Her dönem meclis listeleri hazırlanırken, adı geçen Celalettin Yazıcı, sürpriz bir şekilde 2019 yerel seçimlerinde AK Parti'den Cumhur İttifakı listesine girdi. Ve 4 yıllık süreçte teknik bilgisi yanı sıra siyasetçi nezaketi adına örnek bir duruş sergileyen tavrı ve entelektüel derinliği ile Silivri siyasetinde fark yarattı.
İBB, Silivri Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi / Yazıcı Yapı Yönetim Kurulu Üyesi / Odak Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Yazıcı ile siyaset ve gündeme dair gerçekleştirdiğimiz söyleşide gündeme ve siyasete yönelik çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Yazıcı'nın içtenlikle paylaştığı yorumları ve sorularımıza verdiği cevapları keyifle okumanızı diliyoruz.
“SAĞ'IN PRAGMATİZMİNE, CUMHUR İTTİFAKI'NA İHTİYACIMIZ VAR”
Sevginar SALİ: Kısa bir süre sonra milletvekili, Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Siz de AK Parti'nin meclis üyesisiniz. Bize anlatır mısınız sizce Silivri halkı neden AK Parti'ye ya da Cumhur İttifakı'na oy versin?
Celalettin YAZICI: Cumhur İttifakı'nın hareket tarzı, eylem, icraat, saha reflekslerinin Türkiye'ye gerekli olduğunu düşünüyorum. Sağ iktidarlar genellikle hizmet yolunu amaçlarlar. Yol, köprü v.s. fiziki icratlarla gelişmeyi hedeflerler. Sol iktidarlar ise daha çok ideoloji, insani yatırımlar üzerinde gelişmeyi hedefler. Bu da değerli ve önemli ama bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için temel refleks sağ iktidarlar. Daha sonra, tüm alt yapısını tamamlamış bir ülkede Sol refleksler öne çıkabilir. Tüm dünyada da bu şekilde gözlemlenmiştir. Avrupa ve dünyanın gelişmiş ülkelerinde de refleks tarzı budur. Türkiye'nin şu an için Sağ'ın pragmatizmine, Cumhur İttifakı'na ihtiyacımız var.
“HİÇBİRİNİN SÖYLEM VE EYLEMİ BENZER OLMAYACAK, YÖNETİMDE KRİZLERE YOL AÇACAK”
Sevginar SALİ: Bu argümandan yola çıkarsak Cumhur İttifakının karşısında olan Millet İttifakı içerisinde de yer alan 5 partiden önemli bir bölümü Sağ ideolojiye sahip. Bunu nasıl değerlendirelim peki?
Celalettin YAZICI: Evet, haklısınız ama Sağ pragmatizmini öne çıkardım, 6'lı masada çok farklı fikirleri ve uçların canlandırıldığını görüyoruz. Teorik olarak söylense de pratikte çok büyük sıkıntıların yaşanacağını düşünüyoruz. Hiçbirinin söylemi ve eylemi benzer olmayacak. Kaldı ki pratikte de onların önerdiği bir yönetim şeklinin demokrasiyle çok içselleşmediği, teamüllerle örtüşmediği görülüyor. 6'lı bir başka meclisi kurmaktan bahsediyorlar. Seçilen Cumhurbaşkanının aynı 6'lı masaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorlar. Teoride de çok mümkün olmayan bir hareket tarzı. Türkiye'yi yönetmekle ilgili krizlere yol açacağını düşünüyorum. Başka ülkelerde de bu denendi fakat başarılı olmadı.
“HALKIN YÖNETİME ORTAK OLDUĞU VE DENETLEDİĞİ BİR SİSTEMLE DEMOKRATİK KALİTEYE ULAŞABİLİRİZ”
Sevginar SALİ: AK Parti 2002 yılından beri iktidarda. Bu hiç mi güç zehirlenmesi, yozlaşmaya veya mental yorgunluğa sebep olmadı mı? Bir değişime ihtiyaç yok mu?
Celalettin YAZICI: Evet, bu söylediklerinizde haklısınız. Kısmen katıldığım noktalar da var. Yalnız bu sorun ne AK Parti ile başladı, ne de onunla bitecektir. Eğer siyasette dinamizmi, şeffaflığı özlüyorsak, bu iktidar değişikliği ile olmayacaktık. Bu, toplum katmanlarının talep etmesiyle olacak. Dünyada artık bir kahramana, kurtarıcıya ihtiyaçtan daha çok halkın yönetime ortak olduğu, denetlediği, hesap sorduğu, o seviyeye geldiği bir sistemle ancak demokratik kaliteye ulaşabiliriz. Endişeleriniz çerçevesinde baktığımız zaman Sağ da gelse, Sol da gelse çok fazla bir değişkenlik getirmeyecek.
