Zor zamanlar, insanın normal zamanlarının dışında bulunduğu, maddi ve manevi mahrumiyet ve sıkıntılarla mücadele ile geçen zamanları aklımıza gelir. Deprem, sel, yangın, kıtlık, salgın hastalık, kuraklık, iç karışıklık, savaş, ahlakı çöküntü, ekonomik kriz…
“ELBETTE ZORLUĞUN YANINDA BİR KOLAYLIK VARDIR”
Dünya devam ettiği müddetçe zor zamanlar yaşamaya devam edilecek ve insanoğlunun bu dönemlerde ayakta kalabilmek ve bu dönemleri en az zararla atlatabilmesi için özelde milletimizin genelde insanlığın maddi ve manevi birikim ve donanıma sahip olması gerekmektedir. Bizler biliyoruz ki dünya hayatı varlıkta ve zor zamanlarda Rabbimizin bizlere bir imtihan vesilesidir. Bizler imtihanlarla bu bilinçle mücadele etmeliyiz.
Rabbimizin İnşirah suresindeki müjdesi: “Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” (İnşirah suresi 5/6) Bu Fermanla her zorluğun meşakkatin arkasında bir refah ve huzurun olduğunu müjdelemektedir. Bizler birlik ve beraberlik içerisinde bütün dünya imtihanlarıyla başarılı bir şekilde mücadele vererek mutluluğa erebilme azmimizi daima zinde tutmalıyız. İnsanoğlu tabiatı itibariyle tek başına olduğunda zayıf, güçsüz bir varlıktır. Zayıf varlık olduğu için birbirinden destek görmek istiyor. Birbirinden destek alarak yeni bir güç oluşturuyor. “Bir elin nesi var iki elin sesi var” atasözü bu gerçeği özetliyor.
Karacaoğlan'ın dediği gibi: “Tek taştan duvar olmaz.” Duvar için taş, kum, çimento, su ve bunlara şekil veren usta lazım. Bizler insanlık olarak bu dünyanın kumuyuz, taşıyız, çimentosuyuz. Hep beraber bir araya gelerek amacımızı gerçekleştirmeliyiz. Hiçbir dert, sıkıntı, problem yoktur ki insanoğlu üstesinden gelmesin. Yeter ki birlik ve beraberlikle, azimle, Allah'ın izni ve inayetiyle, sabırla mücadele edelim.
BİRLİK OLDUĞUNDA ÇOK BÜYÜK İŞLER BAŞARIYORUZ
Birlik olduğunda çok büyük işler başarıyoruz. Millet olarak tarihimizde de bugün de insanlığı tehdit eden sorunlarla başarılı mücadele vererek dünyaya örnek olduğumuzu gururla söyleyebiliriz. Bugün dünyamızı tehdit eden covid 19 karşı da milletimizin her bir ferdi aynı azimle mücadele vermektedir. Evinde makinesi olan maske üreterek, meslek okullarımızın dezenfektan üretmeleri, kısa zamanda solunum cihazları üretebilmemiz, ülke ihtiyacını karşıladıktan sonrada yardım talep eden bütün ülkelere el uzatmamız bu milletin al-i cenaplığını gösterir. Devlet kurumlarımızın kısa zamanda sokağa çıkmayan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılama hususunda Vefa Sosyal destek grupları kurarak vatandaşların ihtiyaçlarını, “Biz bize yeteriz Türkiyem!” diyerek kendi yağımızla kavrulup tek vücut tek yürek olduğumuzu dünyaya bir kez daha gösterdik. Çünkü biz millet olarak inancımızın gereği Peygamber (a.s) buyurduğu gibi “ Birbirlerini sevmede birbirlerine merhamet etmede birbirlerine şefkatte müminlerin misali bir bedenin misali gibidir. Onda bir uzuv rahatsız olursa diğer uzuvlarda uykusuzluk ve hararette ona iştirak eder.” (Müslim birr/17)
Arzu ettiğimiz birliğin sağlanması insanların içten gelen karşılıksız bir duygu ile birbirlerini severek kardeşlik duygularını pekiştirmesi ile mümkündür. Kuvvetli bir rüzgârın önünde savrulan bir kum yığınını çimento ile yoğurduğumuzda oluşan beton nasıl sağlam olursa İslam kardeşliği ile milli ve manevi değerlerle yoğrulmuş toplumda tıpkı bunun gibi sağlam olur. Birliğimizi ve dirliğimizi bozmaya çalışan düşmanların arımıza sokmak istedikleri fitne ve fesat karşısında son derece uyanık ve tedbirli olmak zorundayız. Unutmayalım ki hepimiz aynı geminin yolcularıyız, aynı vatan toprağında yaşıyoruz. Kurtuluşumuz için tek çıkar yol içinde bulunduğumuz gemiyi hep birlikte korumak kollamaktır.
BİRLİKTE DİRLİK VARDIR
İslam dini ayet ve hadisler ile temellendirdiği kardeşlik bağıyla toplumda ilişkilerin sağlıklı ve düzgün olması hedeflenmiş ve aynı zamanda bunu imanla ilintilemiştir. Tek Allah'a, aynı Peygambere, aynı kitaba inanmış olan Müslümanlar her daim yekvücut tek yürek olmalıdır. “Birlikte dirlik vardır” ilkesine sarılmaları asla bölünüp parçalanmamaları öğütlenmiştir. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de: “Hep birlikte Allah'ın ipine (İslama) sımsıkı sarılın. Allah'ın nimetini hatırlayın.” (Ali-imran 103) emriyle bizleri bir beraber ve yekvücut olmayı emrediyor. Bölünüp parçalanmamızı ayrılığa düşersek güç ve kuvvetimizin yok olacağını ikazı ile bizleri uyarıyor.
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy
Girmeden bir millete tefrika düşman giremez
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez
Sen ben desin efrat, aradan vahdetti kaldır
Milletler için işte o zaman kıyamet
dizelerinde bu gerçeği açık bir şekilde ifade etmiştir. En temel asgari müştereklerde bir araya gelemeyen milletler kendi sonlarını hazırlamış olurlar. Huzur ve güven içerisinde yaşayabilmemiz için daima madden ve manen güçlü olmak zorundayız. Güçlü olmanın en önemli şartı milletçe dayanışma, birlik, beraberlik, kardeşlik, tek vücut, tek yürek olmaktır.
