“Yasalardan ziyade ülkemizde eğitim sıkıntısı var. Suçlar eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Ne kadar ağır cezalar koyulursa koyulsun suç işlemekte kararlı bir insanı etkileyeceğini düşünmüyorum” diyen Avukat Gizem Özkanlı ile eğitim ve meslek hayatı üzerine söyleştik.
Sevginar SALİ: Kendinizi tanıtır mısınız?
Gizem Özkanlı: 1990 Çeltik doğumluyum. İlköğretimimi ve liseyi Silivri'de tamamladım. Sonrasında İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Fakülteyi bitirip, Silivri'de stajımı da tamamladıktan sonra kendime ait hukuk bürosunu açtım. Hemen mesleğe atıldım.
Sevginar SALİ: İstanbul'dan sonra Silivri dışında farklı bir yerde yaşamayı
düşünmediniz mi?
Gizem Özkanlı : Üniversitedeyken düşünüyordum fakat hayat şartlarının zorlukları ağır basınca sahil kasabası gibi olan Silivri beni kendine çekti.
Sevginar SALİ: Hukuk tesadüfü bir seçim değildi herhâlde…
Gizem Özkanlı: Aynen öyle, bilerek ve isteyerek seçim yaptım. Başka da bir tercihim olmadı. Küçükken çokbilmiş ve konuşan kız çocuklarına, “Sen avukat olursun” derler ya, galiba bilinçaltımda hep o vardı. Küçüklüğümde, “Büyüyünce ne olacaksın?” diye soranlara hep, “Avukat olacağım” diye cevap verirdim. Hâkim, savcı değil avukat olacağım derdim. Sanırım bu mesleği kendime uygun görüyordum ve öyle de oldu…
“TÜRKİYE YARGI BAĞIMSIZLIĞINI ARTIK BENCE DE TARTIŞMALI”
Sevginar SALİ: Yargı sisteminin bağımsızlığı çok tartışılıyor. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?
Gizem Özkanlı: Türkiye yargı bağımsızlığını artık bence de tartışmalı. Adaletin bağımsızlık dışında çok daha fazla sorunları var bana sorarsanız. Adalet gecikiyor. Adaletin herkese eşit olup olmadığı tartışılıyor. Yargının bağımsızlığı üçüncü bir konu olarak girdi ve üzerinde bir erkin baskısı var.
“DUYGULARIMLA HAREKET EDERDİM…”
Sevginar SALİ: Çok sevdiğiniz biri suç işlese ve sizden saklanmak için yardım istese, bu
konuda ona yardım mı edersiniz yoksa
onu adalete teslim mi edersiniz?
Gizem Özkanlı: Galiba daha yeni, 3 yıllık, avukat olduğum için o kadar tarafsız düşünemem. Vicdani ve duygusal açıdan bakarım. Üniversitede hocamız bize, “Buradan dışarı çıktığınızda sokaktaki dilenci çocuğa bile acımamayı öğreneceksiniz” derdi ama ben daha o kadar başarılı değilim sanırım. Hala duygusallığımı koruyorum. Adalete teslim etmez, istediğini yapar saklardım herhalde…
“KADINLAR İÇİN ÖNGÖRDÜĞÜMÜZ SORUNLARIN HEPSİNİN MAĞDURU ERKEK DE OLDU”
Sevginar SALİ: Ülkemizde adalet kadın için nasıl işliyor?
Gizem Özkanlı: Adalet kadın için işlemiyor aslında ama artık cinsiyet de ayırmıyor bence. Kadınlar için öngördüğümüz sorunların hepsinin mağduru erkek de oldu. Sokakta yürürken bilebirçok suçun mağduruyla yüz yüze geliyoruz aslında. Kadın olmaktan, cinsiyetçilikten çıktı o kavram ama kadın için bir tık daha zorlu olduğunu söyleyebiliriz. Kadın, şiddet, cinsel istismar,baskı gibi birçok zorlukla maalesef karşı karşıya geliyor ve daha az korunuyor. Yasa onu koruyor görünüyor ama işin temelinde olan eğitimi insanlar korumadığı için, kadın adaletsizlikle karşı karşıya geliyor.
“YASALARDAN ZİYADE ÜLKEMİZDE EĞİTİM SIKINTISI VAR”
Sevginar SALİ: Tartışılan bir diğer konu da çocuklara yönelik istismarlar. Yasal boşluklar söz konusu mu?
Gizem Özkanlı: Yasal boşluklar var zaten son bir madde çıkarıldı, yerine yenisi getirilmedi. O anlamda cezai müeyyide açısından çok ciddi bir boşluk var. Ben yine eğitime değineceğim, yasalardan ziyade ülkemizde eğitim sıkıntısı var. Suçlar eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Ne kadar ağır cezalar koyulursa koyulsun suç işlemekte kararlı bir insanı etkileyeceğini düşünmüyorum.
Sevginar SALİ: En çok korktuğunuz hayal kırıklığı nedir?
Gizem Özkanlı: Hayatımdaki insanlardan gelecek bir güvensizlik sorunu yaşarsam hayal kırıklığına uğrarım.
“KAGİDER'DE OLMAKTAN ÇOK MUTLUYUM”
Sevginar SALİ: Silivri KAGİDER ile tanışmanız nasıl oldu?
