CHP ile başlayalım mı? Görünürdeki sessizlik mevcut yönetimin ayakları altında kalan son zeminin de kaymasına sebep olarak görülebilir. Yerel seçim başarısızlığı, İBB başarısı ile unutturulabilirdi ama bu kadar yıpranmışlığın üzerine onarım ve iyileşmeden umudunu kesen kesene… İbre büyük bir hızla Mümün Koçoğlu'na doğru kayıyor. Kendiliğinden değil tabi… Koçoğlu, kiminle nerede, nasıl konuşacağını, örgütünün hassasiyet ve dinamiklerini çok iyi bilen bir isim. Hangi yoldan yürünmesi gerektiğini, nasıl mesafe alınması lazım geldiğini siyasi tecrübesi ve olgunluğu kendisine ziyadesiyle katmış. Çok akıllı siyasetçilerimizin, ne kadar basit hatalar yaptığını gözlemledikçe; marifetin akıllı olmakla bitmediğini, yeterli gelmediğini o aklı verimli ve doğru şekilde kullanma becerisinin şart olarak göz önünde bulundurmamız lazım geldiğini bu vesile ile söyleyelim.
Meclis Üyelerinin ilçe başkan adaylığı için bu görevlerinden istifa etme şartı seçimden 4 ay sonra olacak iş gibi haklı olarak kabul görmediğinden, Koçoğlu'nun Melih Yıldız ve Bora Balcıoğlu gibi rakipleri olmayacağını ama 2023'te iktidar hedefine ulaşmak için herkesin sıkı bir kenetlenmeyi meydana çıkartan bir oluşuma gerek duyduğunu da anlamak için fazlasına bile gerek yok ortalama bir akla sahip herkes bunu görür. (Niye bu zeka ve akıl işlerini bu kadar dilime doladım hiç bilmiyorum?!)
Özetle; Suna Göçengil mevcut çalışma ile olası bir kongrede şansını azaltırken, en güçlü rakibi olarak sıyrılan isim elini her geçen gün güçlendiriyor… Bunu yazarken Koçoğlu'na ‘kötülük', Göçengil'e ‘iyilik' yaptığımı anlamayacak olanlar var ise; onlara yapabileceğim hiçbir şey yok!
AK Parti… Mutlu Bozoğlu'nun yalnızlaşmış görüntüsü altında yatan sebepler kişisel tercihi mi, siyasi hezimeti mi inanın hiç fark etmiyor. Kalacaksa da veda eder gibi davranmaya son versin diyeceğim ama ne fayda… Bozoğlu'na tepkilerin bir kısmı ilginç şekilde Volkan Yılmaz'a yazılıyor bu ara… Güya Yılmaz, “Bozoğlu kalsın onu idare ediyorum, … kişiyle (daha güçlü birkaç AK Partili kişinin ismi veriliyor, değişik olarak) uğraşamam…” demiş! AK Parti kendi tabanına kimi ilçe başkanı atayacağını sormayıp Yılmaz'a soruyor ve dediğini yapıyorsa; öncelikle yeni belediye başkanımızı tebrik eder, AK Parti'ye girmiş olduğu çöküş yolunda kolaylıklar diliyorum... Şaka bir yana AK Parti'nin Silivri'deki hali hiç iç açıcı değil… AK Parti Milletvekilimiz Tülay Kaynarca'nın son dönem hızlandırılmış hamlelerini ‘Gönderilen arkadaşın yerine gelecek olanı bari bu kez bana sorsunlar da sonunda istediğim ilçe başkanını şu koltukta göreyim' izlerini okuyorum ve tabi ki İstanbul hezimeti faturasını hafifletme telaşını görüyorum...
Yılmaz'ın tarafsızlığı AK Parti tabanında ayrı bir hassasiyetle rahatsızlığa sebep olmakla birlikte herhangi bir sorunu çözecek, sıkıntıyı iyileştirecek herhangi bir iletişim kabiliyetinden yoksun ilçe başkanı durumun ittifakın büyük ortağı açısından çıkmazını derinleştiriyor.
Bence ittifak ortakları açısından Yılmaz'ın teşkilatları yönetecek ve yönlendirecek güçlü iradelere sahip olması belediye yönetim işini kolaylaştıracak. İlçe başkanı teşkilatı, belediye başkanı belediyeyi yönetmeye odaklanırsa daha sağlıklı bir işleyiş olur.
Sınır ve alan ihlali her durumda kaçınılmaz olarak ‘ölümle' sonuçlanır… Birinin ilçe başkanlığı diğerinin belediye başkanlığı gider! Herkes kendi işine odaklanır ve mevzilerini güçlendirirse kimsenin bir diğerine zarar olarak dokunması mümkün olmaz. Siz yeterince iyi olursanız, kimse sizi yerinizden edemez! Ama siz zayıf olursanız değil sakındığınız kişiler hiç ummadığınız yerlerden alacağınız darbeler ile yerle yeksan oluşunuz kaçınılmaz olur.
Dipnot: “AK Parti'ye hiç birşey yazmıyorsun, eskiden olsa neler yazardın” diye sitem eden pek sevgili okuyucularım... Yaşamayan bir insanın, bilgi ve becerileri üzerine yorum yapmaya zorlandığımı hissediyorum bu eleştirileriniz karşısında. Kaldı ki, kişisel olarak AK Parti'nin oluk oluk kan kaybetmesinden hiç rahatsız olamayacağım : ) Olanlar konuşsun beni yazmaya zorlamaktan daha kolay ve etkili olur inanın; eğer derdiniz partiniz adına sonuç almak ise gerçekten... Yoksa bakın keyfinize, işinize, gücünüze; bir parti gider, başkası bakarsınız daha iyisini gelir : ))
MHP… Zafer Yalçın, belediye başkanına seçim öncesi, esnası ve artık sonrasında uyum hususunda gerekli desteği sunduğuna göre teşkilatını güçlendirmeye gücünü odaklamalı artık. MHP'ye yönelik en bilindik ve kolay kurulan cümle “%4'lük MHP”… Belediye Başkan Adayının %48 oyla seçildiği bir ilçede ben MHP'nin ilçe başkanı olsam (olmayım, hatta Allah korusun da, empati anlamında kullanılan bir ifadeye yer verdiğim : ) aradaki farkı kapatmak için deli gibi çalışırım… Yılmaz'ın aldığı %48'lik oy MHP açısından bu kadar olmasa bile böyle bir potansiyelin var olabileceği işaretidir… MHP'nin 31 Mart seçimlerinde Yılmaz'a hiçbir zararının olmaması çok önemliydi ama sağlayabileceği fayda ilerleyen dönemler hesap edilerek bundan sonra çok farklı bir çalışma stratejisi geliştirilmeli. Adaylarının (Volkan Yılmaz) kişisel kredisinden faydalanarak iktidarla tanışan MHP buna layık olduğunu kanıtlamalı ki gerçekten göğsünü kabartarak Silivri'de, İstanbul'da gezsin!
Devam edeceğiz…