“YETERİNCE İYİ YAPILAMAYAN KONULAR DA VAR”
Sevginar SALİ: AK Parti, iktidar şansını doğru değerlendirdi mi?
Celalettin YAZICI: AK Parti, 2002 yılından beri Türkiye'yi yönetiyor. Karşıtları da hizmetleri konusunda çok fazla muhalefet edemiyor. Yollar, köprüler konusunda çok başarılı. Biz söylüyoruz ama muhalifler de çok başarısızlığı sırf siyaset yapmak için söylüyor. Yeterince iyi yapamadığı konular da var. Abraham Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi gibi düşünün. Öncelikle temel ihtiyaçların giderilmesini amaçlar. Temel ihtiyacınız yol, su, barınmayken, hiyerarşinin en tepesinde yer alan kişisel gelişimdir. Türkiye henüz temel ihtiyaçlarını; alt yapısını, yolunu, insana hizmet kalitesini, kişi başı milli gelirini arttırmadan üst seviyedeki kuvvetler ayrılığı prensibi gibi sorunları yenmesi zor görünüyor.
“ALT YAPI YATIRIMLARININ YÜZDE 90'I TAMAMLANDI”
Türkiye'de 2002-2022 yılları arasında alt yapı yatırımının yüzde 90'ı tamamlandı. Türkiye üzerinde büyük bir kamburdu. Cari açığın en büyük nedenlerinden bir tanesiydi. Devlet anlamında şu anda yapılacak, eksik kalan çok büyük bir yatırım kalmadı. Yollar, köprüler, barajlar yapıldı.
“İKTİDAR BUNU YAPARSA DEVAM EDECEK”
Bundan sonra amaçlanması gereken, kişi başı milli gelirin yükseltilmek ve bunu toplumun her kesimine yaymak. İktidar bunu yaparsa zaten devam edecek, yapamazsa halk da bunun değerlendirmesini yapacak.
“HALKA GÜVEN VEREN BAŞKA BİR İKTİDARI GÖREMİYORUM”
Sevginar SALİ: 2023 ile ilgili seçim tahmininiz nedir?
Celalettin YAZICI: Cumhur İttifakının Cumhurbaşkanının kazanacağını düşünüyorum. Kaldı ki karşısında halka güven veren, ‘evet bu da bunun kadar Türkiye'yi yönetir' denen bir iktidarı ben de göremiyorum, sanırım şu anda, toplum da tatmin olmuş değil.
Sevginar SALİ: Dört yıldır İmar Komisyonu Başkanısınız. Dışarıdan baktığınız ve işin mutfağına girdiğinizde ne gibi farklar gördünüz?
Celalettin YAZICI: Mutlaka dışarıdan bakarak yaptığımız değerlendirmeleri, içeride farklı görme, öğrenme ve deneyimleme fırsatımız oluyor. Benim de bu şekilde gerçekleşti.
“SİYASET BENİM İÇİN BİR HEDEF DEĞİL”
Sevginar SALİ: “Haksız yere eleştirmişim”, “Burası çok zormuş ya da “Çok daha iyi yapılabilirmiş” tarzında tespitleriniz oldu mu mesela?
Celalettin YAZICI: Zaten siyasete girme nedenlerimden bir tanesi de yönetime olan eleştirilerimle alakalı. Her seçimde ismimiz geçmiştir. Uzun yıllar boyunca siyasetin dışında kalmayı tercih ettim. Siyaset benim için bir ana aks, bir hedef değil. O zaman için bir mecburiyet oldu. Öyle bir konjonktür oluştu ki başka tercihte bulunamazdım. Bu ideallerimi gerçekleştirebileceğim bir alan olarak görüyorum. Hala bu idealizm noktasındayım. Hayatımda bundan taviz vermedim. Varsa halka karşı bir sorumluluğum, yapabileceğim bir katkı, okyanusta bir damla ne kadar değerliyse, bu damla kadar varım. Siyasette başka hedefimiz yok.
“BAŞARILI BULUYORUM”
Sevginar SALİ: Cumhur İttifakı 4 yıllık sürecinde Silivri'ye ne ölçüde hizmet sağladı? Silivri, hükümet desteğini yeterince aldı mı?
