Sevginar Sali

Yeni dönemin kare asları

İlk meclis toplantısı, bayram telaşı ve seçim sonrası rahatlama arasına denk geldiği için biraz gözden kaçtı. Bize anlattığı durumu idrak etmek için ilerleyen günlerde vaktimiz olacak ama ilk izlenim önemlidir diye üzerine birkaç kelam etmek isterim.
“Kadınlara öncelik” diyerek MHP'nin değişmeyen Grup Sözcüsü Sultan Aşkın ile başlayalım. Mizaç ve yaklaşımı gereği tam da yerini buldu bu dönem. Dünkü yazıma istinaden bir okuyucumun dediği gibi “Popülizmin hizmeti yendiği” noktada iktidar grup sözcüsünden, muhalefetin grup sözcülüğüne geçen Aşkın, önümüzdeki dönemde kuşkusuz yerel yönetim ve siyasetin temel dinamiklerinden biri olacak.
İktidarın önemli bir parçası olmak konusunda büyük emekleri olan MHP Grup Sözcüsü, iktidarda kabul görmesini güç kılan muhalif kimliği ile yeni konumunda oldukça rahat bir duruş ve sunuş vaat ediyor.
Bora Balcıoğlu'nun siyaset yaşantısı boyunca sergilediği ve belediye başkanlığının ilk zamanlarında muhalefeti alevlendirmek yerine iktidarına taraftar toplama kararlılığı, kendini hissettirse de ilk günlerinde inisiyatifi dışında gelişen ya da tökezleme emarelerinden sebep karşı cephenin değirmenine biraz su taşıdı.
Sultan Aşkın, seçimi kaybetmiş olmalarına karşın, partisinin güçlü iktidar referansları, donanımlı siyasi kimliği ve edindiği değerli yerel yönetim tecrübesi ile ilgiyle takip edilecekler arasında yerini aldı.

AK Parti'de Celalettin Yazıcı'nın yeni döneme farklı bir açılım ile girdiği hissediliyor. İttifaklarının tam olarak muhalefette geçmesi Yazıcı'nın siyasi duruşuna da, söylemine de olumlu yönde yansımış diyebilirim. Tam bir aktör olarak önümüzdeki dönemde meclis ve AK Parti saflarında Yazıcı'yı görmeye hazırlanabiliriz sanıyorum. “İktidar desen değil, muhalefet desen değil” ikilemi AK Parti'de sona erdi. Kişisel donanımı, duruşu, İlçe Başkanlığındaki güçlü pozisyonu, açıkça ortaya çıkarmaya fırsat yakaladığı siyaset ve de artık yerel yönetim tecrübesi, siyasi sorumluluklarına gelecek hedeflerini de ekleyen gerçek Celalettin Yazıcı'yı izleyeceğimizi düşünüyorum. Genel iktidar kozu Yazıcı'nın elini güçlendiren diğer bir faktör. Kişilik, iş insanı ve siyasetçi olarak en kıymeti özelliği ‘nezaketinin' de yeni konumunda hepimize daha da iyi geleceği kesin.
AK Parti deyince Salim Çavdar'a ayrı bir parantez açmak gerekir mutlaka. İlerleyen günlerde bunu daha iyi anlayacağımızı biliyorum.

CHP'nin, yerel iktidarın meclisteki Grup Sözcüsü Önder Çolak oldu. Bu seçim iktidarın daha ılımlı, toparlayıcı, ağır başlı olmayı benimsediğini hissettiriyor. Sürpriz bir karar diyebiliriz, ilk meclis için hiç de fena değildi. Mecliste en, hatta oldukça kalabalık bir grubun sözcülüğü konusunda Çolak'a başarılar diliyorum. İktidar olmanın rahatlığı ve grup kararlarının bağlayıcılığı ile biraz rahatlayabilir ama fazlası çok işine gelmez…
Yeni dönemin siyasi aktörlerinden söz edilirken CHP İlçe Başkanı İbrahim Kömür'ü de bu hesaba mutlaka katmak gerek. Konjonktürü, yerel seçim sürecini CHP gibi bir partide yönetebilmek kuşkusuz politik kabiliyet, çokça sabır ve olgunluk gerektirir. 31 Mart'ın açık ara en başarılı ilçe başkanı oldu kendisi; deyim yerindeyse gençlere taş çıkarttı. Buna rağmen koltuğunda rahatça zaferinin tadını çıkartabileceğini söylemek büyük bir iyimserlik olur. Zirvelerin ne yazık bazı yan etkileri var, yerinizde gözü olanların çokluğu gibi.
Yarın önceki ve şimdiki Belediye Başkanlarımızı da konuşuruz…

YORUM YAP