“Kendi hikayene tanımadığın kahramanlar koydun. O kahramanlar merdiveni çıktı ve gitti, senin hikayeni terk ettiler, sana sorma gereği bile duymadan. Bazılarını ise hayalinde kurduğun kahramana benzemedikleri için sen kovdun hikayenden. Bıraktıkları boşluğu, başka kahramanlar ile doldurdun bunca zaman. Şimdi ise kendi hikayenin kahramanı olmanın zamanı, çünkü baştan beri o boşluk seni beklemekte. Çünkü o boşluk senden başkasıyla dolamaz.
Geçmişin peşinden koştuğu, paçandan tuttuğu, ‘beni bırakma' diye bağırdığı bir süreçtesin. Çocukluk günlerinden, bugüne kadar gelen sen ile bugün olan sen arasındaki kapının kapandığı ve hangi tarafı seçmen gerektiğini bilmediğin bir yerdesin. Belki de ilk kez kendin için bir şey yapacağın, daha önce yapmaktan çekindiğin, çünkü sana ‘yapmaman' gerektiğini söyleyen kişilerle çevrildiğin, yapmaman gerektiğini söyleyen zihninin, korkularının olduğu ancak bugün hepsini yeneceğin yerdesin. Ailene suç buluyorsun belki, olduğun yeri hak etmediğini düşündüğün için, belki kendini yargılıyorsun. Bunların hepsi geride kalıyor. Kalmalı. Çünkü bugün kendin olma yolunda ilk günün.
Bugün geçmişe set çekeceğin, çevrene ‘ben aslında buyum' diyebileceğin, ‘beni kabul edip, etmemeniz artık umrumda değil' diyebileceğin, kendin olma gücünü kendinde bulabileceğin, sırtını dayadığın bütün güven duvarlarını terk edeceğin, konfor alanından çıkacağın, önünde duran korku engellerini yıkacağın yerdesin. Biliyorum, önünde duran ‘acaba?' sorusu hala en büyük korku duvarın. ‘Acaba bu benim için iyi mi olacak?', ‘Acaba bu bir hata olur mu?' Acaba.. Acaba.. Acaba.. Bu acabalar bitmiyor ve ertelemelerin sonu gelmiyor. ‘Yarın başlayacağım' dediğin her şey yerinde duruyor, çünkü senin yarının ancak sen karar verdiğinde yarın olacak. Çünkü ‘an' da verdiğin kararların yarın için bir hükmü yok. Çünkü ‘yarın' senin korkularını tekrar aktif edecek. Bu bir kısır döngü ve ancak sen karar verdiğinde kırılacak. Baştan sona.
‘Katlan. Biraz daha katlan...' diyecek zihnin, belki düzelir. Belki düzelirsin. Hangi bahanelerin ışığında kendinden ödün veriyorsun? Hangi katlanışın sonucunda mutlu olduğunu gördün? Kime katlanmak zorundasın? Yermelere, küçük görmelere? Başka hikayelerde yan rol oynamalara? Başka hayatları memnun etmelere? Kendin gibi hissedememelere? Neye katlanmak zorundasın? Tutunduklarına.. ‘Ama o bensiz yapamaz..', ‘Onlar bensiz yolunu kaybeder..', ‘Onlar bana muhtaç?'...
Kendin olamadığın yerde, başkalarının gücünü az görüp, kendini onların kurtarıcısı mı yapıyorsun?
Kendi hikayende kahraman olmadığın için, başka hikayelerin kahramanı olarak kendini mi avutuyorsun?
Kurtarıcı olmaktan çıkacağın bir süreç; bu seni özgürleştirecek ve onları güçlendirecek...”
Devam edecek
*Yiğit Penguen