin uyanmasını beklemek de dayanılmaz olurdu...
Haberin devamı 04.07.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…