Celalettin YAZICI: Kastettiğiniz başarıysa, zamana, mekana ve coğrafyaya göre bazı değişiklik gösteren aynı zamanda içinde kıyası da barındıran bir kavram. Zaman, mekan ve coğrafya açısından Silivri'yi değerlendirdiğimizde, geçmiş iktidarla kıyasladığımızda tabi ki ilçemizin yadsınamayacak kadar hizmet aldığını söyleyebilirim. Tabi ki başarılı buluyorum. Daha yapılması gerekenler de var.
Örneğin geçtiğimiz günler Silivri'de turizm ve kültür anlamında beklentilerimizi Bakanımızla paylaştık, o da iş dünyasından geliyor. Örneğin Silivri'nin iki yakasını bir araya getirecek çok değerli bir ulaşım yatırımı yapılacak. Bu yatırım hem siyasi konjonktürün, hem AK Parti'nin hem Belediye Başkanımızın çok büyük bir sinerjisiyle hayata geçirilecek.
Daha fazlası tabi ki yapılabilir. Bunun sonu yok.
Örneğin Yat Limanını çok önemsiyoruz. Silivri için çok değerli bir proje. Bürokratlarla görüşmeler yaptık. Bir süreç izleniyor. Silivri, İstanbul'un çeperlerinde bulunan bir ilçesi. Gelişmeler genellikle çekirdekten kovuğa doğru olur. Eğer direk çekirdekten direk çepere ulaşmak istiyorsanız burada yazlık alanları, cazibe alanları yapmanız gerekir.
“BİRAZ GEÇ DE OLSA ARTIK OLMASI ÇOK DEĞERLİ”
Sevginar SALİ: Silivri'nin iki yakasını birleştirecek proje biraz yavaş mı ilerliyor?
Celalettin YAZICI: İhalesi yapıldı, ön hazırlıklar devam ediyor. Zor bir proje. Ulaşım aksını da sekteye uğratmadan, vatandaşlara rahatsızlık vermeden yapılmalı. Ete kemiğe büründü. Biraz geç de olsa artık olması çok değerli.
“HALKIN ÇITASI YÜKSELTMEDEN, SİYASETİN ÇITASI YÜKSELMEZ”
Sevginar SALİ: Uzun yıllar, babanız Salih Yazıcı'dan dolayı siyaseti uzaktan takip ettiniz. Şimdi aktif olarak içerisindesiniz. Siyasette bir değişiklik var mı?
Celalettin YAZICI: Tabi ki, Türkiye demokratik serüvenini sürdürüyor. 1946'dan başlatırsanız eğer seçimleri, 1950'de realist seçimden bahsederseniz, bu Türkiye'nin siyasi kültürüne katkı oluyor. Yaşanmış yanlış tecrübeler de var. Bu tecrübeleri kayıp olarak değil, kazanım olarak kabul etmeli. Ben temelde halkın çıtasını yükseltmeden, siyasetin de çok fazla yükselteceğinden inanmayanlardanım. Demokratik standartları halkamız talep etmeli.
“FİKRİMİ SÖYLEMEDİĞİM YERDE OLMAM”
Sevginar SALİ: Siyasetçiler fikirlerini özgürce ifade edebiliyor mu? AK Parti'de siyaset yaparken Celalettin Yazıcı olabiliyor musunuz?
Celalettin YAZICI: Evet, bunun risklerin ve zorluklarının farkındayım. Parti içinde tüm eleştiriler, farklı fikirler söylenir. Ben de bunu söyleyenlerdenim. Bu değerlerimizle varız. Aksi takdirde ben ben olmam. Fikrimi söylemediğim yerde zaten olmam.
“PLANLAMA ANLAMINDA ÇOK BÜYÜK İLERLEMELER KAYDETTİK”
Sevginar SALİ: Silivri'nin imarı ne durumda peki? Çözüm yönünde mi, sorun noktasında mı?
Celalettin YAZICI: İmar konusu önemli tabi ki, aslında yapılaşma olmadan planlanması gerekmekte. Biz Türkiye'de, Silivri'de tersten yapıyoruz. Yapılaşmış bir alana plan yapmaya çalışıyoruz. Çok önceden yapılmış bir şeyi şu anda Cumhur İttifakı döneminde, Volkan Beyle planlama anlamında çok büyük ilerlemeler kaydettik. En somut göstergesi de yapı yasaklı alan olan Boğlucu Deresi bölgesi planlarını bitirdik. Kentsel Dönüşüm kapsamında binaları yıkılan insanlar, riskli yapılar ve arazisi olup da bina inşa edemeyenler vardı. Somut olarak bu konu hallolmuş oldu. Başka planlar da bekliyor. Bu çok uzun ve sıkı takip edilmesi gereken bir süreç. Bürokratik süreçlerin olduğu bir yöntem.