Gizem Özkanlı: Silivri Kadın Girişimciler Derneğinin varlığından ve çalışmalarından haberdardım. Kardelen Sürücü Kursunun ortaklarından Öznur Kırkıcı kuzenim. Onunla olan sohbetlerimizde derneğin işleyişi, amaçları ve faaliyetleri hakkında daha çok fikir sahibi oluyordum. Derneğe onun vasıtasıyla girdim. Başkan ve yönetimiyle tanışmış oldum. Dernek bünyesi içinde olmaktan çok da mutluyum.
“ÖNCE HEDEFİMİ SONRA ONA ULAŞMAK İÇİN YAPMAM GEREKENLERİ BELİRLERİM”
Sevginar SALİ: Üniversite eğitimini yeni bitirmiş, mesleğe yeni atılmış ve yeni evlilik yapmış biri olarak genç kızlarımıza, bulunabileceğiniz tavsiyeleriniz var mı?
Gizem Özkanlı: Hayatımda her zaman hedef belirledim. Hedef belirlerken önce, “Ne yapmak istiyorum?” sorusunu kendime sorarım. O hedefi belirledikten sonra hayata geçirmek adına ilk adım olarak da kâğıda neler yapmam gerektiğini madde madde yazarım. Hazırladığım liste için elimden gelen gayreti gösteririm. Sonrasında mutlaka başarının geleceğine inanıyorum. Elbette ki bir takım olumsuzluklar karşımıza çıkabilir, olumsuzluklarla başa çıkmak için de biraz sabır göstermeliyiz. Bu üçlemeyi yaptıktan sonra insanoğlunun istediklerine ulaşabileceğini düşünüyorum.
“EN KIYMETLİ ŞEY SAĞLIK”
Sevginar SALİ: Hayatta en kıymetli şey nedir?
Gizem Özkanlı: Sağlık. Tecrübe ettikten sonra sağlıktan başka bir şey düşünemiyorum. Sağlık, mutluluk, huzur bu üçü olmadıktan sonra en realist hayalleriniz bile ütopya olur kalır.
Sevginar SALİ: Moraliniz bozulduğunda ne yaparsınız?
Gizem Özkanlı: İlk önce fiziki yorgunluğumu atar dinlenirim. Ondan sonra zihinsel rahatlama için de evimde en sevdiğim koltuğuma oturur, pikabımı açar, müzik dinlerim. Sıkıntımı öyle atıyorum.
Sevginar SALİ: Kitap okumak mı, seyahat etmek mi?
Gizem Özkanlı: Kitap okumak. Annemin bana aşıladığı kitap okuma alışkanlığım, üniversite dönemimde gittikçe gelişti. Sıkıldığım zaman kendimi hep kitapların arasında bulurum, gezmek aklıma bile gelmiyor. Seyahat etmek benim için b şıkkı, önceliğim kitap okumak.
ÖZKANLI AİLESİNİN KIZI OLMA DUYGUSU
Sevginar SALİ: Biraz da Silivri kamuoyunun yakından tanıdığı, geçmiş dönem Çeltik muhtarlarımızdan, babanız Vedat Özkanlı'dan söz edelim mi? Onun kızı olmak nasıl bir duygu?
Gizem Özkanlı: Ailemin kızı olmak benim için her zaman gurur verici oldu. Lafta değil, onların evladı olduğum için çok gurur duyuyorum. Annemin de babamın da her zaman güçlerini dağ gibi arkamda hissediyorum. Benim açımdan çok güzel bir duygu. Babam 1999-2009 döneminde muhtarlık yaptı. Ben o zamanlar küçüktüm. 9 yaşındaydım. Hatırladığım bir anım yok ama geceleri sürekli telefonlarımızın çaldığını bilirim. Köy halkı en ufak bir sorunu olduğunda, onu çözeceğini düşündüğü, bir süper kahraman gibi gördüğü muhtarı arardı.
Sevginar SALİ:
Sürprizleri seviyor musunuz?
Gizem Özkanlı: Eşten, aileden ve arkadaştan gelenleri seviyorum da meslek hayatındakileri pek sevmiyorum açıkçası.
Sevginar SALİ: Avukat olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
Gizem Özkanlı: Tiyatrocu. Çok istiyordum. Acayip bir isteğim vardı o konuda. Üniversitedeyken de Tiyatro Kulüplerine katılmıştım.
“NE İSTEDİĞİNİ BİLECEKSİN, PLAN YAPACAKSIN”
Sevginar SALİ: Kadınlara ne söylemek istersiniz?
Gizem Özkanlı: Risk alın diyeceğim ama ben kendim kolayca risk alabilen bir insan değilim. Her zaman planlı ve programlı bir insan oldum. Küçüklüğümden beri 1,5 ve 10 yıllık kalkınma planlarım oldu. Şu an lisede öngördüğüm 5 yıllık planımı tutturmuş oldum en azından. Her yıl mesleki açıdan yıllık planımı yaparken biraz daha hedeflerimi büyütüyorum. Çok şükür Allah'a onu da tutturduğumu düşünüyorum. Ne istediğini bileceksin, plan yapacaksın, mutlaka devamı gelir zaten.