“SİLİVRİ ŞANSLI, PLANLI BÜYÜYOR”
Sevginar SALİ: Silivri en ciddi yapılaşmayı son 10 yıl içerisinde gördü. Sağlıklı ve kontrollü ilerleyebiliyor muyuz? İnşaat sektöründeki gelişmeleri de yakından takip eden biri olarak bu konuda ne söyleyebilirsiniz?
Celalettin YAZICI: Birçok ilçeye göre çok şanslıyız. Kum ve çimentoyu karıştırıp sadece bina yapılmıyor, aynı zamanda bir kültür inşa ediliyor. Yaptığınız binaların kalitesi, düzeyi, yorumuyla aslında siz oraya belli bir kültürü davet ediyorsunuz. Biz o bilinçle yapmaya çalışıyoruz. Sadece betonu ve demiri karıştırıp ortaya bir şey çıkarmak gibi sığ bir yaklaşım içinde değiliz. Böyle baktığınız zaman Silivri bence sosyo-kültürel anlamda alabileceği göçü alıyor, İstanbul'un bazı kötü örnekleri gibi değil. Planlı büyüyor. Ufak yerlerde zaten çok fazla imar sıkıntıları olamaz. Silivri'nin kendine göre yerel medyası, sosyal dinamikleri bu yapının bozulmasına izin vermez. Zaman zaman münferit örnekleri olsa bile genel anlamda planlaması güzel.
“BELEDİYENİN TAVRINDAN MEMNUNUM”
Sevginar SALİ: Hazine ve Orman arazileri üzerindeki kaçak yapıyla mücadele konusu, Başkan Volkan Yılmaz'ın takipleri ile çok ön plana çıktı bu dönem. Çok destek olan da, eleştiren de oluyor. Bu süreci siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Celalettin YAZICI: Bu konuda bize de başvurup Hazine ve Orman arazilerine kaçak yapı yapmış ve durdurulmasını rica edenler oluyor. Kamunun yeriyle ilgili onlara hiçbir şey yapamayacağımı söyleyerek, bu ricalarını defalarca reddettim. Düşünsenize bir insan kamunun yerini gasp ediyor, kaçak yapı yapıyor. Siyasetçi olarak kendine yakın bulduğu birinden de burayı korumasını istiyor! O vatandaşı bize getiren psikoloji ne? Bir insan böyle bir şeyi neden talep eder? Bu konuda belediyenin tavrından memnunum. Ben de gelenlere tavrımı söylüyorum.
“KENDİMİ MUTLU HİSSEDECEĞİM SİYASETTEN BAŞKA TERCİH ALANLARIM VAR”
Sevginar SALİ: Babanızın hayali olan milletvekili konusu aklınızdan geçiyor mu?
Celalettin YAZICI: Hayır. Babam hayatını ve geleceğini siyasete endekslemişti. Belediye Başkanı adayı, İlçe Başkanı oldu ve Milletvekili adayı oldu. Benim siyasetten başka tercih alanlarım var. Onlarda kendimi daha mutlu hissedeceğim. Siyaseti kızıl elma gibi görmüyoruz. Bu konuda ayrışıyoruz.
“POLİTİKAYI SOSYAL SORUMLULUK GİBİ GÖRÜYORUM”
Sevginar SALİ: Beş yıl önce ‘Meclis üyesi olacak mısınız' diye sorsam, yine çok net “Hayır” derdiniz sanki!?
Celalettin YAZICI: Evet, siyasetle ilgili çok net hayır demişliğim var. Kabul. Şartları, sorumluluk alma gereği hissettim. İş ve özel hayatımda da; talip olup bir aday olup, isteme yapımda ve kişiliğimde yok ama yaptığım işi sonuna kadar en iyi şekilde yapmayı hedeflerim. Politikayı sosyal sorumluluk gibi görüyorum. Hedeflenen, daha sonra olması gereken, bir yaklaşım tarzı yok. Yapanlara saygı duyuyorum. Ülkelerine faydalı olmak için bir yol seçmişler. Farklı alanlarda da kamuya faydalı olabiliriz. Bazen çok istemenin, insanı kendi değerlerinden uzaklaştıracağı kaygısını yaşıyorum. İç dünyamda böyle kaygı yaşamayı istemem.
“HER GİDİLEN YOLDA ‘EN İYİSİNİ NASIL YAPABİLİRİM' MANTIĞIM VAR”
Sevginar SALİ: İnşaattan sonra, eğitim sektörüne adım attınız başarılı da oldunuz derken siyasette de de üstlendiğiniz sorumluluğun hakkını nasıl verdiğinizi takip ediyoruz. Aynı zamanda çok da iyi bir aile babasısınız. Bu kadar farklı kimliği bir arada başarıyla taşımanın sırrını ne?
Celalettin YAZICI: Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ediyorum. O kadar da büyük bir başarı hikayesi olduğunu düşünmüyorum. Hatalarla dolu. Hayatım boyunca bu hatalarımdan sadece kazanımlar elde edebilirim. Hiç kimse mükemmel değil. Her yaptığım işte benim için önemli olan; ‘gidilen yolda en iyisini nasıl yapabilirim?' mantığı. İyiyi hedeflemek beni farklılaştırıyor. Hepsi benim tercihim. Hayat bize bazı seçenekler sunuyor. Bazılarını kabul ediyor, bazılarını etmiyoruz.
“ELEŞTİRİLERİN STANDARDI YÜKSEK OLURSA, BİZE DE YOL GÖSTERİCİ OLUR”
Sevginar SALİ: Hayal edelim, Silivri Belediye Meclisi'nden 5 kişilik bir grup kurmanız gerekiyor. Partileri kaldırıyoruz. “Şu, şu, şu… meclis üyeleriyle bu yola çıkılır” diyebileceğiniz kimler var şu an Silivri Belediye Meclisinde, hali hazırda birlikte görev yaptığınız?
Celalettin YAZICI: Diğer isimlere haksızlık yapmamak için tabi ki böyle bir beş kişilik liste vermem. Şu anda Silivri Belediye Meclisinde yüksek seviyeli insanlar var. Meclisin standartlarının ve kalitesinin daha yüksek olmasını isteyenlerdenim. Eleştirilerin de standardı daha yüksek olabilir, bize de yol gösterici olur.
Grubumuz açısından muhalefete nazaran eğitim seviyesi, demokratik yapı, kadın-erkek eşitliği açısından baktığımızda Cumhur İttifakı'nın önde olduğu açık.
“HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYİ DEĞERLİ BULAN ANLAYIŞA SAHİBİM”
Sevginar SALİ: Mecliste daha yakından ve farklı durumlarda gözlemleme şansımız oldu: ne yaşarsanız yaşayın nezaketi elden hiç bırakmamakla ilgili dikkat çekiyorsunuz?
Celalettin YAZICI: Teşekkür ediyorum. Karakterim gereği böyleyim. Her türlü eleştiriyi değerli bulan bir anlayışa sahibim. Övgüler benim için sadece hoş seda olarak var. Eğer biri farklı bir eleştiri sunuyorsa ve kaynağını sosyal tabandan alıyorsa, zekâ ve kamu çıkarı barındırıyorsa çok değerli bulurum. Anlamaya çalışırım.
Karşı tarafın söylemlerini evet zaman zaman çok haksız, yersiz, meclisin de yapısına aykırı bulduğum zamanlar oldu. Sonuçta kamuya mal olmuş, halk tarafından izlenen insanlarız.
“BUNDAN SONRAKİ SÜREÇLER GÜZEL OLACAK”
Sevginar SALİ: 2023 Yılıyla ilgili temenniniz nedir?
Celalettin YAZICI: 2023 yılı kesinlikle çok güzel olacak. Bundan sonraki süreçler de Türkiye için çok güzel yıllar olacak. Bunu temenni olarak değil, tarih süzgecinden değerlendirmesini yaparak söylüyorum. Milletimiz, mensubu olduğumuz devlet hattı, binlerce yıllık. Bunu ilk Türklerin kurucusu Metehan'a getirdiğimiz zaman, oradan 2020'lere gelmiş bir devletiz. Bu devlet her zaman bir yol bulmuş, kültürünü, medeniyetini, insanlığını dünyaya sunmuş. Bu süreç kişilerden de bağımsız. Dünyada bunu yapabilen, bir elin beş parmağı kadar ülkeler var. Biz de bunlardan bir tanesiyiz. Ülkemiz insanlarının çok fazla karamsar olmamalarını temenni ediyorum.